Yılan Kalesi - Adana
Toros Dağları’nı aşarak Antakya’ya giden tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Yılan Kalesi, Orta Çağ’da Çukurova'nın Haçlı işgali döneminde Bizanslılar tarafından yapılmıştır. Anavarza, Tumlu ve Kozan Kaleleri gibi ovadaki diğer kaleleri de görüş alanının içine alan kalenin sekiz yuvarlak burcu vardır. Kalenin güneyinde yer alan nizamiye kapısından itibaren taş basamaklı merdivenlerle teraslara çıkılmaktadır. Kilise ve sarnıcı bulunan kalenin garnizonu en üst bölümde yer almıştır. Sarp kayalar üzerine yapılmış olan kalenin önemli bir sanat değeri vardır.
Yılan Kale Efsanesi
Rivayetlere göre mitolojik bir hayvan olan Şahmeran, bu kalede yaşamıştır. Nitekim Seyahatname’ de de kale içinde çok sayıda, hatta sürüler halinde yılanların olduğundan, yılan ısırmasından helak olan kişilerden ve boynuzlu, ensesi tüylü bir yılanın varlığından söz edilir. Bir başka rivayete göre ise kalenin içi sütle beslenen yılanlarla doludur. Sütle beslenen bu yılanlar, günün birinde sütsüz kalacak ve kaleden çıkıp Misis’e inerek orada yaşayan insanları sokarak öldürecekmiş.
Eski adı Govara (Kovara) olan kaleye, yörede Şahmeran efsanesinin geçtiği yer olarak kabul edilmesinden dolayı, ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi 17'nci yüzyılda Şahmeran Kalesi adını vermiştir. Daha sonra Yılan Kale adını alan bu yapı, son derece zeki biçimde tasarlanan ve yerleştirilen sağlam surları, burçları, kale meydanına üç kapıdan sonra ulaşılabilmesi ve kapıları birbirine bağlayan portatif merdivenleri ile fethedilmesi zor bir kale olmuştur.
Atilla Andırın
Yapı üzerinde Bizans, Haçlı ve Ermeni onarımlarına ait duvar kalıntıları göze çarpmaktadır. Ermeni onarımları pervaz, pencere ve kapı üstü tonozlarında kendini gösterir. Bu onarımları belgeleyen bir Ermeni yazıtı da yapı üzerinde mevcuttur.