Antik Çağ’da Bira

WxcP...GzwJ
2 Feb 2024
40

Türkçede “bira” olarak bilinen sarhoş edici içecek, adını Latincede “içmek” anlamına gelen “bibere” (Almanca bier) kelimesinden almaktadır. İspanyolcada bira kelimesinin karşılığı olan “cerveza”, “biraya ait” anlamına gelen “cerevisia” kelimesinden gelmekte olup insanlığın bu içkinin keyfini epeydir sürdüğüne dair ipuçları vermektedir. Yine de bira yapımı Romalıların zamanından binlerce yıl önce başlamıştır.

İlk Bira Yapımı

Dünyanın ilk birası (kui olarak bilinen) Antik Çin halkı tarafından MÖ 7000 yılı civarında yapılmıştır. Gelgelelim Batıda, şu anda bira mayalama olarak bilinen işlem, Mezopotamya’da günümüzde İran’da bulunan Godin Tepe yerleşiminde MÖ 3500-3100 yılları arasında başlamıştı. Bira imalatının bu tarihler arasında olduğu kanıtlanmıştır fakat Sümerlerde (Güney Mezopotamya, günümüzde Irak) çok daha önceden yapılıyor olması muhtemeldir.
Bununla birlikte bazı delillere göre Godin Tepe’deki bira yapımı, bölgede tarımın ilk geliştiği MÖ 10.000 yılı gibi erken bir tarihe dayanmaktadır. Bazı bilim insanları biranın tesadüfen mayalı ekmek yapımı için kullanılan mayalandırılmış tahıllarla keşfedildiğini iddia ederken diğerleri ise temel gıda olarak ekmeğin önüne geçtiğini ve sarhoş edici bir madde olarak kasıtlı olarak geliştirildiğini iddia etmektedir. Bilim insanı Max Nelson şöyle yazmaktadır:

Meyveler genellikle yabani mayanın aktifleşmesiyle doğal olarak mayalanır ve ortaya çıkan alkollü karışımları hayvanlar arar, bulur ve tüketirler. Neolitik Çağ’dan itibaren çeşitli bölgelerdeki tarım öncesi topluluklar şüphesiz benzer şekilde bu türden mayalanan meyveleri aramış ve muhtemelen açık havada bıraktıklarında ilginç bir fiziksel etkiye sahip olacakları (yani sarhoş olacakları) ümidiyle yabani meyveler bile toplamışlardır.
İster bira ister şarap veya başka bir içki olsun, sarhoş edici bu maddelerin kasıtlı olarak imal edilmesine ilişkin bu teori, insanların birincil gereksinimleri olan gıda, barınma ve temel kuralları oluşturma ile ilgilendikten sonra çeşitli sarhoş edici maddenin üretiminin peşine düşeceklerini şiddetle ileri süren bir tarihi kayıtla desteklenmektedir. Günümüzde bilindiği şekliyle bira, Avrupa’da (özellikle Almanya’da) geliştirilmiş olsa da ilk olarak Antik Mezopotamya’da içilmiştir.

Mezopotamya’da Bira

Antik Mezopotamya halkı, birayı o kadar çok seviyordu ki onlar için bu içki günlük temel gıda maddelerinden biriydi. Resimler, şiirler ve efsanelerde hem insanları hem de tanrıları, içkinin içindeki ekmek veya ot parçalarını süzen bir pipet yardımıyla tüketilen birayı içerken betimlemişlerdir. Bira, koyu ve bugünkü yulaf lapası kıvamındaydı ve pipetin de Sümerler yahut Babiller tarafından özellikle bira içme amacıyla icat edildiği düşünülmektedir.
Ünlü şiir Inanna and the God of Wisdom (İnanna ve Bilgelik Tanrısı), birlikte bira içen iki tanrıyı ve bilgelik tanrısı Enki’nin çok fazla sarhoş olup kutsal meh’i (uygarlık yasaları) İnanna ile paylaşmasını anlatmaktadır (iktidarın Erik’in şehri olan Eridu’dan İnanna’nın şehri Uruk’a geçişini temsil ettiği düşünülmektedir). Sümer şiiri Hymn to Ninkasi (Ninkasi’ye Övgü), bira tanrısı Ninkasi’ye bir güzelleme olmasının yanında ilk olarak MÖ 1800 yılı civarında yazılmış bir bira tarifidir.

