Yeşilçam'ın En Efsanevi Oyuncuları
Kemal Sunal
Ali Kemal Sunal (10 Kasım 1944 İstanbul - 3 Temmuz 2000, İstanbul), Türk televizyon, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Oynadığı karakterlerle önemli çıkış yakalayan Kemal Sunal, Türk sinema tarihine damga vuran oyunculardandır.Tiyatro ile sanat hayatına başlayan sanatçı, Ertem Eğilmez'in kendisini fark etmesiyle sinema filmlerine yönelmiştir.
İlk amatör tiyatro oyunu, Vefa Lisesi'nde okurken rol aldığı "Zoraki tabip"tir. Kenterler, Ulvi Araz, Ayfer Feray ve son olarak Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda profesyonel olarak rol aldıktan sonra Ertem Eğilmez'in kendisini fark etmesiyle, 1972 yılında Tatlı Dillim filminde rol alarak sinemaya ilk adımını atmıştır.
Filmlerinde oynadığı "iyi, saf adam" rolleriyle beğeni kazanmıştır. Sanatçı, komedi filmleri ağırlıkta olsa da, dram türündeki filmlerde de rol almıştır. Oynadığı filmlerdeki karakterlerin genel özelliği haksızlıkların karşısında duran, iyiliği ve saflığı yüzünden başına sürekli iş açılan, zekasıyla kötülerle mücadele eden ve insanlara doğru yolu gösteren, daima "gülen" adamdır. Kendisini "çok az konuşan, çok soğuk bir adamım" diyerek tanımlayan Kemal Sunal'ın sinema izleyicileri tarafından benimsenmesi ve sevilmesinin en büyük sebeplerinden birisi, filmlerin çekildiği dönemlerde yaşanan sosyolojik-sosyo ekonomik ve siyasi gelişmelerin filmlerinde yer almasıdır. Zamlar, insanları dolandıran kişiler, geçim sıkıntısı, işsizlik, göç ve töre gibi konuların sinemasında işlenmiş olması, filmlerine birçok anlam daha kazandırmaktadır.
Aldığı Ödüller
1977 14. Antalya Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu
1998 35. Antalya Film Festivali Yaşam Boyu Onur Ödülü
1989 2. Ankara Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu
Türkan Şoray
Türkan Şoray, 28 Haziran 1945’te İstanbul’da doğdu. Babası devlet demir yollarında memur, annesi ise ev hanımıydı. Baba tarafı Kabartay Çerkezlerindendir, anne tarafı Selanik göçmenidir. Nazan ve Figen adında iki kız kardeşi vardır. Ailesi ekonomik sıkıntılar yaşadığı için sık sık ev değiştirdi. Türkan Şoray, ilkokulu Rami Taş Okulu’nda başladı, Feriköy İlkokulu’nda bitirdi. Fatih Kız Lisesi’ne gitti ancak ortaokuldan sonra okulu bıraktı.
Türkan Şoray, sinemaya 15 yaşında adım attı. Karagümrük’teki ev sahiplerinin kızı olan Emel Yıldız ile bir film setine giden Şoray, yapımcı Türker İnanoğlu’nun dikkatini çekti. İlk filmi Köyde Bir Kız Sevdim’de Baki Tamer ile başrol oynadı. Bu filmdeki başarısı ve güzelliği ile Yeşilçam’ın en çok konuşulan isimlerinden biri oldu.
Türkan Şoray, 1964 yılında Acı Hayat filmiyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Bu ödül onun ilk sinema ödülü oldu. Ardından pek çok filmde rol aldı ve ünü arttı. Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Filiz Akın ile birlikte Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncası olarak anıldı.
Türkan Şoray, 1983 yılında tiyatro oyuncusu Cihan Ünal ile evlendi. Bu evlilikten Yağmur adında bir kızları oldu. Ancak çift 1987 yılında boşandı. Türkan Şoray, 1991 yılında devlet sanatçısı seçildi. 2010 yılında UNICEF Türkiye iyi niyet elçisi oldu.
