Ballı bitkiler...
Ballı bitkiler, bal arısının bal üretmek için ziyaret ettiği çiçekli bitkilerdir. Arılar çiçeklerden polen taneleri ile nektar alır, bu bitkiler için bal bitkileri veya ballı bitkiler terimi kullanılır. Polen, Polen çiçek tozudur. Polen tanelerini şekli, büyüklüğü ve üzerindeki süsleri bitkileri tanımamıza yardımcı olan karakterlerdir. Balda polen analizi yaparak hangi bitkiden polen olduğunu saptamak mümkündür. Her bitkinin polen tanelerinin şekilleri, büyüklükleri, renkleri ve dış yüzündeki süsleri birbirinden farklıdır. Nektar bitkinin çiçekleri veya çiçek dışındaki kısımları üzerinde yer alan şekerce zengin bir sıvıdır. Latince ‘’nectar ‘’kelimesinden türevlenir ve tanrıların kutsal içkisi anlamını taşır. Nektar oluşturan salgı bezlerine ise nektaryum adı verilir. Arılar bitkilerden polen ve nektar alırken bitkilerin tozlamasına da aracılık ederler. Yeryüzündeki bitkisel yaşamın devamlılığı bu yolla süregelir.
İstanbul doğası, kültürü, tarihi ile bir dünya mirası olan eşsiz güzellikte bir kent ancak hızlı nüfus artışı ile gelişen aşırı yapılaşma araziye olan talebin artmasına neden olmakta ve bu taleplerin karşılanması için İstanbul’un doğal ormanları, uluslararası öneme sahip fundalıkları, sahil kumul alanları, sulak alanları gibi doğal değerleri geri dönülmez şekilde yok olmaktadır. Bu durumun devam etmesi halinde ve bu hızlı büyüme kontrol altına alınmadığı takdirde, kentin doğal peyzajı tamamen yok olacak ve yaşam döngüsünde gerekli olan bitki türlerinin nesli tükenecektir. 26 asırlık geçmişiyle İstanbul çeşitli kültürlerle şekillenmiş, bulunduğu coğrafya, iki kıta arsındaki konumu, topoğrafyası gibi nedenlerle de olağanüstü bir bitki çeşitliliği gelişmiştir. İstanbul’un tek başına birçok ülkeden daha fazla doğal bitki çeşidine sahip olduğuna inanmak birçok kişiye inanılmaz gelmektedir.
2009 yılında kabul edilen İstanbul Çevre Düzeni Planı kentin sürdürülebilirliğine ilişkin tehditin merkezinde kentin daha fazla büyümesinin önüne geçilmesi gerektiğidir. Birçok kişinin inanmakta zorlanacağı diğer bir durumda İstanbulda 1500‘den fazla arıcının olduğu ve yılda ortalama yaklaşık 1200 ton bal üretildiğidir. “Arı yoksa hayat yok” sloganı ile çalışmalarını başlatan Arı platformu projesi kapsamında yürütülen çalışmalarla balarısının ziyaret ettiği İstanbul Bitkileri envanteri hazırlanmış ve İstanbul’un Önemli Doğal Ballı Bitki Alanları hakkında bilgi verilerek bu alanların florasına dolayısıyla İstanbul’un florasının zenginliğine dikkat çekilmektedir. İstanbul’un uluslararası öneme sahip fundalıkları, doğal ormanları balarıları içinde çok önemlidir. Fundalıkların korunması arıcılığın sürdürülebilirliği için gereklidir. Bu bir yaşam döngüsüdür, İstanbul’un Ballı Bitkileri kitabında mucizevi ürünlerin doğal üreticisi olan balarısı için önemli bitkiler fotoğraflarla tanıtılarak İstanbul florası hakkında farkındalık yaratılmağa çalışılmıştır.
