Imposter Sendromu
İmposter Sendromu Nedir?
İmposter sendromu, ilk olarak 1978 yılında Clance ve Imes tarafından “kişinin bir alandaki tüm başarılarına rağmen o alanda insanların sandığı kadar yetkin olmadığını düşünmesi, dolayısıyla bir sahtekâr gibi hissetmesi” olarak tanımlanmıştır.[1] Başlangıçta imposter sendromunun genellikle yüksek başarılı kadınların tecrübe ettiği bir fenomen olduğu düşünülse de araştırmalar; cinsiyet, sosyal statü, uzmanlık alanı ve uzmanlık seviyesi fark etmeksizin bunun pek çok insanda mevcut olan bir fenomen olduğunu ortaya koymuştur. Başarısının bir hataya veya şansa bağlı olduğu, aslında kendisinin o kadar da zeki ya da yetenekli olmadığını düşünme durumu olarak da tanımlanabilecek imposter sendromunun, insanların %70’inin hayatlarında en az bir kere tecrübe ettiği bir durum olduğu rapor edilmiştir.[2]
İmposter sendromu “sendrom” olarak tanımlansa da aslında tanı koyulabilir bir psikolojik rahatsızlık değildir. İmposter sendromu, başarma arzusu ve mükemmeliyetçilikle bağlantılı olup kişinin iç dünyasında yaşadığı bir deneyimdir. Bu bağlamda isminde geçen “imposter” yani “sahtekâr” kelimesinin yanlış anlaşılmaması önemlidir. İmposter sendromuna sahip insanlar aslında genelde “sahtekâr” olmaktan en uzak insanlardır. Zira bu insanlar, gerçek sahtekârların aksine işlerinde gerçekten başarılı olmalarına rağmen “en iyisini” yapamamaktan duydukları endişe ile bir sahtekâr gibi hissederler ki bu da işlerini layığıyla yapma kaygısını herkesten daha fazla güttüklerini gösterir.
İmposter Sendromunun Çeşitleri
İmposter sendromu, kişinin bulunduğu sosyal bağlama göre farklı şekillerde kendini gösterebilir. Bu noktada, Dr. Young tarafından 5 adet imposter sendromu çeşidi tanımlanmıştır.
Mükemmelliyetçi: Bir şeyi kusursuz bir biçimde yapmadığınız zaman daha iyi yapabileceğinizi düşünmenizden ortaya çıkan imposter sendromu çeşididir. Mükemmeliyetçi doğanız sizi, sizin diğerlerinin düşündüğü kadar iyi olmadığınıza inanmaya iter.
Uzman Kişi: Uzman kişinin bir konuda öğrenilebilecek her şeyi bilmediği için kendisini sahtekâr gibi hissettiği imposter sendromu çeşididir. Bu imposter sendromu çeşidine sahip insanlar öğrenebilecekleri daha çok şey olduğu için kendilerini “uzman” seviyesine ulaşmış olarak hissetmezler.
Doğuştan Deha: Bu imposter sendromu çeşidinde doğuştan zeki ve yetenekli olmadığınızı düşündüğünüz için kendinizi sahtekâr gibi hissedersiniz. Bir şeyi ilk denemede başaramazsanız veya öğrenmeniz vakit alırsa, yeterli yetkinlikte olmadığınızı düşünmeye başlarsınız.
Süper İnsan: Bu imposter sendromu çeşidinde bir konuda en çalışkan veya en başarılı kişi olmanız gerektiğini düşünürsünüz. Bu seviyeye ulaşamadığınız durumda kendinizi sahtekâr gibi hissedersiniz.
İmposter Sendromu Belirtileri
İmposter sendromuna kesin bir tanı koymak mümkün olmasa da kişi kendisine birtakım sorular sorarak bu durumun iç deneyimlerindeki varlığını tespit edebilir. Bu sorulardan başlıcaları şu şekildedir;
- Yaptığınız küçük bir hata veya kusurda dahi büyük bir suçluluk hissi duyuyor musunuz?
- Başarınızı şansa veya dış faktörlere bağlıyor musunuz?
- Eleştiriler yapıcı olsa dahi eleştirilere karşı fazla mı duyarlısınız?
