Hayattan Kesitler - VI (Bir Ortaokul Anısı)

Selamlar değerli dostlarım,

Evet yine bir anımı sizlerle paylaşmak üzere karşınızdayım ama sormayın biraz önce başıma geleni bu anımı BULB sayfasında kaleme alırken sayfa birden kapandı ve tüm emeğim maalesef boşa gitti şu an bunu BULB üzerinden değil bir metin belgesi üzerinden yeniden yazıyorum ayrıca belirtmek isterim ki metnimin o şekilde kaybolup gitmiş olması platformun büyük bir eksikliği bu husus sizlerin de aklında olsun ki aynı mağduriyeti yaşamayın lütfen.

Size anlatacağım bu anıya gelecek olursak normalde aklımda yazmak yoktu zaten dünde hiçbir anımı aktaramadım sadece kısa bir söyleşi karaladım fakat bugün sevdiceğimin bana bu fikri vermesiyle birlikte soluğu burada alarak bu anımı sizlerle paylaşmaya geldim kendisine buradan sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.

Öncelikle bu anımın ortaokul yıllarında geçen trajikomik ve bazı öğretmenlerin ahlaksızlıklarını içerdiği fakat bu şahısların isminin değil sadece unvanlarının geçeceğini sizlere belirterek izninizle kaleme almaya başlıyorum.


Yeni bir öğretim yılının başlangıcı yeni heyecanlarla 5. sınıfa başlarken yeni öğretmenlerimizi tanımayı sabırsızlıkla bekliyorduk elbette bir yandan da kuşkular ve korkular da benimle birlikte bazı arkadaşlarımı da sarmıştı acaba yeni öğretmenlerimiz iyi mi kötü mü sert mi yoksa sevecen mi diye strese de kapılıyorduk tabii bu stres en çok beni etkiliyordu çünkü zaten okula gitmek konusunda psikolojik sorunlar yaşıyordum bunun en basit örneği olarak size sınav öncelerinde karnımın ağrıması ve midemin bulanmasını verebilirim elbette bir teşhis için muayene oldum ve yapılan tüm tahlil tetkikler neticesinde bir sorun olmadığını anlamıştık :) Nerede kalmıştık, yeni öğretmenlerimizle bir bir tanışıyorduk sıra İngilizce öğretmenindeydi kısaca "İÖ" diyeceğim ona çünkü çok bahsi geçecek. Heyecanla onu beklerken bir ses duymaya başladık bu bir topuklu ayakkabı sesiydi tak tak tak diye koridorda yankılanırken biz hemen yerlerimizi almıştık ve içeriye "merhaba çocuklar ben yeni İngilizce öğretmeniniz ...... ..... .... nasılsınıııız?" diyerek çok güzel alımlı sarışın bir kadın girmişti, giyimi oldukça modern ve bizim geçmişteki öğretmenlerimize göre daha açıktı, biz Anadolu'da küçük bir ilçede büyümüş yerel kıyafeti şalvar olan kadınların çocukları olarak hepimiz oldukça şaşkındık ve bu komik şaşkınlığı hiç gizleyemediğimiz için öğretmenin bunu fark etmesi de hiç zor olmamıştı ki bize gülümseme şekliyle benimde bunu fark etmem hiç zor olmamıştı. Sonra tanışma faslı bitti ve derslerimize başladık beni çok sevmişti bana bolca söz hakkı veriyor ve gayet iyi ilgileniyordu tabii bunda benim çok başarılı bir öğrenci olmamın ve tatlı olmamın da katkısı büyüktü, sonradan bozulsa da o zamanlar yıllarca meşaleyi elimden bırakmayarak sınıfın en başarılı hatta ilçenin en başarılı ilin de ilk üçte öğrencisi olmayı sürdürüyordum. Tüm öğretmenlerim beni severdi ama İÖ ve resim öğretmeni onu da RÖ olarak kısaltacağım beni en çok sevenlerdi bir de müdür yardımcısı acayip severdi bende onları çok severdim elbette sevmediğim öğretmenlerim vardı onlar beni ne kadar sevseler de tabii bunu da belirtmeden geçemeyeceğim babam da bu okuldaki öğretim hayatımın çoğu bölümünde okul aile birliği başkanı olarak seçildi elbette bunun da etkisi vardı öğretmenlerin yaklaşımında fakat ben buna hiçbir zaman sırtımı yaslamadım ve her şeyi kendi çabalarımla yaptım. Devam edecek olursak o seneyi böyle bir başlangıç ve farklı anılarla noktaladık.


Artık 6. sınıfa geçmiştik yine aynı şekilde devam ediyorduk fakat bir durum sezmeye başlamıştım İÖ ile RÖ yakınlaşıyorlardı sanırım bu yaz tatilinden gelen bir münasebetti nasıl olurdu ikisi de evliydi ve RÖ'nün çocukları da vardı, zaman geçtikçe bu yakınlaşma daha rahatsız edici bir hal almış ve arkadaşlarımda bu hususu konuşmaya başlamışlardı tabii bu durum artmaya başladıkça bende bu öğretmenlerden uzaklaşmaya başlamıştım fakat belli etmemeye çalışıyordum ve bir gün bu ahlaksızlık zirveye çıkmıştı RÖ aynı zamanda bilirsiniz ki teknoloji tasarım dersinin de öğretmeniydi, o gün teknoloji tasarım sınıfındaydık İÖ ile RÖ yan yana oturuyorlardı ve birbirlerine sulu sulu şakalar yapıyorlardı bende onları en iyi gören açıya oturmuştum ve birden ne göreyim birbirlerine ahlaksızca temas etmeye başlamışlardı ben şaşkınlık içindeydim arkadaşlarıma da söylemiştim onlar da görmüşlerdi ve buna bir dur deme zamanı gelmişti ben birden kahkaha atarak kendimi geriye atıp arkama düşme numarası yaptım herkesin dikkati bana dönmüş ve gülmeye başlamışlardı bende sahtelikle gülüyordum sonra sanki bu iki öğretmen benim ne yapmaya çalıştığımı anlamış gibi manalı bir şekilde bana bakmışlardı ve bana karşı tavırları değişmişti tehlikeli sularda yüzüyordum hahaha sonra RÖ'nün tavırları çok değişmese de bu İÖ'nün bana karşı ilgisi azalmıştı bana eskisi gibi söz hakkı vermiyor ilgilenmiyor hatta beni görmezden geliyordu derken sınav haftası geldi ve öğleden sonra İngilizce yazılısı vardı benim normaldeki ölümcül stresimin üzerine bir de bu eklenmişti ya bana düşük not verirse ne olacak diye düşünürken çareyi okuldan kaçmakta buldum ve evde öğle yemeğimi yedikten sonra beni kimseciklerin görmeyeceği bir yere daha kaçtım "dağ" hahaha telefonumu da kapattım saatlerce oturdum ağladım sonra da okul çıkış vaktine eve dönüp geldim ki okuldan bizimkileri arayıp haber verdikleri için annem beni ağlayarak ve biraz da sinirli bir şekilde karşılarken bir yandan da "neredesin oğlum sen saatlerdir seni arıyoruz yüreğimiz ağzımıza geldi ne oldu nereye gittin?" diyordu sonra bizimkiler polis dahil herkese bulunduğumu söyledi bende memlekete reklam olmuştum elbette neyse ben tüm olan biteni ağlayarak bizimkilere anlattım bizimkiler neden daha önce söylemedin dediler bende bana bir şey yapmalarından korktuğumu söyledim babam ertesi gün okula gitmiş vermiş veriştirmiş rezil etmiş bunları ama yine de kalmaya devam etmişlerdi, ben okula gitmeye korkuyordum artık babam bir şey olmayacağını söyledi bir şey olursa kendisine söylememi belirtti ve ben yine de korka korka gittim okula aaa ne göreyim bana eskisinden de iyi davranıyorlardı hahaha şaka gibi ama benim artık içimden hiç iyi davranmak gelmiyordu derken yıl sonu geldi bu İÖ başka okula gidecekti tabii ben vedalaşmadım, bizde kalacaktık RÖ ile ardından karne zamanı geldi bir de baktım ki benim teknoloji tasarım notu 4 aaa nasıl olur haliyle sinirden ağlayarak yırttım attım yere karneyi kimsenin ne dediğine aldırmadan gittim eve, sordu bizimkiler karne nerede dedim okulda paramparça haha ama ağlıyorum ne oldu dediler böyle böyle anlattım en güzel çalışmaları yapan ben en yüksek sınav notlarını alan ben ama not 4 açtım e-okul VBS'yi performans notu yerlerde bunu gören babam uçtu okula RÖ'yü zor almışlar babamın elinden demiş yanlışlıkla oldu bilmem ne seneye düzeltiriz falan filan, dedim neyi düzeltecek düzeltse ne olur seneye neyse öyle böyle o da geldi geçti tabii daha neler var neler bende anı, buraya yazdıkça hatırlıyorum haha müdürle ayrı müdür yardımcısı bu arada çok severim onunla ayrı fen öğretmeni ile ayrı Türkçe öğretmeni ile ayrı Sosyal Bilgiler öğretmeni ile ayrı hahahah kara kutu gibiyim yemin ederim hahaha. Yıllar sonra bir kızla tanıştım sosyal medyada biraz sohbet ettik konu konuyu açtı bilin bakalım bu kız kim çıktı? Meşhur İÖ bunun yengesiymiş ah dedi neler çektik biz ondan mahvetti abimin hayatını neler çektirdi ailemize ve bende bahsettim bu olanlardan ki hiç yadırgamadı meğerse her gittiği okulda böyleymiş bu yüzden bir oraya bir buraya sürmüşler hatta daha kötülerini duyduğunu söyledi. Diğer anılarımı da siz değerli dostlarım ve okurlarım isterseniz daha sonra anlatabilirim. Şimdilik bir anımızın daha sonuna geldik, okuyan ve yorumlarını esirgemeyen tüm okurlarıma şimdiden teşekkürü borç bilirim.


Tekrar görüşmek dileğiyle, esenle kalın dostlar.