KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN ŞEHİR UŞAK
KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN ŞEHİR UŞAK
Uşak’ı Türkiye haritası üzerinde bir çırpıda gösterebilir misiniz?
Peki, Uşak’la ilgili aklınıza gelen ilk üç şey nedir diye sorsam?
Bunlar şehri tanıyanlar için oldukça kolay sorular ama cevap vermekte zorlananlar için yardım alabilecekleri keyifli bir liste hazırladım.
Komşuları Kütahya, Afyon, Denizli ve Manisa olan Uşak, Ege Bölgesi’nde yer alır. İç Anadolu Bölgesi’ne de yakın konumuyla iklimi ılıman değil daha çok karasaldır, yani yazları sıcaktır ama kışları da bir o kadar sert geçer. Uşak’a gidip de görmeden dönülmemesi gereken yerlerin başında ise Burma Camii gelir. Şehir merkezinde mimarisiyle ilgi çeken eserin 16. yüzyılda yapıldığı düşünülüyor.
Büyük İskender’in Anadolu’yu ele geçirmesinden sonra bölgeye yerleşen insanların kendilerine Makedonyalı Blaundus adını verdiği rivayet ediliyor. Blaundus Antik Kenti’nin adı işte o tarihten miras… Uşak’a 40 km mesafedeki yerin varlığı 1845 yılında fark edilmiş… 2018 yılında ise saklı kalıntıları gün yüzüne çıkarmak ve bölgeyi canlandırmak için kazı çalışmaları başlatıldı.
Uşak Arkeoloji Müzesi tadilat nedeniyle bir süredir kapalı fakat şehrin akılda tutulması gereken yerlerinden biri olduğu için listemizde yer veriyoruz. Özellikle, 60’lı yıllarda Amerika’ya kaçırılan, Kültür Bakanlığının peşini bırakmayıp dava açtığı ve 1993’te ülkemize geri getirilen namıdiğer “Karun Hazineleri”nin de burada sergilendiğini söylemeliyiz.
45 kilometre uzunluğundaki Ulubey Kanyonu bir ana kanyon ile ona bağlı onlarca kanyondan oluşuyor. İçinden dereler, çaylar geçen doğa harikası kanyonu 2015 yılında açılan cam seyir terasından seyretmek mümkün.
Frigyalılardan, yani 2500 yıl önceden günümüze ulaşan, 24 metre uzunluğundaki Clandras Köprüsü Uşak’a 46 km mesafede. Köprü sadece mimarisiyle değil çevresindeki doğa ile de göz kamaştırıyor. Bölgeyi geliştirmek ve turizme kazandırmak için gönüllü çalışmalar da yapılmakta.
30’dan fazla erkek cirit kulübünün bulunduğu Uşak’ta, aynı zamanda ilk kadın cirit kulübünün kurulduğunu da biliyor musunuz? Ata sporumuzu büyük bir coşkuyla sürdüren şehirde her yıl nisan ayında ulusal cirit müsabakaları düzenleniyor.
Uşak deyince akıllara gelmesi gereken bir başka konu da dokumacılık olmalıdır. Çeşit çeşit dokumanın yapıldığı şehir özellikle halı ve kilim dokumalarıyla yüz yıllar öncesinde nam salmıştır. Türkiye’nin ilk halı müzesi de tarihi bir Uşak evi restore edilerek yine bu şehirde kurulmuştur. Diğer taraftan tıpkı dokumacılık gibi deri işçiliğinde de Uşak büyük bir birikime sahip; şehrin tabakhanelerinde dünyanın en iyi deri ürünleri üretiliyor.
Ülkemizdeki battaniye üretiminin yüzde 95’i de Uşak’ta gerçekleşmektedir, özellikle yün battaniyeler… Evimizde bizlere konfor sağlayan battaniyeler bazı insanlar için ev sıcaklığını hissedebileceği bir araç olabiliyor ve Uşak’ta, göçmenlerle çevre ülkelerdeki savaş mağdurları için milyonlarca battaniye üretiliyor.
Uşak mutfağında Ege ve İç Anadolu’nun mutfak kültürü harmanlanmış… En çok yapılan yemekler arasında yumurta sızdırması, keşkek, pazı yaprağı ile yapılan sarma, ciğerli bulgur bulunuyor. Ama tarhana çorbasının ülkemizdeki özel birkaç adresinden biri de bu şehirdir. Eskiden “dar hane”lerin çorbası olduğu düşünülen lezzet bugün her sınıf için tadına doyum olunmayan bir lezzet. Fakat takdir edersiniz ki Uşak usulü hakiki bir tarhana çorbası içmek isterseniz Ege’nin bu mütevazı şehrine bir yolculuk yapmanız gerekir.