Hz. Muhammed'in (S.A.V) Miraç Gecesi Cehennem Ziyareti

G44q...K1Nz
6 Feb 2024
114

Merhaba korku sever dostlarım. Karasakal'ın bu sıcak, dumanlı, acı ve ıstırap çığlıklarıyla dolu gecesine hoş geldiniz! Karanlık ve bilinmezlik, içimizde her zaman bir korku uyandırır. Ancak bazen, cesaretle korkularımızın en derin noktalarına dalmanın zamanı gelir. Bugün, sizleri Cehennem ‘in kapılarını aralamaya ve o korkunç derinliklere bir bakış atmaya davet ediyorum. Bu yazıda, Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Miraç’ta cehennem bekçisi Malik ile olan şaşırtıcı diyalogunu sizlerle paylaşacağım. Gözlerimizi kapatıp, ruhumuzu bu anlatıya açarak, içsel bir yolculuğa çıkıyoruz. Belki de karanlıkta gezinen varlıkların, insanların günahlarının izlerini takip ettiği bu hikâye, sizi derin düşüncelere sürükleyecek. Umarım, bu karanlık anlatı, bize sadece korkunun değil, aynı zamanda ibretin ve düşündürücü gerçeklerin de kapılarını aralar. Hazır mısınız, Korku Sever Dostlarım? Çünkü şimdi, Hz. Muhammed'in (S.A.V.) gözünden cehennemin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Belki de bu yolculuk, karanlık ve ışık arasındaki ince çizgiyi, varlık ve yokluk arasındaki gerçeği daha net görmemizi sağlayacak. Cehennem 'in kapıları ardında ne gibi sırların beklediğini birlikte keşfedeceğiz.


Hz. Muhammed (S.A.V) anlatıyor:


