ELAZIĞ (EL-AZİZ)

9YDt...Dzuh
16 Mar 2024
44

Elazığ, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan tarihi ve turistik açıdan zengin bir şehirdir. Hem tarihi dokusuyla hem de doğal güzellikleriyle dikkat çekmektedir. 

    Elazığ ili, MÖ 4000'li yıllarda kurulan, Harput kentinin ovadaki devamıdır. Bu nedenle yıllarca Harput olarak anılmıştır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun hâkimiyetinin Anadolu'ya kayması ile Harput'un Türk yurdu olmasında en önemli savaşın Malazgirt Meydan Muharebesi olduğunda şüphe yoktur. Nitekim Harput ve çevresi, Malazgirt Muharebesi'nden sonra Türklerin eline geçmiş olup, yörede Büyük Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı olarak Çubukoğulları Beyliği kurulmuştur (1085). Harput'un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer, Türklerle beraber büyüyen bir şehir hâline gelmiştir. Çubukoğulları Beyliği'nin ömrü uzun sürmemiş ve ardından 1110 yılında Artukoğulları dönemi başladı. Bir müddet sonra Harput Artukluları diye bilinen bağımsız bir beylik kuruldu. Harput, 1230 yılında Moğolların eline geçmiş, 1234 yılından itibaren de Anadolu Selçuklu İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altına girdi. 1507 yılında Safevilerin eline geçen Harput, 1514 yılında ise Çaldıran Savaşı ile Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Agavat Mezrası denilen bugünkü yerleşim yerine 1834'te taşınan Elazığ'a 1862 yılında Sultan Abdülaziz'in tahta çıkışının beşinci yılında Kütahyalı Ahmet İzzet Paşa devrinde buraya tayin edilen Vali İsmail Paşa'nın teklifi ile Ma’muretü’l Aziz Vikayeti ismi verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca el-Azîz olarak söylenegelmiştir. Elaziz'in adı, 17 Aralık 1937 tarih ve 3785 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 10 Aralık 1937 tarih ve 7806 sayılı kararname ile Elazığ olarak değiştirilmiştir.

Tarihi Yerleri:

1- Harput Kalesi:    Tarihsel kaynaklara göre Harput Kalesi, MÖ 8'inci yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulmuştur. MÖ 6'ncı yüzyıldan itibaren Persler'in hâkimiyeti altına girmiştir.

    MÖ 1'inci yüzyıl ile MS 11.'inci yüzyıl arasında Part, Roma, Sasani, Bizans ve Abbasiler arasında büyük mücadelelere sahne olmuş, 11. yüzyılın sonuna kadar Bizans hâkimiyeti altında devam etmiştir.

    Bu süre zarfında Ziata Castellum ve Kharpete, Arapça'da Hısn-ı Ziyad adıyla anılan kale, 1085 yılında Çubukoğulları, 1112 yılında Artukoğulları, 1234 yılında Selçuklular'ın egemenliği altında kalmıştır.

    Kale, Çubuk Bey'in, Artuklu Beyi Belek Gazi'nin ve Selçuklu Beyi Alaeddin Keykubad'ın hükümet merkezi olmuş, 1366 yılında Dulkadiroğulları ve Akkoyunlu devletleri arasında sık sık el değiştirmiştir. Harputlu Kalesi, 1465 yılında Akkoyunlu Hükümdarı Hasan Bahadır Han (Uzun Hasan) tarafından ele geçirilerek Akkoyunlu idaresine alınmıştır. Harput Bölgesi ve Kalesi, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine geçmiştir.

    Harput Kalesi hakkında çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Bir rivayete göre kalenin yapımı sırasında yaşanan su kıtlığı nedeniyle, zamanın hükümdarının emriyle harcın hazırlanmasında su yerine süt kullanıldığı, bu yüzden de kaleye “Süt Kalesi” dendiği söylenmektedir.

