İngiltere’de Toplu İbadet Hakkında Yapılan Tartışmalar

mq3z...oQEm
14 Jan 2024
53


Toplu ibadetin İngiliz eğitim sistemi içerisindeki yeri ve içeriği ile ilgili yapılan yasal düzenlemelere eğitimciler ve dinî gruplar tarafından bazı eleştiriler yöneltilmiştir. Bu konuda yapılan eleştirileri iki grupta değerlendirmek mümkündür. Bunlardan birincisi, toplu ibadetin özellikle devlet okullarında varlığına karşı çıkma, diğeri ise toplu ibadetle ilgili hukukî düzenleme ve uygulamaların bazılarının eleştirilmesidir. 

Halstead ve Khan-Cheema (1987) devlet okullarında toplu ibadetin varlığına eğitimcilerin, politikacıların ve uygulamacılardan önemli bir bölümünün karşı olduğunu iddia etmektedirler. İlgili literatür incelendiğinde bu iddianın abartılı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü belirtilen gruplar toplu ibadetin mevcudiyetine genelde karşı çıkmamaktadırlar. Daha ziyade toplu ibadet uygulamasını ve içeriğini eleştirmektedirler. Ayrıca Britanya Sosyal Tutum Araştırmasına göre, deneklerin %70’i okullarda toplu ibadetin gerekliliği ve faydalı olduğu yönünde görüş beyan etmektedirler (RE Council 1996; 69). Bu sonuç, Kay & Francis (1996) tarafından yaklaşık 1400 ilk ve orta dereceli okul öğrencisi üzerine yapılan ve toplu ibadet konusunda öğrencilerin görüşlerini de belirlemeye çalışan araştırma sonuçlarıyla çelişmektedir. Bu araştırma sonucuna göre, “Okullarda her gün toplu ibadet olmalıdır” ifadesine öğrencilerin %73’ü katılmadığını, % 21’i kararsız olduğunu ve % 6’sı ise bu fikre katıldığını ifade etmektedir. Toplu ibadet konusuyla ilgili bu veriler aileler üzerinde yapılan araştırma verileriyle ciddî biçimde farklılık göstermektedir. İki araştırmayı da güvenilir kabul edersek bu farklılığı, iki şekilde izah edebiliriz. 

(i) Ailelerle öğrenciler toplu ibadet konusunda birbirlerinden anlamlı düzeyde farklı düşünmektedirler. 

(ii) Francis’in araştırmasındaki ifade, her gün okullarda toplu ibadet olması fikrine katılıp katılınmadığıyla ilgilidir. Cevap olarak da öğrencilerin büyük çoğunluğu bu fikre katılmamaktadır. Belki de anketteki cümlede, “her gün” sözcükleri olmasa öğrencilerden toplu ibadetin okullarda olmasını destekleyenlerin oranı yüksek olabilirdi. Çünkü eğitim yasası tarafından öngörülen şekliyle okullarda her gün toplu ibadet yapılması öğrencilere sıkıcı gelmektedir. 

Devlet okullarında toplu ibadetin varlığı hakkında en etkin eleştiri, din eğitimcisi Hull’dan gelmektedir. School Worship: An Obituary adlı kitabında Hull, devlet okullarında toplu ibadet için gerekli atmosferin olmadığı görüşünü savunmakta ve şu sonuca ulaşmaktadır:

Okullarda günlük toplu ibadet ile eğitimin amaçları arasında ciddî boyutta bir çelişki söz konusudur. Zorunlu toplu ibadet, modası geçmiş, ibadet olarak yetersiz ve toplumun şu anki ihtiyaç ve ilgileriyle örtüşmeyen bir faaliyettir (Hull, 1975: 62).

Hull’un, devlet okullarında toplu ibadetin varlığına karşı çıkması Hristiyan inancına yabancılığından veya karşı çıkmasından değil, onun eğitim anlayışından kaynaklanmaktadır. Hull, eğitimin indoktirinizasyon, kateşizm gibi kavramlardan ayrılması gerektiğini ifade etmektedir. Hull’a göre eğitim eleştirel bir süreçtir. İbadet ise, mantıksal olarak belirli bir inanmayı ve bu inancın doğru olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Bu nedenle eğitimve ibadet temelde birbirinden farklı ve mantıksal olarak uzlaşması mümkün olmayan faaliyetlerdir. Bu bağlamda şu görüşlere yer vermektedir:

Terbiye inanmaya hazırlar. Tebliğ bir inanç etrafında toplanmaya çağırır. Kateşizm inancı güçlendirir. İbadette ise katılanların inançlı olduğu varsayılır. Fakat eğitim, inancı araştırır, inceler. Bu nedenle, ibadetle eğitimin aynı anda yapılması mümkün değildir (Hull, 1975).