Miraç gecesi göğün birinci katına vardığımda melekler sevinçli ve gülümsüyordu, sonunda oldukça kızgın ve azametli çok büyük bir melek gördüm. Diğer melekler selam verdiği gibi o da verdi ama gülmedi, diğer meleklerin sahip olduğu sevinç onda yoktu.
Cebrail'e; “Bu kimdir? Onu görünce böylesine korktum” diye sordum.
Cebrail şöyle dedi:
“Ondan korkmakta haklısın, biz de ondan çok korkuyoruz. Bu, cehennemin bekçisi Malik'tir, o asla gülmez, Allah onu yarattığı günden beri günahkârlara ve Allah'ın düşmanlarına karşı sürekli gazap etmiştir. Allah (C.C) bu meleğe intikam almayı emredecektir. Eğer başka biriyle görüşünce gülmüş olsaydı, elbette seni görünce de güler sevinirdi.”
Onu selamladım, o da cevap verdi ve beni cennetle müjdeledi. Cebrail'e şöyle dedim; “Malik'e söyle de bana cehennem ateşini göstersin.”
Cebrail;
“Ey Malik! Muhammed'e cehennem ateşini göster” dedi.
Malik, perdeyi kaldırınca cehennem kapılarından biri açıldı. Oradan çıkan alevler bir anda her tarafı kapladı, korkuya kapılarak şöyle dedim:
“Ey Cebrail! Söyle perdeyi kapatsın”
Malik emredince perde kapandı ve alevler görünmez oldu.”
Malik cehennemden iğne deliği kadar bir yer açtı. Oradan iplik inceliğinden siyah bir duman çıktı. o duman bir saat çıksaydı; bütün yeri ve semaları o dumanın karanlığı sarardı. Güneşin, ayın ve diğer aydınlık veren şeylerin ziyası ve nuru görünmezdi; mahvolurdu. Ancak Malik, o deliği o anda eli ile sığadı; o duman yok oldu. Bana şöyle dedi: -buradan içeri bakın.
Bakınca gördüm ki, cehennem birbirinin atında yedi tabakadır.
En yukarısı cehennemdir ki; oraya müminlerin en asileri girer. Bunun azabı, diğerlerinden hafiftir.
2.si lezadır. Buraya Nasara(Hristiyanlar) girecektir.
3.sü hutamedir. Buraya Yahudiler girecektir.
4.sü sairdir. Buraya da sabiler girerler.
5.si sakardır. Buraya da Mecusiler girerler.
6.sı cahimdir. Buraya da müşrikler girerler.
7.si haviyedir. Buraya da münafıklar gireceklerdir. bir de allahlık davası güdenler girerler. Firavun, nemrut gibi. Ben, aşağı tabakada olanların azaplarının şiddetinden bakmaya takat getiremedim. Ancak üst tabakada olanlara baktım; buraya ümmetimin asileri girerler. Buraya bakınca gördüm ki: orada ateşten yetmiş derya var. Her deryanın kenarında ateşten birer şehir var. Her şehirde ateşten yetmiş bin ev var. Her evin içinde ateşten yetmiş bin sandık var. O sandıkların içinde de, erkekler ve kadınlar var. Oraya hapsolmuşlar; yanlarında yılanlar ve akrepler var. Şöyle sordum: - ey Malik, bu sandıkların içinde hapsolanlar kimlerdir?
Şöyle anlattı: - bunların bazısı insanlara zulüm edip haksız yere malını alanlardır. Bazısı da büyüklük sayıp zalim cebbarlık edenlerdir. Halbuki büyüklük, celal ve ikram sahibi yüce Allah a mahsustur.
Sonra, bir kavim gördüm; dudakları deve ve köpek dudakları gibi idi. karınları da şişmişti. Zebaniler, ateşten tokmaklarla bunların karınlarına vurup duruyorlardı. Karınlarında bağırsakları kopuyor; arkalarından dökülüyordu. Tekrar içlerinden bağırsak yaratılıyordu; zebaniler yine vurup döküyordu. Onlara böylece azap ediyorlardı. Bunlar kimlerdir? dedim;
Malik şöyle anlattı: bunlar ümmetinizde yetim malını haksız yere yiyenlerdir.
Bir kavim gördüm, karınları dağlar gibi şişmişti. İçine yılanlar ve akrepler dolmuştu. Orada hareket edip ıstırap veriyorlardı. Bunlar ayağa kalkmak istedikleri zaman, karınlarının büyüklüğünden ve yılanların, akreplerin hareketlerinden kalkmaya güçleri yetmiyordu, yıkılıyorlardı.
Sordum: bunlar kimlerdir? dedim;
Malik şöyle anlattı: bunlar ümmetinizden faiz yiyenlerdir. Bundan sonra, bir alay hatunlar gördüm; bunların saçlarından asmışlardı. Bunlar için: kimlerdir? diye sordum;
Malik şöyle anlattı: bunlar, şu kadınlardır ki; yüzlerini ve saçlarını örtmeyip erkeklere gösterirler, kocalarından başkasına ziynetlerini açarlar. Kocalarına eza ve cefa ederler.

Bundan sonra, bir takım erkek ve kadın gördüm; bunlar dillerinden ateş çengellerle asmışlardı. Tırnakları bakırdandı. Kendi yüzlerini yırtıp parça parça ediyorlardı. Bunlar kimlerdir? dedim;
Malik şöyle anlattı: bunlar yalan yere şahitlik edenlerdir. koğuculuk yapıp söz gezdirenlerdir.
Bundan sonra, bir alay kadınlar gördüm; bunların kimisini göğsünden asmışlar; kimisini de ayaklarından baş aşağı asmışlardı. Bunlar, feryat ve sayha atıp duruyorlardı.
Bunlar kimlerdir? dedim;
Malik şöyle anlattı: bunlar zina edenlerdir; ayrıca çocuklarını düşürüp katil işi işleyenlerdir.
Bundan sonra bir alay adamlar gördüm; bunlar kendi yanlarının etlerini koparıp ağızlarına koyuyorlardı. Yemeyip ağızlarında gizliyorlardı ama zebaniler onları: yiyin diye zorlayıp istemeyerek yediriyorlardı. Tekrar koparıp ağızlarına alıyorlardı. Zebaniler tekrar yemeleri için onları zorluyorlardı. Bu şekilde onlara azap ediyorlardı.