Ödülleri
1964: 1964 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Acı Hayat
1968: 1968 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Vesikalı Yarim
1972: 5. Altın Koza Film Festivali - En başarılı kadın oyuncu, Mahpus
1972: 1. Altın Kelebek Ödülleri, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü
1973: Moskova Film Festivali (Rusya) - Özel Ödül, Dönüş
1978: Taşkent Film Festivali - Uluslararası Aytmatov Kulübü Geleneksel Ödülü (Selvi Boylum Al Yazmalım) 1987:
1987 Antalya Altın Portakal Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu (Hayallerim, Aşkım ve Sen) 1990: 2. İzmir Film Festivali - Altın Artemis Onur Ödülü 1991: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı
1992: 8. Bastia Akdeniz Sinemaları Festivali - En İyi Kadın Oyuncu, Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu
1994: 6. Ankara Uluslararası Film Festivali - Emek Ödülü
1994: 1994 Antalya Altın Portakal Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu, Bir Aşk Uğruna
1996: 15. Uluslararası İstanbul Film Festivali - Sinema Onur Ödülü
1999: Roma Film Festivali - Büyük Ödül
1999: 2. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali - Kadın Yönetmen Ödülü
2000: Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi - Zirvedekiler 2000 Ödülü
2001: Akademi İstanbul - Yılın En Başarılı Sanatçısı Ödülü
2009: Sadri Alışık Ödülleri - onur Ödülü
2013: Engelsiz Yaşam Vakfı - Türk Sineması Üstün Başarı Ödülü 2013: 11. Türk Film Festivali - Onur Ödülü
Tarık Akan
Tarık Akan, 13 Aralık 1949 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Asıl ismi Tahsin Tarık Üregil. Babasının memurluğu sebebiyle Anadolu‘da büyüdü. Denizi ilk kez on altı yaşında gördü. Albay rütbesinde bir subay olan babası Yaşar Bey’in görevi nedeniyle Erzurum Dumlupınar İlkokulu’nda başladığı ilkokulu Kayseri’de bitirdi ve babasının emekliliğinden sonra ailesiyle İstanbul Bakırköy’de yaşamaya başladı. Gündüzleri kâğıt işportacılığı yaparak geceleri Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Yüksek Mühendisliğinde okumaya başladı.
Sinemaya geçmeden önce bir süre düğün salonlarında müdürlük; Ataköy Plajında cankurtaranlık, sandal kiraya verme, bilet karaborsacılığı ve işportacılık yaptı. Tarık Akan, 1970 yılında Ses dergisinin artist yarışmasına‚ üçüncü bile gelsem beş bin lira alırım umuduyla girdi, ama birinci oldu. Bu yarışmayı kazanınca Makine mühendisliğini bıraktı. Gazetecilik Yüksek Okuluna girdi. 1971’de ilk filmi olan ‘Solan Bir Yaprak Gibi’yle kamera karşısına geçti ve Tarık Akan adını aldı.
1979'da zorunlu askerlik görevini yedek subay olarak Denizli’de tamamlayan Tarık Akan, 1970-1975 tarihleri arasında yılda 12 filmde rol alarak Yeşilçam’ın en parlak günlerinde yer aldı. Emel Sayın’la ”Mavi Boncuk”ta Hülya Koçyiğit’le ”Sev Kardeşim”de, Hale Soygazi ile ”Gece Kuşu Zehra”da oynadı ve ”Hababam Sınıfı” ile Türk sinemasının unutulmazları arasına girdi. Akan, daha sonra ”değişirken yok olmayı” göze aldı ve mesajı olan filmler yapmaya karar verdi. Bu kararın ilk ürünü “Nehir”i Cüneyt Arkın’la birlikte oynadığı ”Maden”, ”Sürü”, ”Yol”, ”Kanal” gibi politik filmler takip etti.
