Gerçek neden bu kadar tuhaf
Max Planck 17 yaşında iken üniversitede ders aldığı profesöre fizik alanında kariyer yapmak istediğinde "Bu alanda hemen her şey zaten keşfedildi, geriye sadece doldurulacak birkaç delik kaldı" denilmişti.
Birkaç yıl içinde, bu delikleri doldurma girişimleri, evrenle ilgili devrim niteliğinde ama akıl almaz yeni anlayışlar ortaya çıkmasına neden oldu. İlk aşağı inen de Planck olacaktı.
Günümüzde kuantum mekaniği gerçeklikle ilgilenen en başarılı açıklamamız oldu. Atomdan yıldızlara kadar her şeyi anlamamıza olanak sağladı.
O yıllarda en büyük sorunlardan biri en az miktarda enerjiyle en fazla miktarda beyaz ışığın nasıl elde edileceğiydi. Planck kolları sıvadı incelemeye başladı.
Kara cisim ışıması problemi olarak bilinen bir metal parçası ile yaydığı ışık rengi arasındaki ilişkiyi tanımlayan muammanın yeni bir ifadesine dönüştü.
Einstein’ın bu olaya getirdiği açıklama, fizik tarihinde bir kilometre taşı oldu ve kuantum mekaniğinin doğuşuna yol açtı.
Yirminci yüzyıldan önceki fizik bilgileriyle açıklanamamasının nedeni, enerjinin sürekli olduğunun düşünülmesiydi. Işık ışınları beraberinde enerji taşıyan dalgalar olduğuna göre, ışınların enerjisi düşük bile olsa, gönderilen ışığın akısını (birim alandaki ışık miktarını) artırarak elektronları metalden koparmak için gerekli olan enerjinin sağlanabileceği düşünülüyordu. Ancak gönderilen ışınların enerjisinin belirli bir eşik değerinin altında olduğu durumlarda elektronları metalden koparmak mümkün olmuyordu.
Einstein, fotoelektrik olayı ışık ışınlarının foton adı verilen enerji paketlerinden oluştuğunu öne sürerek açıkladı. Elektronlar, metalden koparken tek bir foton soğuruyordu. Dolayısıyla elektrik devresinde bir akım gözlemlenebilmesi için tek tek fotonların enerjisinin belirli bir eşik değerinin (metalden bir elektron koparmak için gerekli enerji miktarının) üzerinde olması gerekiyordu.