Türkiye'de Balıkçılık
Türkiye uzun bir balıkçılık ve balık üretimi geçmişine sahiptir. Ege kıyıları, özellikle de İzmir ve İstanbul çevresi, "dünyanın en zengin balıkçılık alanlarından biri" olarak bilinmektedir.
Türkiye'de balıkçılık uygulanan yanlış yöntemler yüzünden sürdürülebilirliğini kaybediyor. Denetimsiz avlanma ve yerel kontrollerin yetersizliği, aşırı avlanmayı beraberinde getiriyor. Halbuki balıkçılığın geleceği için limitlerin olması şart.
Balık endüstrisine Türkiye özelinde bakarsak durum dünya genelinden farklı değil. Lüfer, İstanbul Boğazı’nda geçmişte en çok bulunan balıklar arasındayken, son dönemde nesli tükenmekte olan balıklar listesinde yer alıyor.
Türkiye’de ve dünyada denizlerin ve tatlı su kaynaklarının kirletilmesi, bilinçsiz avlanma ve daha pek çok sebeple balık sayısı ve çeşidi azalıyor. Balıkçılık sanayisi büyük bir hızla doğaya zarar veriyor. Bu noktada sürdürülebilir balıkçılık stratejileri ve hamleleri önem kazanıyor. Sürdürülebilir olmayan yöntemler sebebiyle balıkların üremesine fırsat verilmiyor.
Doğru yöntemler ve belirli kurallar çerçevesinde yapılacak balık avcılığıyla sürdürülebilir balıkçılık mümkün.
Türkiye'de yaklaşık 50.000 aile geçimini balıkçılıkla geçiniyor.Deniz balıkçılığının %76’sı Karadeniz’de yetişen balıklar üzerinden gerçekleştiriliyor.Karadeniz’de balık oranının fazla olmasında akarsuların taşıdığı yüksek miktardaki planktonların etkisi büyük.
Üç tarafı denizle çevrili Türkiye'de kişi başına balık tüketimi Türkiye'de 8 kg, dünya ortalaması 16 kg, AB ortalaması 26 kg'dır.
Sonuç:Balıkçıların bilinçsiz avlanmaları neticesinde, Marmara Denizi’nde lüfer bulmak zorlaştı. uygulanan yanlış yöntemler terk edilmezse, hamsinin de nesli tehlikeye girecek.
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_bal%C4%B1k%C3%A7%C4%B1l%C4%B1k