Token Ekonomisi’ne Giriş

8NAJ...iz9w
20 Feb 2024
31


Temel düzeyde sorularınıza yanıt bulabileceğiniz bir seriye bu makale ile başlıyoruz. Gelin neymiş kripto ‘para’, neymiş token ekonomisi bir göz atalım.
Öncelikle; Dünya, teşviklerle çalışıyor. Sıradan görünse de attığımız her adımın altında bizi motive eden bir neden var. Yüzeyde, kripto para birimleri de yalnızca değer aktarabilen veya bilgisayar kodlarını tetikleyebilen sayı dizileri ve matematiksel kurallardan ibaret. Ancak arkalarında tamamen yeni ve büyüyen bir varlık sınıfı yaratan ekonomik teşvik yapıları var.
Sayı dizisiymiş, kodmuş, bunların değeri mi olur? Hem koskoca Warren Buffett, ‘Dünyadaki tüm Bitcoin’ler için 25 dolar bile vermem’ demedi mi?
Amerikan Doları’nı değerli kılan nedir? Basit bir soru gibi görünebilir ama karmaşık bir arka plana sahip. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti; çoğu insanın, doların kendi başına bir anlamı olduğuna inanması için yeterli olan Amerikan Doları’nın değerini destekliyor. Küresel piyasalar da ABD ekonomisine ve uzun vadeli işlevselliğine güvendiğinden Amerikan Doları nispeten istikrarlı bir para birimi. Ama yarın ülkedeki herkes Amerikan Doları kullanmaktan vazgeçerse ne olur? Hala değeri olur mu? Cevap hayır. Bunun nedeni, özünde Amerikan Doları’nın da gerçekte yalnızca üzerine basıldığı kağıt değerinde olması. Kripto para birimleri de; hükümetlerin aksine, blokzincir ağlarının güveninde değerlerini korurken, ideal düzende faydaları ölçüsünde değer taşımakta. (Her kripto para biriminin, hatta büyük çoğunluğunun şu an bu şekilde olmadığını hatırlatmakta fayda var.) Bu da potansiyel olarak onları küresel fiat para birimlerinden daha işlevsel kılıyor.
Peki nedir bu token ekonomisi?
Kripto para birimleri içindeki finansal teşvik modelleri ve token dağıtımına ilişkin çalışmalar, token ekonomisi (tokenomics) olarak bilinmeye başlandı. Bir tokenin herhangi bir değere sahip olabilmesi için o tokeni kullanmak veya tutmak için bir teşvik olması gerekmekte. Bu teşvik, token için talep yaratıyor ve bu da tokenin fiyatını belirliyor. Örneğin Ethereum, ağda işlem yapılabilmesi için Ether’i kullanıyor ve yapılan her bir işlemle Ether’i yakarak onu değerli kılıyor, peşinden ağ etkisi geliyor.
Gelelim Ağ Etkisi’ne (Network Effect)
Dünyada yeni bir para birimi olduğunu, ancak yalnızca birkaç seçkin kişinin bu para birimine erişebildiğini hayal edin. Faydalı mı? Tabi ki değil. Neden? Çünkü para birimi yalnızca ona erişimi olan kişiler için değerli. Para biriminin kullanımına ne kadar çok kullanıcı katılırsa, para biriminin değeri o kadar artar. Bu olgu ağ etkisi (network effect) olarak biliniyor ve token dağıtımını son derece önemli hale getiriyor. Ağ etkisinin somut örneklerini Bitcoin ile görüyoruz. Bitcoin büyüdükçe; Starbucks gibi birçok perakende işletmede, Yunan Adaları’ndaki otel rezervasyonlarında, hatta Kıbrıs’taki kuyumcularda kabul görüyor, kullanışlılığını ve dolayısıyla anlamlılığını artırıyor.
Yahu bu sistem bize ne kazandıracak?
Token ekonomisini geleneksel ekonomiden ayıran ana etmen; geleneksel ekonomi çoğunlukla tahmine dayalı hedeflerden oluşurken, token ekonomisinin hedefe dayalı kural setlerinden oluşması. Geleceğe doğru baktığımızda, güven kazanan tokenomik modellerinin, geleneksel ekonomik modellerden çok daha üstün olacağını tahmin etmek zor değil. Bunun nedeni, bu modellerin matematiksel kurallarla kodlanmış olması ve merkezi olmayan bir topluluk tarafından yönetilmesi. Özetle, daha efektif bir düzen inşa etmek için token ekonomisi bize güçlü bir anahtar sunuyor. Bir hevesle para basma ve para birimi sahiplerinin girdisi olmadan parasal kararlar alma gücüne sahip olan merkez bankalarıyla, merkezi olmayan toplulukların ortak kararlarını karşılaştırdığımızda bunu çok net görebiliyoruz.
