Otopsi-Enrique Simonet

Bugün size Enrique Simonet’nin 1890 yılında yaptığı meşhur resmi, ‘Otopsi’ adlı eserinden bahsedeceğim.
Sanatçı 1880’lerde Roma’yı ziyarete gitti. Burada bilimin büyülü dünyasını ve ruhunu yansıtmayı amaçlayan bir resim yapmaya karar verdi.

Yıllarca bunun üzerine çalışmalar yapan sanatçı 10 yılın ardından sonunda bir morgu ziyaret ettiğinde aradığı şeyi buldu. Bu morgda Tiber Nehrinde boğulan bir kadına otopsi yapılıyordu.

Buradan yola çıkarak kompozisyonunu kurgulayan Simonet, sade ama etkileyici bir resim yaptı. Resimdeki doktor, yeni bir şey keşfetmiş gibi bir kalbe bakıyordu. Merakın, bilime olan sevginin etkileyici bir şekilde resimde hissedilmesini istiyordu. Bunu başardı da...

Ancak 1930’larda bir şey oldu. Sanat dünyası bir anda yeniden bu resimden konuşmaya başladı. Herkes Tiber Nehri'nde boğulan bu kadının kimliği hakkında sorular soruyordu. Bu sorulara cevap olarak ortaya çıkan bir söylenti hızlıca tüm Avrupa’ya yayıldı. Bu söylenti, boğulan kadının bir f*hişe olduğu yönündeydi. Hatta dahası da vardı.

Ressamın aslında burjuva sınıfı ile fakir halk arasında çok büyük bir fark olduğunu göstermek ve bu durumu eleştirmek için kurguladığı bir kompozisyon diyorlardı.
Söylentiye göre buradaki doktor figürü kadının kalbinin olduğunu görünce şaşırıyordu. ‘Aa fakirlerin de kalbi mi var?’ gibi bakışlar atıyordu. Yani resimde sosyal bir eleştiri vardı.

Fakir halktan habersiz yaşayan, onları insan yerine koymayan zengin insanları eleştiriyordu. Ancak bu okuma hiç bir zaman ispatlanamadı. Daha çok eserin üzerine 1930’larda atılan ve daha öncesinde de görülmeyen bir şehir efsanesi oldu.

Bu yorumlardan sonra bugün çoğu insanın hikayeyi böyle bilmesine neden oldu. Simonet'nin yaptığı kompozisyonun amacı bilime duyulan hayranlık olduğu için doktor figürü burada kadının kalbinin olmasına şaşırmıyor. Elindeki kalbi merakla inceliyor ve bilimin heyecanı ile doluyor...

Okuduğunuz için teşekkürler, sanatla kalın...