ERİTROSİT
Kırmızı kan hücrelerini ilk tanımlayan kişi, 1658'de bir kurbağanın kanını incelemek için ilkel bir mikroskop kullanan genç Hollandalı biyolog Jan Swammerdam'dı.[5] Bu çalışmadan habersiz, Anton van Leeuwenhoek 1674'te "ince bir kum tanesinden 25.000 kat daha küçük" şeklinde boyutunu da belirterek daha kesin bir tanım daha yaptı.
1740'larda Bologna'da Vincenzo Menghini, ısıtılmış kırmızı kan hücrelerinden kalan toz veya külün üzerinden , mıknatıslar geçirerek demirin varlığını kanıtladı.
1901'de Karl Landsteiner, üç ana kan grubu olan A, B ve C'yi (daha sonra O olarak yeniden adlandırdı) keşfetmesini yayınladı. Landsteiner, serumla kırmızı kan hücrelerinin karışmasıyla ortaya çıkan, düzenli örüntüler gösteren reaksiyonları tanımladı. Böylece bu kan grupları arasındaki uyumlu ve uyumsuz kombinasyonları belirledi. Bir yıl sonra, Landsteiner'in iki meslektaşı Alfred von Decastello ve Adriano Sturli, dördüncü bir kan grubu olan AB'yi tanımladılar.
1959'da,Dr. Max Perutz, X-ışını kristalografisini kullanarak, oksijen taşıyan kırmızı kan hücresi proteini olan hemoglobinin yapısını çözmeyi başardı.[6]
Şimdiye kadar bulunan en eski bozulmamış alyuvarlar; Ötzi adlı , M.Ö 3255 civarında ölen bir insanın doğal bir mumyasında keşfedildi. Bu hücreler Mayıs 2012'de keşfedildi.[7]