Gülşen Bubikoğlu
1954 yılında İstanbul'da doğdu. Fatih Kız Lisesi'ni ve LCC kursunu bitirdi. 1973 yılında düzenlenen geleneksel Ses Dergisi artist yarışmasına katıldı.İlk elemelerden itibaren dikkatleri üzerinde toplayan bu yıldız adayı yarışmanın rakipsiz favorisi olarak göz dolduruyordu. Bu yıldız adayına, ortak işletme kuran, Erler Film - Türker İnanoğlu, Arzu Film - Ertem Eğilmez, Akün Film - İrfan Ünal ilk seçmelerden sonra göz koymuşlardı. Yıldız olacağına mutlak gözüyle bakılan bu adayın, yalnız kendi işletmelerinde çalışmalarını istiyorlardı.
Ses Dergisinin her yıl düzenlediği bu yarışmada sekiz büyük film yapım şirketi, 3 kadın, 3 erkek oyuncu adayını seçerdi. Birinci seçilen kadın ve erkek oyuncu adayının bu sekiz yapımcıya iki yıl süre ile birer film yapma mecburiyeti vardı. Bu yüzden Gülşen Bubikoğlu birinci seçilirse bu sekiz firmaya film yapma zorunluluğu doğuyordu. Diğer seçici yapım şirketleriyle film yapmaması için Bubikoğlu birinci seçilmemeliydi. Seçim gizli oyla yapılıyordu, 3 ortak yapım şirketi (Erler Film - Türker İnanoğlu, Arzu Film - Ertem Eğilmez, Akün Film - İrfan Ünal) Bubikoğlu'na 10 üzerinden 1 verdiler. Oylar açıldığında 55 oyla Necla Nazır birinci seçilmişti. Gülşen Bubükoğlu ikinci seçilmişti. Bu sayede, sadece bu 3 yapım şirketi ile daha yüksek ücretle kendisiyle film yapacaktı ama Gülşen Bubikoğlu'nun bunlardan haberi yoktu.
Bubikoğlu, 1974 yılında Türker İnanoğlu ile birlikte kimseye haber vermeden, yalnızca bir kaç aile dostu huzurunda Kemal Utku'nun evinde evlendiler.Türker İnanoğlu ile evlendikten sonra Gülşen Bubikoğlu Erler Film'in bir numaralı kadın yıldız oyuncusu oldu ve çevirdiği filmlerle güldürüye, drama, duygusal ve hareketli filmlere yatkınlığını göstererek hem seyircinin büyük beğenisini kazandı, hem de Türk sinemasının yıldızları arasında özel bir yer edindi.
Şener Şen
Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, seslendirme sanatçısı. 26 Aralık 1941, Adana doğumlu. Asıl adı Ali Haydar Şen olup, babası Türk sinemasının önemli karakter oyuncularından olan Ali Şen’dir. Bakırköy Ortaokulu’nda okudu ve İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. Gençlik yıllarında işportacılıktan dolmuş şoförlüğüne kadar çeşitli işlerde çalıştı. Orta sınıftan ve taşra kentlerinden gelerek İstanbul’un gecekondu semtlerine yerleşen insanlara kadar, her türlü insan malzemesini yakından tanımak, bu çevrelerde çeşitli maceraları gözleme fırsatını buldu. Bir süre ilkokul öğretmenliği de yaptı. 1967 yılında, tiyatro sanatçısı Ergun Köknar’ın desteğiyle girdiği İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda, on üç yıl çalıştı.
Tiyatro oyunculuğu yaşamına Yeşil Sahne’de amatör olarak sahneye çıkarak başlamıştı. Yeşilçam’da, uzun yıllar seslendirme çalışmaları yapmanın yanı sıra, çeşitli filmlerde küçük rollerde gözüktü. Sinemaya ilk adım attığı bugünlerde figüranlık dahil her işi yaptı. Beş yıl boyunca o kadar küçük rollerde oynar ki, bazen filmlerde sadece dans etmek ya da başrol oyuncusundan dayak yemekle yetindi. Yapımcı yönetmen Ertem Eğilmez’in keşfettiği bir sinema oyuncusu olarak, ilk kez, Rıfat Ilgaz’ın romanından sinemaya uyarlanan “Hababam Sınıfı” filminde, beden eğitim öğretmeni “Badi Ekrem” tiplemesi ile dikkatleri üzerine çekti (1975). Aynı filmde İnek Şaban tiplemesi ile ün yapan Kemal Sunal ile müthiş bir ikili oluşturdu. O yıllarda büyük gişe gelirleri sağlayan Kemal Sunal’ın oynadığı güldürülerde yeri doldurulamayacak bir karakter oyunculuğu sergiledi. Rol aldığı “Süt Kardeşler”, “Şabanoğlu Şaban”, “Tosun Paşa”, “Kibar Feyzo” (1978), “Çöpçüler Kralı” ve “Davaro” (1981) adlı filmler ile artık seyircinin sevdiği bir oyuncu durumuna geldi. Kemal Sunal ve İlyas Salman ile oluşturduğu ikili ve üçlü oyunculuk tiplemelerinin öne çıktığı güldürü filmlerinin ardından, Almanya’da tiyatro çalışmaları yaptı (1980-82).
