Sümerler
Sümerler
Sümerler, Mezopotamya'nın en eski ve en önemli medeniyetlerinden biridir. Sümerler, günümüz Irak'ın başkenti Bağdat'tan Basra Körfezi'ne uzanan geniş bir coğrafyada yaşamışlardır. Sümerler, bataklıkları kurutarak ve sulama kanalları inşa ederek "su adamı" veya "suyu denetleyen adam" anlamına gelen Sümer adını aldılar. Yazı, matematik, astronomi, tarım ve şehircilik gibi alanlarda birçok uygarlığı etkilemişlerdir.
Sümerlerde Kent Devletleri
Tanrılara adanmış tapınak kompleksleri ve rahip krallar tarafından yönetilen Ur, Uruk, Lagash ve Nippur gibi şehir devletleri, Sümer uygarlığının temelini oluşturmaktaydı. Bu şehir devletleri zamanla siyasi ve ekonomik güç merkezleri haline gelmiştir. Sümer medeniyetinin gelişmesinde en büyük rolü Uruk oynadı. Hızla gelişen ticaret sayesinde Uruk, krallarını ve tanrılarını diğer kent devletlerine kıyasla daha itibarlı bir hale getirdi. Sümer mitolojisinde Uruk kent devletiyle ilgili birçok anlatı yer alır. Bunlardan en önemlileri Gılgamış Destânı ve Uruk Destânıdır. İkisi de Uruk kent devletini konu almıştır. Nippur ve Lagash kent devletlerinin kazılarında ise binlerce tablet bulunmuştur. Sümerlerin bir diğer önemli kent devleti olan Eridu, aynı zamanda bazı araştırmacılar tarafından Sümerlerin ilk yerleşim bölgesi olarak da öne sürülmektedir. Bu araştırmacılara göre Sümerler, Eridu'dan başlayarak tüm Sümer ülkesine yayılmışlardır. Ur, Sümerlerin önemli şehir devletlerinden biriydi. Fırat Nehri'nin kıyısında kurulmuş olan Ur, erken dönemlerde nehirden aldığı suyla besleniyordu. Fakat zamanla Fırat'ın yatağının değişmesi Ur'da yaşamı zorlaştırdı. Bazı araştırmacılar ise tufanın da etkisiyle Ur'da yaşamın tamamen sona erdiğini savunuyor.
Sümerlerde Tanrı Anlayışı
Sümerler, her biri doğanın farklı bir gücünü veya yönünü temsil eden çok sayıda tanrıya inanıyordu. Bu tanrılar, insan biçiminde ve insani duygulara sahip olarak tasvir edilirdi. Tanrılar insan şeklinde tasvir edilmiş olsalar da bazı tanrısal güçler atfedilmiştir. Tanrılar insanlardan farklı olarak ölümsüz ve ejder ,aslan, yılan gibi şekillerle tasvir edilmiştir. Sümerlere göre kent tanrıları ziggurat denilen yapılarda yaşar, buradan kentin yönetimini sağladığına inanılmaktaydı. Sümer dininde her varlığın bir tanrısı bulunmaktaydı bu durum yüzünden her tanrı eşit seviyede önemli görülmüyordu. Tanrılar atfedilen nesnenin niteliğine göre önemleri değişmektelerdi. Sümer dinine göre yazgıyı belirleyen yedi tanrının önemi diğer tanrılara göre daha üst konumdaydı. İnsanın kaderi, ölüm , tarım , hava , su gibi unsurlar yazgıyı belirleyen yedi tanrının (An, Enlil, Enki, Ninhursag, Nanna-Sin, Utu, İnanna) kontrolü altındadır. An olarak isimlendirilen tanrı gökyüzü tanrısıdır. Tanrılar arasında en önemli konumda olan Ana Tanrıların Babası olarak da isimlendirilmiştir. Enlil olarak isimlendirilen tanrı hava tanrısıdır. Babası An’ın bölgedeki etkisi azaldıktan sonra onun yerini