İNSANCIK
Bu yalnızlık korkusundan mustarip kamplaşarak yaşamaya çalışan "insancık" ın hazin öyküsüdür. Toplumsal çatışmanın temelinde yatan sebeplerden bir tanesi de insancığın yaradılıştan gelen ilkel ve içgüdüsel yalnızlık korkusudur. Bu korku aidiyet duygusunu tetikler. Böylece toplum içinde birey olarak varlık gösteremeyen insancık bir grubun ideoloji ve misyonu dahilinde kimlik kazanır. Yani yalnız kalmamış ve kolektivist duygularla güven kazanmış olur. Bu sefer ait olduğu sürüden dışlanmamak veya yerini pekiştirmek için (bukalemun hızında) uyum sağlar. Ve kendine verilen görevleri kâh fanatik duygularla kâh menfaati gereği yerine getirir. En şuurluları dışarıdan gelecek fikirsizlik suçlamalarına maruz kalmamak için bu yolu seçer. Kalemlerini bir kılıç gibi ustaca kullananları bile görülmektedir. En militan ruhluları ise kendilerini, bu uğurda "feda olma" sloganıyla avutup, varlıklarına kutsiyet katmak isterler. Bir fikir ve amaç edinmiş olan bu insancık artık yanlış, zulüm, haksızlık ve bilumum kötülüğün düşmanı; hatta adalet, iyilik ve hakkaniyetin amansız şövalyesi Don Kişot' tur.
Bu insancıklardan oluşan çeşitli sürüler menfaat ve fikir teması noktasında çatışma ihtiyacı duyar. Çünkü kendi gibi olmayan herkes yanlıştır ve topluma zararlıdır. Yok edilmelidir. Bu var olma savaşı insancık tarihi boyunca kazanım' sız ve kazanan' sız devam edeceğe benzemektedir."
Not: Bu hikayedeki olay ve insancıklar KISMEN hayal ürünüdür ve yazı dolmuşta zor şartlar altında yazılmıştır.
Ayrıca yazar tarih, psikoloji ve sosyolojiden de anlamamaktadır.