Medeniyetin Sınırlarını Zorlamak
Evrenin uzak köşelerinde zeki ve gelişmiş uzaylı medeniyetlerin olabileceği düşüncesi, herkesi hem tedirgin eden hem de heyecanlandıran bir düşünce. Peki eğer uzaylı medeniyetler varsa, neye benziyor olabilirler?
İnsan, kafasını kaldırıp gökyüzünde gördüğü ışıkların ne olduğunu hayal etmeye başladığı günden beri yaşadığı yerde yalnız olmadığına dair kuvvetli bir hisle dolu. Bunu binlerce yıl önceden beri anlatılan hikayelerde, mitlerde, duvar resimlerinde, kitabelerde görüyoruz.
Son yüzyılda bilimde yaşanan çağ atlatan gelişmeler ve evrene bakış açımızın aldığı halle birlikte, artık ‘bu koca evrende yalnız olamayız’ düşüncesi oldukça kuvvetlendi. Çünkü evrenin büyüklüğünü daha iyi anlamaya başladık. Hal böyle olunca da, ‘ya bir yerlerde bizim gibi ya da daha gelişmiş medeniyetler varsa?’ diye sormaya başladık. Bu soruyu cevaplamak içinse ‘gelişmiş medeniyet’ kavramının sınırlarını belirlememiz gerekti. Kardaşev Ölçeği, tam olarak bu tanımı getirdi. Gelin birlikte Kardaşev Ölçeğinin ne ifade ettiğine ve gelişmiş medeniyetlerle ilgili olası senaryolarına göz atalım.
Makaleye devam etmeden önce belirtmek istediğim bir nokta var. Metnimi hazırlarken bilgi aldığım ve notlarımı derlediğim bir video var. Onu da buraya bırakmak istiyorum:
https://www.youtube.com/watch?v=baDsXqNbdBA
Öncelikle Kardaşev Ölçeği Nedir?
Kardaşev Ölçeği, ilk olarak 1964 yılında Sovyet astronom Nikolay Kardaşev tarafından geliştirilen ve evrende var olabilecek medeniyetleri ürettikleri ve kullandıkları enerji miktarına göre tanımlayan bir sistem diyebiliriz. Dayandığı mantık ise en basit haliyle şöyle; bir medeniyetin geliştikçe daha fazla enerjiye ve daha fazla yere ihtiyacı olacak. Haliyle de sürekli genişleyecek ve kendine yeni enerji kaynakları arayacak.
Bu sisteme göre evrendeki medeniyetler üç kategoride inceleniyor. Tip 1 – Gezegensel Medeniyetler, Tip 2 – Yıldızsal Medeniyetler ve Tip 3 – Galaktik Medeniyetler. Bu üç medeniyet türü, etraflarındaki enerji kaynaklarını ne kadar geniş kapsamda kontrol edip kullanabildiklerine göre ayrışıyor.
Evrendeki olası medeniyet senaryolarına bakış
Tip 1 – Gezegensel Medeniyetler
Kardaşev Ölçeği’ne göre Tip 1 olarak anılan Gezegensel Medeniyetler, yaşadıkları gezegen üzerindeki tüm enerji kaynaklarını kontrol edip kullanabilmektedir. Kardaşev yazdığı 1964 tarihli makalede bu medeniyetleri ‘teknoloji seviyesi olarak Dünya’ya yakın’ olarak tanımlamıştır.
Bu tanımlamaya göre henüz insanlık olarak Tip 1 medeniyet bile değiliz ve olabilmemiz için de mevcut enerji üretimi miktarımızı neredeyse 100 bin kat artırmamız gerekiyor. Yani daha epey yolumuz var. Fakat yine de kabaca hayal etmemiz gerekirse, insanlığın gelişmişlik seviyesi için gelecekte hayal ettiğimiz teknolojilerin pek çoğuna sahip; bizden daha gelişmiş bir tür hayal edebiliriz. Ayrıca tabii ki bu türün yaşadığı gezegeni yok olma noktasına getirmemiş olması da gerekiyor… İnsanlığın bu seviyeye önümüzdeki 100-200 yıl arasında bir sürede gelmesi bekleniyor.
Tip 1 medeniyetler ya da bizim gibi henüz Tip 1 olamasa da o yolda ilerleyen medeniyetler, Samanyolu Galaksisi’sinde de bulunabilir. Ancak Tip 1 medeniyetler evrende neredeyse görünmezdir ve etki alanı kendi gezegeniyle sınırlıdır. Dolayısı ile eğer bir yerlerde varlarsa da, bulmamız şimdiki koşullar altında epey zor görünüyor.
Tip 2 – Yıldızsal Medeniyetler
Sıra geldi Tip 2 olarak anacağımız Yıldızsal Medeniyetler’e. Tip 2 medeniyetler için Kardaşev tarafından yapılan tanım ‘kendi yıldızının tüm enerjisini kullanabilen’ bir medeniyet. Tip 1’i tekrar düşünecek olursak; bir tür kendi gezegenindeki tüm enerji kaynaklarını kullanmayı öğrendikten ve muhtemelen tüketme noktasına geldikten sonra; sırada ona en yakın ve en büyük enerji kaynağı olan; kendi sisteminin yıldızı gelebilir. Ayrıca bir medeniyet geliştikçe daha fazla enerjiye ihtiyaç duymanın yanında daha fazla ‘yayılmak da’ isteyecektir. Yani bir medeniyetin bu türden bir gelişme yolu seçmiş olması oldukça muhtemel.