Felderhof (1999 & 2000) makalelerinde, Hull’un devlet okullarından toplu ibadetin kaldırılmasıyla ilgili fikrini ve yazdığı School Worship: An Obituary başlıklı kitabındaki düşüncelerini eleştirmekte ve okullarda toplu ibadetin gerekliliğini savunmaktadır. Temelde Felderhof, Hull’un eğitim ve ibadet kavramlarını tanımlamasına ve eğitim anlayışına karşı çıkmaktadır. Hull’un eğitim ve ibadet kavramlarını dikkatlice incelemesine rağmen sadece felsefî bir tanım üzerinde durduğunu ve tercih ettiği eğitim ve ibadet kavramlarından yola çıkarak eleştirilerini ortaya koyduğunu vurgulamaktadır. Felderhof’a göre, eğitim ve ibadetin birden çok tanımı bulunmaktadır. Ayrıca Hull’un, radikal bir şüphecilikle her şeyin sorgulanması şeklinde ifade edilebilecek Sokratik metoduna karşı çıkmaktadır. Felderhof, okullardaki toplu ibadetin zorunlu olarak belirli bir inancı benimsetmek ve geliştirmek anlamına gelmeyeceğini, aksine belirli konular üzerinde sorgulayıcı bir mantık oluşmasına da yardımcı olabileceğini iddia etmektedir.

Dinî gruplar arasında okullardaki toplu ibadete karşı çıkanların başında müslümanlar gelmektedir. Ayrıca, Britanya Humanistler Derneği de toplu ibadetin okullardaki mevcudiyetine olumsuz bakmaktadır (RE Council, 1996: 81). 

Okullarda toplu ibadetin içerik ve uygulamasına yönelik eleştirileri üç grupta değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki, toplu ibadetin zorunlu olmasına yapılan eleştiridir. Elbette ailelerin istemesi halinde yapacağı yazılı müracaat ile öğrencilerin toplu ibadetten muaf olma hakkı vardır. Bu okul faaliyetine katılmayan öğrencilerin oranı % 5 gibi son derece düşüktür (OFSTED, 1994). Toplu ibadete katılmayanlar da çoğunlukla Yahova Şahidi ailelerin çocuklarıdır. Bu bağlamda, modern eğitim anlayışında inancın zorunlu olarak okullarda uygulanmaya çalışılması eğitim yoluyla kazandırılması istenen özgürlük ve saygı gibi değerlerle zıtlık arz etmektedir (Webster, 2000: 205). Bazıları konuyla ilgili olarak şu fikri ileri sürmektedir. Yetişkinlerin sadece yaklaşık % 10 gibi bir bölümünün ibadet için kiliseye gittiği İngiliz toplumunda okullardaki toplu ibadete öğrencilerin katılmalarının zorunlu olması ne derece tutarlıdır? Dinî yönden bu özelliklere sahip İngiliz toplumunda bu uygulamanın tutarsız olduğunu iddia edenler olduğu gibi bunun tutarlı bir uygulama olduğunu savunanlar da bulunmaktadır. Tutarlı olduğunu iddia edenler, yetişkinlik öncesi çocuklara gerçek hayata hazırlık bağlamında bazı tecrübelerin yaşatılmasının eğitim açısından anlamlı olduğunu düşünmektedirler. Bu bağlamda, tarih boyunca insanların hayatında yeri olan ibadet tecrübesine ait tecrübenin yaşanması ve bazı bilgileri öğrenmesinin çocuk ve gençlerin hayata hazırlanmaları içinde faydalı olacağı savunulmaktadır. Kişinin yetişkin hale geldiğinde, kiliseye gidip gitmemesi ve ibadet yapıp yapmaması kendi tercihi olacaktır.