Bunlar kimlerdir? dedim;
Malik şöyle anlattı: bunlar, ümmetinizden şu kimselerdir ki, insanları yüzlerine karşı ayıplar; zemmederler. Ayrıca arkalarından kötüleyip gıybetlerini ederler. Elleri, dudakları, kaşları ve gözleri ile işaret ederek insanları alay alırlar. Bundan sonra bir kavim gördüm ki, bunlar tam susadıklarından ötürü susuzluktan yanıp feryatla su istiyorlardı. Onların bu isteklerine karşılık ateşten kadehlerle kaynar sular verilip; iç diyerek zorlanıyorlardı. Onlar bu kadehi ağızlarına yakın götürdükleri zaman o suyun şiddetli kaynamasından yüzlerinin etleri pişip kadehin içine dökülüyordu. İçince de, bağırsakları parça parça olup arkalarından dışarı dökülüyordu. Bunlar kimlerdir? dedim;
Malik şöyle anlattı: ümmetinizden şarap ve keyif verici şeyleri içenlerdir.

Bundan sonra, bir alay kadın gördüm; baş aşağı ayaklarından asmışlar, dilleri uzayıp ağızlarından sarkmıştı. Zebaniler, onların dillerini ateşten makaslarla durmadan kesiyordu. Zebaniler onların dillerini kestikçe uzuyordu ve bunlar eşekler gibi anırıyorlardı, köpekler gibi uluyorlardı. Bunlar kimlerdir? dedim;
Malik şöyle anlattı: _ bunlar ölüsü öldüğü zaman, feryad-ü figan eden kadınlardır.

