Tıbbın Etik Temeli: Hipokrat Yemini

7pej...ayBT
29 Jan 2024
23


Adını Hipokrat’tan alan bu ünlü tıp yemini, tıp fakültesi mezunlarının mesleklerinin başında ettikleri yeminin temelini oluşturmaktadır. Peki, adını aldığı ünlü Yunan doktor Hipokrat, gerçekten de bu yeminin sahibi midir?



Hipokrat Kimdir?

Hipokrat, antik çağın ünlü Yunan hekimlerinden biridir ve tıbbın babası olarak kabul edilir. M.Ö. 460 ile M.Ö. 370 yılları arasında yaşadığı düşünülen Hipokrat, tıp alanında önemli katkılarda bulunmuş, modern tıbbın temelini oluşturan birçok prensibi ortaya koymuştur.

Hipokrat, insan vücudunun doğal süreçlerini ve hastalıkları anlamak için gözlemlere dayalı bir yaklaşım benimsemiş ve bu da tıp biliminin temelini oluşturmuştur. Ayrıca, Hipokratçı Geleneği olarak bilinen bir tıbbi öğreti ve etik anlayışı geliştirmiştir.


Hipokrat, ismiyle özdeşleşmiş olan Hipokrat Yemini'nin atfedildiği kişi olarak bilinir, ancak bu yeminin doğrudan kendisine ait olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir.

Hipokrat'ın adıyla anılan, ünlü Hipokrat yemini de dahil olmak üzere yaklaşık 60 tıbbi belge günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu belgeler sonunda Hipokrat Külliyatı olarak bilinen bir koleksiyonda toplanmıştır. Hipokrat bu metinlerin hepsini kendisi yazmamış olsa da makalelerin onun felsefelerinin bir yansıması olduğu kabul edilmektedir.


Hipokrat Külliyatı Nedir?

Hipokrat Külliyatı, Hipokrat'a atfedilen ve genellikle onun çalışmaları olarak kabul edilen bir dizi tıbbi eseri ifade etmektedir. Antik dönemde, birçok eser Hipokrat'a atfedilmiş olsa da bu eserlerin gerçek yazarı veya yazarları kesin olarak belirlenememiştir.

Külliyat içindeki eserler, tıp alanında çeşitli konuları ele almakta ve antik dönem tıbbının temellerini oluşturmaktadır. Bu eserler, tanımlanmış hastalıklar, tedavi yöntemleri, tıbbi gözlemler ve etik ilkeler üzerine odaklanmaktadır. Ancak, günümüze ulaşan metinlerin tamamının Hipokrat'a ait olduğu konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu eserler arasında "Hava, Su ve Yerlerin Tanımlanması" gibi eserler bulunur. Bu eserler, dönemin tıbbi bilgisini, hastalıkların doğal sebepleri üzerine düşünceleri ve tıp uygulamalarını içermektedir.

Hipokrat Külliyatı, tıp tarihinde önemli bir yerdedir ve antik çağ tıbbının temelini oluşturur. Bu eserler, tıp eğitimi ve pratikleri için referans noktaları olmuş ve tıbbın gelişimine katkıda bulunmuştur.


Hipokrat Yemini Nedir?

Tıbbın temel taşlarından biri olarak kabul edilen Hipokrat Yemini, yüzyıllar boyunca tıp eğitimi alan pek çok hekim ve öğrenci için bir etik kılavuz olmuştur. Bu yemin, tıp mesleğinin etik değerlerini, hasta-hekim ilişkisini ve mesleki sorumlulukları vurgulayan önemli bir belgedir.

Hipokrat Yemini, genellikle tıp öğrencilerinin mezuniyetlerinde ya da hekimlik mesleğine başladıklarında edindikleri bir yemin metnidir. Yeminin içeriği, genellikle hastaların iyiliği, gizliliği, adaleti, mesleki saygınlığı ve hekimin mesleki sınırları gibi konuları kapsar. Hekimlerin insan yaşamını koruma, hastalarını tedavi etme ve onların refahı için çalışma yönünde söz verdiği bir metindir.



Günümüzde, Hipokrat Yemini'nin tam anlamıyla uygulanıp uygulanmadığı ve modern tıp yöntemleriyle ne kadar uyumlu olduğu konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Bazıları, zamanla değişen tıbbi ve toplumsal formlara uyum sağlayacak şekilde yeminin düzenlenmesi gerektiğini savunurken, diğerleri geleneksel yeminin temel değerleri korunmalıdır düşüncesindedir. Ülkemizde Hekimlik Andı isimli bu metin mezuniyet törenlerinde okutulmaktadır.


Aşağıda verilen Hipokrat Yemini'nin metni Francis Adams (1849) tarafından Yunancadan yapılan bir çeviridir. Klasik bir versiyon olarak kabul edilir ve modern tıp uygulamalarındaki değişikliklere uyacak şekilde sık sık gözden geçirilen ve düzenlenen modern versiyonlardan farklıdır. Bugün bu yemin kullanılmamaktadır. 

“Hekim Apollon, Asklepius, Higiya, Panacea üzerine ve bütün Tanrı ve Tanrıçaların huzurunda yemin ederim ki, yeteneğim ve gücüm elverdiğince bu and ve sözleri tutacağım:


Bu sanatta hocamı babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım, ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim, çocuklarına kardeşim gibi bakacağım ve öğrenmek isterlerse bu sanatı ücretsiz öğreteceğim; ilaç reçetelerini, şifahi bilgileri ve diğer bilgileri sadece ve sadece kendi evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekimlik kurallarına uygun sözleşmeyle bağlı ve and içmişlere öğreteceğim.


Yeteneğim ve hakimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim.

İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim.


Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım.


İç organlarındaki taşı keserek almayı, hastalığı çok açık olan hastalarda bile, işin ehli olanlara bırakacağım.

Hangi eve girersem gireyim, bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan kaçınarak, sadece hastaya yardım için gireceğim.


Gerek sanatımın icrası sırasında gerekse insanlarla gündelik ilişkideyken edindiğim bilgileri ortalığa saçmayacağım, bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.


Bu yemine sadık kalırsam hayatımı ve mesleki uygulamalarımı insanların tümünden ve her zaman saygı görerek mutlulukla sürdüreyim, ama ona ihanet eder ya da çiğnersem tam tersini yaşayayım.” 


Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to umutcandan

0 Comments