Budizm

GuTX...AVTf
24 Jan 2024
34

Budizm'in kurucusu Siddhartha Gautama (M.Ö. 563 - 483), Kuzey Hindistan'da Lumbini'de doğmuş bir filozoftur. "Buda," aydınlanmış anlamına gelir. Budizm'in en güçlü yayılma dönemi Hint Hükümdarı Ashoka'nın (M.Ö. 273 - 236) zamanına rastlar. Ashoka'nın döneminde Budizm, Hindistan, Sri Lanka, Suriye, Mısır, Makedonya ve Yunanistan'a kadar yayılmıştır. Ashoka'dan sonra, yeni krallar Budizm'e katılmış ve Çin, Moğolistan ve Japonya'nın ileri gelen devlet adamları Budizm'e hizmet etmiştir.
Budizm, MS 1. yüzyılda Türkistan'da, 4. yüzyılda Kore'de, 6. yüzyılda Japonya'da ve 7. yüzyılda Tibet'te yayılmaya başlamıştır. Günümüzde Güney, Doğu, Güneybatı ve Orta Asya'da birçok taraftarı bulunan Budizm, Avrupa ve Amerika'da da yayılmaya ve taraftar kazanmaya başlamıştır.
Budizm'de inanç ve ibadet, "Buda'ya sığınırım, Dhamma'ya (dine, doktrine) sığınırım, Sangha'ya sığınırım" cümlesiyle ifade edilir. Bu ifadeyi inkar eden kişi budist olarak kabul edilmez ve Budizm'e girmek için bu cümleyi söylemek gerekir. Sangha'ya giren rahip ve rahibeler evlenemezler.
Budizm'de mabetlere "Vihara" denir ve Budistler Karma-Ruh Göçü'ne inanırlar. Vihara'da ayda iki kez bir araya gelen rahipler, yaptıkları hataları itiraf ederek benliklerini öldürürler. Budizm'de, kurtarıcı bekleme inancı vardır ve bu kurtarıcının adı Metteya veya Maitreya'dır. Onlara göre Metteya, dünyayı düzeltecek ve Buda'nın tamamlayamadığı dini tamamlayacaktır.
İbadet, "Stupa" denilen mabetlerde yapılır. Stupalar helizonyal yapıda inşa edilmiştir. Stupaya giren Budist önce Buda'nın heykeline saygı gösterisi yapar, ona çiçek ve tütsü sunar. Budistler, kendi evlerinde de bir köşede korudukları Buda heykeline tazimde bulunarak ibadet ederler. Budizm'in kutsal ziyaret yerleri arasında Buda'nın doğum yeri (Lumbini), Aydınlanma yeri (Bodh Gaya), Buda'nın ilk vaaz verdiği geyik parkı (Sarnath), Buda'nın öldüğü Uttar Pradesh şehri ve Ganj Nehri bulunmaktadır.

Kutsal Kitapları
Budistler, Buda'nın vaazlarının Pali-Kanon adlı bir kitapta toplandığına ve 400 yıl kadar sözlü olarak nesilden nesile aktarıldığına inanırlar. Budizm'in kutsal kitabı olan "Tripitaka" veya "Tipitaka," üç sepet anlamına gelir ve şu bölümleri içerir:

  1. Vinaya Pitaka
  2. Sutta Pitaka
  3. Abhidhamma

Bu kitaplarda rahip ve rahibelerle ilgili kurallar, ayin usulleri, beslenme, giyinme, Buda'nın hayatı, konuşmaları, vaazların yorumu, Budizm felsefesi vb. detaylı bir şekilde anlatılır.
Budizm'de Mezhepler
Budizm, başlıca iki büyük mezhebe ayrılır:

  1. Hinayana (Küçük Araç)
    • Kişinin kendisini kurtarmasını esas alır.
    • Seylan ve Güney Asya'da yayılmıştır.
    • Mensupları, saf Budizm'e, yani Buda'nın asıl telkinlerine bağlı olduklarını iddia ederler ve Mahayana koluna bağlı olanları sapkınlıkla suçlarlar.
  2. Mahayana (Büyük Araç)
    • Toplumu bir bütün halinde ele alarak herkesin kurtuluşa ermesini amaç edinir.
    • Budizm'in herkese cevap vermesi, herkesin ihtiyaçlarını gidermesi gerektiğini savunur.
    • Doktrinleri basitleştirerek halkın anlayacağı bir seviyeye getirilmelidir.
    • Bu mezhep, Nirvana'ya ulaşan herkesin Buda unvanını alacağına inanır.
    • Mahayana mensupları, "hata yapabilirim" diye faaliyetleri askıya almanın karşısındadır ve pişmanlık duymaya gerek olmadığını savunurlar.
    • Kendini kurtuluşa hazırlamak için cömertlik, olgun manada bilgelik, Budizm'in ahlak kurallarına bağlılık, meditasyon, olumsuzluklara sabır gösterme ve sürekli bir gayret içinde olma gibi özelliklere dikkat etmek zorundadırlar.