Bundan sonra, bir takım erkekleri ve kadınları gördüm. Bunları bakırdan fırınlar içine oturtmuşlardı. Altlarından ateşler ve alevler çıkıp başları ile beraber bütün vücutlarını bürüyordu. Gayet kötü kokular geliyordu.
Bunlar kimlerdir? diye sordum;
Malik şöyle anlattı: bunlar, zina eden erkek ve kadınlardı. Peki, bu kötü koku nedir? Dedim; bunu da şöyle anlattı: onların ferçlerinden(kadınlarda dişilik organı) çıkan şeyin kokularıdır.Bundan sonra, bir kısım kadınları gördüm ki, asılmışlar. Bunların elleri boyunlarına sıkıca bağlanmıştı.
Bunlar kimlerdir? diye sordum;
Malik şöyle anlattı: kocalarına hıyanet edip mallarını telef edenlerdir. Peygamber efendimiz S.A.V; bir kavim gördüm ki, bunların cesetleri hınzırına, yüzleri de köpek yüzüne benziyordu. Arkalarından ateşler çıkıyordu. yılanlar, akrepler onları sokuyor; etlerini yiyorlar. Bunlar kimlerdir? dedim; Malik şöyle anlattı: bunlar ümmetinizden namaz kılmayan, gusül etmeyenlerdir. Bundan sonra, bir takım erkekleri ve kadınları gördüm. Bunlara ateşte azap ediliyordu. Bunların üzerine zebaniler musallat olmuştu. Bunlar feryat ettikçe, zebaniler sopalarla vuruyorlardı. Karınlarına ateşten süngüleri saplıyorlardı. Vücutlarını da ateşten kamçılarla dövüyorlardı. Bunların azapları pek çetin gördüm. Bunlar kimlerdir? diye sordum; malik şöyle anlattı: bunlar ana ve babalarına isyan ederek karşı gelenlerdir. Yine bir kavim gördüm; bunların boyunlarına ateşten dağlar gibi büyük halkalar geçirmişlerdi. Bunlar kimlerdir? diye sordum; Malik şöyle anlattı: bunlar, üzerlerinde bulunan emanetleri sahiplerine vermeyenlerdir. Bundan sonra, bir kavim gördüm; zebaniler bunları ateşten bıçaklarla boğazlıyorlardı ama bunlar aynı saatte diriliyordu. Bunlar dirilince, zebaniler tekrar onları boğazlıyorlardı. Bunlar kimlerdir? diye sordum; Malik şöyle anlattı: bunlar haksız yere adam öldürenlerdir. Bir kavim daha gördüm; gayet çirkin ve kötü kokulu cife yiyorlardı. -- bunlar kimlerdir? diye sordum; Malik şöyle anlattı: bunlar gıybet edip insanların etini yiyenlerdir.
Bunlardan başka, cehennemde iki sınıf kimse gördüm; bunların bir sınıfı erkeklerden, bir sınıfı da kadınlardandı. Bunların azabı gayet şiddetli idi. -- bunlar kimlerdir? diye sordum; Malik şöyle anlattı: bu erkekler, beylerin önünde sopa ve kamçılarla gidip zavallı fakirlere vurup zulüm edenlerdir. O kadınlar ise sureta libas giyip hakikatte cümle azası belli, açık hükmünde ve erkeklere aşikâr olanlardır. Ayrıca dışarı çıktıkları zaman, erkekleri kendilerine çekenlerdir. Bu sebepten, başları deve hörgücü gibi büyük olup selametle doğruca cennete giremezler.Bundan sonra, cehennemde bir alay erkek ve dişi kimseler gördüm. Bunların azabı birbirine benzemiyordu. Her birine bir başka türlü azap olunuyordu. Bu tabakada azap olunanlar arasında bunlardan şiddetli azap olunan yoktu. Şöyle bir azap ediliyorlardı. Bunları ateşten sopalar üzerine asmışlardı. Etleri pişip dökülüyor; sadece kemik kalıyorlardı. Hak Teâlâ onların etlerini bitiriyor; yine önceki gibi etleri pişip dökülüyordu. Bazıları da, ateşten zincirlerle, bukağı vardı. Bunlar kimlerdir? diye sordum; Malik şöyle anlattı: bunların vücut sağlığı yerinde iken namazı terk edenlerdir. Ve şöyle dedim: ey Malik, kapıyı kapa, bakacak takatim kalmadı.
Malik şöyle dedi: ya Resulullah, mübarek gözünüzle müşahede ettiğiniz azapları gördüğünüz gibi ümmetinize bildirin. Ümmetinizi çok çekindirin, masiyetlerden, Allah’ın emrine aykırı hareketten onları alıp men edin. Allah a tam itaate teşvik edip ibadet yoluna getirin. Allah’ın azabı şiddetlidir. Cehennemi yedi tabakadır. Bu gördüğünüz ilk tabakasıdır. Aşağıları daha şiddetlidir.' bunu dinledikten sonra, Resulullah S.A.V efendimiz ümmetine şefkatinden dolayı ağlamaya, şefaat ve niyaza başlar. ümmetinin zaafı ve o gibi azaba takat getiremeyeceklerini anlatıp o kadar çok ağladı ki ;  Cebrail, mukarreb melekler ve orada bulunan diğer melekler dahi ağlamaya başladılar. Resulullah S.A.V efendimizin tazarru ve niyazına: Amin!: dediler. Bunun üzerine, izzet sahibi yüce Hak’tan şu hitap geldi:
-Habibim, senin değerin benim katımda büyüktür; duan makbuldür. Şefaatin makbuldür. Gönlünü hoş tut; seni muradına eriştirdim. Kıyamette sana bir makam vereceğim; şu kadar asileri sana bağışlayacağım, ta ki: -- yeter, diyesin. Senin ümmetini sair ümmetlerin üzerine seçtim. Seni de onlara şefaatçi kıldım. Dilediğin kadar şefaat eyle; kabul ederim. Sonra... Malikten başka, cehennem hazinler on sekiz tanedir; malikle 19 olurlar. 'onun üzerine on dokuz melek tayin edilmiştir.'(74/30) Resulullah S.A.V efendimiz ümmeti namına mahzun oldu; halas olmalarını diledi. Bunun üzerine yüce Hak şöyle buyurdu: senin ümmetine on dokuz harfli bir cümle ihsan eyledim. Ümmetin onu devamlı olarak bırakmadan okursa, kendilerini o on dokuz cehennem hazinlerinden ve onların yardımcıları olan zebanilerin azabından emin kılarım.
O cümle şudur: Bismillahirrahmanirrahim. Hak Teâlâ cümlemizi, Resulullah S.A.V efendimiz hürmetine cehennemden azad eylesin. amin

