Akli Denge Bozukluğu 9. Bölüm
İnstagram: just_lubo
"Lubo bizi neden odadan çıkardı ki?"
"Matilda, Stella ve Della'yla yalnız kalmak istiyormuş."
"Bunların suçlusu benim ama orada olmam gerek"
"Seni suçladığı filan yok hem tutkalını ona vermesen de o ne yapar ne eder bir yolunu bulurdu" dedi Drew sakin bir tavırla.
"Sanırım haklısın" dedi Oven, her zamanki neşeli halinden eser kalmamıştı. Tam etrafı incelemeye koyulacağı zaman Carl-biraz uzaktan- "Selamlar" diye seslendi. Yanlarına doğru gelip "Della'nın bahsettiği Oven ve Drew siz olmalısınız. Ben Carl, Lubo'nun yardımcısı" dedi.
"Memnun olduk" dedi Drew elini uzatarak "Ben de" diyerek elini sıktı Carl ve Oven'ın yanındaki sandalyeye yaslandı.
"İkinizi birbirinizden ayırmak zor olacak, kapak renkleriniz çok yakın" dedi kapaklarını inceleyedururken.
"Aslına bakarsan renklerimiz aynı, test kitabı olacakmışız ikimiz de, Oven'ın kapağı daha koyu çünkü..."
"Şey Drew anlatmasan nasıl olur?" dedi Oven araya girerek.
"Peki, nasıl istersen" dedi Drew
"Paketleme bölümünün altında temizlenmemiş bir yer var oraya mı girdin?" dedi Carl.
"Eh şey..." diyebildi sadece Oven.
"Utanılacak bir şey yok." dedi Drew.
"Her neyse işte konuyu kapatın, Carl Lubo'ya sordun mu ne zaman iyileşir diye?"
"Sadece dinlenmesi gerekiyor dedi, birkaç saate kalmaz iyileşir. Önemli bişeyi yok merak etmeyin."
"Bak önemli bişeyi yokmuş" dedi Drew.
" Tamam, tamam iyiyim" dedi Oven, Drew'in teselli etme çabasına karşılık
vererek. Oven Drew'e iyice yanaşıp "Biliyor musun, Della'dan daha iyi bir
arkadaşsın?" dedi.
"Biliyorum" dedi Drew "Sen de öyle" Sandalyeden kalkıp sarıldılar.
"Ah neredeyse unutuyordum." dedi Carl o da sandalyeden kalkarak "Siyah Kitap'ı bulmamız gerek."
"Stella ablayla beraber gelen kitap mı?" dedi Oven.
" Abla mı dedin sen?" dedi Carl hafif bir gülümsemeyle.
"Sonra anlatırım" dedi Drew "Dışarı çıkalım öyleyse"
Carl ilk tanışmanın verdiği gerginliği kolayca atlatmıştı, diğerlerinin önüne
geçerek kapıyı açtı. Kapıdan çıktığı an şaşkınlığıyla beraber "Şu işe bak
şuracıkta uyuyakalmış" dedi. Otel kapısının hemen yanında,duvara
yaslanmış, yarı uyanık kitabı göstererek.
"Vay be sizce de çok havalı görünmüyor mu?" dedi Oven, "Lacivert kapağın
üstüne büyük siyah lekeler, güzel bir hava katmış."
"Teşekkürler" dedi Siyah Kitap gözlerini kısık bir şekilde açarak "Sen de
havalı görünüyorsun." Oven Siyah Kitap'tan cevap gelmesini beklemiyordu o
yüzden biraz irkildi, "Teşekkürler" dedi Siyah Kitap'ı yerden kaldırmaya
çalışırken. Bunun üzerine tekrardan teşekkür etti Siyah Kitap.
" Sohbetiniz hiç çekilmiyor." diye araya girdi Drew, ironik bir cümleyle.
"Keyifli bir sohbet geçiremezsiniz benle, saçmalamaktan başka bir şey
yapmam" dedi Siyah Kitap.
"Hey böyle düşünme, sohbeti eğlenceli kılmak adına saçmaladığımız oluyor, Oven'la hep yapıyoruz bunu."
"Birçok kez saçmaladım ama hiç eğlendiğimi hatırlamıyorum, saçmalamakta bile beceriksizim anlaşılan."
"Hayır, hayır o anlamda değil" dedi Drew.
" Gayet düzgün konuşuyorsun, Matilda sana neden kafadan kırık dedi ki?"
"Oven!" diye bağırarak kızdı Drew "Matilda onunla bir kez bile konuşmamış ne uyduruyor 'kafasından' insanların sözlerini kullanarak laf sokmayı da çok
seviyor sanırım sana da herşeye burnunu sokma demişti."
"O kadar fazla içmemelisin bence demiştim o da sinirlendi işte, hem bizim ne
burnumuz var ne kafamız, üstüme alınmıyorum bazen"
"Sarhoşken ne dediğini bilmiyor takmayın o kadar" dedi Carl.
