ŞEKİ HANLIĞIN'DA MUHAMMED HASAN HAN DÖNEMİ
Şeki Hanlığı’nda 22 yıl hükümdar olan Hüseyin Han, 1780 yılında amcası Abdulkadir Han’ın, Hacı Çelebi Han’ın amcası oğlu Resul Bey’ın, Ereş Melikleri’nin ve Şeki’nin bazı Bayleri’nin Nuha kalesine yapmış oldukları bir suikast sonucu öldürülmüştü. Kardeşinin oğlunu öldürerek devleti ele geçiren Abdulkadir Han, kendisini Şeki hanı ilan ederek hanlık tahtına oturdu.
Abdulkadir Han, Hüseyin Han’dan farklı olarak; Kubalı Feteli Hanla ittifaka yöneldi. 1784 yılında Feteli Han, Karabağ Hanlığı’na saldırdığı zaman Abdulkadir Han ona yardım etti. Buna sinirlenen Karabağlı İbrahim Han, intikam almak için, Hüseyin Han’ın Karabağ’da hapiste olan oğlu Muhammed Hasan Ağa’yı azat ederek Car’a gönderdi. İbrahim Halil Han’ın bunu yapmasının nedeni, Muhammed Hasan Han’ın orada ordu toplayarak Şeki Hanlığı’nı ele geçirmek istemesiydi ve Muhammed Hasan Han da onun bu isteğini gerçekleştirmiş oldu. O, Avarlardan topladığı orduyla, İbrahim Hanla savaştan dönen Abdulkadir Han üzerine yürüdü. İlk savaşta yenilen Muhammed Hasan Han, Car’dan aldığı yeni takviye güçle gelerek Abdulkadir Han’ı yenilgiye uğrattı. Savaşta yenilgiye uğrayan Abdulkadir Han, Ağası Han’ın yanına kaçtı. Fakat Ağası Han, Muhammed Hasan Han’ın talebiyle onu geri gönderdi. Hasan Han, babasının intikamını almak için Abdulkadir Han’ı yedi oğluyla birlikte öldürdü. Kendini de Şeki Hanı ilan etti.
Rus generali A. P. Yermolov Muhammed Hasan Han hakkında şunları söylemiştir: “O hem öz aklı, hem de Hanlığı idare etme bakımından başkalarından farklı idi. O, aynı zamanda malı ve parayı çok seven, hâkimiyet düşkünü ve zalim adam olmuş, kendi akrabalarından çoğunu, aynı zamanda şüphe duyduğu herkesi öldürmüştür.”
Muhammed Hasan Han zamanında Şeki Hanlığı’nın merkezi Şeki şehri hızla inkişaf etmiş ve kanunlarda birçok değişiklikler yapılmıştır. O Şeki Kalesi’ni yaptırmış ve künk borularla su getirerek kalenin su ihtiyacını karşılamıştır. Düşmanın gelişini alev yakarak haber vermesi için şehirden uzakta iki bekçi kulesi de yaptırmıştır. Hasan Han Hanlık için “Düsturu-l Amel” isimli kanunname yazmıştı. Aynı kanunname ile Hanlıkta mevcut olan vergi sistemi, fiyatlar, feodal köylü ilişkileri ve başka sorunlar düzene girmiş oldu. Ne yazık ki bu kanunnamenin aslı günümüze kadar gelmemiştir. Muhammed Hasan Han ahaliyi sınıflara ayırdı ve her sınıf için farklı vergiler tayin etti. Ahalinin sayısını artırmak niyetiyle başka yerlerden insanları kendi topraklarına çekmek için gayret etti. Boş kalmış toprakları ahaliye dağıtarak işlenilir hale getirdi.
Muhammed Hasan Han döneminde yapılmış en önemli eserlerden biri de Şeki Han sarayıdır. Günümüze kadar gelen bu muhteşem eser 1789-1790 yıllarında Han’ın yazlık ikametgâhı olarak yaptırılmıştır. Bu sarayın inşasına 32 bin Rus çervonu veya 32 bin İran tümeni harcanmıştır. Sarayın hemen yakınında yaptırmış olduğu Cami’de günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Cami Rus istilasından sonra kilise yapılmış ise de Azerbaycan yeniden istiklalini ilan ettikten sonra tekrar cami yapılmıştır.