Şener Şen’in başrol oynadığı ve yıldızının asıl parladığı ilk film ise “Şalvar Davası” (1983) adlı yapımdır. Peşi sıra yine başrol oynadığı, Başar Sabuncu’nun senaryosunu yazdığı “Namuslu” ile o güne kadar çizdiği tiplemelerin dışında bir karakter ile seyircinin karşısına çıktı. Namuslu bir yurttaşın kara mizah öyküsünü anlatan bu film büyük başarı sağladı. Nesli Çölgeçen’in “Züğürt Ağa”sında yoksullaşmış, temiz yürekli bir köy ağasını; “Milyarder” de, piyangodan büyük ikramiye kazanan dar gelirli bir memuru; “Muhsin Bey” (1987)’de, şarkıcı olma heveslisi bir gence (Uğur Yücel) menajerlik yapan babacan ve duygulu bir karakteri başarı ile oynadı
Ödülleri
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Çöpçüler Kralı) (Antalya Film Festivali, 1978)
En İyi Erkek Oyuncu (Muhsin Bey) (24. Antalya Film Festivali, 1987)
En İyi Oyuncu (Valencia Film Festivali, 1997)
En İyi Oyuncu (NTV Televizyonu, 1997)
Yaşam Boyu Onur Ödülü (41. Antalya Film Festivali, 2004)
En İyi Erkek Oyuncu Ödülü (Gönül Yarası, Antalya Film Festivali,2005)
Sadri Alışık En İyi Oyuncu Ödülü (10. Sadri Alışık Kültür Merkezi, 2005)
Onur Ödülü (İzmir Sinema Burada Film Festivali, 2006)
Üstün Meslek Başarı Ödülü (Marmara Rotary Kulübü, 2006-07)
Filiz Akın
Filiz Akın, 2 Ocak 1943’te Ankara'da doğdu. Annesi Ankaralı kadın terzisi Habibe Leman Şaşırmaz, babası Afyonlu hakim Bekir Sami Akın’dır. Annesi baba tarafından Arnavut, babası ise anne tarafından Çerkestir. Annesinin ikinci evliliğinden kızkardeşi Günseli doğdu. Anneannesi olan Halime Hanımın öz babası Atatürk’ün şifrecisi, üveybabası da Atatürk’ün kalem müdürü olup Atatürk kıyafet seçiminde zevkine güvendiği için zaman zaman Halime Hanımın fikrini alırdı. Filiz Akın 3 yaşına kadar babası hakim Sami Beyin görev yaptığı Beypazarı’nda yaşadı. 5.5 yaşında ilkokula başladı. İlköğrenimini Ankara, Kızılay'da bulunan Sarar İlkokulu'nda tamamladı.7 yaşındayken annesi ile babası ayrıldı.
Filiz Akın TED Ankara Koleji ve DTCF Arkeoloji bölümünde okudu. Artist mecmuasının düzenlediği yarışmayı kazanarak oyunculuğa başladı(1962). İlk filmi Akasyalar Açarken 'dir. Kolejli Kız, Yankesici Kız gibi "kız"lı filmlerle ünlendi. Sinemada özellikle romantik ve batılı kız rollerini canlandırdı. Yönetmen-yapımcı Türker İnanoğlu, Bubi Rubinstein ve MİT müsteşarı Sönmez Köksal ile evlilikler yaptı. Türker İnanoğlu ile olan evliliğinden, daha sonra tüm sinema severlerin tanıyacağı, Yumurcak adlı seri filmlerinin başrol çocuk oyuncusu İlker İnanoğlu doğdu. Bir dönem Türkiye'nin Paris sefiresi oldu.
