PARANIN MİKTAR TEORİSİ
Paranın Miktar Teorisi para arzında yapılan dışsal bir değişmenin reel değişkenler zerinde kalıcı bir etki yaratmayacağını, fakat mal fiyatlarında eşit orantılı bir değişmeye yol açacağını ifade eden bir önerme olarak bilinir. Miktar Teorisi basitçe, diğer şartlar sabitken, paranın değerinin ya da satın alma gücünün, onun miktarıyla ters yönlü olarak değiştiğini açıklar. Nominal para arzındaki bir artışın, ona olan veri bir reel talep düzeyinde, parayla alınabilecek mallar açısından her bir birim paranın değerini düşüreceğini tahmin eder. Genel fiyat düzeyinin tersi, paranın değerini mallar açısından ölçtüğü için genel fiyat düzeyi artmalıdır.
Teori, para miktarının ekonomik faaliyetler üzerindeki etkilerini anlamak için kullanılır. En yaygın formülasyonlarından biri Fisher denklemi olarak bilinir ve şu şekildedir:
𝑀𝑉=𝑃𝑌
- M : Para arzı
- V : Paranın dolaşım hızı
- P : Fiyatlar genel düzeyi
- Y : Reel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH)
Para Arzı (M) : Para arzı, ekonomide dolaşan toplam para miktarını ifade eder. Bu, merkez bankası tarafından kontrol edilir ve çeşitli para politikası araçları kullanılarak düzenlenir.
Paranın Dolaşım Hızı (V) : Paranın dolaşım hızı, belirli bir dönem içinde bir para biriminin el değiştirme sıklığını gösterir. Yani, bir para biriminin bir yılda kaç kez kullanıldığını ifade eder. Klasik miktar teorisinde, dolaşım hızının sabit olduğu varsayılır.
Fiyatlar Genel Düzeyi (P) : Fiyatlar genel düzeyi, ekonomideki tüm mal ve hizmetlerin ortalama fiyat seviyesini temsil eder. Bu, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) veya gayri safi yurtiçi hasıla deflatörü (GSYİH deflatörü) gibi ölçümlerle izlenir.
Reel GSYİH (Y) : Reel GSYİH, ekonomide üretilen tüm mal ve hizmetlerin enflasyondan arındırılmış değerini ifade eder. Ekonominin büyüklüğünü ve üretim kapasitesini gösterir.
Miktar teorisine göre, eğer para arzı (𝑀) artarsa ve paranın dolaşım hızı (𝑉) ile reel üretim (𝑌) sabit kalırsa, fiyatlar genel düzeyi (𝑃) artar. Örneğin, bir ekonomide para arzı iki katına çıkarsa ve diğer değişkenler sabit kalırsa, fiyatlar genel düzeyi de iki katına çıkar. Bu, enflasyona yol açar.
Miktar teorisine göre • Paranın dolaşım hızı para miktarından etkilenmez. • Para miktarındaki değişiklikler aynı yönde ve aynı oranda fiyata yansıyacaktır.
Değişim (Mübadele) Denklemine referans yapılarak açıklanan Miktar Teorisi bugünkü matematiksel biçimiyle 20. yy. başlarında makro iktisadın gelişme aşamasında Amerikalı iktisatçı Irving Fisher (1867-1947) tarafından sunulmuştur. Fisher bu teoriyi fiyat düzeyinin tam ve yeterli bir açıklaması olarak ele almıştır. Bununla birlikte, Miktar Teorisi iktisadi düşünce tarihinde en azından 16. yy. ortalarındaki Salamanca Okulunun İspanyol Ortaçağ yazarlarına (Scholastic) kadar geri gidilebilen, en eski teorilerden biridir.
Miktar Teorisi iktisatta en eski teorilerden biri olmasına rağmen, hala seçkin bir yere sahiptir. Kantitatif yöntemlerle incelenme açısından da en uzun geçmişe sahip bir teoridir. Canlılığını hala koruyor olması açık veya örtük bir şekilde bir özdeşliğe, yani Değişim Denklemine, daima değişen tarihsel şartlara ve kurumsal değişime uygulanabilmesi gerçeğinde yatar. Para sistemindeki derin değişikliklere göğüs gererek günümüze kadar gelen Miktar Teorisi, esasen bir enflasyon teorisi olarak devam etmektedir. Ancak tüm entelektüel ve ampirik çabalara rağmen, teorinin geçerliliği hala tartışmalı kalmakta ve makro iktisatta oynadığı rol zaman içinde geniş bir şekilde dalgalanmaktadır.