Şeki Han Sarayı
Muhammed Hasan Han çok akıllı olmakla beraber aynı zamanda çok zalim bir insan idi. O, hâkimiyete gelebilmek için Abdulkadir Han’ı ve oğullarını katletmekle kalmayıp, daha sonra da şüphelendiği akrabalarının birkaçını ortadan kaldırmıştı. O, annesi Ereş sultanının akrabası olan kardeşi Feteli Beyi kör etmişti. Diğer kardeşi Selim Bey’i de öldürmeye çalıştı. Fakat Selim Bey, Hasan Han’ın hareketlerinden şüphelenerek birkaç Beyle Çar’a kaçarak kurtulmayı başarmıştı.
A. Döneminin Siyasi Olayları
Muhammed Hasan Han babası Hüseyin Han gibi Kubalı Feteli Han’a karşı cephe almış ve Feteli Han’ın amansız düşmanı Ağası Han ile ittifaka girmişti. 1785 yılında yapılan savaşta müttefikler Feteli Han önünde mağlubiyete uğradılar. Ağası Han, Feteli Han’ın huzuruna gitmek zorunda kalmış ve çocuklarıyla birlikte hapsedilerek Kuba’ya gönderilmişti. Hasan Han ordusunu da alarak Şeki’ye döndü. Onu takip eden Feteli Han ordusuyla birlikte Şeki arazisine girdi. Ona karşı koyamayacağını anlayan Hasan Han, Feteli Han’a haber göndererek barış yapmak istediğini bildirdi. Hasan Han ablasını Feteli Han’a, Feteli Han’da anlaşmayı kuvvetlendirmek amacıyla, kendi ablası Huri Peyker Hanım’ı Hasan Han’a nikâhladı.
1787 yılında Feteli Han Şamahı’da Han olma iddiasında olan herkesi topladı ve onlardan bazılarını hapsederken, bazılarını da öldürdü. Feteli Han’ın bu davranışı Şamahı halkını sinirlendirdi ve Feteli Han’a karşı çıkmalarına neden oldu. Bu olayları kendi lehine çevirmek isteyen Muhammed Hasan Han, Avarların Feteli Han’a olan düşmanlığından da faydalanarak 1788 yılında güçlü bir ordu topladı ve Avar hâkimi Ali Sultan ile birlikte Şamahı üzerine harekete geçti. Bundan haberdar olan Feteli Han Mehdi Bey’i Dağıstan’dan Lezgi ordusuyla birlikte yardıma çağırdı. Fakat Hasan Han Feteli Han’a yardıma gelen Mehdi Bey’in savaşa girmemesi için onunla gizli olarak anlaşma yaptı. Feteli Han, Hasan Han’ı sınırda karşılamaya fırsat bulamadığı için Eski Şamahı’ya yakın bir yerde karargâhını kurdu. Uzun suren şiddetli savaşta Feteli Han yenilmeye başladı ve Hasan Han’ın orduları Şamahı’ya girdi. Mehdi Bey, Hasan Han’la yapmış olduğu anlaşmaya sadık kalarak savaşa girmedi. Fakat bunu anlayan Feteli Han ordusuyla birlikte Mehdi Bey’in karargâh kurduğu bölgeye doğru çekilmeye başladı. Hasan Han’ın ordusu geri çekilen Feteli Han’ı takip ederek Mehdi Bey’in karargâhına yaklaştı. O zamana kadar savaşa girmeyen Mehdi Bey, Şeki ordusunun karargâhına yaklaştığını görünce çaresiz kalarak savaşa girmek zorunda kaldı. Mehdi Bey’in savaşa girmesiyle Hasan Han’ın ordusu yenilgiye uğrayarak geri çekilmeye başladı. Bunu gören Feteli Han ordusuyla birlikte hücuma geçerek Hasan Han’ın kaçan ordusunu takip ederek Şeki’ye kadar geldi. Fakat ablası Huri Peyker’in yardımı ile Feteli Han, Hasan Han ile barış yaparak geri döndü. Bu olaydan sonra Şeki Hanlığı bir bakıma Kuba Hanlığı’na bağlı hale geldi.