Filiz Akın, lise arkadaşı Oya San’ın annesinin ısrarı ile Artist mecmuasının düzenlediği yarışmaya resmini gönderdi ve 1962 yılında birinci oldu.Ancak ödülün kendisine Akasyalar Açarken filminde oynarsa verileceği söylenince vazgeçti. Dergi yöneticileri ve filmciler kendisini ikna etmek için İstanbul'dan Ankara'ya geldiler ancak ikna olmadı. Fakat Memduh Ün de Ankara'ya kadar gelip ısrar edince kabul etti. İşi ve üniversiteyi bırakıp annesiyle birlikte İstanbul’a geldi. Kendisine yardımcı olan derginin yöneticilerine ve Memduh Ün’e güven duyması sinemaya başlamasına yardımcı oldu. Anlaşmayı imzaladı ve 1962 yılında ilk filmi olan “Akasyalar Açarken”i Göksel Arsoy’la birlikte çektikten sonra prodüktörler kendisine bütün yılını dolduran bir program hazırladılar.
Ödülleri
1971 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Ankara Ekspresi
Kadir İnanır
İnanır, yatılı olarak okuduğu İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nin ardından Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon Bölümü’nü bitirdi. 1969 yılında katıldığı bir yarışmada 1.lik ödülü alan ardından çeşitli foto-romanlarda oynayan İnanır, buradan da sinemaya geçiş yaptı. İlk filmi olan “Son Yedi Adım Sonra”da yer aldıktan kısa bir süre sonra, başrollerde oynamaya başladı. Toplam 182 sinema filminde ve 7 televizyon dizisinde rol alan İnanır’ın en uzun soluklu dizisi Marziye adlı yapım oldu.
5. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde Utanç (1973) adlı filmle En İyi Erkek Oyuncu seçilen Kadir İnanır, başrollerini Fatma Girik, Serpil Çakmaklı, Nur Sürer, Erdal Özyağcılar ile paylaştığı 1985 yapımı Yılanların Öcü adlı Şerif Gören filmiyle ise 23. Antalya Film Şenliği’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülününün sahibi oldu. Kadir İnanır, 1990’da Med Cezir Manzaraları adlı film ile 3. Ankara Film Şenliği’nde de En İyi Erkek Oyuncu dalında ödülün sahibi oldu.
Son dönem Türk sinemasında 2000 yapımı Komser Şekspir adlı Sinan Çetin filminde yeralan ünlü oyuncu, 24 yıl aradan sonra 2003 yılında Gönderilmemiş Mektuplar adlı filmde Türkan Şoray’la yeniden biraraya geldi. Uzun yıllar birbirine yakıştırılan ikili, bu filmle de büyük ilgi topladı.
Kadir İnanır son olarak, Memduh Ün ve Tunç Başaran’ın yönettiği, Fatma Girik ile birlikte başrollerini paylaştığı, 2005 yapımı Sinema Bir Mucizedir adlı yapımda oynadı.
Cüneyt Arkın
Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır'dır. Cüneyt Arkın, 8 Eylül 1937 tarihinde Eskişehir'in merkezine bağlı Karaçay köyünde doğdu. Babası Kurtuluş Savaşı'na katılmış Hacı Yakup Cüreklibatur'dur. Aslen Nogay Türkleri'ndendir. Eskişehir Atatürk Lisesi'nde öğrenim gören Arkın, 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu.
Memleketi Eskişehir'de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy'un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ'in dikkatini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve civarında doktorluk yaptı. 1963 yılında Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir süre iş arayan Arkın, 1963'te Halit Refiğ'in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve 2 yıl içinde 30 kadar film çevirdi. 1964 yılında oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın'ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi. Bu dönemde İstanbul'a gelen Medrano Sirki'nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi.
