Ruhani Mitolojide İyi ve Kötü İyeler: Ak ve Kara Arasındaki Denge

G44q...K1Nz
7 Feb 2024
50

Ruhani Mitolojide İyi ve Kötü İyeler: Ak ve Kara Arasındaki Denge



İye/İzi/Yiye/Eye olarak bilinen bu iyeler, hami koruyucu ve habis/sakınılması gereken ruhlar olarak bilinmektedir. Her iki türün de erkeği ve dişi olabilmekte; hami olanlar Ak ve habis olarak bilinenler de kara iyeler olarak tanınmaktadır, her ikisi de hayatın her kesiminde görülebilmekte ve her ikisi için de saçı yapılabilmektedir.
Bu arada, Hz. Adem'in isminin "Kiş" oluşu ve eşi Havva Ana'nın isminin ise "İy" oluşu, kişioğlu sözünün buradan gelmiş oluşu kültürde evin sahibi anlamında annelere ev iyesi denilmiş olması arasında bir ilişki aranabilir mi diye düşünüyoruz.
Ak iye olarak tanınan koruyucu iyelerin yanı sıra, adeta şerlerin temsilcisi olan Kara İyelerin de var olduğu kanaatindeyiz. Koruyucu iyelerin bu vasfı için onlara kanlı ve kansız kurbanlar verilebilirken, bunlar, yardımlarından mahrum etmek suretiyle uyarıcı ve zarar verici de olabiliyorlardı. Bu konuda Ramil Eliyev, Altay tasavvurunda "dağ ruhları insanları cezalandırabilir, hayvanları yaralayabilir, onlara tufan, pis hava gönderebilir. Bu o zaman baş verirdi ki ona kurban kesilmezdi. Ona göre de Altay ruhu için ağ koyun keserler, dağa taraf süt atarlar. Pendiri Altay ruhu için piramit şeklinde hazırlayıp dağın zirvesine koyarlardı." demekteydi. Su iyesine kurban vermek için hayvanın dişisinin seçilmiş olmasının iyelerinin cinsiyetini anlamlandırmada bir manası var mıdır? Zira Yakut Türklerinde İlkbahar'da balık avına çıkmadan önce doğum yapmamış bir ineği U İçite olarak bilinen su iyesine kurban ederler. Yakut Türklerinin su iyelerinden birisi de Ukolo Toyon'dur. Bu su iyesi suların kirletilmesi konusunda çok hassastır. Suların temiz tutulmasını ister. İnsanlar onun kurallarına riayet etmezlerse, çok kızar su kaynaklarını kurutur ve insanları susuz bırakır.
Eski Türk İnanç Sistemi incelenirken talam kültleri ve bunların merkezlerinde iyeler olduğu görülmekte. Dağ İyesi, Su İyesi, Ağaç İyesi, Kurt İyesi tanımları, tasavvuf edebiyatından hareketle nasıl yapılabileceğini izah eder mi? İzaha göre; Cemadat, nebatat, hayvanat ve insanatın nefisleri öbek öbek yaratılmıştır. Cemadat nefislerinden bir öbek kendi isteği üzerine, mesela Kara Taş veya Ağaç Taş olmuşlar. Bir öbekte nebatat nefsi için yaratılmış, mesela Akçaağaç veya Ardıç olmak istedikleri için Akçaağaç ve Ardıç olmuşlar. Bir öbek hayvanat nefsi için yaratılmış, onlar mesela kurt veya ayı olmak istedikleri için kurt veya ayı olmuşlar. Aynı şekilde bir öbek insanat nefsi için yaratılmış, onlar mesela Türk veya Moğol olmak istedikleri için Türk ve Moğol olmuşlar.