Bu özellikleriyle Mahayana Budizm'i, dünyanın birçok bölgesinde yayılma imkanı bulmuş ve adeta misyoner bir hüviyet kazanmıştır.

BUDA VE ÖĞRETİSİ
Buda'nın öğretisinin temel özelliği; Buda'nın aydınlanma sonucu bulduğu gerçekleri birer dogma olarak sunmak yerine, aydınlanma yöntemini öğretmeyi ve böylelikle bu yöntemi öğrenenlerin kendi çabalarıyla bu gerçekleri yaşamsal deneyimle doğrulamalarını öngörmesidir. Buda'nın döneminde Budizm bir din değil, Buda da bir peygamber değildi.
"Şimdiye dek her geliş gidişimde, içinde hapis olduğum, duyularla duvaklanmış bu evin, Yapıcısını aradım durdum. Ey yapıcı! Şimdi seni buldum. Bir daha bana ev yapmayacaksın, Bütün kirişlerin kırıldı, payandaların çöktü. İçimde Nirvana'nın suskunluğundan başka bir şey kalmadı. Tutkuların, isteklerin biçimlediği yanılgıdan kurtardım kendimi."
Öğretide 4 temel gerçek bulunmaktadır: Yaşamda ıstırap vardır; ıstırabın bir nedeni vardır; bu neden yok edilirse, ıstırap da yok olur; bu nedeni yok etmeyi sağlayan bir yol, bir yöntem vardır.

  1. İstırap (DUKKHA) ve Yaşamın 3 Özelliği

Buda, "Dört okyanusun suyu mu daha çoktur, yoksa sizlerin inleye sızlaya sürdürdüğünüz bu yolculukta sevdiğiniz istediğiniz şeyleri elde edememek, sevmediğiniz istemediğiniz şeylerden kaçınamamak, istediğiniz şeylerin istediğiniz gibi olmaması, istemediğiniz şeylerin istemediğiniz biçimde olması yüzünden akıttığınız gözyaşları mı daha çoktur?" diyerek ıstırabın yaşamın bir parçası olduğunu vurgular. Buda, ıstırap için "dukkha" terimini kullanır, bu da ıstırap, üzüntü, tasa, keder, maddesel veya ruhsal sağlıksızlık, uyumsuzluk, tedirginlik, doyumsuzluk, yetersizlik, sürtüşme, çelişki gibi olumsuz ruh hallerini ifade eder.
Buda'nın öğretisine göre, yanılgı, değişim içinde olan, geçici olan şeylere tutunma çabasıdır. Buda, yaşamın sürekli değişim içinde olduğunu ve tutunulan şeylerin değiştiğini, bu nedenle bu şeylere olan bağlılığın ıstırap doğurduğunu öğretir. Buda, insanların yaşamın doğasını görmelerini ve geçici olan şeylere sarılmaktan kaçınmalarını öğütler.
Buda'nın amacı dünyayı ne kötü ne de iyi olarak göstermek değil, onu olduğu gibi, iyisiyle kötüsüyle gerçek bir şekilde görmemizi sağlamaktır. Buda, yaşamın geçici ve değişken doğasını anlamadan kaynaklanan ıstıraptan kurtulmamız gerektiğini öğretir. Her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu anlamak, beklenen veya arzulanan bir şeyin elde edilmesiyle tatminin geçici olduğunu bilmek, Budizm'in öğretilerinden biridir.
"Buda'nın amacı dünyayı ne olduğundan daha kötü ne de daha iyi göstermekti. Onu olduğu gibi, iyi ve kötü yanlarıyla, kendimizi hiçbir yanılgıya, yanılsamaya kaptırmadan bütünlüğü içinde gerçek böylesiliğiyle görmemizi sağlamaya çalışıyordu. İstırabın dünyayı olduğu gibi içimize sindirememekten, dünyadan verebileceklerini değil de daha fazlasını beklememizden, istememizden kaynaklandığını anlatma çabası içindeydi. 'Sevdiğimiz hiç bir şey yok ki, bir gün gelip ya onlar bizden, ya biz onlardan ayrılmayalım.' Buda yaşamı gerçek boyutları içinde kavrayabilmemiz için yaşamın birbiriyle ilgili 3 özelliğinin üzerinde ısrarla duruyordu: Dukkha - İstırap."
Buda'nın öğretilerinde, ıstırap, yaşamın temel bir özelliği olarak kabul edilir ve bu ıstırapın üç temel kaynağı vardır: değişim, bağlanma ve bilgisizlik. Buda, bu temel gerçekleri anlayarak ve bilmeyenlikten kurtularak insanların ıstıraplarını azaltabileceklerini ve nihayetinde tam bir aydınlanmaya ulaşabileceklerini öğretir. Budizm, bu öğretileri üzerine inşa eder ve bu temel gerçeklere dikkat çekerek insanları yaşamın gerçek doğasını anlamaya ve içsel huzura ulaşmaya yönlendirir. Bu, Budizm'in temel öğretilerinden biridir ve insanların yaşamın anlamını ve mutluluğunu anlamalarına yardımcı olur.

