"D" Grubu: Türk Resminde Bir Atılımın İzleri
Cumhuriyet dönemi, Türk sanatında çağdaşlık ve atılımın en belirgin izlerini taşıyan bir zaman dilimidir. Özellikle Cumhuriyet'in onuncu yılı, sanat alanında gerçekleşen devrimlerle birlikte büyük değişimlere sahne olmuştur. Bu dönemde, sanat dallarında çağdaş ve atılımcı yenilikler destek bulmuş, önemli bir taraftar kitlesi edinmiştir.
Türk resminde modern bir atılımın gerçekleştirilmesi amacıyla 1933 yılında Nurullah Berk, Cemal Tollu, Abidin Dino, Elif Naci ve Zeki Faik İzer tarafından "D" Grubu kurulmuştur. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, Sanayii Nefise Birliği ve Müstakil Ressam ve Heykeltraşlar Birliği'nden sonra kurulan bu grup, kendilerini alfabenin dördüncü harfi olan "D" ile adlandırmışlardır. 1947 yılına kadar faaliyet gösteren bu sanatçılar, düzenledikleri sergilerle toplumun ve diğer sanatçıların ilgisini çekmeyi başarmışlardır. 15 resim sergisi düzenleyerek, gruba katılan diğer sanatçıları da tanıtan "D" Grubu, bu süre zarfında önemli etkinliklere imza atmıştır.
Halil Dikmen, Salih Urallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu gibi önemli ressamların da katıldığı "D" Grubu'nun sözcülüğünü Nurullah Berk üstlenmiştir. Ayrıca gazeteci Fikret Adil'in yazılarıyla desteklediği grup, İstanbul'da canlı bir sanat ortamının oluşmasını sağlamıştır. Basında "D" Grubu'nun Avrupa'dan modern resim sanatını taşıdığı vurgulanmış, ayrıca "D" Grubu öncesi resim sanatının önemsiz olduğu görüşleri de yer almıştır. Bu durum, sanatçılar arasında kuşak çatışmalarına sebep olmuştur.
"D" Grubu'nun birçok üyesi, daha önce 1928'de kurulan Müstakiller grubunun içinde yer almıştır. Ancak Müstakiller'in ortak bir sanat anlayışına sahip olmaması ve birçok farklı akımı bünyesinde barındırması, "D" Grubu'nun karşı çıktığı temel konular arasında yer almıştır. "D" Grubu üyeleri, Türk sanatının çağdaş Avrupa sanat akımları doğrultusunda gelişmesi gerektiğine inanmış, izlenimci teknikleri reddetmiş ve kompozisyonu kübist ve konstrüktivist anlayışlardan esinlenerek sağlam bir düzen ve yapı üzerine oturtmayı amaçlamışlardır.
"D" Grubu sanatçıları, 1933 üniversite reformu sonrasında akademi kadrolarında yer almış ve bu görevleri, birçok öğrencinin eğitiminde önemli rol oynamıştır. "D" Grubu, Türk resim sanatında en etkin ve başarılı grup hareketidir. Ortak yaklaşımlarına rağmen, grup üyeleri ortak bir üslup geliştirmemiş ve 1947 yılından sonra dağılmış, her biri kendi resim anlayışında çalışmalarını sürdürmüştür.
"D" Grubu'nun Türk resminde gerçekleştirdiği bu önemli atılım, Türk sanatının çağdaşlaşma sürecinde kritik bir dönemeç olarak kabul edilmektedir. Grubun etkileri, Türk resim sanatında uzun vadeli ve kalıcı bir etki bırakmış, birçok sanatçıyı etkileyerek gelecek nesillere ilham kaynağı olmuştur.
Bu şekli nerden mi aldım burdan; https://sanatokuma.blogspot.com/p/d-grubu.html
Son olarak bakın tanıdık biri;
"23 Mart 1913 tarihinde dünyaya gelen Abidin Dino, 106. doğum gününde anılıyor. Google, ünlü ressam Abidin Dino'nun doğum gününe özel bir Doodle haırladı ve anasayfasına taşıdı. Çok yönlü bir kültür adamı olan Abidin Dino'nun, yakın arkadaşı olduğu ünlü şair Nazım Hikmet ile arasında geçen diyalog gündeme geldi. Peki, Abidin Dino kimdir? İşte merak edilenler...
"BANA MUTLULUĞUN RESMİNİ YAPABİLİR MİSİN?"
Abidin Dino, Nazım Hikmet ve çok sevdiği eşi Vera, Paris'te bir otelde kalmaktadır. Nazım Hikmet 'Saman Sarısı' şiirini burada yazmıştır. Nazım Hikmet'in eşine ithafen yazdığı "Saman Sarısı" adlı şiirinin içinde Abidin Dino'ya çağrılarda da bulunmaktadır.
Nazım Hikmet, "Saman Sarısı" adlı uzun şiirinin ortalarında Abidin Dino'ya soruyordu:
"Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?"
Abidin Dino, Nazım Hikmet'in sorusuna karşılık yazdığı şiirinin son mısrasında şu sözlere yer vermişti.
"Buna da ne tual yeterdi; ne boya...""
bunu nerden aldım; burdan