BUGÜN KONU HEM KRİPTO HEM DEGİL...
Bugün konu hem kripto hem değil. Paranın da gücün de iki tarafında da bulundum. Hayat bana ne öğretti dersen, ne tarafta olursam olayım, mütevazı olmayı, daima ortada durmayı öğretti. Varlıklı bir aileden geldim. Köşkte büyüdüm. 20 yaşında 2 arabam vardı. Yurt dışında okudum. Iflas da gördüm. Tekneler arabalar gayrimenkuller yok pahasına satıldı. Oturduğum ev satıldı, ama yine de işçilerin kıdem tazminatları ödendi. Böyle bir babadan miras aldım vicdanımı. Kredi kartından çekip başka kredi kartını kapatarak, 8 kredi kartı çevirerek banka faizlerine çalıştığım yıllar da oldu. Sonra Kriptoyla tanıştım parayı vurdum. Dememi bekliyorsun, maalesef öyle olmadı. Babamdan batık bir şirket ve bir dünya borç devraldım. Ama yanında paranın satın alamayacağı bir şey de geldi. 40 senedir 1 tane çeki yazılmamış, ticaret hayatında sözünü 1 kere bozmamış, şerefini 1 kere lekelememiş bir adamın evladı olma güvenilirliği. Sermayem yoktu, ama bu güvenilirlik sayesinde kime gitsem şu tarihte öderim dediğimde mal alabildim. Ticaret yapabildim, yavaş yavaş toparladım. Arada tekrar düşüş çıkışlar oldu, ama konu bu değil, tabloyu yeterince çizdim. Borçlarımı kapattım, sattığımız neredeyse herşeyi yerine koydum. Kripto sonra geldi. Şu anlattığım süreçte terazinin ibresi birkaç kez varlıktan yokluğa, yokluktan tekrar varlığa kaydı. Bugün çok şükür durumum iyi. Başımdan geçen olaylardan, birkaç ders çıkardım. Daima kafamı yastığa koyar koymaz huzurla uyudum. Çünkü vicdanım her zaman rahattı, kul hakkına tenezzül etmedim. Para kaybedildi, kazanıldı, tekrar kaybedildi, tekrar kazanıldı. Söz, şeref, namus ve iç huzur asla kaybedilmedi, çünkü bunlar bir kere kaybedince geri kazanılacak kavramlar değil ve benim için maddi olarak değer biçilemez. Eskiler bilir, kripto camiasında Türkiyede çok eskiyim. Insanları dolandırmak o zamanlar çok daha kolaydı. Böyle bir yolu tercih etseydim şu anda olduğumun belki maddi olarak 10 katı olurdum, ama manevi olarak 10 da 1 i olamazdım. Çocuklarımın yüzüne bugün baktığım rahatlıkla bakamazdım. Twitter ı açınca midem bulanıyor. Başkalarının göz yaşı damlalarından biriktirdikleri sahte varlıklarla, yeni müşterilere hayal satanlarla dolu iğrenç bir mecra haline gelmiş vaziyette. Alavere, dalavere, sahtekarlık, hırsızlık, yalan, iftira, dolandırıcılık, tehdit ne ararsan var. Bir avuç temiz kalpli insanın çırpınışı, bot takipçili, otomatik like lı, nereden ne yalarım, kime nasıl gömerim bakış açılı bir güruhun en çok ben kazandırıyorum bağırışları arasında yitip gidiyor. Oradan sıyrılsa güç zehirlenmesine kapılmış ergenlerin fanatik kitlelerine takılıyor. Bedelini beddualar, mutsuz insanlar, yıkık yuvalarla ödeyeceğin kolay paraya özenme. Getireceği mutluluk illüzyondan ibaret. Er ya da geç vicdan yükünü tartar. Bugün de böyle içimi döktüm.