Böylece, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Miraç'ta Malik ile olan konuşması ve cehennemde gördükleri burada sona eriyor. Umarım bu anlatı, düşündürücü ve ibret dolu olmuştur.


Ve işte, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Miraç'ta Cehennem 'in korkunç derinliklerinde yapılan bu etkileyici yolculuğumuza son veriyoruz. Umarım, bu anlatılanlar sizi düşündürmüş, ibret almış ve karanlıkta kaybolduğunuz anlarda dikkatli adımlar atmanızı sağlamıştır. . Gördüklerimizden ibret almalı, günahlarımızdan tövbe etmeli ve Allah'a tam bir itaatle yaklaşmalıyız. Unutmayalım ki, cennet ve cehennem seçimlerimizle şekillenir. Bu yazı, bize dünya hayatımızda doğru yolu seçmenin ve Allah'ın emirlerine uymamızın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Rabbimiz, bizi cehennem azabından korunan ve cenneti nasip edenlerden eylesin. Âmin.
Karasakal'ın bir sonraki korkunç hikâyesinde buluşuncaya kadar, Korku Sever Dostlarım, hoşça kalın ve gerçekle bilinmezlik arasındaki dengeyi muhafaza edin!

_____________________________________________________________________________________________


Merhaba, karanlık dünyaya hoş geldiniz! Ben @Karasakal ve burada, korku dolu dünyaların kapılarını aralayarak sizi gizemli ve ürkütücü bir yolculuğa davet ediyorum.
"Karasakal" adlı Cos.tv "https://cos.tv/channel/33717931502117888" kanalımda, geceye dair esrarengiz hikayeleri anlatıyor, karanlık köşelerin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
👻 Hikayeler ve Mitoloji: Efsanevi yaratıkların, karanlık geçmişlerin ve unutulmaz karakterlerin arasında kaybolun. Mitolojik öğelerle bezeli hikayelerle sizi büyüleyeceğim.
🌌 Gizem ve Gerilim: Kayıp kasabaların, terk edilmiş evlerin ve hayaletli mekanların sırlarını keşfedin. Gerilim dolu anlatımlarla kalbinizin ritmini hızlandıracağım.
🕵️ Korku Sever Topluluğu: "Karasakal" ailesine katılarak, korku severlerin bir araya geldiği bu benzersiz topluluğun bir parçası olun. Sizden gelen yorumlar ve önerilerle bu karanlık yolculuğa birlikte devam edelim.
📅 Yeni Hikayeler Her Hafta: Her hafta sizi farklı bir korku hikayesiyle buluşturuyorum. Yeni bölümleri kaçırmamak için kanalıma abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın!
Karanlık dünyaları keşfetmeye hazır mısınız? "Karasakal" ile gerçek korku hikayelerinin dünyasına adım atın. Kemerlerinizi sıkı tutun, çünkü bu yolculukta sizi bekleyen bilinmeyenlerle dolu!

Write & Read to Earn with BULB

Learn More

Enjoy this blog? Subscribe to Karasakal

20 Comments

B
No comments yet.
Most relevant comments are displayed, so some may have been filtered out.