Tarihin Unutamadığı Dahi Kadınlar

HgBD...SqNx
29 Jan 2024
4

Bugüne kadar gönüllerimizde çığır açan buluşları ve eşsiz eserleri ile taht kurmuş iki dâhinin gölgesinde kalarak isimlerini belki de çoğumuzun duymadığı iki kadın: Mileva Maric Einstein ve Fanny Mendelssohn. Biri bilim dünyasına damgasını vuran teorileri ile hafızalara kazınmış bir gölgede geçirilmiş bir yaşam, bir diğeri ise henüz su yüzüne çıkmamış birçok eseri ile müzik dünyasında adı duyulmamış bir başkası… Neden adlarını duyuramadı bu dâhiler? Yıllarca önlerindeki en büyük engel ne olmuştur? Kendileri mi tercih ettiler yaşamlarının bu denli olmasını yoksa engellendiler mi yıllarca?

Mileva Mariç ile Albert Einstein’ın yaşamı üniversite yıllarında kesişir. Albert’a göre çok daha düzenli ders takibi yapan Mileva 4.7 gibi bir ortalama ile mezun olmuştur. Fakat tek dersi kaldığı için 4.6 ortalaması olan Einstein’dan sonra diplomasını almıştır. İkili Zürih Politeknik Üniversitesi’nde öğrenci oldukları günden beri tatlı bir rekabet içinde birlikte çalışmışlar ve birlikteliklerine devam etmişlerdir. Mileva ile Albert birlikte ilk makalelerini yazdıklarında üretici koltuğunda yalnızca bir kişi oturmaktaydı. Ve hiç de şikayetçi değildi Albert bu durumdan. Mileva sevgilisine bu izni vermişti. Belki de Albert bir an önce iş bulsun evlenebilsinler istemiş olabilir. Zira baba Einstein Albert’ın iş bulması şartı Mileva ile evlenmesine izin vermişti. Ama bu makale de Albert’ın iş bulmasına olanak sağlamamıştı.    

1901 yılında Albert Bern’de Patent Enstitüsü’nde iş bulmuş ikilinin evlenmesi için hiçbir engel kalmamıştı. Mileva ve Albert çalışmalarını Albert’ın yoğun iş mesaisinden kalan zamanlarda aralıksız sürdürüyorlardı. 1905 yılı Einstein için yaşamındaki en parlak yıl olarak görülmektedir. O yıl ortaya çıkan çalışmaları şunlardı: Foto elektrik efekti (1921’de bu makalesiyle Nobel aldı),Brownian motion (bu konuda 2 makale yazdı), Özel görelilik teorisi ve E=mc2. 21 makale yazdı bu çalışmalarla alakalı olarak Mileva ve Albert. Bir tek atıf bile yer almıyordu çalışmalarda Mileva’ya..Bu sırada çiftin oğulları Hans dünyaya geldi. Üniversitede ders veren Albert Mileva’nın hazırlamış olduğu notlardan faydalanıyordu, birlikte bir arkadaşları ile birlikte ultra hassas volt ölçeri icat ettiler patentini aldılar. Mileva’nın adı hiçbir yerde geçmedi. İkinci çocukları da dünyaya gelmişti, Mileva’nın görevi ev işlerini organize etmek, çocuklara bakmak ve bilimsel çalışmalarda Einstein ile birlikte çalışmaktı. Bu sırada bambaşka bir gelişme yaşanmıştı. Albert ile Mileva boşanma kararı almışlardı. Bu durumun sebebi Albert’ın kuzeni Elsa’ya aşık olması idi. Hiçbir zaman hemen hemen her çalışmada tüm katkılarına rağmen bir kez bile adı geçmeyen Mileva’nın tek bir isteği vardı Albert ‘tan. Nobel ödülünü kazandığında para ödülünü ona vermesini isteyecek, Einstein başta kabul etmeyecek daha sonra da bir oğullarının rahatsızlığından dolayı anne Mileva paranın oğullarının hakkı olduğunu ısrar edecekti defalarca. Albert’ı çalışmaların tamamını birlikte yaptıklarını söylemekle tehdit etmişti. Albert ona cevaben yazdığı mektupta şunları söyledi: “Yazdıklarınla beni güldürdün. Hakkında konuştuğun adam bu kadar başarılı olmuşken, kimse senin söylediklerine ilgi gösterir mi sanıyorsun? Eğer bir insan önemsiz ise, kimseye bir şey söylemeden, sessizce kalması gerekir. Sana da bunu tavsiye ederim.” Birçok kez reddedilse de Mileva sonunda Albert’tan ödülün parasını alabildi. Aldığı para ile iki ev satın alan Mileva oğullarıyla birlikte fakir bir yaşam sürerken, Albert parlak başarıları ile tüm dünyaca bilinen en başarılı bilim insanı olarak tarihe adını yazdırdı (1).

Fanny Mendelsshon… Ünlü besteci ve piyanist Felix Mendelssohn’un kız kardeşi en az onun kadar yetenekli bir piyanist ve besteci… Küçüklüğünden beri müziğe ilgisi olan Fanny, annesinin desteği ile piyano eğitimi alır. Fanny erkek kardeşine ilk piyano derslerini verecek bir nevi onun yetişmesine katkıda bulunacaktır. Bu yetenek maalesef hiçbir zaman müziğini bir meslek icra edemeyecektir. Babası bir mektubunda Fanny’e şunları söyleyecektir:  “Müzik çalışmaların konusunda bana yazdıkların, kardeşin Felix’in çalışmaları hakkında düşündüklerin….bunların hepsi güzel şeyler. Müzik kardeşin için belki bir meslek olacak, fakat senin için bir süsten öteye gidemeyecek. Bu anlayışla hareket et. Kadınlara sadece kadınsı bir tavır yakışır.” Böyle bir yetenek babası ile müziği arasında kalan Fanny saray ressamı Wilhem Hansel ile evlenir. Wilhem Fanny’e piyano çalmasını ve beste yapması için her zaman destek olur. Kardeş Felix tüm eserlerini oluştururken ablasına danışır, onun görüşlerini uygulamaya koyar. Dünyaca ünlü Felix Mandelssohn’un birçok eserinin ablasına ait olduğu ama altında kendi adının yer aldığı bilinmektedir. Yaklaşık 500 adet bestesi olduğu düşünülen Fanny’nin hala gün yüzüne çıkmayan eserlerinin olduğu varsayılmaktadır (2)

Adları tarihin tozlu sayfalarında kaybolmuş bu iki dahi kadın ve niceleri… Büyük bir toplum baskısı içinde erkek egemen toplumda eserlerini icra edememiş çok sayıda kadın bilim insanları, şairler, müzisyenler, ressamlar yer aldı yaşamın var olduğu ilk günden itibaren.  Tarihçi Margaret Rossiter bu ön yargıya ‘Matthew Matilda Etkisi’ ismini verdi. 20. yy’dan önce kadınların bilimle uğraşabilmeleri için bir erkekle ortaklık kurmaları ya da onlarla arkadaş olmaları gerekiyordu. Tabii ki zengin olmaları da büyük bir artı niteliğindeydi (3). Günümüzde bu önyargı çok büyük bir ölçüde ortadan kalkmıştır. Kadınların bilim dünyasına katkılarının olmadığını öne sürmek büyük bir hata olmaktan öteye gitmeyecektir.


Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to kzynes

0 Comments