- Er ya da geç insanların sizin aslında düşündükleri kadar yetkin olmadığınızı anlayacaklarından endişeleniyor musunuz?
- Diğerlerinden gerçekten de daha uzman olduğunuz alanlarda dahi o alanda o kadar da bilgili ve yetkin olmadığınızı belirtme ihtiyacı duyuyor musunuz?
Bu ve bunun gibi pek çok soruya cevabınızın “Evet” olması, imposter sendromuna sahip olduğunuzu gösterebilir. Bu konuda daha net bir sonuç almak adına Dr. Clance tarafından geliştirilmiş imposter sendromu testini yapabilirsiniz.
Imposter Sendromunun Nedenleri
Imposter sendromu üzerine yapılan ilk çalışmalar, imposter sendromunun erken aile dönemi ve cinsiyetle büyük ölçüde bağlantılı olduğunu önerdi. Fakat ilerleyen zamanda yapılan çalışmalar imposter sendromunun her yaştan, cinsiyetten ve kökenden insanda meydana gelebileceğini gösterdi.
Aile Yetiştirmesi
Çocuğun yetiştirilme şekli ve aile içi dinamiklerin imposter sendromu üzerinde etkili olabildiği tespit edilmiştir. Özellikle aşırı korumacı ve kısıtlayıcı ebeveynlik tarzının çocuklarda imposter sendromunu tetikleyebileceği bildirildi.
Diğer yandan aile içinde desteğin az, çatışmanın fazla olduğu bir büyüme ortamı çocukların ilerleyen yaşlarda imposter sendromu yaşama olasılığını arttırmaktadır.
İmposter sendromunun kadınlarda daha fazla gözlemlenmesinin bir sebebinin de ailelerin çocuk yetiştirirken cinsiyetçi tutum takınması olduğu iddia edilmiştir. Zira düşük özgüven ile yetiştirilen kadınların, kariyerlerinde kendi elde ettikleri başarıların kendilerinden kaynaklanmadığını düşünmesi daha olası bir durumdur.
İş ve Okul Değişimi
Kişinin hayatında yeni bir role bürünmesi imposter sendromunu tetikleyen faktörlerden biridir. Örneğin üniversite hayatına veya yeni bir şirkette bir işe başlarken kendinizi oraya ait hissetmediğiniz zaman o pozisyon için yetkin olmadığınızı düşünme ihtimaliniz de yükselir.
Genel manada insanlar, çeşistli geçiş süreçlerinde veya yeni bir şey öğrenme sürecinde imposter sendromu deneyimleyebilir. Başarılı olma baskısı deneyim eksikliğiyle birleştiği zaman yetersiz hissetme duygusu tetiklenebilir bu da imposter sendromuna yol açabilir.
Sosyal Kaygı
İmposter sendromu ve sosyal kaygı deneyimi benzerlik gösterebilir. Sosyal kaygı fenomenine sahip bir kişinin bir ortamda sohbet ederken veya konuşma yaparken kendini bulunduğu ortama ait hissetmez ve oradaki işini olabildiğince çabuk bir şekilde bitirmek ister. İmposter sendromunda da kişi, yetersizliğinin ortaya çıkmasından duyduğu kaygı yüzünden bir ortamda sosyal kaygı fenomenine sahip bir kişiyle benzer tepkileri gösterebilir.
Sosyal kaygının imposter sendromunu körüklemesi mümkündür fakat imposter sendromu yaşayan herkesin sosyal kaygıya sahip olduğu veya bunun tam tersi durumunun geçerli olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira sosyal kaygıya sahip olmayan insanlar da güven eksikliği ve yetersizlik hissedebilirler.
Kişilik
Çeşitli kişilik özelliklerinin imposter sendromu ile bağlantılı olabileceği bildirilmiştir.
Düşük öz-yeterlilik hissi: Öz-yeterlilik kişinin bir konuda başarılı olup olamayacağına dair kendine olan inancını ifade eder. Kişimin kendini düşük yeterlilikte hissetmesi, imposter sendromunu ortaya çıkaran önemli faktörlerdendir.
Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçilik, kişiye bir işi yaparken uygulanabilecek “mükemmel” bir senaryo olduğunu ve bunun dışına çıkılmasının kabul edilemez olduğunu düşündürür. Bu da herhangi bir hata durumunda imposter sendromu yaşanmasını tetikler. Ayrıca mükemmeliyetçilik başkalarından yardım istemeyi de zorlaştırır ve bu durum imposter sendromunun ilerlemesine neden olabilir.
Nevrotiklik: Nevrotiklik 5 kişilik boyutundan biri olup, yüksek düzeyde kaygı, güvensizlik, gerginlik ve suçluluk duygusu ile bağlantılıdır. Nevrotik insanların imposter sendromuna sahip olma ihtimalinin yüksek olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
İmposter Sendromunun Nasıl Üstesinden Gelebilirim?
İmposter sendromunun üstesinden gelmek için kişinin kendi kendine uygulayabileceği bir takım yöntemler mevcuttur.
Kendinize birtakım sorular yöneltin: İmposter sendromunun üstesinden gelmek için mevcut zihinsel durumunuzu keşfetmek adına kendinize şu soruları sorabilirsiniz;
- Kendimle ilgili hangi temel inançlara sahibim?
- Olduğum gibi sevilmeye layık olduğumu düşünüyor muyum?
- Başkalarının beni onaylaması için mükemmel olmalı mıyım?
Duygularınızı paylaşın: Nasıl hissettiğiniz hakkında diğer insanlarla konuşun. Bazı duygular paylaşılmayıp içe atıldığında kişi için ciddi sıkıntılar oluşturabilir.
Başkalarına odaklanın: Bu öneri kulağa mantıksız gelse de insanların kendileriyle aynı sorunu yaşayan kişilere yardım etmesinin kendi sorunlarının da üzerinden gelmesine yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Yalnız görünen, bir ortamda çekingen davranan birini gruba dâhil etmeye çalışın.
Yeteneklerinizi değerlendirin: Sosyal açıdan yetersiz hissediyorsanız yeteneklerinizin gerçekçi bir değerlendirmesini yapın. Başarılarınızı ve iyi olduğunuz konuları yazıya dökün. Sonrasında bunu öz değerlendirmeniz ile karşılaştırın.
Adım adım ilerleyin: İşleri mükemmel yapmaya değil makul derecede iyi yapmaya odaklanın ve ilerleme kaydettiğinizde kendinizi ödüllendirin. Örneğin bir grup sohbetinde bir fikir sunun veya kendiniz hakkında bir hikâye anlatın.
Düşüncelerinizi sorgulayın: Yeteneklerinizi değerlendirip adım adım ilerleme kaydetmeye başladığınızda düşüncelerinizi tekrar sorgulayın. Hâlâ bir imposter olduğunuza inanmak mantıklı mı?
Kıyaslamayı bırakın: Sosyal bir ortamda kendinizi bir başkasıyla kıyasladığınızda kendinizde yeterince iyi olmadığınızı veya o ortama ait olmadığınızı düşündürecek bir kusur bulacaksınız. Bunun yerine insanların konuştuklarını dinlemeye çalışıp gerçek manada daha fazlasını öğrenmeye odaklanın.
Sosyal medyayı ölçülü kullanın: Sosyal medyanın aşırı kullanımının olumsuz duygular oluşturabileceği bilinen bir gerçektir. Sosyal medyada gerçekte var olmayan bir imajı örnek edinip ona ulaşmaya çalışmak imposter sendromunu tetikleyebilir.
Duygularınızla savaşmayı bırakın: Ait olmama duygusuyla savaşmayı bırakın. Bunun yerine bu duyguyu kabul ettiğinizde sizi daha fazlasını başarmaktan geri tutan çekinceleri daha iyi anladığınızı göreceksiniz.
İmposter sendromunun yolunuza çıkmasına izin vermeyin: İmposter sendromunu ve ait olmama hissini deneyimleseniz de bunların sizi hedefinize ulaşmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Her şeye rağmen ilerleyin ve başarmaya devam edin. Başarılarınız zamanla kendinize olan inancınızı sağlamlaştırıp imposter sendromunuzun da azalmasına yardımcı olacaktır.