Feteli Han 1789 yılında öldükten sonra, Hanlığın başına büyük oğlu Ahmed Han geçti. Feteli Han hâkimiyeti döneminde Azerbaycan Hanlıklarının birçoğunu Kuba Hanlığı etrafında birleştirmeyi başarmıştı. Fakat Ahmed Han başa geçince Hanlık zayıflamaya başladı ve Feteli Han’ın kurmuş olduğu siyasi birlik dağıldı. Feteli Han’ın ölümünden bir yıl sonra Muhammed Hasan Han yeniden Şamahı’yı ele geçirmek istedi. Hasan Han önce eski Şamahı Hanları’nın oğulları olan Kasım Bey, Asker Bey ve Mustafa Bey’i Karabağ’dan yanına çağırdı. Feteli Han’dan kaçarak Osmanlı Devleti’ne sığınmış olan eski Şamahı Han’ı Muhammed Said Han’ın oğulları Feteli Han’ın öldüğünü duydukları zaman geri dönmüş ve Karabağ’a gelmişlerdi. Hasan Han, Şamahı’lı Manaf Bey’le birlikte Şamahı üzerine hücum etti. Kubalı Ahmed Han, Hasan Han’a karşı koymadan Şamahı’yı terk ederek Kuba’ya kaçtı. 1790 yılında yapılmış bu savaşla Ahmed Han’ı Şamahı’dan çıkaran Hasan Han, Şamahı Hanlığı’nı bir bakıma kendine bağlı hale getirdi. Muhammed Hasan Han bir hafta burada kaldıktan sonra Manaf Bey’i Ağsu hâkimi, Asker Bey’i Şamahı Han’ı olarak tayin etti ve büyük ganimet toplayarak Şeki’ye geri döndü. Muhammed Hasan Han sadece Şeki’nin bağımsızlığı değil, aynı zamanda bazı etraf bölgeleri de Şeki Hanlığı’na bağlı hale getirmeyi başardı.
Ağası Han’ın oğlu Mustafa Bey Elventte Kotevan adlı yerde güçlenmeye başladı ve Şamahı’ya gelerek amcası oğlu Asker Bey’i devirerek hâkimiyeti ele geçirdi. Bir zaman sonra Muhammed Hasan Han’ın Şamahı Hanlığı’nı kendine bağımlı tutma isteği Mustafa Han’ı rahatsız etmeye başladı. Şamahı Hanlığı’nın tamamını kendi konturolüne almak isteyen Mustafa Han, Hasan Han’ın Ağsu’nun hâkimi tayin ettiği Manaf Beyi öldürerek Şamahı’nın tamamını ele geçirdi. Mustafa Han, Hasan Han’ı zayıflatmak amacıyla Kazıkumuklu II. Surhay Han’la anlaşarak, Hasan Han’ın hâkimiyeti altında olan Kabele ve Ereş Sultanlıklarını ona karşı kışkırttı. Fakat Muhammed Hasan Han, isyandan başarıyla çıktı ve her iki sultanı da görevden aldı. Bu olayın hemen ardından Muhammed Hasan Han eski düşmanı, Kuba’nın yeni hâkimi Şeyh Ali Han’la birleştiler ve 1794 yılında Mustafa Han’ı Şamahı’da tahttan indirip, yerine amcası oğlu Kasım Bey’i oturtmak amacıyla Ağsu’yu ablukaya aldılar. Fakat yağan şiddetli yağmur müttefiklerin karargâhını dağıttı. Mustafa Han bundan yararlandı ve ablukayı yararak ordusuyla birlikte dışarı çıkarak müttefikleri mağlubiyete uğrattı. Hasan Han Şeki’ye, Şeyh Ali Han ise Derbent’e dönmek zorunda kaldı.
Böylelikle, Azerbaycan Hanlıklarının birbirlerinin topraklarına sahip olmak için kendi aralarında yapmış oldukları savaşlar Azerbaycan topraklarının birleşmesine engel oldu. Bu ise Azerbaycan topraklarının Osmanlı, İran ve Rusya Devletleri tarafından işgal edilmesi için uygun zemin hazırladı.