Yüce Zat, cebredici olmuş ama cebreden olmamıştır. İnsan, hayvan, bitki ve taşı yaratmış, ancak kullanılanın yaptıklarını seçim konusunda yönlendirememiştir. Bu noktada iyeye izahımızda yer ararken onun bedenleşmiş bir şekli, donu ve Rab boyutu gündeme gelmektedir. Her cismin bir iyesi varken, kişioğlu'nun da bir iyesinden bahsedilebilir miydi? Beden, nefis ve Rab bağlantısında iyenin yeri ne idi? Bu noktada insanın kamil giden güzergahın izahı üzerinde durulamaz mıydı? Tasavvuf bilginleri ruh konusunu açıklarken insanın üç vücutlu bir varlık olduğunu belirtmektedir. Bunlar; "Rab; Yunus Emre'nin "Bir ben vardır bende, benden içeri..." veya "Süleyman var Süleyman'dan içeri" dediği asıl olan zat. Nefs; Yoktan yaratılmış olan. Beden; var olandan oluşturulup, evrilmiş olan." olduğunu belirtmektedir.Türkolog Nerimanoğlu'nun teşhisi göre, "insanın annesi de öz ruhu vardır. Lakin insan ruhları eş ruhlardan farklıdır. Onlar cehennemdeki Süt Gölü'nden bir damla olup, Uşak doğmadan önce Yayık Göl'den bir damla gönderip uşağa katır." Şamanizm'e göre ruhlar tek ruh ve eş ruh olabiliyor. Tek ruhlar çok kere tanrılarla görülebilirken, Elqem isimli tek ruh Şamanların coşkusunu sağlıyordu. İnsanın nefsi bir bütün, fakat bedeni 4 ruhu içerir. Cansız gibi duranlar, bitkiler, hayvanlar ve insanın ruhu İslam'da iyi ruh iyiliği nispetinde Allah'ın izni ile her şeyi ruh gözüyle görür, sağırdır, dilsizdir ama ruh gözüyle görür. "Dinle nefsin canlıdır., Dutmayanlar ganidir, Hetai, hezareyle, Bu yol nedir, yanlıdır" dörtlüğünde bu noktaya deyinilmiş olmalı. Bu açıklama sadece insan için mi yapılmıştır? Yani cemadardan taşlardan Karataşın içinde ondan içeri bir taşın, ağaçlardan Akçaağacın içinde ondan içeri bir ağacın veya hayvanlardan kurdun içinde ondan içeri bir kurdun olduğunu mu anlamalıyız? Yani yaratılmışlardan her birinin içinde farklı nispetlerde İslami deyişle rahmani ve şeytani güç mü arayacağız, yoksa yaratılmışlarda farklı nispetlerde aklık ve karalık aramak değil de, tamamen kara veya tamamen ak olarak mı istekleri üzerine var edilebilmişlerdi? Her iki izah arasında ayrıca ciddi bir benzerlik yönü vardır. Birinci izah esas alınması halinde, her kara iyede az çok ak iye özelliği vardır.
Bu iki izahtan birinci olan görüş esas alınırsa, insanat için insanı kamil ve onun mürşidi söz konusu olduğu gibi, cemadat için cemadatı kamil ve onun mürşidi, nebatat için nebatatı kamil ve onun mürşidi, hayvanat için hayvanatı kamil ve onun mürşidi gündeme gelmiş olmaktadır. Tasavvuf bilginlerinin başka bir açıklamalarında da Dağ Velileri olarak bilinen veliler vardır. Dağlar onlara tahsis edilmiştir. Orada gömülüdürler ve o dağın onların adıyla anılması gerçektir. Bu teşhisi halk inançlarından tespit edip Dağ kültü olarak izleyebiliyoruz. Bu noktada veli olan dağlar ve dağı olabilen veliden ini söz edebilecektir. Bu taktikle cemadat için yapılan bu açıklama nebatat, hayvanat ve insanat için de yapılabilecektir. Yani ruhani anlamda seçilmiş ağaç ve seçilmiş veli kişisinin kutlu ağacı, keza seçilmiş kurt ve veli kişisinin kurdunun anlayışları gündeme gelmektedir. Veli kişinin kutlu dağı, kutlu ağacı ve kutlu kurdunu olabilirken, mesela cemadardan kut bulmuş dağın da kutlu nebatlardan