İstanbul.toprak.çeşitliliği, iki deniz ve iki kıta arasındaki coğrafi konumu (Karadeniz kıyılarından nemli ve soğuk iklim ile Marmara Denizi’nin daha sıcak Akdeniz ikliminin etkisi altında), topografyası ve yüzyıllara dayanan geleneksel arazi kullanımı nedeniyle olağanüstü bir biyoçeşitlilik içerir. İstanbul 511.000 ha alan üzerinde yaklaşık 2500 yabani çiçekli bitki ve eğreltiye ev sahipliği yapmaktadır. Bitki türlerinin sayısı ve habitat çeşitliliği bakımından İstanbul, Hollanda ve İngiltere’den çok daha zengindir. Yüzölçümü 5110 km2 olan İstanbul il sınırları içinde 2500 kadar doğal çiçekli bitki ve eğrelti türü yetişir. Türkiye’nin floristik zenginliği bir kıta ile, İstanbul’un zenginliğinide ülkeler ile kıyaslanabilmektedir. İstanbul’un florasının zenginliği bulunduğu coğrafik konum (kıtalar ve denizler arasında yer alması) jeolojik yapısı, topografyası ve iklimine (iki deniz arasındaki coğrafi konumu gereği Karadeniz kıyılarının nemli ve soğuk ikliminden Marmara Denizi’nin daha sıcak iklimine geçişin etkisi) bağlıdır. İstanbul bölgesinde tür zenginliği yanıında bu türleri barındıran habitat (yaşam ortamı) çeşitliliğide çok önemlidir: ormanlar, kayalıklar, çayırlıklar, sert yapraklı çalılıklar, fundalıklar, sulak alanlar, kıyı ve kara kumulları vb.
Arıların En Çok Ziyaret Ettiği 10 İstanbul Bitkisi
Castanea sativa Mill. (FAGACEAE)
KESTANE
Boyu 30 m’ye kadar uzayan, kışın yaprak döken ağaçlardır. Genç dalları köşeli ve yeşilimsidir, zamanla koyu kırmızı renk alır, az çok çıplak, tomurcuklar yaklaşık 6 mm büyüklüğünde, çıplak veya tüylüdür. Yapraklar eliplik, sivri uçlu ve kenarları belirgin dişlidir, yaprakların üst yüzeyi çıplak ve yeşil, alt yüzeyi grimsi ve tüylüdür. Erkek çiçekler başak şeklinde, dişi çiçek durumları ise üçe çatallanan çiçek durumu halindedir. Meyve yaklaşık 1,5-3,5 cm çapında küreseldir, dört brakteden oluşan dikenli bir örtüyle kaplıdır.
Haziran- Temmuz aylarında çiçeklidir. 30-1500 m yüksekliklerde, zemin suyu akan, yaprak döken ve Meşe-Kayın veya Ladin-Kayın karışımı ormanlarda yayılış gösterir. Türkiye’de en genel yayılışı Kuzey Anadolu’dur, seyrek olarak batı ve güney Anadolu’da rastlanır. Genel olarak ise Avrupa’nın güneyinde ve Kafkasya’da yayılış gösterir, batı, orta ve kuzey Avrupa’da ise belli alanlarda doğallaşmıştır.
Ülkemizde hem meyveleri hem de odunu çok değerli olan bu bitkinin son dönemde çiçeklerinden elde edilen balın da tıbbi olarak değerlendirilebilecek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Arıların polen ve nektar eldesinin yanında böcek salgısı toplamak için de kestane ağaçlarını ziyaret ettikleri gözlenmiştir.
Tilia argentea Desf. ex DC. (TILIACEAE)
Boyu 40 m’ye kadar uzayan, kışın yaprak döken, sık dallanma yapan ağaçlardır. Gövde koyu gri renklidir, yaşlandıkça gövde kabukları üzerinde çatlaklar oluşur. Dallar gövdeye dar bir açıyla bağlıdır, genç dallar önce yeşilimsi beyaz ve türlü, sonra zeytin yeşili ve tüysüzdür. Yapraklar kalp şeklinde, boyu 7-13 cm, eni 5,5-10 cm’dir. Tepesi sivri olan yaprağın kenarları testere dişlidir, üst yüzeyi koyu yeşil ve çıplak, alt yüzeyi grimsi beyaz ve yıldız şeklindeki tüylerle kaplıdır. Bu nedenle “Gümüşi Ihlamur” olarak isimlendirilir. Yaprak sapı 4,5-6 cm uzunluğunda ve tüylüdür. Çiçekler 7-10 adetli gruplar halinde aşağı doğru sarkıktır. Çiçek durumunun tabanında büyük ve tüylü bir brakte bulur. Meyveleri sivri, oval, 1 cm boyunda 6-8 cm çağındadır.
Haziran- Temmuz aylarında çiçeklidir. 50-400’m (güneyde 1500 m’ye kadar çıkabilir) yüksekliklerde, yaprak döken ormanlarda yayılış gösterir. Aşırı sıcaklığa ve kuraklığa dayanıklıdır.