Tip 2 medeniyetler bunu yaparken, yine 60’lı yıllarda teorik fizikçi Freeman Dyson tarafından ortaya atılan ‘Dyson küresi’ benzeri bir yapı inşa etmeyi seçebilir. Bu örnek, Kardaşev tarafından kendi makalesinde de verilmiştir ancak bu yalnızca Tip 2 medeniyetlerin yapabileceklerini kavrayabilmemiz adına verilmiş bir örnektir. Oldukça gelişmiş bir medeniyet olan Tip 2, pek tabii kendi güneşinin enerjisini olabilecek en yüksek verimle kullanmanın başka bir yolunu bulmuş olabilir.
Peki Dyson küresi nedir? Dyson küresi, teorik fizikçi Freeman Dyson tarafından sunulan ve bir medeniyetin uzayda ilerleyebileceği en olası senaryolardan biri için çözüm sunan bir ‘proje’. Buna göre eğer akıllı bir medeniyet artık epey gelişmişse bir sonraki adım daha fazla yere yayılmak ve daha fazla enerji elde etmek olacak. Bunu yapmak için de merkezdeki yıldızdan elde edebileceği tüm enerjiyi yakalamak isteyecek. Ardından da merkezdeki yıldızın yörüngelerinde dönen ve oldukça sık yerleştirilmiş özel platformlar geliştirecek. Böylece sonsuz bir enerji kaynağı elde etmiş olacak ve büyümesi de hızlanacak.
İşte Kardaşev’in tanımladığı Tip 2 medeniyetin ‘eğer mümkünse’ böyle bir projeyi yapabilecek seviyeye gelmiş olması gerektiği düşünülüyor. Böylece Tip 2 medeniyet, kendi yıldız sisteminin tamamının kontrolünü de ele geçirmiş olacak.
Yani Tip 2 için, insanlığın gelecekte Mars’tan Uranüs’e, Ay’dan Güneş’e; kendi sistemimize ait tüm kaynakları kontrol altına aldığını; bu sistemi kontrol etmek için gereken tüm gelişmeleri tamamladığını düşünün. İşte Tip 2 medeniyet olmak, tam olarak böyle bir şey. Şimdilerde bize en yakın gezegenlere uzay araçları gönderip incelemeler yapmak için bile ne kadar büyük bütçelerle ve zamanla yarıştığımızı düşünürsek, Tip 2 medeniyetlerin gelişmişlik seviyesini daha iyi anlayabiliriz.
Tip 3 – Galaktik Medeniyetler
Kardaşev’in kaleme aldığı makalede tanımladığı son medeniyet türü; kendi galaksisinin tüm enerji kaynaklarını kontrol edebilen bir tür haline gelmiş olmak. Bizim için bu türden bir gelişmişliği algılamaya çalışmak epey zor. Çünkü bırakın kontrol edip enerjisini sömürmeyi; henüz kendi galaksimiz olan Samanyolu Galaksisi hakkındaki bilgilerimiz bile oldukça sınırlı.
Fakat düşünün ki, bir medeniyet çok gelişmiş teknolojiler ile ve bilimde geldiği noktayla çoktan kendi Güneş Sistemi’ni kontrol altına almış; sınırsız enerjisi var. Böyle bir medeniyet için farklı yıldız sistemleri arası seyahat, çok daha ‘basit’ bir hale gelmiş olabilir. Örneğin Dünya ile Plüton arasında seyahat etmek gibi bir şeye dönüşmüş olabilir. Yani her ne kadar çok fazla zaman alsa ve kaynak gerektirse de, imkansız değildir.
Böylece bu gelişmiş Tip 2 medeniyet, daha gelişmiş olma yolunda farklı yıldız sistemlerini ziyaret edecek, kolonileşecek ve en sonunda da Tip 3 olabilmek için kendi galaksisindeki tüm sistemleri kontrol altına alıp enerjisini ve kaynaklarını kullanabilir hale getirmiş olacak.
Bu türden bir medeniyetin sahip olduğu teknolojileri hayal etmek bile çok zor. Çünkü nihayetinde yıldızlar arası seyahat edebilen ve bunu ‘kolay’ yapabilen; tüm galaksiye hükmeden bir türden bahsediyoruz. Belki de karanlık maddenin gizemlerini çözmüş, bizim bildiğimizden bambaşka fizik kurallarıyla hareket ediyor olabilirler. Işıktan hızlı hareket etmenin yolunu bulmuş da olabilirler.
Kardaşev’in tanımladığı akıllı uzaylı medeniyet ‘tiplerine’ göz attığımıza göre biraz da her bir türden medeniyet ile karşılaşma olasılığımızı konuşalım.
Tip 1, Tip 2 ve Tip 3 medeniyetlerden herhangi biri mevcutsa, nasıl oluyor da hala tanışmamış olabiliyoruz? Bu da yarın ele alacağım makalenin konusu olacak. Gelişmelerden haberdar olabilmek için beni takip etmeyi unutmayın lütfen.
Makale içeriğinde bahsettiğim Dyson Küresi hakkında yazdığım makle:
https://www.bulbapp.io/p/896c3790-9285-4deb-a139-0bb7f3c53c14/dyson-sphere-gnee-hkmetmek