2- Eğri Minareli Cami:    Harput’ta eski Cami Kebir Mahallesi'nde 2000 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan Harput Ulu Camisi'nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak vergi kitabesinde 1156-1157 tarihlerinde Harput hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. Harput Ulu Cami Anadolu’daki en eski Türk camilerindendir.

    Cami 1899, 1905, 1996 yıllarında restore edilmiştir. Harput Ulu Camisinin içi, iç avlu, son cemaat yeri ve iç cami olmak üzere üç kısımdan meydana gelmiştir. Dikdörtgen planlı duvarları moloz taştan, kubbe kemerleri ve minaresi ise tuğladan inşa edilen caminin iki kapısı vardır.

    Caminin minaresi eğri bir şeklide durmaktadır. Kimilerine göre kalın gövdeli ve gittikçe daralarak inşa edilen bu minare bilinçli olarak eğri inşa edilmiştir, kimilerine göre ise bir deprem sonrasında minare eğri bir şekle dönüşmüştür. Caminin inşa kitâbesi yoktur. Avlunun kuzey kanadında, kemer ayağının üzerinde ve sivri kemer gözleri arasında duvardaki bir nişe gömülü on bir satırlık Arapça vergi kitâbesi ise yapıma ilişkin Artuklu Sultanı Kararslan bin Davud bin Sökmen bin Artuk tarafından 1156-1157 tarihlerinde yaptırıldığı bilgisini vermektedir.

3- Arap Baba Türbesi ve Mescidi:    Arap Baba Mescidi ve alt katında bulunan türbe Selçuklu devrine aittir. Mescit ve türbe kayalıklar üzerine inşa edilmiştir. Üstü kubbeli olan mescidin minaresi kısmen yıkılmıştır. Türbe içerisinde bulunan naaş, Selçuklu türbelerinde olduğu gibi, türbenin alt katında bulunmaktadır. Bu türbedeki zat halk arasında 'Arap Baba' ismiyle bilinmektedir. Arap Baba hakkında elde kesin bir bilgi bulunmamakla beraber türbe, Selçuklu Hükümdarı Keyhüsrev döneminde 1279 yılında yaptırılmıştır. Kitabesinde, banisi olarak Şaban’ın torunu ve Arap Şah’ın oğlu Yusuf geçmektedir. Türbede bulunan ceset, üzeri yeşil kumaşla örtülü bir camekân içerisinde muhafaza edilmektedir.

4- Palu Kalesi:    Bölgeye hakim yüksek bir tepe üzerinde etkileyici bir manzaraya sahip olan ve Urartu Kralı Menuas tarafından inşa ettirilen Palu Kalesi, kesinlikle görmeniz gereken tarihi yapılardan biri. Kale çevresinde Urartu döneminden kalan 3000 yıllık büyüleyici çivi yazıtlarını da yakından görme şansı bulacaksınız. Murat Nehri'nin büyüleyici panoramik manzaraları eşliğinde keşfe çıkabileceğiniz kale, çivi yazılarının yanı sıra Urartu kaya mezarları, devasa taş merdivenler ve kale odalarıyla da ziyaretçilerini büyülüyor. Artuklu, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde de güzel konumundan dolayı savunma ve gözetleme amacıyla kullanılmaya devam eden Palu Kalesi’nin özellikle gün batımında sunduğu kartpostal güzelliğindeki manzaralar görülmeye değer güzelliktedir.

5- Harput Antik Kenti:     Elazığ'da önemli hazinlerinin başında gelen Harput Antik Kenti’nin tarihi M.Ö. 20. yüzyıla kadar uzanıyor. Bölgenin en önemli kentlerinden biri olan ve yüksek bir tepe üzerinde inşa edilen Harput Kalesi ile ünlü antik kent, 2018 yılında UNESCO Kültür Mirası Geçici Listesi’ne de dahil ediliyor. Bölgede uzun süre hüküm süren Hurriler döneminde kurulan ve Hititler, Urartular, İskitler tarafından da kullanılan Harput Antik Kenti’nin gezerken Selçuklular döneminden izlerle karşılaşmanız mümkün. Uzun tarihinde 14 farklı devletin etkisinde kalan Harput Antik Kenti’nin günümüze kalan bölümlerini gezdikten sonra Harput Kalesi’nin devasa surlarından da Elazığ’ın kuş bakış manzaralarını izleyebilirsiniz.