Ülkemizde batı Anadolu’da doğal olarak yetişmektedir. Genel olarak ise Balkanlar, Romanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Batı Ukrayna’da yayılış gösterir.
Ihlamur çiçekleri bal arılar için önemli nektar kaynağıdır.
Cercis siliquastrum L. (FABACEAE)
ERGUVAN
Boyu 2-10 m’ye kadar ulaşan, kışın yapraklarını döken çalı veya ağaçlardır. Gövde kabuğu genç ağaçlarda ince, kırmızımsı-kahverengindedir, ağaç yaşlandıkça kalınlaşır ve rengi siyahlaşır. Yaprakları kalp şeklinde, 7-12 cm çapındadır, yaprakların alt yüzeyi açık yeşil, üst yüzeyi koyu yeşildir, yaprak kenarları ise düzdür. Yaprak sapı 2-4 cm uzunluğundadır. Çok sayıdaki morumsu-pembe çiçekler demet halindedir ve yapraklardan çıkmadan önce açar. Meyveleri 1,5-2 cm eninde, 6-10 cm boyunda bir legümendir.
İstanbul Boğazı’nın iki yakasında baharın ilk müjdesi olan erguvanlar makilik alanlarda yetişmektedir. Polen ve salgı balı için önemli bir kaynaktır.
Trifolium repens L. var. repens (FABACEAE)
AK ÜÇGÜL
Boyu 10-30 cm uzunlukta, sürünücü gövdeye sahip, çok yıllık otsu bir bitkidir. Yapraklar, yaprak sapına aynı noktadan bağlı üç küçük yaprakçıktan meydana gelir, yaprak kenarları dişlidir. Yaprak yüzeyinde kırmızımsı lekeler bulunur. Beyaz veya pembe renkli, hoş kokulu çiçekler 20-40 adetli gruplar halinde birleşerek 1,5-4 cm çağında, baş şeklinde bir durum oluşturur.
Mart-Eylül aylarında çiçekli olan üçgül türlerinin yayılışı oldukça dağınıktır, değişken ortam şartlarına çok kolay uyum sağlar. Türkiye’nin her bölgesinde bu bitkiye rastlamak mümkündür. Hayvan yemi olarak kullanılan bitki ülkemizde ve dünyada yaygın olarak yetiştirilir.
Çiçeklenme döneminin uzun sürmesi, çiçek sayısının çok olması ve yoğun oranda nektar üretmesi nedeniyle arıların en fazla tercih ettiği bitkilerden biridir, hem polen hem nektar kaynağıdır.
Echium vulgare L.
(BORAGINACEAE)
ENGEREK OTU
Boyu 30-50 cm’e kadar yükselen, iki yıllık veya tek yıllık, sert batıcı tüylere sahip otsu bir bitkidir. Taban yaprakları ince uzun, 1 cm eninde ve 12 cm boyunda ve saplıdır, gövde yaprakları ise daha kısa ve sapsızdır. Mavi renkteki çiçekler gövdenin üzerinde, önce başak şeklinde bir durum oluşturur, sonra dallanır. Polen üreten erkek organlar huni şeklindeki çiçeğin içinden belirgin bir mesafede dışarı çıkıktır.
Mayıs ve Eylül aylarında çiçekli olan bitki yol kenarları, çalılıklar, ladin ve göknar ormanları içinde yetişmektedir. Çoğunlukla Türkiye’nin kuzeyinde yetişir, genel olarak ise Avrupa ve Asya’da yayılış gösterir.
Bal arısı için hem polen hem nektar kaynağıdır.
Arbutus unedo L.
(ERICACEAE)
KOCAYEMİŞ
Boyu 4 m’den daha kısa, kışın yaprak dökmeyen büyük bir çalıdır. Gövde kabuğu koyu kırmızı-kahverengindedir ve küçük parçalar halinde dökülür, salgı tüyleri taşır. Yapraklar 4,5-8 cm boyunda, 2-3,5 cm eninde, kısa saplı, tüysüz, üst yüzeyi parlak yeşil, alt yüzü daha açık yeşil renkli ve kenarları dişlidir. Çiçekler küçük, beyaz veya açık pembe renkli ve huni şeklindedir.