Kısa sürede avantürlü filmlerin en çok aranan isimlerinden biri haline geldi. Kariyeri boyunca westernden komediye, macera filmlerinden toplumsal filmlere değişik türlerde filmler çekti. 12 Mart dönemi sırasında, 4. Altın Koza Film Festivali'nde (1972) jürinin ilk oylamasında Yılmaz Güney'i Baba filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçmesine rağmen daha sonra siyasi baskılarla Güney'in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın'ı en iyi erkek oyuncu seçti. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti. Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç'ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zamanla bir kült film haline geldi. 1980'li yıllarda Ölüm Savaşçısı, Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990'lı yıllarda polisiye dizilere yöneldi.
Münir Özkul
Münir Özkul, İstanbul Erkek Lisesi mezunudur. Sanat hayatına henüz lise öğrencisiyken 1940 yılında Bakırköy Halkevi'nde tiyatro ile başladı. Bir süre İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne ve Edebiyat Fakültesi'nin sanat tarihi bölümüne devam etti.
1948'de Ses Tiyatrosu'nda sahnelenen "Aşk Köprüsü" oyunuyla profesyonel oldu. Daha sonra Muhsin Ertuğrul'un yönetimindeki Küçük Sahne'ye geçti.Bu dönemde John Steinbeck'ten Fareler ve İnsanlar (1951), John Millington Synge'den Babayiğit, George Axelrod'dan Yaz Bekarı (1954), John Patrick'ten Çayhane (1955) gibi oyunlarda oynadı. Daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları'nda (1958-59), Ankara Devlet Tiyatrosu'nda (1959-60) ve Istanbul Aksaray'daki Bulvar Tiyatrosu'nda arkadaşlarıyla kurduğu kendi topluluğunda (1960-62) çalıştı. 1963-67 arasında çeşitli topluluklarla turnelere çıktı; zaman zaman sahneden uzak kaldığı dönemler oldu. Sahne aldığı özel tiyatrolarda Sadri Alışık, Cahit Irgat, Nevin Akkaya ve Şükran Güngör gibi oyuncularla çalıştı. 1978'de yeniden Şehir Tiyatroları'na döndü. 1983-84'te, daha önce kendi topluluğunda (1961) sahneye konan ve büyük ilgi gören, Jean Anouilh'in "Generalin Aşkı" oyunuyla Dormen Tiyatrosu'nda sahneye çıktı. 1980'lerin ortalarında Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular topluluğuna katıldı, aralarında "İstanbul'u Satıyorum"un da yer aldığı dört oyunda rol aldıktan sonra sahnelere veda etti.
Özkul 1968'de Altan Karındaş topluluğunda oynanan Sadık Şendil'in Kanlı Nigar oyunundaki rolüyle İlhan İskender Armağanı'nı kazandı. Gene bu başarısı üzerine İsmail Dümbüllü, Kel Hasan'dan devraldığı 50 yıllık simgesel kavuğu Özkul'a verdi (Özkul bu kavuğu 1989'da Ferhan Şensoy'a devretti.). Daha önce de oynadığı Haldun Taner'in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1978) oyunundaki rolüyle Avni Dilligil (1978), Ulvi Uraz (1979), İsmet Küntay (1979) ve İsmail Dümbüllü (1980) ödüllerini kazandı. Özkul 1950'lerden itibaren sinemada da rol almaya başladı. İlk dönem filmlerinden dikkat çekenleri Edi ile Büdü, Balıkçı Güzeli ve Kalbimin Şarkısı'dır. 1965'ten sonra sinemada canlandırdığı karakterlerle övgü topladı.
Ödülleri
1967 İlhan İskender Armağanı Kanlı Nigâr oyunuyla
1972 9. Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Karakter Oyuncu Ödülü Sev Kardeşim
1991 Dümbüllü Ödülü
1997 Altın Kelebek Ödülleri Onur Ödülü
1999 Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü "Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü"
2004 37. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri Onur Ödülü
2006 Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülü
2014 18. Afife Tiyatro Ödülleri, Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü
2015 T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü.