ENFLASYON REHBERİ
ENFLASYON TANIMI
İngilizcede şişme, şişirme anlamına gelen enflasyon, ekonomide, fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artmasını ifade ediyor. Çeşitli mal ve hizmetlerin fiyatlarının, aile bütçelerinde yer alan kullanım ağırlıklarına göre dâhil edildiği bir sepetin aylar itibarıyla değerindeki değişimle ölçülür. Bu sepete endeks denir. Endeksin genel düzeyinin sürekli olarak artmasına enflasyon denir. Bir başka tanıma göre paranın satın alma gücünün belirli bir dönemde düşmesine enflasyon denir
NEDENLERİNE GÖRE ENFLASYON ÇEŞİTLERİ
Talep enflasyonu (demand pull inflation): Bir ekonomide para arzındaki (belirli bir anda ekonomide mevcut para stokunun düzeyi) artış oranının ekonomik büyümeyi aşması halidir. Bu durumda, ekonomide üretilen ve ithal edilen mal ve hizmetlere yönelik talep, ekonominin üretim ve ithalat hacminden (arzdan) hızlı artar ve fiyatlar yükselir.
Maliyet enflasyonu ya da arz enflasyonu (cost push inflation): Üretim sürecinde kullanılan faktör (emek, sermaye, doğal kaynaklar, girişimcilik) ve girdilerin (hammadde, ara malı, mamul madde) maliyetlerindeki (ücret, faiz, rant, kâr) artışların fiyatlara yansımasıyla oluşan enflasyon çeşididir.
İthal edilmiş enflasyon (imported inflation): Üretim sürecinde önemli oranda ithal üretim faktörleri (özellikle dış borçlanma şeklinde sermaye) veya girdi (petrol, doğal gaz, makine vb.) kullanan ekonomilerde, ithal faktör ve girdi fiyatlarında ortaya çıkan artışların önce üretim maliyetlerini sonra da satış fiyatlarını etkilemesi sonucu ortaya çıkan enflasyon türüdür.
Enflasyon ataleti ya da yerleşik enflasyon (inflation inertia): İnsanların mevcut durumlarını sürdürebilmek için fiyatlarını, ücretlerini ya da sundukları mal veya hizmetten elde ettikleri bedelleri geçmişte oluşmuş enflasyon oranlarına göre arttırmaya yönelmeleriyle ortaya çıkar. İnsanları geçmişteki enflasyon yerine beklenen enflasyona göre tavır almaya itmenin zorluğu nedeniyle buna enflasyon ataleti (hareketsizliği) deniyor.
Yapısal enflasyon (structural inflation): Tarımda olumsuz iklim etkileri, ulaştırma sorunları, döviz sorunları gibi darboğazların yarattığı arz eksikleri kaynaklı enflasyon türüne bu ad veriliyor. Bu, ayrı bir kategori olarak değerlendirilebildiği gibi arz enflasyonunun altında da ele alınabiliyor.
ORANLARINA GÖRE ENFLASYON ÇEŞİTLERİ
Sürünen enflasyon; ılımlı veya yumuşak enflasyon da denilen bu enflasyon türü yıllık yüzde 2 - 3’ün altındaki enflasyonu tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Sürünen enflasyon uzun süre devam ederse kronik enflasyon olarak anılmaya başlanır.
Yürüyen enflasyon; yıllık enflasyon oranının yüzde 3 ile yüzde 10 arasında, tek haneli olarak devam etmesine yürüyen ya da tırıs giden enflasyon deniyor.
Dörtnala enflasyon; yıllık enflasyonun iki ya da üç haneli oranlara çıkması halini ifade eder.
Hiperenflasyon; yıllık enflasyon oranının yüzde 500’ü (bazı iktisatçılara göre yüzde 1000’i aşması) halinde hiperenflasyon söz konusu olur.
ENFLASYONUN TETİKLEDİĞİ ENFLASYON TÜRLERİ
Skimpflasyon: İngilizcede eksik anlamına gelen skimp sözcüğüyle enflasyonun birleştirilmesinden doğan skimpflasyon; ürünün içeriğinin değiştirilmesi, kalitesinin düşürülmesi sonucu ortaya çıkan daha düşük değerdeki bir malın aynı fiyatla satılması olgusudur. Bu yolla fiyat değişmemiş ve enflasyona etki etmemiş gibi görünür oysa gerçekte fiyat artmış olur.
Shrinkflasyon: İngilizcede küçülme, büzülme anlamına gelen shrink sözcüğüyle enflasyonun birleştirilmesinden doğan shrinkflasyon; ürünün fiyatı aynı kaldığı halde boyut, ağırlık ya da hacminde ortaya çıkan düşüşü ifade eden bir terimdir. Bu şekilde fiyat değişmez ve enflasyona etki etmez göründüğü halde gerçekte ortada bir enflasyonist değişim söz konusudur.
Greedflasyon: İngilizcede açgözlü anlamına gelen greed sözcüğüyle enflasyonun birleştirilmesinden doğmuş bir terim olan greedflasyon; yüksek enflasyonun yarattığı ortamdan yararlanarak mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını enflasyonun da üzerinde artırma eylemini tanımlıyor.
Karaborsa enflasyonu: Satıcıların, kamu kesimi eliyle belirlenen fiyatları beğenmeyerek malları tezgâh altından daha yüksek fiyatlarla piyasaya sürmesi nedeniyle fiyatlarda ortaya çıkan ve devam eden artışlar bu kategoriye girer. Bu durumda piyasada ikili fiyat oluşur: (1) Kamu kesiminin belirlediği resmi fiyat, (2) Karaborsa fiyatı. Kamu istatistik kurumu fiyatları piyasadan derlediği için enflasyonu açıklanan fiyatlara göre düşük hesaplar ama gerçekte enflasyon, karaborsa fiyatlarıyla yaşanır.
FARKLI ÖLÇÜMLERE GÖRE FARKLI SONUÇLAR
Tüketici fiyatlarına göre enflasyon: Bir sepete dâhil edilmiş olan mal ve hizmetlerin tüketiciye nihai satış fiyatlarını ve tüketici bütçelerindeki ağırlıklarını esas alarak oluşturulmuş bir endekse göre hesaplanan enflasyondur. Türkiye’de bu endeks TÜİK tarafından her ay açıklanan TÜFE endeksidir.
Üretici fiyatlarına göre enflasyon: Bir sepete dâhil edilmiş olan mal ve hizmetlerin üretim aşamasındaki (KDV gibi satış vergileri hariç) fiyatlarının yer aldığı sepete göre oluşturulan endeks ile belirlenen enflasyondur. Türkiye’de bu endeks TÜİK tarafından her ay ÜFE adı altında açıklanan endekstir.
Çekirdek enflasyon (core inflation): Çekirdek enflasyon (özel TÜFE göstergeleri) adı altında belirli mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde TÜİK tarafından hesaplanıp açıklanan daraltılmış TÜFE endekslerine dayalı göstergelerdir.
Hissedilen enflasyon (inflation perception): Kamu istatistik kurumları ya da çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan anketlere dayanılarak halkın hissettiğini ifade ettiği enflasyon oranıdır.
ENFLASYONU YÜKSELTEN BAŞLICA HATALAR
Savaş, doğal afetler, kıtlık, tarımda hava koşullarına bağlı üretim düşüşleri, ihracat yapılan ülkelerin ithalatı durdurması ya da ülkeye karşı ekonomik ambargo uygulanması gibi dış dünya kaynaklı olumsuzluklar dışında enflasyonu yükselten nedenler genellikle yanlış politikalar izlenmesinden kaynaklanır.
Yanlış para politikası izlenmesi
Piyasadaki para arzı, mal ve hizmet arzından fazlaysa yani fazla para basılıp piyasaya sürülmüşse bu fazla para talep enflasyona yol açar. Merkez bankasının faiz politikası tasarruflara enflasyonun altında faiz verilmesine neden olmuşsa (negatif reel faiz) bu durum tüketimin artmasına, o da fiyatların artmasına ve dolayısıyla enflasyonun yükselmesi sonucunu getirir.
Yanlış maliye politikası izlenmesi
Kamu harcamalarının artması, bütçe açıklarının yükselmesi piyasada harcamaların artmasına ve dolayısıyla talep enflasyona neden olur. Bir ülkede toplanan vergiler gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi kazanç üzerinden alınan vergilerden ziyade KDV, ÖTV gibi mal ve hizmetlerin satışı üzerinden alınan dolaylı vergilere dayanıyorsa bu vergilerin artırılması malların maliyetini ve o yolla fiyatları yükselteceği için maliyet enflasyonuna yol açar.
Çelişkili ekonomi politikası izlenmesi
Enflasyonu önlemek için, faizler yükseltilir, zorunlu karşılıklar artırılır bir başka ifadeyle sıkı para politikası izlenirken kamu harcamaları artırılır, vergiler düşürülürse bir başka ifadeyle gevşek maliye politikası izlenirse ortaya ekonomi politikası çelişkisi çıkar ve bu çelişki enflasyonun yükselmesine yol açar.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
Türkiye’de bugün itibarıyla hem talep hem de maliyet enflasyonu vardır. Maliyet enflasyonun bir bölümü ithal malları fiyatlarının hem dışarıda artması hem de kurdaki artış nedeniyle yükselmesi sonucu ithal edilmiş enflasyon kapsamındadır.
Türkiye’deki enflasyon, iki haneli olduğu için (Aralık 2023 itibarıyla yüzde 64,8) dörtnala enflasyon türünün tipik örneğidir.
Türkiye’de skimpflasyon, shrinkflasyon ve greedflasyon türlerinin hepsi mevcuttur.
Hissedilen enflasyon, açıklanan enflasyonun iki katıdır.
Türkiye, 2023 yılı başında yaşadığı ağır depremden olumsuz biçimde etkilenmenin dışında enflasyonu yükselten hataların tamamını yapmış durumdadır. Para politikasında kısmen hatadan dönmüş olmakla birlikte maliye politikasında hata yapmaya ve iki politika arasında çelişkiler yaratmaya devam etmektedir.