Sümer-Babil Gılgamış Destanı’ında kahraman Enkidu, diğerlerinin yanı sıra ona bira içmeyi öğreten tapınak fahişesi Şamhat’ın sayesinde uygarlaşır. Hikâyenin ilerleyen kısımlarında, kadın bir barmen olan Siduri, Gılgamış’a hayatın anlamını aramayı bırakıp bira dâhil hayatın kendisine sunulanların keyfini çıkarması konusunda nasihatte bulunur.
Sümerlerin bira için sikaru, dida veya (bira bardağı anlamına gelen) ebir gibi birçok farklı kelimeleri vardı ve içkiyi insanların mutluluğunu ve sıhhatini artrmak için tanrılardan gelen bir armağan olarak görürlerdi. Asıl bira yapımcıları olan kadınlar, Ninkasi rahibeleriydi ve kadınlar yemek yapmanın bir parçası olarak evlerinde düzenli olarak bira yaparlardı. Bira, daha sonrasında mayalandırılan bippar (iki kere pişirilmiş arpa ekmeği) ile yapılırdı ve bira yapımı her zaman yemek pişirmeyle bağdaştırılmıştı. Bununla birlikte, MÖ 2050 yılında Ur şehrinden çıkan ünlü Alulu birasının makbuzu, bira yapımının o zamanlara kadar ticarete dökülmüş olduğunu göstermektedir. Yazıt, bira yapımcısı Alulu’nun “en iyi birasından” 5 Silas (yaklaşık dört buçuk litre etmektedir) alınmış olduğunu belirtmektedir.

Babil yönetimindeki Mezopotamya’da bira üretimi önemli ölçüde artmış, daha da ticarileştirilmiş ve Hammurabi Yasalarının 108-110’uncu paragraflarında açıklandığı üzere konuyla ilgili kanunlar çıkarılmıştı:
108 – Eğer bir kadın bira satıcısı (meyhaneci) biranın fiyatı karşılığı arpa kabul etmezse büyük ağırlık (ağırlık ölçüsü) ile gümüş kabul ederse ve bira karşılığı alacağı arpayı gümüş karşılığından çıkarırsa, o bira satıcısı kadını itham edecekler, suya atacaklar.
109 – Eğer bira satıcısı (meyhaneci) kadının evinde haydutlar toplanırsa, o haydutları yakalamaz ve (kadın onları) saraya yollamazsa o bira satıcısı kadın öldürülecektir.
110 – “Eğer manastırda oturmayan bir naditum, bir entum, bir bira evi (meyhane) açar veya bira (içmek) için bir bira evine girerse, o kadını yakacaklardır.”


Antik Mısır’da Bira

Mısır bira tanrıçası Tenenit, ismini Mısır dilinde bira için kullanılan kelimelerden biri olan tenemu sözcüğünden almıştır ve doğum tanrıçası ile doğum yapılan hanenin koruyucusu Meskhenet ile yakından ilişkilidir. Mısır’daki en popüler bira, bal aromalı bir bira olan Heqet (veya Hecht) idi ve genelde bira için kullandıkları kelime zytum idi. Gize platosundaki işçilerinin günde üç bira hakları vardı ve çoğu zaman bira, Mısır genelinde çalışma ödeneği olarak kullanılırdı.
Mısırlılar bira yapımının, insanlığa büyük tanrı Osiris’in bizzat kendisi tarafından öğretilmiş olduğuna inanırlardı. Bu ve başka açılardan da birayı Mezopotamyalıların gördüğü şekilde görmüşlerdir. Mezopotamya’da olduğu gibi, ilk zamanlar kadınlar bira ustalarıydı ve birayı evlerinde yapıyorlardı. Başlarda bira, o lapa kıvamındaki katı yoğunluğa sahipti ve hemen hemen aynı şekilde mayalanmaktaydı. Daha sonra, bira işini erkekler devralmış ve Meketre’nin (Firavun II. Mentuhotep’in başvekili, MÖ 2050-2000) mezarında bulunan minyatür oyma figürlerde antik bir bira fabrikasında çalışanlar sahnelenmiştir. Dioramayı anlatan Metropolitan Sanat Müzesi’ne göre “Elinde değnek olan bir ustabaşı kapının önünde oturuyor. Fabrikada iki kadın diğer adamın hamur haline getirdiği unu öğütüyor. İkinci adam hamuru derin bir fıçının içinde ezdikten sonra hamur, mayalanması için uzun kaplara konuluyor. Mayalamanın ardından, siyah kil kapaklı yuvarlak testilere dökülüyor”

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to ahmedoo06

0 Comments