Eylül ve Aralık aylarında çiçeklenen bitki, ülkemizde Akdeniz, Ege ve batı Karadeniz kıyılarında, genelde ise doğu Akdeniz kıyılarında yetişmektedir. Arılar için öncelikli olarak nektar kaynağı olan bitkinin polenleri de önem taşır.
Erica arborea L.
(ERICACEAE)
İLKBAHAR PÜRENİ / FUNDA
Boyu 3 m’ye kadar uzayan, kışın yaprak dökmeyen, dik yapılı çalılardır. Yapraklar 4-7 mm, iğnemsi, gövde üzerinde üçlü çevrel şekilde dizilmiştir. Çiçekler beyaz renkli, hoş kokulu, 1-5 adetli demetler halindedir. Kış mevsimde kahverengiye dönüşür.
Mart-Temmuz aylarında çiçekli olan bitki karışık orman açıklıklarında, makilik alanlarda yetişmektedir. Ülkemizde sahil kesimlerindeki bölgelerde, genelde ise Afrika ve Akdeniz kuşağındaki ülkelerde yayılış gösterir.
Dünyada nesli tehlike altında olan nadir bitki örtüsü sınıfında olan fundalıklar için İstanbul çok önemli bir yaşam alanı oluşturmaktadır. Son yıllarda şehirleşme sebebiyle yoğun olarak tahrip edilen fundalıklar bal arıları için polen ve nektar kaynağıdır.
Erica manipuliflora Salisb.
(ERICACEAE)
SONBAHAR PÜRENİ, FUNDA
Boyu 4 m’ye kadar uzayan, kışın yaprak dökmeyen, dik yapılı çalılardır. Gövde kabuğu beyaz ve seyrek tüylüdür. Yapraklar 3-7 mm, iğnemsi, gövde üzerinde dörtlü çevrel şekilde dizilmiştir. Çiçekler ilk açtığında pembe renklidir, olgunlaştıkça renk solgunlaşır, 1-5 adetli demetler halindedir. Kış mevsimde kahverengine dönüşür.
Mayıs-Eylül aylarında çiçekli olan bitki karışık orman açıklıklarında, makilik alanlarda yetişmektedir. Ülkemizde sahil kesimlerindeki bölgelerde, genelde ise Akdeniz’e sınırı olan ülkelerde yayılış gösterir.
İlk kez İstanbul’dan toplanarak bilim dünyasına tanıtılan bu funda türü bal arıları için hem polen hem nektar kaynağıdır.
Crataegus monogyna Jacq. (ROSACEAE)
GEYİK DİKENİ, ALIÇ
Boyu 10 m’ye kadar uzayan, kışın yaprak döken, dikenli çalı veya küçük ağaçlardır. Gövde kabuğu kırmızımsı, pas rengindedir. Koyu renkli dalları ince, sert ve tüysüzdür. Yapraklar yaklaşık 5 cm boyunda ve 4 cm eninde, derin parçalı, üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi mavimsi yeşil renklidir ve bitkinin en belirgin özelliği yapraklarıdır. Beyaz renkli, küçük çiçekler 10-18 adetli gruplar oluşturur.
Nisan-haziran aylarında çiçekli olan bitki tepelik yamaçlarda, meşe çalılıklarında, karışık orman açıklıklarında, deniz seviyesinden 1800 m yüksekliğe kadar yetişebilir. Kuzeydoğu dışında Türkiye’nin çok büyük bir bölümünde, genelde ise Avrupa’da yayılış gösterir.
Bal arıları için hem polen hem nektar kaynağıdır.
Lamium purpureum L.
(LAMIACEAE)
BALLIBABA
Boyu 4-35 cm uzunlukta, dik gelişen, gövdesi dört köşeli, tek yıllık otsu bitkilerdir. Yapraklar eliptik veya kalp şeklinde, kenarları girintili, boyu 0,5-2,5 cm, eni 0.5-2 cm tüylü ve saplıdır. Pembe renkli çiçekler 3-10 adetli kümeler halinde, yaprak sapının tabanında, gövde üzerinde çevrel olarak dizilir.
Mart-haziran aylarında çiçekli olan bitki, göknar ormanları, meşe çalılıkları, kaya yamaçları, dere ve yol kenarlarında yaşayabilir, çoğunlukla Türkiye’nin kuzeyinde, genelde ise sıcak Asya ve Avrupa ülkelerinde yetişmektedir. Arılar için en önemli polen ve nektar kaynağıdır.