Ağa Muhammed Şah Kaçar’ın Azerbaycan’a Seferi

DKj5...Lu8M
26 Jan 2024
21


1778’de, İran’da otuz yıla yakın hâkimiyet süren Kerim Han Zend’in vefatından sonra, Zendiye sülalesi fertleri arasında saltanat mücadelesi ortaya çıktı. Bu sırada Mehmet Hasan Han Kaçar’ın oğlu Ağa Muhammed Han, Şiraz’da rehin olarak tutulmaktaydı. Zend’in ölümünden sonra Ağa Muhammed Han şehirden kaçırılarak, Tahran’da yakın adamları tarafından 1779 yılında tahta çıkarıldı. Kirman’da hâkimiyet iddiasıyla ayaklanan Lütfü Ali Han Zend’i mağlup edip Kirman halkını kılıçtan geçiren Ağa Muhammed Han, diğer rakipleriyle mücadeleye başladı. O, 1788’de Fars ve Şiraz’da kendi yönetimine karşı güçleri ortadan kaldırdıktan sonra, Azerbaycan Hanlıkları ile ilgilenmeye başlamıştır. 1785 yılında kendini Şah ilan eden Ağa Muhammed Şah Kaçar, ilk önce tüm Hanlara ve Dağıstan hâkimlerine fermanlar göndererek kendisine tabi olmalarını önerdi.



Hiçbir Hanlığın kendine tabi olmadığını gören Ağa Muhammed Şah Kaçar, 1795 yılının ilkbaharında büyük bir ordu ile Gürcistan, Revan, Talış ve Karabağ’ı almak için Tahran’dan yola çıktı. Biraderi Ali Kulu Han’ı Revan’a gönderdi. Kendisi Talış’ı aldıktan sonra Karabağ’a doğru ilerlemeye başladı.


İbrahim Halil Han, Kaçar’ın geldiğini duyar duymaz, Karabağ ahalisinin bir kısmını Gürcistan’a, bir kısmını da Şirvan’a gönderdi. Karabağ’ın güneyinde, Aras nehri üzerindeki Hudaferin köprüsünü yıktırarak Karabağ ve Dağıstan askerlerinden oluştan 15.000 kişilik ordusuyla birlikte Şuşa kalesine çekildi. İran ordusu Karabağ topraklarına girerek Şuşa kalesini kuşattı. Şiddetli çarpışmalara rağmen, Şuşa alınamadı. Tam otuz üç gün sonra Kaçar tarafından kuşatmaya son verilerek, Tiflis üzerine gitmeye karar verildi. Hareketten önce İran ordusu, dinlenmek amacıyla Karabağ’ın Ağdam bölgesine çekilerek bir ay bekledi.


İran ordusu Gürcüleri kolayca mağlup ederek Tiflis’e girdi. Dönemin kaynaklarına göre Kaçar, Tiflis’de taş üstünde taş koymayıp, Gürcistan’ı sözün tam anlamıyla talan etti. İran ordusu elde ettiği hayli ganimet ve 20.000 kişilik esirle birlikte kışlamak için Muğan’a geldi. Ağa Muhammed Şah Kaçar’ın Gürcistan’da yapmış olduğu katliamlardan korkuya kapılan Şirvan, Kuba, Derbent, Bakü ve Şeki Hanları Muğan’da karargâh kurmuş Şah’ın huzuruna bağlılıklarını bildirmek için elçiler gönderdiler. Muhammed Hasan Han Şah’ın yanına elçi olarak çok güvendiği Hacı Seyd Bey’i gönderdi. Fakat Hacı Seyd Bey Hasan Han’ın aleyhinde konuşarak onun Şah’a karşı olduğunu ve eğer Şeki ahalisinin Şah’a boyun eğmesini istiyorsa Hasan Han’ın öldürülmesi gerektiğini söyledi.