6- Tarihi Palu Köprüsü:    Murat Nehri üzerinde İstanbul ile Bağdat yolunun birbirine bağlamak için tasarlandığı düşünülen Tarihi Palu Köprüsü, Elazığ'ın görülmeye değer tarihi hazinelerinden biri. Türkiye'nin en güzel 10 köprüsünden biri olarak gösterilen ve düz kesme taşlarla 10 kemerli olarak inşa edilen çarpıcı köprü, 4. Murat'ın Bağdat seferi sırasında inşa edilmiş. Çevresini saran büyüleyici doğal güzelliklerin ve Murat Nehri’nin her mevsim muhteşem görüntüsü görmeye değer.

Turistik Yerleri:

1- Hazar Gölü:    Sadece Elazığ'ın değil, Türkiye'nin de büyüleyici doğa harikalarından biri olan Hazar Gölü, Elazığ'a 20 kilometre uzaklıkta keyifli bir doğa gezisi sunuyor. Deniz seviyesinden yaklaşık 1250 metre yükseklikte yer alan ve yeşil ile mavinin buluştuğu muhteşem manzaralara şahit olacağınız göl, çevresindeki huzurlu bir atmosferde tatil yapabilecek bir yerdir.

2- Hazar Baba Kayak Merkezi: Elazığ'ın en sevilen ve çok ziyaret edilen kış sporları cenneti olan Hazarbaba Kayak Merkezi, şehre yaklaşık 37 kilometre uzaklıkta yer alıyor ve 1997 yılında açıldığından beri bölgedeki en önemli kış tatili adreslerinden biri. Deniz seviyesinden 2347 metre yükseklikteki Hazarbaba Dağının eteklerindedir.

3- Saklıkapı Kanyonu (Kara Leylek Kanyonu):    Sadece Elazığ'ın değil bölgenin de önemli doğa sporları merkezlerinden biri olan Saklıkapı Kanyonu, 4,5 kilometre boyunca el değmemiş arasında harika manzaralar sunuyor. 9 milyon yıllık bir geçmişe sahip olduğu düşünülen, 200 metre yüksekliği bulan dev kaya oluşumları ve benzersiz karstik mağaralarıyla dünyanın çok az yerinde görebileceğiniz manzaralara şahit olabileceğiniz kanyonun derin vadilerinde ve mağaralarında tur atabilirsiniz.

4- Buzluk Mağarası:    Elazığ'ın en bilinen ve çok ziyaret edilen tabiat harikalarından biri olan Buzluk Mağarası, şehir merkezine sadece 11 kilometre uzaklıkta keyifli bir gezi deneyimi sunuyor. Yaz aylarında düzenlenen doğa yürüyüşlerinin en sevilen rotalarından biri olan ve bölgeye hakim bir konumda yer alan binlerce yıllık Buzluk Mağarası’nın 150 ile 200 metre derinliğe sahip olduğu düşünülüyor.

5- Sori Şelalesi:    Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde, şehir merkezine yaklaşık olarak 1 saat uzaklıkta yer alan Sori Şelalesi, bölgenin keşfedilmeye değer gizli tabiat harikalarından biri. Yılın her dönemi huzurlu ve sakin atmosferini koruyan büyüleyici şelaleler özellikle ilkbahar aylarında akarsuların erimesiyle oluşan bembeyaz manzaralarıyla dikkat çekiyor.

Sonuç olarak, Elazığ hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Türkiye'nin keşfedilmeyi bekleyen önemli şehirlerinden biridir. Zengin tarihi mirası ve etkileyici doğal alanlarıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to ilhamsuleyman

3 Comments