FLOYD MAYWEATHER,JR.
Floyd Mayweather'ın Money Mayweather oluşu basit bir lakap değişikliği değildi. Floyd, aynı zamanda spor dünyasının en çok kazanan ve nefret edilen figürünü ortaya çıkardı.Floyd Mayweather Jr. boksta bir döneme ismini verdi. Kariyerini 50 galibiyetle, yenilgisiz şekilde kapattı. Tarihin en fazla gelir getiren maçlarının baş aktörüydü. Uzun bir süre Mayweather'ın karşılaşmaları, yenilme ihtimali, ring dışındaki hayatı takip edildi. Bu takip hâlâ devam ediyor. Boksla, sporla ilgilenen pek çok kişi, sevse de sevmese de onun yarattığı ilgi alanına kayıtsız kalamadı. Özellikle son dönem maçları heyecan yaratmaktan uzak olsa da yine izlendi. Mayweather profesyonel kariyerinin başından itibaren 'en iyisi' olacağını söylüyordu. Bir boksör olarak en iyisi olduğu tartışılabilir ancak yarattığı imajla, kendine kurduğu persona'yla birlikte düşünürsek, ilgi bakımından çağının en büyük sporcularını geçtiğine şüphe yok.
Kariyer yönetimi, bir sporcunun nasıl algılanacağını, dolayısıyla insanlar üzerinde yarattığı etkiyle birlikte mirasını belirliyor. Bu ilgi alanının büyüklüğüyle orantılı olarak kazanacağınız para da belirleniyor. İtibar yönetimiyle bir imaj yaratılıyor. Güncel konularda yapıcı mesajlar vermekten tutun, markanızın gelişmesi için sosyal yardım kampanyalarına kadar pek çok bakımdan spor alanının dışında var olmanız gerekiyor. İyi, doğru bir insan olarak kurduğunuz itibarınız sevilmenizin önünü açıyor. Sözleşmelerinizin ederi, kazanacağınız paralar da doğru orantılı olarak artıyor. Mayweather'ın, iş para kazanma konusuna geldiğinde, sınırının olmadığı söylenebilir. Ancak buradaki temel fark Mayweather'ın kurduğu imajın 'iyi insan' algısıyla örtüşmemesi. Ağzına geleni yine söylese de başta alışıldık bir yıldızdan beklentileri karşılıyordu. Ancak sonrasında attığı adımlar bambaşka bir fenomen doğurdu.
Mayweather'ın babası, Sugar Ray Leonard ile dövüşmüş eski bir boksördü. Amcası Roger da dünya şampiyonlukları görmüş bir boksör. İkisinin eğitiminden geçen Floyd'un henüz gençliğinde bir yıldız olması bekleniyordu. 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları'nda bronz madalya kazandıktan sonra profesyonel kariyere geçti. Kendisi de değerinin farkındaydı. Kariyerinin başında HBO'nun teklif ettiği 12,5 milyon dolarlık kontratı 'köle sözleşmesi' diyerek reddetmişti. HBO'da boksun başındaki Lou DiBella'ya, "Ben en iyi olacağım, kariyerimi yenilgisiz bitireceğim" diyordu. Bunu söylediğinde sene 1999'du ve henüz 22 yaşındaydı. Kendisini dönemin büyük yıldızları Oscar de la Hoya ve Roy Jones Jr. ile denk görüyordu ve onların kazandığı parayı istiyordu. Belki o sırada istediği kontratı alamadı ama daha sonra herkesi geçecekti.Mayweather'ın önündeki engellerden biri menajeri Bob Arum'du. Boks dünyasına girişte böyle dev bir menajere ihtiyaç olsa da, Mayweather tüm ipleri kendi eline almak istiyordu. 2006 senesinde bunu da başardı. Kontratındaki maddeye istinaden 750 bin dolar verdiği Arum'la ipleri kopardı. Mayweather artık kendi kendisinin yöneticisiydi. Aynı yıl Mayweather Promotions'ı kurdu. 2007'deki Oscar de la Hoya maçı öncesindeyse yeni persona'sını ifşa etti. Tüm bunları yaparken önce akıl hocası sonra da menajeri olan Al Haymon'ın tavsiyelerinin payı büyüktü. Çok az görülen ve hiç röportaj vermeyen Haymon, boks dünyasına yön veren gizemli bir karakter. Bir Oz büyücüsü. Mayweather ile işbirliği de yepyeni bir çağı ateşledi.
Gülüşüyle ve boksuyla Sugar Ray Leonard'a benzetilen Floyd Mayweather önce lakabından vazgeçti. Pretty Boy (Hoş Çocuk) lakabını Money (Para) olarak değiştirdi. Bu değişim daha başlangıçtı. Yeni oluşturduğu persona'nın bir bakıma manifestosunu Oscar de la Hoya maçından önce HBO'nun programında ilan etti. HBO büyük maçlar öncesinde boksörlerin hayatına girdiği, 7/24 isimli bir reality show yayımlamaya karar vermişti. Mayweather o programda kameraya paralar fırlatan, lüks içindeki hayatını izleyicilerin önüne seren gösterişçi, kaba ve kibirli Mayweather'ı sergiliyordu. Artık Money Mayweather dönemi başlamıştı. İtici olsa da bu karakter boksun gidişatını belirledi. İlgi alanı artık tamamen bir boksör üzerinde yoğunlaştı. Mayweather bu yeni başlangıcını ve istikametini "Para her şey değildir. Para tek şeydir" diyerek net bir şekilde özetliyordu.
Mayweather kötü adam olmanın ötesinde bunu arzular gibiydi. Lakabı 'Golden Boy' (Altın Çocuk) olan De la Hoya ile yapacağı maçtan önce "Kimse iki iyi adamın maçını izlemek istemez. Ben kötü adam olmayı kabul ediyorum" demişti. Artık bir anti-kahramandı. Kimsenin dediği umurunda değildi. En lüks otomobillerden oluşan koleksiyonunu, malikânelerini, kadınlarını, mücevherlerini, özel jetini, lüks eğlence hayatını, balya balya dolarlarını insanların gözüne sokuyordu. Sosyal medyanın da yaygınlık kazanmasıyla artık konvansiyonel medyanın ötesine geçebiliyordu. Maç açıklamalarını, hayatını, her şeyi kendi hesabından paylaşıyordu. Bu da onun persona'sını kuvvetlendirdi.
İlginç olan, Mayweather'ın maçları kariyerinin başına kıyasla gitgide sıkıcı bir hâle gelmişti. Ama her maçında daha da fazla izlendi. Defansif stili çok yumruk almamasını sağlıyor, puanla rakiplerini bitiriyordu. Ortada tarihin en iyi savunmaya sahip boksörlerinden biri vardı. Fakat bu, izleyiciyi karşılaşmalar sırasında heyecanlandırmıyordu. Joe Louis, Sugar Ray Robinson, Muhammed Ali, Sugar Ray Leonard, Mike Tyson gibi yıldızlar da pek çok açıdan boks tarihine damga vurmuşlardı. Ancak karakterleri dışında boks stilleri ve yarattıkları heyecan açısından da keyif veriyorlardı. Mayweather ise ringde tam tersiydi. Takdir edilse de herhangi bir çarpışmaya izin vermeyen boks bilgeliği sıkıcı maçlar ortaya çıkarıyordu. Seyircinin tepkisi, yuhalaması umurunda değildi. "Beni sevin ya da nefret edin, izlemek isteyeceksiniz" sözü her şeyi açıklıyordu. Şifreyi her konuşmasında veriyordu. Ve insanlar izliyordu.
Oscar de la Hoya, Ricky Hatton, Juan Manuel Marquez, Shane Mosley... Floyd önüne çıkan herkesi yendi. İstediği rakiple istediği zaman karşılaştı. PPV (öde-izle), gişe ve reyting rekorlarını kırıp geçti. Forbes dergisinin 'Yılın En Çok Kazanan Sporcuları' listesinde 2012-15 arasında, dört yıl boyunca en baştaydı. De la Hoya, Canelo Alvarez, Manny Pacquiao ile kapışmaları tarihin en fazla satan PPV maçları listesinde ilk üçte yer aldı. Ve hâlâ orada duruyor. Kendisinin de sıklıkla söylediği gibi insanlar onun yenilmesini istiyordu.
Bununla beraber Mayweather, karakteriyle bu arzuyu kışkırtıyor ve teşvik ediyordu. İnsanlar ne izleyeceğini bilse de bir umutla televizyon başına kuruluyordu. Sonrasında da rekorlar geliyordu. Mayweather böyle bir karakteri yaratmasa yine de izlenecekti ancak boks seyircisiyle kurduğu bu nefret ilişkisi, ilgiyi bambaşka bir seviyeye taşıdı.
Kısacası, kendi değerini bilmesi, kaderini eline alması ve insanların takip edeceği bir persona yaratmasıyla zirveye çıktı Floyd. Ve bu son derece normaldi. Sonuçta sosyal medya çağında herkesin bir persona'sı var. Instagram'da veya Twitter'da herkes kendisi ya da olmak istediği kişi olarak bir hesap açabiliyor. Bunu ticari ya da çevre edinmek için kullanabiliyor. Mayweather'ın bundan çok da farklı bir şey yaptığını söyleyemeyiz. İyi yaptığı bir iş üzerine, sporun eğlence sektörü içindeki önemini de göz önünde bulundurarak karakterini mükemmelleştirdi. Bu karakterle nobran ve yüzeysel hikâyeler yarattı. Ve tıpkı Amerikan Güreşi'ndeki gibi bu öyküler de takip edildi. Muhammed Ali'nin maç öncesi konuşmalarında WWE yıldızı Gorgeous George'dan feyz aldığı bilinir. Floyd Mayweather'ın oluşturduğu Money karakteri de 'The Million Dollar Man' olarak bilinen Ted DiBiase'e benziyordu. Parayı kullanışları, gösterişçi ve küstah tavırları... Bu açılardan zamanla eğlence sektörü içine daha fazla yerleşen boks, Amerikan Güreşi'nden dramatik bir altyapı devşirdi. Mayweather bunun en iyi aktörlerinin başında geldi.