Ağa Muhammed Şah Kaçar, Derviş Mustafa Bey’i 12.000 kişilik bir ordunun başına kumandan tayin ederek onu Şirvan ve Şeki Hanlıklarını ele geçirmeyi ve Muhammed Hasan Han’ı yakalayıp gözlerini çıkararak Tebriz’e göndermesini emretti. Hasan Han, Şah’ın yanına gönderdiği elçisinin söylediklerinden ve Şahın kendisi hakkında verdiği emirden habersizdi. Bu yüzden Hasan Han, Şah’ın ordusunun Şirvan üzerine hareket ettiğini duyduğu zaman, ordusunu toplayarak Şahın ordusuna yardım etmek için yola çıktı. Hasan Han’ın bunu yapma nedeni Şah’a daha çok bağlı olduğunu kanıtlamak ve bunu yaparsa Şah’ın Şirvan Hanlığı’nı ona vereceğini düşünmesiydi. Fakat Muhammed Hasan Han yola çıktıktan bir zaman sonra kardeşi Selim Han’ın büyük bir orduyla Şeki üzerine geldiği haberini alınca geri dönmek zorunda kaldı.


Daha öncesinde de bahsettiğimiz gibi Muhammed Hasan Han’ın kendisini öldüreceğini anlayınca bazı Beylerle birlikte Car’a kaçan Selim Han, Hasan Han’ın ordusuyla birlikte şehirden ayrılmasını fırsat bilerek Car’dan ve Avarlardan topladığı orduyla birlikte Şeki üzerine yürüdü. İki kardeş Şeki Hanlığı’nın Göynük köyünde karşı karşıya geldiler. Yapılan savaşta Muhammed Hasan Han yenilerek Şeki’ye doğru çekilmek zorunda kaldı. Selim Han ordusuyla birlikte, Hasan Han’ı takip ederek Şeki’ye girdi. Kaçar’a düşman gözüyle bakan Şeki halkı, Selim Han’ın tarafına geçti. Halkın da kendine karşı ayaklandığını gören Hasan Han 200 sadık adamıyla birlikte Hacmaz şehrinde karargâh kuran Derviş Mustafa Beyi’n yanına geldi. Hasan Han’ın buraya gelmekteki amacı Mustafa Bey’den destek alarak tekrar Şeki’ye saldırmaktı. Fakat Derviş Mustafa Bey, Şah Kaçar’ın talebi üzerine onun gözlerini kör ederek Tebrize gönderdi. Selim Han, kardeşi Muhammed Hasan Han’ın bütün çocuklarını öldürdü ve 1795 yılında kendini Şeki Han’ı ilan etti.


Ağa Muhammed Şah Kaçar, Selim Han’a haber göndererek kendine itaat etmesini söyledi. Selim Han Kaçar’ın bu teklifini kabul etmedi ve olası bir saldırıdan korunmak için ahaliyi Gelersen-Görersen kalesine götürdü. Fakat İran’da Lütfi Ali Han Zend’in tekrar ayaklandığı haberini alınca, İran’a dönmek zorunda kaldı.


Gelersen-Görersen Kalesi


Kaçar’ın Azerbaycan’dan geri çekilmesi esnasında Zubov kumandasındaki Rus ordusu yavaş yavaş Kafkasya’ya yaklaşmaya başladı. Ruslar, Derbent tarafından Azerbaycan’a girerek Salyan yakınlarına gelip, Kür nehri kıyısında ordugâh kurdular. Birçok Azerbaycan Hanı gibi, Karabağlı İbrahim Han ve Şekili Selim Han elçiler göndererek, İran endişesine karşı Rusya Devleti’nden yardım istediler. General Rtişçev’in komutasındaki Rus ordusu Şeki arazisinden geçerek İran’la iş birliği yapan Gence üzerine hareket etti. Gence Hanı Cavad Han savaşta yenilerek teslim olmak zorunda kaldı. Fakat Rus orduları Azerbaycan’da fazla kalamadı. 1796 yılında Çariçe II. Katerina’nın ölüm haberi üzerine tahta çıkan yeni Çar I.Pavel, Rus ordusunu Kafkasya topraklarından geri çekti.

 Muhammed Hasan Hanın  İkinci Defa Hâkimiyete Gelmesi

Rus ordularının geri çekilmesi ile Ağa Muhammed Şah Kaçar Azerbaycan’a ikinci defa sefer düzenledi. Azerbaycan Hanlarının Rusya Devleti ile kurmuş olduğu sıcak ilişkiler, Ağa Muhammed Şah Kaçar tarafından hoş karşılanmamıştır. O, iç sorunlarını halledip istikrarı sağladıktan sonra, 1797 yılının ilkbaharında Karabağ Hanlığı’ndan ve diğer Azerbaycan Hanlarından intikam almak için, 100 bin kişilik orduyla Tahran’dan harekete geçti. Ağa Muhammed Şah, kör ettirdiği Şekili Muhammed Hasan Han’ı da kendisiyle birlikte getirdi. Kaçar’ın, onu kendisiyle getirmesinin nedeni, Rusya ile iş birliği yapan Selim Han’ı devirerek Hanlığın başına Hasan Han’ı geçirmek istemesiydi. Fakat O, Hasan Han’ı Muğan’da bırakarak ilk önce Şuşa kalesi üzerine hareket etti.