İkinci eleştiri ise, toplu ibadetin içeriğine yöneliktir. Yukarıda belirtildiği gibi, 1988 Eğitim Reformu Yasası “toplu ibadet tamamen veya kısmen genel Hristiyan özelliğini yansıtmalıdır” demektedir. Yasa, bu açıklama ile toplu ibadetin içeriğinin ne olacağına yönelik 1988 öncesi tartışmalara açıklık getirmiştir. Ancak içeriğe getirilen bu açıklık yeni tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bazı eğitimciler toplu ibadetin içeriğinin 1988 Eğitim Yasasında Hristiyanlık olarak tanımlanmış olmasının gelişmekte olan çoğulcu toplum anlayışından geri dönüş olduğunu iddia etmektedirler (Watson, 1993: 160). Aynı zamanda toplu ibadetin Hristiyan karakteri taşıması gerektiğine ilişkin ifadeler okulların bir anlamda kilisenin devamı olarak algılanabileceği endişesini gündeme getirmektedir. Ayrıca okulda toplu ibadetin tamamen veya çoğunlukla Hristiyan karakteri taşımasına ilişkin yasa maddesinin, İslâmiyet, Yahudilik, Sihlik gibi azınlık dinlerinin tali olarak telakki edilmesine ve bu inançlara yönelik olumsuz bir tavır oluşumuna zemin hazırlayacağı öne sürülmektedir (Abdul Mabud, 1992: 92). Konuyla ilgili olarak İngiltere Müslüman toplumu, bu şekilde toplu ibadetin ülkenin tamamında uygulanmasının Hristiyan olmayan din mensupları için adaletsizlik olduğu ve Müslüman öğrencilerin okulda İslam dini inançlarıyla çelişen her türlü toplu ibadete katılmalarının kabul edilemez olduğu vurgulanmaktadır (RE Council 1996; 80). Aslında yasa, “tamamen ve çoğunlukla Hristiyan özelliği taşımalıdır” ifadesi ile Hristiyanlık dışı inançlara göre de toplu ibadetin yapılmasına fırsat tanımaktadır. Çünkü “çoğunlukla” ifadesi kullanılmaktadır. Geri kalan süre içerisinde İslâmiyet, Yahudilik veya Hinduizme göre de toplu ibadet yapılması mümkündür. Bu, hukukî çerçeve içerisinde imkân dahilinde olmasına rağmen pratikte pek uygulanmamaktadır. Çok nadiren okullarda, Hristiyan dışı dinlere göre toplu ibadet yapılmaktadır. Bu da, çoğunlukla Hristiyanlık dışı dinlere ait bayramların olduğu tarihlerde bazı okullarda uygulanmaktadır (Webster, 1995). Yukarıda ortaya konan görüşler Eğitim Bakanlığı Teftiş Raporu verileriyle de örtüşmektedir. İlgili rapora göre, devlet okullarında toplu ibadetin genel Hristiyan özelliğini yansıttığı, yani diğer bir ifade ile belirli bir Hristiyan mezhebine göre yapılmadığı belirtildikten sonra, teftiş yapılan okullarda Hristiyanlık dışı dinlere göre toplu ibadet yapılmasına önem verilmediği görüşü ortaya konmaktadır (OFSTED, 1994).

Toplu ibadet uygulamasına yönelik son eleştiri ise, onun her gün yapılmasına ilişkindir. Yasa emri olmasına rağmen kilise okulları dahil olmak üzere okulların tamamında her gün toplu ibadetin yapıldığını söylemek mümkün değildir. Eğitim Bakanlığı Teftiş Raporuna göre, teftiş edilen ilkokulların ancak %20’sinde toplu ibadetle ilgili yasa hükümlerine tam olarak riayet edildiği ifade edilmektedir. Diğer bir ifade ile okulların % 80’i toplu ibadete yeterince özen göstermemektedir. Şüphesiz buna toplu ibadetin her gün yapılmaması da dahildir. Orta dereceli okullarda ise neredeyse kanunlarda belirtildiği şekliyle toplu ibadete uyan hiç bir devlet okulu bulunmamaktadır. Aynı teftiş raporu, çoğunlukla orta dereceli okulların haftada bir toplu ibadet yaptıklarını ortaya koymaktadır (OFSTED, 1994). Gerçekte İngiltere okullarında toplu ibadetin her gün yapılmasının zorluğu ve bu hükmün kaliteli toplu ibadet yapma önünde bir engel olduğu bilinmeyen bir gerçek değildir. Bazı kilise temsilcileri dahil olmak üzere eğitimciler ve öğretmenler bu uygulamadan memnun olmadıklarını değişik vesilelerle beyan etmektedirler. Örneğin, 1995 yılında Kuzey İngiltere Eğitim Konferansında York Başpiskoposu John Habgood, okullardaki günlük toplu ibadetle ilgili şunları söylemektedir: “Okullarda toplu ibadetten istenilen verim alınamamaktadır. Daha az toplu ibadet yapılması daha kaliteli toplu ibadet yapılmasına yardımcı olabilir. O nedenle durumu yeniden gözden geçirmekte fayda olabilir” (Chadwick, 1997: 103). İlgili literatür ve teftiş raporundan anlaşıldığı gibi, her ne kadar 1988 Eğitim Yasası toplu ibadetin okullarda her gün yapılmasını öngörse de pratikte bu genelde uygulanmamaktadır. Yani, her gün okullarda toplu ibadetin yapılmaması gibi fiilî bir durum mevcuttur. Gelecekte yapılacak eğitimle ilgili düzenlemelerde, okullarda toplu ibadetin her gün yapılması şartının yeniden gözden geçirilerek daha az sıklıkta yapılmasına yönelik değişiklik yapılacağının kuvvetle muhtemel olduğu söylenebilir .