  1. NEDENSELLİK ÇEMBERİ - BAĞIMLILIK VE ÖZGÜRLÜK - KARMA

Buda'ya göre, var olan her şey nedensellik zincirinin bir sonucu olarak mevcuttur. Boşluktan yokluğa doğru olan evrende, nedensellik döngüsüne takılan bir varlık, yokluktan varlığa dönüşür. Her neden bir sonucu, her etki bir tepkiyi zorlar. Evrenin değişmez yasası nedensellik (Karma) yasasıdır. Buda, bu sayede tanrıların görevini yasalara yüklemiş ve tanrıları gereksiz kılmıştır. İnsanın kendi eylemlerinin sonuçlarından kaçıp kurtulması mümkün değildir, çünkü geleceği belirleyen nedenlerin zorladığı sonuçlardır. Bu nedenle, tanrılardan sevgi bekleyemeziz, kendi eylemlerimizin sonuçlarından kaçınmanın tek yolu kendi çabamızla bulmalıyız.
On iki halkalı kapalı bir zincir olarak temsil edilen nedensellik yasası şu adımları içerir:

  1. Yanılgı, yanlış düşüncelere yol açar.
  2. Bu düşünceler eğilimlere ve karakter özelliklerinin biçimlenmesine ortam hazırlar.
  3. Bu süreç bilinç oluşturur.
  4. Bilinç, benlik ve ben olmayanı ayırt etmesinden özne nesne ikiliği, ad ve beden ortaya çıkarır.
  5. Altı duyu alanı bu aşamada gelişir.
  6. Altı duyu alanı nesnelerle karşılaşır.
  7. Bu karşılaşmadan hoşlanma, hoşlanmama gibi duygular ortaya çıkar.
  8. Bu duygular isteklere ve tutkulardaki dönüşür.
  9. İstekler, tutkular bağımlılığa ve bireysel yaşam arzusuna yol açar.
  10. Bu aşamada oluşuma bağımlılık başlar.
  11. Oluşum doğuşa, yaşlanma ve ölüme, ıstıraba, tedirginlik ve umutsuzluğa yol açar.
  12. Bu döngüde tekrarlanan yanılgı.

İstekler ve tutkuların kaynağı olan yanılgı, bu döngüyü besler. Yanılgının kökeni olan düşünceler, kararlar ve eylemlere dönüşür. Düşüncelerimiz, kararlarımızı belirlerken, eylemlerimiz de kararlarımızı etkileyip zorlar. Buda, her düşüncenin sonrakileri sınırladığını öğretir. Özgür olduğumuz bir an, sonraki düşüncelerimizde aynı derecede özgür olamayacağımız anlamına gelir. Bu süreçte özgürlük alanımız daralır. Bu gün kafamızdan geçen düşünceler, yarının yaşamını biçimlendirir. Bugünkü düşüncelerimiz, dünkü düşüncelerimizin belirlediği bir zincirin bir parçasıdır.
Buda'nın öğretilerine göre dört tür bağımlılık bulunmaktadır:

  1. İsteklerden ve tutkulardan kaynaklanan bağımlılık.
  2. Yanlış görüşler ve inançlardan kaynaklanan bağımlılık.
  3. Erdemli bir yaşam ve kurallara tam uygunlukla kurtuluşa erişilebileceği inancından kaynaklanan bağımlılık.
  4. Sürekli ve değişmez bir ben'in varlığına inanmaktan kaynaklanan bağımlılık.

İnsanların çoğu toplumun yarattığı gereksiz şeylere bağımlılık geliştirir. Buda, isteklerimizin büyük bir kısmının toplumun yapay olarak yarattığı gereksiz şeylere yönelik olduğunu öne sürer.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to PatrickJane

0 Comments