Şuşa Kalesi


İbrahim Halil Han, yenileceğini anlayınca ailesi ve yakın çevresiyle Şeki gelerek, Selim Hanla beraber Car-Balaken bölgesine, kayınpederi Ümme Han’ın yanına gitti. Kaçar, savunmasız kalan Şuşa şehrini çok kolay bir şekilde işgal etti. Fakat Ağa Muhammed Şah Kaçar bir suikast sonucu Şuşa’da öldürüldü. Şah’ın ölümüyle İran ordusu Azerbaycan’dan geri çekilmek zorunda kaldı. İran ordusunun Azerbaycan’dan çekilmesi ile Car-Balaken’e giden İbrahim Han ve Selim Han geri döndüler.


Kaçar öldükten sonra Muhammed Hasan Han, o dönemin en güçlü hanlarından biri olan Şamahılı Mustafa Han’dan yardım alarak kardeşi Selim Han’ın üzerine hücum etti. Selim Han yenilerek akrabası İbrahim Han’ın yanına kaçtı. Muhammed Hasan Han 1797 yılında yeniden hâkimiyeti ele geçirdi. 1800 yılında Şeki hâkimi Hasan Han Rus ordularının başkumandanı Knorrink’e mektup göndererek, Rusya’nın hâkimiyetini kabul etmek istediğini bildirdi. Bu dönemlerde Rusya’nın yardımına istekli olan Şamahı hâkimi Mustafa Han’da Hasan Han’ı destekliyordu. Hasan Han’ın Rusya ile yaklaşması İran’da hâkimiyete gelmiş Feteli Şah’ı rahatsız etmeye başladı. Feteli Şah, Muhammed Hasan Han’ı tahttan indirmek için 1802 yılında Pirkulu Bey’ı küçük bir birliğin başına komutan tayin ederek Azerbaycan’a gönderdi. Fakat bu birlik Revan’da mağlup edilerek geri döndü.


Bir zaman sonra Hasan Han ile Mustafa Han’ın aralarında olan ittifak bozulmaya başlası. Bunun nedeni topraklarını genişletmek isteyen Mustafa Han’ın, Şeki Hanlığı’nın arazisini de kendi topraklarına katmak istemesiydi. Bu olay Hasan Han tarafından anlaşıldığı zaman Mustafa Han’la araları bozuldu. Bununla birlikte 1804 yılında Rusya’nın Gence’de yaptığı katliamlardan sonra Muhammed Hasan Han İran’a meyletmeye başladı. Bu olaylar Mustafa Han ile Selim Han’ın yakınlaşmasına neden oldu. Mustafa Han, Selim Han’ı da yanına alarak büyük bir ordu ile birlikte Şeki Hanlığı üzerine hareket etti. Bunu haber alan Hasan Han da ordusunu topladı ve savaşmak için yola çıktı. Fakat ordusunun az olması nedeniyle savaştan vazgeçen Hasan Han, ordusunu Şeki’ye geri gönderdi ve tek başına Mustafa Han’a teslim oldu. Mustafa Han ise Hasan Han ile birlikte Selim Han’ı da esir alarak Şamahı’ya gönderdi. Şeki Hanlığı’nı idare etmek için ise amcası oğlu Şeyh Ali Bey’i gönderdi. Fakat bundan rahatsız olan Şeki ahalisi isyan etti ve Şeyh Ali Bey’i Şeki’den kovdu. Selim Han ise hile yaparak Mustafa Han’ın elinden kaçmayı başardı ve Şeki’ye gelerek 1805 yılında ikinci defa kendini Şeki Han’ı ilan etti. Bir zaman sonra serbest bırakılan Hasan Han Kuba’ya, Derbent’te ve buradan da Car’a, en sonunda ise Rusya’ya gitti ve hayatının son günlerini burada geçirdi.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to Kenan Ömerov

0 Comments