kut bulmuş ağacı ve hayvanattan kut bulmuş kurdunu olmak gerekebilir mi? Halk inançlarından yapılmış tespitlerle bunların özelleştirmeleri zor değildir. Bir örnek olmak üzere "Hangi Dağın Kurdu Öldü?" deyimi inanç etimolojisi bakımından ele alınabilir. "Gök cisimlerinin yararları ve zararlı ışıklarının güçleri, saçtıkları ışıkların ruhaniyeti göre değişir." Açıklaması esas alınarak saçılan ışığın ruhaniyetinin belirlenmişliğinden hareketle diğer cemadatın ruhaniyeti için bir ölçü kabul edilmesi mümkün müdür?Cemadatın ruhu esas alınarak yuvanın, mahallenin vatanın ruhundan bahsedilebilecektir. Ruh köleliğine bağlılıktan ruh yüceliğinden caminin ruhundan bahsettirebilecektir. Bu izah kabul gördüğü takdirde ve görebildiği nispette kutlu dağ, kutlu ağaç, kutlu hayvan tanımlamalarının izahı mümkün olabilecektir. Kutlu kişi veya insanı kamilde beklenilen onda görülebilen tayy-ı mekan gibi özellikler kutlu dağdan, kutlu ağaçtan, kutlu kurttan beklenilebilecektir. Halk inançlarında bu dağlarda, ağaçlarda, hayvanlarda tanrısal güçlerin olduğuna inanılıyordu. Diğer taraftan Şit ve İdris Peygamberlerin Ümmeti oldukları üzerinde durulan Sabi terde "hakim, mukaddes, noksan sıfatlardan münezzeh, yaratılmamış, celal ve azametine ulaşılması imkansız, fakat ruhlar vasıtasıyla kendisine ulaşılabilecek bir yaratıcıya inanırlar." denilmektedir ki bu açıklama adeta nih ve iye anlayışlarını örtüştürmektedir.
Bizim evvelce erkek olmayan ulu canlar üzerinde yaptığım bir çalışmada insanı kamil tiplemesinin bütün tezahür şekilleri bakımından erkek ve dişiliğin bir faktör olmadığını halk inançlarından hareketle görebilme imkanımız olmuştu.
Tasavvuf bilginleri kemalatta cinsiyeti açıklarken; "Erkek ve dişi mürşidiler denirken erkek ve dişi veliler kastedilmiş olunur. Dişi veliler tanımlaması ile onlardan olunmazken erkek mürşit olunur. Buna göre mürşid olmak için erkek olmak gerekmemektedir." demişlerdi. Şamanizm'in tamamlanmış olan büyüklerinden İlk Türklerde İslam öncesi müslümanlık olgusunda yaşamış olduğu gözlemlerine göre, bu bilgiler üzerinden bir araştırma yapılarak insanı kamil tiplemesinin cinsiyet açısından bakılmaksızın gerçekleşebileceği müşahede edilebilmişti. Konuyla ilgili yapılan bir başka tespitte ise İran Tıp Kitapları'nda vücutta öne çıkan 5 akrep cinsi arasında yer alan, 3 tanesi dişi akrep ve 2 tanesi erkek akrep olmak üzere, dişi akreplerin biri erkek akreplerin biri sağ ve biri sol tarafta yer almakta, böylelikle birbiriyle çiftleşmeyi tamamlayabilen cinsten olmaktadır.
İnsanatın ruhu esas alınarak nefsin cemadat olan kutlu dağı, nebatat olan kutlu ağacı ve hayvanat olan kutlu kurdunu anlamak mümkün müdür? İslam'da yasak olan bu günahkâr inanç esas alındığında onlara özgü ruhunun olup olmadığı hususundaki tereddütler açıklığa kavuşabilecek midir? İnsanın kamil ruhu esas alındığında onun nefsi olan ağacın, kutlu dağın ve kutlu kurttan haberdar olmasının mümkün olup olmadığını bilmek mümkün müdür? İslam dinine göre insanın ruhu yedi kat gökten getirilmekte, haram lokma, haram eş yüzünden kötü etki altında kalması ve zamanla cismanileşmesi durumunda insanın sadece bedeni olan kötü ruh, zikredilmeye değmez olan can, ahlak ve benlik boyutlarını ifade etmekteydi.
