HAYAL GÜCÜ BİLGİDEN ÖNEMLİDİR
Einstein'a atfedilen aforizmaların en büyük sıkıntısı, ismin büyüklüğünden ötürü aforizmanın da büyük anlama sahip olması veya daha gerçek olması gerektiği sanrısıdır. Einstein, birçok durumda bilimsel gerçekler yerine şahsi düşüncelerini lanse etmekten çekinmemiştir. Zira Einstein da bir insandır, kendi öznel düşünceleri bulunmaktadır ve bunları yeri geldiğinde elbette ki ifade etmiştir. Bu nedenle, Einstein'a atfedilen sözlerin biraz daha dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir. Hele ki internette gördüğünüz "Einstein aforizmaları"nın ezici bir çoğunluğu uydurma olduğu için... Aynı sebeple... Einstein'a atfedilirse, sözün anlamının büyüyeceğine inanılır.Hayal gücü, bilimde ve felsefede müthiş öneme sahiptir. Ancak iki düşünsel alan, yöntem bakımından birbirinden kritik bir noktada ayrılır. Hayal gücü, bilmediklerimizle ilgili fikirler yürütme işidir ve bu bakımdan felsefi anlamda çok kıymetlidir. Ancak bilimde, bilmediklerimiz hakkında özünde mantıklı ve tutarlı bile olsalar fikirler yürütmek risklidir. Elbette bilim insanları bunu sürekli yaparlar; hatta sıklıkla varsayımlarda bulunurlar. Bu varsayımlar ve hayal gücüne dayalı atılımlar, tamamen kör cahil bir şekilde yapılmaz; eğitimli varsayımlardır, eğitimli tahminlerdir. Yine de, bilim camiasının, ne kadar eğitimli olursa olsun bir tahmin ya da varsayıma ikna olması için ya deneysel kanıt ya matematiksel ispat aranır.
Analitik felsefede bunun karşılığı, tutarlı argümanlar geliştirmekten geçer. Ne var ki kimi zaman bir argüman ne kadar tutarlı olursa olsun, kimsenin sesini çıkaramayacağı kadar somut olması her zaman mümkün olmadığı için, felsefi konularda görüş birliğine varmak çok zordur. Fakat çok az insan avcı baskısı altında lepistes balıklarının daha iyi kamufle olacak şekilde evrimleştikleri gerçeğine karşı çıkabilir; çünkü bu gerçek, hem doğal ortamda, hem laboratuvar ortamında deneylerle pek çok farklı açıdan ispatlanmıştır.
Hayal gücü ile bilimsel metodolojiyi uygun bir kıvamda karıştırmayı başarmak büyük bir ustalık, tutku ve deneyim gerektirir. İşte bunu başarabilenler, Albert Einstein gibi, Richard Feynman gibi, Charles Darwin gibi, çağımızı şekillendiren insanlar olmuşlardır. Bu nedenle sanıyoruz ki verilebilecek en iyi tavsiye, hayal gücünün kapılarını asla kapatmadan, ayakları da asla yerden kesmeden, emin adımlarla gerçeğe yürümek olacaktır.Vizyon sahibi olmak ve geleceği tasarlamak yetkin hayal gücü gerektirir. Einstein, “Hayal gücü bilmekten ve bilgiden daha önemlidir” derken buna dikkat çeker. Başarı söz konusu olduğunda ilham ve gayretleriniz kadar mindset de çok önemli. Hayalini kurduğunuz başarıya ulaşamamanızın 3 temel nedeni
Düşünce gücünün yardımına başvurarak yaşamımızı istediğimiz gibi düzenleyebiliriz. Mindset olarak adlandırılan bu güç kullanımı, bilinçaltını yönetmeyi öğrenmekle başlar. Bilinçaltını yönetmek için temel etken de hayal gücüdür. Vizyon sahibi olmak ve geleceği tasarlamak yetkin hayal gücü gerektirir. Einstein, “Hayal gücü bilmekten ve bilgiden daha önemlidir” derken buna dikkat çeker. Başarı söz konusu olduğunda ilham ve gayretleriniz kadar mindset de çok önemli.
Çok çalışıyorum, çabalıyorum ama yine de istediğim sonuçlara ulaşamıyorum diyorsanız, bir grup uzmana göre, mindset (düşünce ve zihin yapıları) konusunda yapılan genel hataları yapıyorsunuz demektir. Bu uzmanlar yapılan hataları üç başlık altında topluyor. Gelin bu hataların biraz daha derinine inelim.
Öncelikle, mindset’in sözlük tanımı ile başlayalım. Basitçe ifade etmeye çalışırsak, başarıyı etkileyen ilk ve en önemli adım diyebiliriz. Hayatınızın hangi yöne gideceğine karar verecek olan kişi sizsiniz. Bunun tam tersi de mümkün; hayatınızı sabote edecek güce de sahipsiniz. Burada, hedef belirleme, odaklanma ve özellikle harekete geçme konuları devreye giriyor.
“İnsanların inandıkları şeyler, başarılarını belirler”
Düşünce yapıları konusundaki çalışmaları ile ünlü olan Amerikalı psikolog Carol Dweck’in mindset hakkında söylediği bir cümle konumuza ışık tutar nitelikte: “İnsanların İnandıkları Şeyler, Başarılarını Belirler”…
Dr. Carol Dweck ve araştırma arkadaşlarına göre doğduğumuz andan itibaren davranışlarımıza verilen tepkiler, zekâ ve yeteneklerimizi etkiliyor. Carol Dweck insanların kendilerine olan inançları ve yetenekleri ile ilgili tutumlarını belirleyen iki teori öne sürüyor: Fixed Mindset (Sabit Zihniyet) ve Growth Mindset (Gelişim Zihniyeti). Sabit Zihniyet; eleştiriye açık olmamak, yeni mücadelelerden kaçınıp her zaman aynı durağan işleri yapmaya meyilli olmak, bilinmeyen konuları öğrenmeye açık olmamak, kendi başarısını ispatlamaya meyilli olmak özelliklerini ihtiva ediyor. Gelişim Zihniyeti’nde ise, Sabit Zihniyet yapısının tam karşıtı bir durum söz konusu. Bu kişiler, yapıcı eleştiri almak ve vermek konusunda istekli davranır. Yeni mücadeleleri fırsat olarak görür. Bilmediği konuyu açıklıkla ifade etmekten çekinmez, öğrenmeye açık olur ve üzerinde bulunduğu sürecin başarısına odaklı bir davranış, tutum sergiler.
Düşünce yapıları üzerine yapılan çalışmalara göre, azimle çalışmak her zaman istenilen başarıyı getirmeyebilir. Bu konuda şansımızı suçlayabiliriz ancak bilim insanları çalışmalarında işaret ediyor ki; şansımızı çoğunlukla yine kendimiz yaratıyoruz. Yine bu bilim insanlarına göre düşünce ve zihin yapınız, başarı söz konusu olduğunda ilham ve gayretleriniz kadar önemli. Peki, beklenilen başarıdan uzaklaştıran mindset konusunda yapılan genel hatalar neler? Gelin bir bakalım!
Başarıyı tanımlamamak
Mindset konusunda yapılan hatalarda ilk sıraya yerleştirilen temel sebep başarıyı net olarak tanımlamamak… Çoğu yaptığınız şeyin altında farkında olmasanız da peşinde koştuğunuz bir duygu var ve siz bunu kendinize ifade etmediğiniz sürece yaptıklarınızın havada kalması kaçınılmaz son. İstediğiniz kadar çalışın, çabalayın, emek verin, aklınızda bir hedefiniz yoksa bütün uğraşlarınız boşa çıkacaktır. Başarı kendini tanımlayamaz. Emeğinizin hakkını almaya başlamanız için neye ulaşmaya çalıştığınızı bilmek zorundasınız. Bu iyi maaşlı bir iş, prestijli bir unvan, bolca para, neşe dolu bir aile olabilir. Ancak kendinizi ne ölçüde başarılı gördüğünüzün kıstaslarını belirleyebilirseniz ve bunu dış etkenlerden ayırıp kendi seçiminiz olduğunu anlayabilirseniz o zaman elle tutulur bir şeye ulaşabilirsiniz. Hedeflerinizi netleştirdiğinizde, aslında yanlış şeylerin peşinden koştuğunuz için başarılı hissetmediğinizi fark edeceksiniz. Günün sonunda başarı olup olmadığına hüküm getirecek kişi sizsiniz çünkü başarınızı sadece kendiniz tanımlayabilirsiniz. Yaptıklarınızın sonuçlarını analiz edin, yanlışlarınızdan ders alın, daha fazla değil daha akıllıca çalışın, büyük resmi görmeye ve başkalarının kuramadığı bağlantıları kurmaya çalışın.