Gelelim tokenomik modellere…
Ufaktan teknik konulara giriş yapalım. Günyüzündeki tokenomik modelleri kısaca inceleyerek başlayabiliriz. Önümüzdeki haftalarda detaylara ineceğiz.
1) Deflasyonist Model: Bu modelde, oluşturulacak belirli sayıda token vardır, tavan sınırı aşılamaz. Bu, talep artsa bile arzın artmadığı deflasyonist bir para birimi yaratır. Bitcoin (BTC), Cardano (ADA) gibi birimler örnek verilebilir.
Artılar: Token arzı sınırlıdır, arz azaldıkça doğal talep oluşturur. Ayrıca, fiat para birimlerinin başına bela olan enflasyon endişesini de tamamen ortadan kaldırır.
Eksiler: Üretilebilecek token sayısı sınırlı olduğundan, kullanıcılar tokenleri harcamak yerine biriktirme davranışı sergileyebilir. Yeterli harcama olmadan, tokenler dolaşımdan düşebilir; faydası doğrultusunda değer taşımaktan ziyade, işlevini görmeyen bir yatırım aracına dönüşebilir. Bu da anlamlılığını kaybetmesine sebep olur.
2) Enflasyonist Model: Token arzı için tavan sınırı yoktur. Bu model mevcut fiat para birimlerine benzer. Ancak, tokenomik modelini merkezi bir otorite yerine kod ve merkezi olmayan bir topluluk dikte ettiğinden, kıyasla daha verimli ve şeffaftır.
Artılar: Bu ekonomik model, fiat para birimlerine çok benzediği için en çok bilinen ve üzerinde çalışılan modeldir. Bu nedenle, uygulanabilirliği hakkında daha az soru vardır.
Eksiler: Tıpkı fiat para birimleri gibi, enflasyonist tokenler de para birimlerini sonsuza kadar basmaya devam edebilir. Bu da token devalüasyonuna sebep verebilir.
3) İkili Token Modeli: İkili token modelinde, daha iyi bir ekonomik yapı oluşturmak için tek bir blokzincir ağı üzerinde iki farklı token kullanılır. Bu modeldeki birçok proje, blokzincir ağındaki eylemleri hızlandırmak için ikincil, yardımcı bir token oluşturan bir değer deposu olarak işlev görmeyi tercih eder.
Artılar: İki farklı kullanım için iki token oluşturmak, finansal teşviki faydadan ayırdığı için kripto para birimleri için iyi bir ekonomik teşvik modelidir.
Eksiler: Ağdaki tokenlerden hangisini tutmalıyım sorusunu yanıtlamak aktif detaylı inceleme gerektireceğinden yatırımcılar için anlaşılması en zor modeldir.
4) Varlığa Dayalı Token Modeli: Bu modelde; sunulan tokenler başka varlıklar tarafından yedeklenmiştir. Varlığa dayalı en bilinen token olarak ABD Doları tarafından desteklendiği iddia edilen Tether’i gösterebiliriz. Yalnızca finansal varlıklara değil, fiziksel varlıklara dayalı token projeleri gün geçtikçe gelişiyor.
Artılar: Doğru kurgulanan şeffaflıkla birlikte varlığa dayalı tokenler, kripto para birimlerindeki volatilite problemini ortadan kaldıran istikrarlı dijital varlıklar oluşturabilir.
Eksiler: Şeffaflık ilkelerine uyulmayan projelerde (Tether konusundaki şüpheleri unutmayalım.) facialar ile karşılaşılabilir. Projelerin gerçekten güvenilirliklerini ispatlamak adına mutlaka bağımsız denetimler gerçekleştirilmelidir.
Bugünlük son olarak; eğer teknoloji kripto para birimlerinin belkemiği ise, token ekonomisi de kalbidir, blokzincir ağlarına ve dijital varlık piyasalarına kan pompalar. Doğru, şeffaf kurgu ve uygun teşvik ile kripto para birimleri, token sahipleri için değerlerini artırabilir ve sistemdeki tüm paydaşlara fayda sağlayan bir ekonomik model oluşturabilir. Dünya, mevcut finansal verimsizlikleri dikkate almaya başladığında, blokzincir teknolojisinin katkılarıyla küresel ekonomi için yeni paradigma olarak tokenomik modelleri daha sık duyacağız.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to hasantorsa

0 Comments