Tarihsel olarak kilisenin eğitim faaliyetlerindeki etkinliği sonucu toplu ibadet, İngiltere okullarında eğitimin bir parçası olarak kabul edilmiştir. 1944 Eğitim Yasası ile devlet ve kilise okullarında toplu ibadet zorunlu hale getirilerek uzun geçmişe dayalı uygulama hukukî olarak da tescil edilmiştir. 1988 Eğitim Reformu Yasası ise toplu ibadetin yerini birkaç değişiklikle birlikte korumuş ve pekiştirmiştir. Yasanın toplu ibadetle ilgili hükümlerinin yorumlanması ve uygulamasındaki bazı belirsizlikler ve farklı anlayışlar 1989 ve 1994’de İngiliz Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmeliklerle giderilmeye çalışılmıştır. Günümüz İngiltere okullarında toplu ibadet, kilise ve devlet okullarında zorunludur. Ancak, öğrenci velilerinin okul idaresine yapacağı başvuru ile öğrenciler toplu ibadetten muaf tutulabilir. Öğrencilerin % 5 gibi çok azı toplu ibadete katılmama hakkını kullanmaktadır.

Okullarda toplu ibadetin, aynı inancı paylaşan insanların kilise, cami vb. yerlerde yaptıkları ibadetten ayrılması gerekir. İngiliz din eğitim literatürüne göre, belirli bir dine inananların mabetlerde yaptığı ibadete “birlikte ibadet” denilmektedir. Geçmişte toplu ibadet, kilisede yapılan ibadetin okullardaki uzantısı olarak algılanırken dinî yönden İngiliz toplumundaki değişikliklere paralel olarak, okul içerisindeki yerini koruyabilmek için toplu ibadet yeniden yorumlanmış ve eğitimsel boyutu ağırlıklı olan bir faaliyet olarak anlaşılmaya başlamıştır. Yasalara göre devlet okullarında toplu ibadetin belirli bir Hristiyan mezhebine göre yapılmaması öngörülmektedir. Bu kuralın getirilmesinin altında yatan sebep ise, özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesine kadar etkin olarak devam eden İngiltere’deki Hristiyan mezhepleri arasındaki mücadelenin devlet okullarındaki toplu ibadete taşınmasını önlemeye yöneliktir. Kilise okullarında ise, toplu ibadetin belirli bir mezhebe göre yapılması mümkündür. Okullardaki toplu ibadetin Hristiyanlıktaki ibadet anlayışından kaynaklandığının unutulmaması gerekir. Günümüzde toplu ibadetin biçiminde değişmeler olsa da sonuçta okullarda toplu ibadet ile kilisedeki ibadette ilahiler okuma, dinî konuşmalar yapma vb. faaliyetler bulunmaktadır. İslâm’a göre toplu ibadetin karşılığı olarak namaz vb. ibadetlerden ziyade dua ve vaaz faaliyetlerini düşünebiliriz. 

Toplu ibadetin amacı, öğrencilerin manevî gelişimlerine katkı sağlamak, ibadet deneyimi kazanmalarına yardımcı olmak, bazı ahlâkî değerleri paylaşmalarına ve birliktelik ruhunun devamını temin etmek olarak açıklanmaktadır. Toplu ibadetin açıkça ifade edilmeyen amacı ise, devlet okullarında liberal bir yorumla da olsa Hristiyan değerlerinin İngiliz okul sistemi içerisindeki varlığını sürdürmesine fırsat vermektir. Uygulamada bu amaçların ve insanların hayatlarına anlam verirken dine olan referansın gittikçe azaldığı İngiliz toplumunda toplu ibadetten beklenen sonuçların hangi oranda gerçekleştiği sorusu cevabı kolay olmayan bir husustur.

Seküler bir toplum olan İngiltere okullarında toplu ibadetin ve özellikle de Hristiyan içerikli toplu ibadetin varlığını koruması son derece dikkat çekicidir. Özellikle devlet okullarındaki din dersi konusunda son derece liberal bir tutum sergileyen din eğitimcilerinin çoğunun toplu ibadet konusunda aynı duyarlılığı gösterdiği söylenemez. Toplu ibadetin okullardaki mevcudiyeti tartışma konusu olup, başta Müslüman toplumu tarafından olmak üzere Britanya Hümanistleri ve az sayıda din eğitimcisi tarafından sorgulansa da bu faaliyetin okullardan tamamen kaldırılmasını isteyenlerin sayısının fazla olduğu söylenemez. Bu nedenle yakın gelecekte toplu ibadetin okullardan kaldırılması mümkün gözükmemektedir. Ancak uygulamaya yönelik bazı eleştiriler dikkate alınarak değişikliklerin yapılması söz konusu olabilir. Bu değişikliklerin başında ise, toplu ibadetin her gün yapılması şartının kaldırılarak daha seyrek olarak uygulanması ve toplu ibadet için de örnek müfredat hazırlanması olacaktır. 

 


Recep Kaymakcan

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to xasxinus

7 Comments