3700 yıllık girit diski ve Türk yazıtları

HUo9...TDZs
23 Jan 2024
1

Tanrıların ve Firavunların Dili kitabının tanıtım kısa özeti.
“Ural-Altay eteklerinin Türkler’in ata yurdu olduğu konusu önceden beri şüpheliydi; artık daha da şüpheli. Evet, Ural-Altaylar ata yurdumuzdur, ama tarihin belli bir döneminden bu yana.Ya ondan öncesi?
Tanrı yeryüzünü yarattığından beri Türkler’i oraya eliyle mi koydu?
Neden kendilerini Ari kabul eden Batılıların ataları Orta Asya’da, Hindistan’da, Kafkaslar’da tarihin iyi bilinmeyen devirlerinde dolaşıp dururlar da, bizim atalarımız gökten zembille indirilmiş gibi Ural-Altay eteklerine sıkıştırılır?
Batılıların ataları dünyanın her yerinde olabiliyor da, bizim atalarımız binlerce yıl önce Anadolu’da, Roma’da, Sicilya’da, Girit’de, Etiyopya ve Mısır’da neden olamazmış?
Asya’da bir Issık Göl var, bir de Strabon’un Anadolu’da sözünü ettiği İssikos Gölü Acaba bu adı kim kimden ödünç aldı?
Yoksa basit bir tesadüf mü?
Birileri bilinçli olarak tarihi çarpıtıyor.”
GİRİT DİSKİ’NİN TATAR TÜRKÇESİ OKUNMASI
ADAMIMA Atama
TU ENİİMKE Nineme
ES ENEM Asıl anama
KARAUL EYİMKE Kara ulu bölgeme
SADAKA NİMEK Sadakat sözü
BİNTİME kız Kardeşime
İM EYİMKE Şimdiki yeni evime
SAKAMA Kralıma
İREKE DE Erime de
EMEKENİME Kadın akrabama
İRKENEKİME Erkek akrabama
ENİİME Yeni anneme
Nurihan Fattah Kazım Mirşan gibi eski Türk lehçelerini bilen biridir.
Ege denizindeki LİMNOS YAZITI Fridun Ağasioğlu tarafından Türkçe okun muştur
Akdenizin bir diğer adası Kıbrısta eski yazılar Mehmet Turgay Kürüm, tarafından Türkçe okunmuştur.
İtalya’nın antik Türkleri eTrüsklerin yazıları da Türkçe okunmaktadır.
İber- İspana yazıtları da yakın zamanda Georgeos Díaz-Montexano tarafından Türkçe okunmaya başlamıştır.
Çağdaş Tatar edebiyatın önemli yazarlarından biri olan Nurihan Sadrimen Oğlu Fettah, 25 Ekim 1928 yılında Başkurdistan’ın Yañavıl ilçesine bağlı bir Tatar köyü olan Küçtavıl’da fakir bir çiftçi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş (Dautov, 2002: 167) ve çocukluğunu
burada geçirmiştir.
1936’da Yañavıl’daki 1 numaralı Tatar Ortaokuluna başlayan Nurihan Fettah, 1946 yılında mezun olmuştur. Edebiyat ile bu dönemde ilgilenmeye başlamış ve daha üçüncü sınıftayken ilk şiirini yazmıştır. İlerleyen yıllarda ise Rusçadan bir piyes tercüme etmiştir. Nurihan Fettah ortaokulu bitirdikten sonra Kazan’a gelmiş ve Kazan Üniversitesinin Tatar Dili ve Edebiyatı Bölümüne kaydolmuştur (Hatipov, 2004: 98). Bu dönemde araştırmacı ve aktif kişiliğiyle dikkat çeken Nurihan Fettah, bölüm hocalarından Prof. Latıyf Celey’in tavsiyesine uyarak halk edebiyatı ürünleriyle meşgul olmaya başlamış ve saha çalışmalarına katılmıştır. Bu çalışmalarda halkın ağız özelliklerini, törelerini, tarihî rivayetlerini, örf ve âdetlerini öğrenmiştir. O, köylere her gittiğinde türkü, şiir, atasözü ve deyim gibi halk edebiyatı ürünlerini derlemiş ve bu çalışmaları bir iki defa derleme kitaplarında yayımlanmıştır (Necipova-Zinnetullina, 2004: 10).