Kendini yanlış bağlamlarda değerlendirmek
Mindset konusunda yapılan ikinci hata kendini bilmemek ve kendini yanlış bağlamlarda değerlendirmek… En az 2400 yıldır devam eden ve hiçbir zaman da bitmeyecek olan bir yolculuk, “Nosce te ipsum!/Gnothi seauton!”, “Know Thyself” yani “Kendini Bil/Kendini Tanı!”… Yunanistan’ın Delfi adlı UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde bulunan modern kasabasında bulunan Apollo Tapınağı’nın girişinde yazar bu söz. O zamanın insanları bu sözü o kadar çok önemsemişlerdir ki altın harflerle yazmışlar. Bu konuya pek çok düşünür de kafa yormuş. Gelin bunlara da bir göz atalım. Benjamin Franklin “Son derece sert olan üç şey vardır: çelik, elmas ve kendini bilmek.” demiş. Çinli filozof Lao Tzu da Batı’daki filozoflarla aynı düşüncede: “Başkalarını bilen kimse bilgili, kendini bilen kimse bilgedir.” Danimarkalı ünlü filozof Søren Kierkegaard da bu noktanın üstünde durur: “Kişi, herhangi bir şeyi bilmeden önce kendini bilmeyi öğrenmelidir.”
Hepimizin güçlü ve zayıf olduğu yanları vardır ve ancak güçlü yönlerinizin parladığı, zayıf yönlerinizin ise alakasız kaldığı alanlarda başarılı olabiliriz. Müzik kulağı iyi olmayan birinin elinde mikrofonla bir yerlere gelmesi veya yükseklik korkusu olan birinin paraşütçü olması beklenemez. Çoğu insan “sevdiği işi yapmak” deyince, hobisini iş olarak görmeyi anlıyor. Fotoğraf çekmeyi seviyor olabilirsiniz, bu fotoğrafçılığın sizin hobiniz olması için gerekli ve yeterlidir. Peki fotoğrafçılığı “profesyonel bir kariyer” olarak yapmanız için yeterli mi? Hayır, değil! Çünkü meslekî başarıda istek kadar yetenek, karakter uyumu ve bilgi de gerekir. Bilgi konusu ilgi ve zamanla öğrenilir ama doğuştan gelen yatkınlıklarda sorun varsa, o meslekte üstün bir başarı gerçekleştirmeniz çok zordur. Bu sebepledir ki; isteğini değil doğuştan gelen yatkınlığını merkeze koyanlar, kariyerlerinde daha iyi sonuçlar alabilir.
Başkalarını memnun etmeye fazla odaklanmak
Mindset konusunda yapılan bir diğer hata da başkalarını memnun etmeye odaklanmak… Başkalarına yardımcı olmak son derece olumlu ve güzel bir davranış. Ancak her şeyin olduğu gibi bunun da fazlası zarar. Başkalarını memnun etmek çoğu zaman takdir için yapılan bir davranış. Onay almak, takdir toplamak; beğenildiğinizi, ihtiyaç duyulduğunu ve değerli hissetmenizi sağlar ancak başkalarını mutlu etmeye çalıştığınız için kendinize büyük bir baskı uygularsınız; bu da başarısızlığa ve hayal kırıklığına götürür sizi. Çevrenizdeki insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak için kendi ihtiyaçlarınızı, görüşlerinizi, hedeflerinizi bir kenara bırakmayın. Gerektiğinde “Hayır” demenin önemini anlayın. İlk başta zor olabilir ama sonunda karşılığını alacaksınız. Sürekli boş zamanınızı alan bir şeyi reddetmek sizi bencil yapmaz. Aksine kendinize sevgi ve saygı duyduğunuzu gösterir. Kendinizi daha fazla dinleyin; neyi sevdiğinizi ve ne istediğinizi öğrenmek için biraz zaman ayırın. Kendi önceliklerinizin ve sizi mutlu eden şeylerin bir listesini yapabilirsiniz.
Ne zaman işler ters giderse, durumla ilgili iyi şeylere zihninizi odaklayın. Unutmayalım ki, işler kötüye gittiğinde, ondan gelecek iyi şeyler mutlaka olacaktır. Başarı önce hayal etmekle başlar. Amerikalı film yapımcısı, yönetmen ve yazar George Lucas’ın dediği gibi “Hayal etmedikçe bir şeyleri başarmanız imkânsız hale gelir.” Akabinde hayalinizi gerçekleştirmeniz için gereken hedefler gelir. Hedefler belirlendikten sonra hangi aşamalarda ulaşılacağını anlamak için basamaklar önceden belirlenmeli. Çözüm ürettiğiniz her sorun sizi hedefe giden yolda bir üst seviyeye taşır. Ve en önemlisi de merkeze başkalarını değil kendi isteklerinizi koyarak başarınıza odaklanın.