Ancak Mayweather'ın dönüşen eğlence sektöründe yarattığı Money kimliği belki bir senaryoda olamayacağı kadar mükemmel işledi. Bir değer ve varlık sebebi olabilecek para, bir kimliğe dönüştü. İstenilen ve nefret edilen bir kimlik. Bu açıdan Mayweather'ın insan dürtüsünü iyi analiz ettiği söylenebilir. Nefret, sevgiden daha güçlü bir duygu ve ona kapılmak çok daha kolay. Mayweather'ın bu duyguyu parayla birleştirmesi ise dâhice. Parayı Lidyalılar bulsa da onu en iyi kullanan Floyd Mayweather Jr. oldu. Paranın alabileceklerinin ötesinde bir imaj olarak parayı kendi kimliğine kattı.
'Para' herkesin uğruna çalıştığı, onunla hayatını maddi olarak kurduğu bir araç. Refah düzeyini sahip olduğumuz bu araç ile geliştiriyoruz. İster istemez kendi başına bir arzu nesnesine dönüşüyor. Varlığı ve yokluğuyla başka duyguları tetikleyebiliyor. Mayweather parayı aynı zamanda kendine bir kimlik yaparak tüm duygulara hitap etti. Onun lüks otomobillerini, malikânelerini, mücevherlerini illa ki isteyenler, arzulayanlar var. Diğer taraftan bu parayı, bu hayatı insanların gözüne sokması, erdemli biri gibi davranmaması nefreti de körüklüyor.
Kaldı ki Mayweather konuşmalarıyla da bu nefret ateşine yakıt sağlıyor. Afrika'ya yardım konusunda, "Afrika bize ne verdi? Bence Floyd Mayweather'a bağış yapmalıyım" gibi çıkışlar yapabiliyor. Alışıldık bir süper yıldız cevabı olmadığını kabul etmek gerek. Ancak hangi Mayweather'ı seslendirdiğini seçmek kolay değil. Floyd mu yoksa Money mi? Malzemesi kendi bedeni olan bir karakterden söz ediyoruz. Aslında Mayweather'ın başka bir şansı da yoktu. Uyuşturucu satıcılığından hüküm de giymiş olan babasının boks dışında onunla bir şey paylaşmadığını söylüyor.
Annesiyse bir uyuşturucu bağımlısıydı. İnsanların onun yaşadığı zorlu koşulları bilseler şimdi sahip olduklarına nasıl şaşıracaklarının altını çizen Mayweather, "Fakirlikten zirveye çıktım. Sık sık küstah ve kibirli olmakla itham edildim. Böyle olmak için her türlü hakkım var. Sıkı çalışma, kendini adama, odaklanma, azim, bunları hayatınız boyunca bir işe koyduğunuzda genelde harika sonuçlar ortaya çıkar" derken hayat pusulasını da ortaya koyuyor. Ailesine kazandığı parayla birlikte geniş imkânlar verse de hep kendi başarısını ön planda tutuyor. Kendini dönüştürdüğü şey belki de bireyciliğin de temsili bir zirvesi.
Kapitalizmin dili olsa spor dünyasında muhtemelen Mayweather'ın imaj olarak en üstte olduğunun altını çizerdi. Bir açıdan arzunun ekonomisi üzerine kurulan bir sistem içinde Mayweather, sistemin birincil aracı parayı, herkesin gözüne sokarak, kimliği kılarak, kimsenin ulaşamadığı bir seviyeye çıktı. Hesaplı duyarlılıklar yerine, o sistemin asıl resmini çekti. Skandalları oldu. Eski eşine şiddet uyguladığı için sadece bir ay hapis yattı. Eleştirildi ama yine de izlendi. Sistemin defosunu kullandı. Pacquiao maçından önce bir televizyon programında "Bana Amerikan Rüyası'nın bu olduğunu söylediler. Ben de hayal ettim ve yaptım" demişti. Belki ta kendisi olarak, işlenmemiş, bulandırılmamış Amerikan Rüyası'nı bizlere sergiledi.
https://twitter.com/FloydMayweather
https://www.instagram.com/floydmayweather/
https://republic.com/mayweather