geçmiştir ve baş tanrı unvanını almıştır. Enki Yer altı sularının tanrısı olarak isimlendirilmiştir. Sümer dinine göre tanrılar bazen meselelerini halletmek için amaçları yolunda hile yapabilmektedir. Enkide bu özelliğinden dolayı kurnaz tanrı Enki olarak bahsedilmiştir. Ninhursag tanrıların annesi olarak tasvir edilir. Bir çok tanrı ve tanrıçanın onun çocuğu olduğu söylenir hatta mezopotamyada çoğu kral ninhursag tarafından emzirildiğini söyleyerek merkezi otaritesini güçlendirmiştir. Nanna-Sin sümerlerin ay tanrısıdır. Utu olarak isimlendirilen tanrı güneş tanrısıdır. Hukuk , kanunlar ve düzen Utunun sorumluluğu altındadır. Bereket ve aşk tanrıçası olan Inanna, kutsal evlilik geleneğinin oluşmasında rol oynayan en önemli tanrıçadır. Sümerlerde üç bine yakın tanrı olduğu düşünülmektedir. Bu tanrıların büyük çoğunluğunun özellikleri tam olarak bilinmemektedir.
Sümerlerde Eğitim
Sümerliler, gözlemledikleri her şeye saygı duymuş, onu yüceltmiş, gerektiğinde ona kutsal bir anlam yüklemiştir. Sümerlerde eğitim-öğretim, ailede başlar, tapınaklarda sürer ve sonradan özel hale gelecek okullarda devam ederdi. Eğitim sistemi, çocuklara önce okuma yazmayı öğretmek, sonra onları devlet işlerinde başarılı olacak şekilde yetiştirmek için tasarlanmıştı. Bu sistem günümüz eğitim sistemine oldukça benzemektedir. Sümerlerde eğitim, günümüzdeki gibi zorunlu bir olgu değildi. Aileler, çocuklarını okula göndermek veya göndermemek konusunda özgürdü. Ancak, eğitimli olmanın birçok avantajı vardı. Eğitimli insanlar daha iyi işlere sahip olabilir, daha yüksek maaş alabilir ve toplumda daha saygın bir yere sahip olabilirlerdi. Bu nedenle, Sümer toplumunda yaşayan ailelerin çoğu, çocuklarının bu avantajlardan yararlanabilmeleri için onları okula göndermeyi tercih ediyordu. Sümer okullarında matematik, edebiyat, astronomi, tıp, madencilik, tarım ve müzik gibi çeşitli disiplinler öğretiliyordu. Sümer okullarında erkek öğrenciler ağırlıktaydı, kız öğrencilerin eğitime katılımı ise oldukça sınırlıydı. Sümerlerdeki eğitim sistemi kendilerinden sonra gelen Mezopotamya halklarının eğitim sisteminde rol model olmuştur.
Sümerlerin Yıkılma Süreci
MÖ 2000'lerde kuzeyden gelen kavimlerin saldırıları Sümer ülkesini yıpratmış ve bağımsızlığını korumasını imkansız hale getirmiştir. Elamlar, Akadlılar, Asurlular ve Amoriler gibi farklı kavimler tarafından işgal edilen Sümer ülkesi üzerinde siyasi egemenlik kurmayı başaran kavim ise Akadlılar olmuştur. Sümerler, şehir devletleri halinde yaşamaları dolayısıyla hiçbir zaman siyasi birlik kuramadılar. Bu durum, Mezopotamya'daki diğer uygarlıklar karşısında zayıf kalmalarına neden oldu. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre, Sümerlerin yıkılışında tuzlaşmanın rolü vurgulanmaktadır. Bu çalışmalara göre, Tufan neticesinde toprak tuzlaşmış ve tarımsal verim düşmüştür. Bu durum, Sümerlerin ekonomisini ve toplumunu zayıflatarak yıkılışlarına katkıda bulunmuştur.