Hayattan Kesitler - III (Çocukluk Devam)
Selam olsun can dostlar,
Evet, bir süre yazamadım bir seyahate çıkmıştım ve bugün yine Hayattan Kesitler serisi ile karşınızdayım. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir, her şey yolundadır.
Metnimize gelecek olursak çocukluk konusunda araya melek kuşumuz Çiko'yu anlattığım metin girmişti şimdi ise tekrardan çocukluktan devam edelim artık değil mi...
Çocukluk? Ne gelir aklınıza sizlerin eminim bizden önceki nesilden de dostlarımız vardır burada. Oyuncaklar? Topaçlar, teneke arabalar, tahta oyuncaklar, kuklalar yine misketler gibi bir sürü örneği sıralayabiliriz daha önceden mekanik oyuncaklar vardı bizde ise tabii elektrikli sürüme geçtik mesela bende tren vardı ray üzerinden duman atarak hareket eden çok değerli bir oyuncak belki de en iyi oyuncağımdı ben pek hatırlamıyorum açıkçası hali hazırda da ortada da yok, bir sürü oyuncağım vardı ki annem dağıtmış olmalı diye hatırlıyorum. Haydi herkes en sevdiği oyuncağını yazsın ve onlardan da bahsedelim ne dersiniz dostlar?
Evet, mesela eski topaç bizim nesilde beyblade oldu teneke ya da tahta arabaların yerini plastik uzaktan kumandalı arabalar aldı ya da Tetris, Nintendo Game Boy, Atari'nin yerini günümüzde bilgisayar oyunları ve konsolları, Playstation ve eski ürünlerin gelişmiş versiyonları aldı ki böylelikle bizimde adapte olduğumuz online oyunlar sonucunda bilgisayar başından kalkmayan bir nesil ortaya çıktı, tabii bizler sadece oyun için değil kripto işlemleri ya da ofis işlemleri içinde bilgisayar başındayız. Şimdi soruyorum sizlere özellikle yaş grubum olan 1995-1997'li arkadaşlara eğer sokak oyunları oynadıysanız ve şu an PC başında vakit geçiren birisi olarak ne düşünüyorsunuz ne zaman daha çok zevk alıyordunuz? Ben diyorum ki ah nerede o saklambaç, kovalambaç, yakartop, mahalle maçları ne kadar çok alternatifimizde varmış aslında bir araya gelmek oynamak için değil mi? Mesela gazoz kapağı toplayıp düzleyip taso yapıp oynamak hatta durun yeri gelmişken bir anımdan da bahsedeyim bu konuda, ilkokul zamanları bir gün bir kapak bulduk arkadaşımla daha önce hiç görmemiştik çok güzel görünüyordu fakat şu an ne kapağıydı hatırlamıyorum sonra dedik ki bunu güzel bir şekilde düzleyelim paketleyelim satalım ben ince bir işçilikle yıpratmadan onu düzledim sonra çaydanlık süzgeç paketi bulduk tamda ona uygun ve onu temizleyip bir güzel içine yerleştirdikten sonra bu kapakların hastası olan bir memur çocuğuna götürdük bu arada ben esnaf çocuğuyum neyse bu arkadaşa gösterdik acayip beğendi tabii fiyat sordu biz dedik 7 lira sonra 5'e bıraktık ama 5 lira o zaman dünya para ye ye bitmedi günlerce sonra çocuk geldi ailem bana çok kızdı verin paramı diye, aaa dedik sen bunu kullanmışsın artık geri alamayız çocuk bir iki itirazdan sonra dönüp gitti ve bir daha da bizimle konuşmadı haha :) Bu da böyle bir anımdı değerli dostlarım.
Şimdi bir hayattan kesitler serisinin daha sonuna geldiğimizi belirterekten bir dahaki seride ne konuşabiliriz yorumlarınızı bekliyorum. Tekrardan en kısa zamanda görüşmek dileğiyle esenle kalın dostlar.