Nurihan Fettah, üniversite yıllarında yazmaya devam etmiş, ancak bu dönemde yazdıklarını neredeyse hiç yayımlamamıştır. Bu dönem onun olgunlaşma evresidir. Üniversite eğitimi boyunca o, kalemini kuvvetlendirmeye çalışmış ve yakın çevresinden gelen yapıcı eleştiriler doğrultusunda eserlerini tekrar tekrar gözden geçirmiştir (Hatipov, 2004: 98).
Nurihan Fettah üniversiteden mezun olduktan sonra, bir yıl (1951-1952) Tataristan Kitap Neşriyatının genç ve çocuk edebiyatı bölümünde edebî redaktör ve yazar, 1952- 1953 yıllarında Çistay’daki Stalin Bayraġı adlı gazetede tercüman olarak çalışmıştır (Dautov-Rahmani, 2009: 500; Dautov, 2002: 167).
Tercüman olarak çalıştığı dönemde S. Şçipaçev’in şiirlerini; İ. Vasilenko, B. Citkov, G. Puşkin, A. Serafimoviç’in hikâyelerini ve tiyatro eserlerini; V. Hugo’nun Les Misérables (Sefiller) romanını tercüme etmiştir (Hatipov, 2004: 98-99). 1953 yılında Kazan’a geri dönen Nurihan Fettah, önceki dönemde kazandığı bilgi ve tecrübeleriyle profesyonel yazarlık işine yönelmiştir.
Nurihan Fettah’ın kaleme başlangıç dönemi eserleri ile sonraki yazdıkları arasında belirgin bir farklılık göze çarpmaktadır. Dolayısıyla Nurihan Fettah’ın yazarlığını iki dönemde incelemek mümkündür. Başlangıçta daha çok yaşanılan ana yakın zamanları, özellikle II. Dünya Savaşı sonrasını işlemiştir. 70’li yıllarda yüzünü uzak tarihe, Türklerin Bulgar ve Hun Devleti dönemine dönmüştür.
Nurihan Fettah, ömrünün son dönemlerinde ise yazın faaliyetlerini daha çok bilimsel alanlara kaydırmıştır. Bu doğrultuda Türklerin, özelikle
Tatar Türklerinin köklerini aramaya dönük önemli eserler kaleme almıştır. Nurihan Fettah’ın çok yönlülüğü, onu Tatar halkı arasında sevilen ve
çok okunan bir yazar hâline getirmiştir. Bu yönü onu, aynı zamanda devlet ve uluslararası kültür çevreleri nezdinde de önemli kılmış; onun çeşitli
ödüllere layık görülmesine vesile olmuştur. Tatar edebiyatının en önemli ödüllerinden biri olan ve 1958 yılından bu yana verilen Abdullah Tukay ödülünü (Türkoğlu, 2011: 511) 1994 yılında Nurihan Fettah almıştır (Dautov, 2002: 169).
Yazar ayrıca, 1998 yılında Tataristan Cumhurbaşkanı M. Şevmiyev’in kararnamesiyle “Tataristan Cumhuriyetinin Halk Yazarı” unvanını kazanmıştır ve Uluslararası Biyografi Merkezi (Cambridge-İngiltere) tarafından 1992’de “Yılın Adamı” ödülüne layık görülmüştür. 1965 yılından ölümüne kadar da Yazarlar Birliğinin üyesi olmuştur (Dautov, 2002: 170).
Nurihan Fettah 18 Şubat 2004 yılında Kazan’da vefat etmiştir.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to Aspalo61

0 Comments