İslam'da müslümanlık esas alınarak ağacın, kutlu dağın ve kutlu kurdun mekan boyutlarından ne kadar haberdar oldukları izah edilebilecek midir? İslam inancına göre, Allah katında insanın makamını belirleyen kişinin takvadaki izzeti ve Allah kulları arasındaki yerine dayalı olması itibariyle Allah katındaki yüksek mertebesini ifade eden "Zat-ı İlâhî" veya "Fânî-Bâkî" denilen, tayy-ı mekan sahibi olması durumunda, ehlullahın bulunduğu yeri görebilmesi mümkündür. İslam inancına göre Allah'ın kulunun makamını belirleyen kişi kullar arasında Allah katındaki yerine göre farklılık gösterir. Herkesin amel ve ibadetini gösteren "Zat-ı İlâhî"yi anlayarak ehlullahın bulunduğu yeri görebilmesi mümkündür.
Hz. Muhammed (s.a.v) buyurdu ki; "Sizin en hayırlınız, Kuran'ı öğrenen ve öğreteninizdir." Allah'a ve âhiret gününe inanan, Allah'a ve Resulüne bağlı olan Müslümanlar birbirlerine yardımlaşmalı, bilgi ve tecrübelerini paylaşmalıdırlar. İslam'da öğrenmenin ve öğretmenin önemi vurgulanmış, ilim ve irfan sahibi olmanın erdemli bir davranış olduğu belirtilmiştir. "Bilmiyorsan sor, öğren" anlayışı, İslam'ın temel prensiplerindendir. Bu sebeple, Müslümanlar birbirlerine bilgi aktarmak ve öğrenmeye teşvik etmek için çaba göstermelidirler. Bu, toplumun bilgi düzeyini arttırarak gelişmesine katkı sağlar ve Müslümanlar arasında dayanışmayı güçlendirir.
_________________________________________________________________________________________


Merhaba, karanlık dünyaya hoş geldiniz! Ben @Karasakal ve burada, korku dolu dünyaların kapılarını aralayarak sizi gizemli ve ürkütücü bir yolculuğa davet ediyorum.
"Karasakal" adlı Cos.tv "https://cos.tv/channel/33717931502117888" kanalımda, geceye dair esrarengiz hikayeleri anlatıyor, karanlık köşelerin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
👻 Hikayeler ve Mitoloji: Efsanevi yaratıkların, karanlık geçmişlerin ve unutulmaz karakterlerin arasında kaybolun. Mitolojik öğelerle bezeli hikayelerle sizi büyüleyeceğim.
🌌 Gizem ve Gerilim: Kayıp kasabaların, terk edilmiş evlerin ve hayaletli mekanların sırlarını keşfedin. Gerilim dolu anlatımlarla kalbinizin ritmini hızlandıracağım.
🕵️ Korku Sever Topluluğu: "Karasakal" ailesine katılarak, korku severlerin bir araya geldiği bu benzersiz topluluğun bir parçası olun. Sizden gelen yorumlar ve önerilerle bu karanlık yolculuğa birlikte devam edelim.
📅 Yeni Hikayeler Her Hafta: Her hafta sizi farklı bir korku hikayesiyle buluşturuyorum. Yeni bölümleri kaçırmamak için kanalıma abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın!
Karanlık dünyaları keşfetmeye hazır mısınız? "Karasakal" ile gerçek korku hikayelerinin dünyasına adım atın. Kemerlerinizi sıkı tutun, çünkü bu yolculukta sizi bekleyen bilinmeyenlerle dolu!

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to Karasakal

7 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.