"Ama bana dediklerinde haklıydı, düzgün düşünemiyorum" dedi Siyah Kitap
" Dostum düzgün düşünemeyen birisi varsa o da Matilda" dedi Carl "Bize bi 5
dakika verebilir misin?" diye de ekledi Oven ve Drew'i kendisine çekerken.
Bunun üzerine Siyah Kitap -bişey demeden-kalktığı yere geri yaslanıp
kestirmeye başladı.
" Hayattan bezmiş" diyerek iç çekti Carl. Siyah Kitab'ın duyamayacağı bir yere -merdivenlerden aşağıya-indiler. "Siyah Kitab'ı üzmemiz hakkında konuşacaksan Drew başlattı, her şeyi
suçlusu Drew."
"Hey! Matilda konusunu gereksiz yere açan sen değil miydin?" dedi Drew.Tamam suçlamayın birbirinizi, bir şekilde kendisini kötüleyecekti zaten"
"Özür dilerim" dedi Oven "Bencillik ettim"
"Sorun değil" dedi Drew "Carl niçin toplandık?"
"Atışmanız bittiyse konuya girelim. Stella'nın dediğine göre Siyah Kitap kendisini suçlamak için bahane arayan birisi yani ironik de olsa olumsuz şeyler söylememeye çalışın. 'Hata' olduğunu düşünüyor ve sayfalarının bir kısmı lekeli olduğu için algılama ve kavrama yeteneği bizden daha düşük, yani sanırım, Lubo söylemişti bunu da. Matilda anlattı mı bilmiyorum ama Stella halk daha kurulmadan önce, Lubo'nun izniyle, kitaplara psikolojik ve toplumsal açıdan yardım etme görevi aldı ve bu görev diğer görevlere nazaran daha önemsiz görüldü. Çünkü kitapların çoğu konuda insanlar gibi tecrübe etmeye ve bilgi edinme ihtiyacı yok yani bir kitap diğer kitabın sorununu onun göremediği bir açıdan çözmeye çalışamaz"
"Ama Siyah Kitap..." dedi Drew
"Evet Siyah Kitap Stella'nın kendini gösterebilmesi için önemli bir fırsat, arkadaşlık etme sebebi bu olsa da Matilda'da da olduğu gibi yegane sebebi bu değil, kitaplarla zaman geçirmeyi hepimizden çok seviyor, bunu sırf görevi için yaptığını sanmıyorum"
"Stella abla benimle evcilik bile oynadı." dedi Oven neşeli bir şekilde. O gün
ikinci kez hayatının en iyi günü olduğunu söylemişti.
" Neden ona abla dediğin anlaşıldı." dedi Carl
"Hi hi... Kitaplarda yaş kavramı yok diyor Lubo ama bizim basım tarihlerimiz
var yani kimin ne kadar uzun süre yaşadığını biliyoruz demek istediğim şu ki
Lubo ilk basılan kitaplardan ve biz ondan küçük sayılmıyor muyuz?"
"Kitaplar arasında tartışılan tek konu bu denebilir, dediğine katılıyorum ama büyücü Lubo'nun sayfalarına 'yaş tecrübe ile beraber büyür ve seni geliştirir her ikisi de kitaplarda olmadığı için yaş kavramı kitaplarda değer görmez' yazmış Lubo da bu bilgiye dayanarak böyle bir açıklama yaptı. Yıllar geçse de
büyümeyeceğiz, saçımız da uzamayacak."
"Lubo'da olmayan şey" diyerek kıkırdadı Drew, ikisine komik gelmese de
Drew bi hayli gülmüştü.
"Hakkaten Lubo'nun neden saçı yok?" dedi Oven.
" Bilmiyorum" dedi Carl "Yapım aşamaların birinde düşürmüş olabilir yani
saçı büyünün etki alanı dışına çıkmıştır, tabii bu konuda tek kelime
söylemiyor. Her neyse Siyah Kitab'ı daha fazla bekletmeyelim."
"Bizi ister gibi de bir hali yok" dedi Drew
"
Konu saptı ama şunu izah etmeye çalışmıştım, o bizden biri ve psikolojik
açıdan yardımımıza ihtiyacı var. Bu görevi her ne kadar Stella üstlenmiş bile
olsa tek başına bırakmak bize yakışmaz değil mi?"
"Şu büyücü kim anlatır mısın, çok merak ettim" dedi Oven
"Sonra" dedi Carl, Oven'ın sorduğu sıra takındığı sevimli yüz ifadesine aldırış
etmeden.
"Tam olarak ne yapacağız şimdi?" dedi Drew
"Hayatın güzelliklerini bir şekilde ona göstermemiz gerek ve Oven bunun için
biçilmez kaftan"
"Niye ben?" dedi Oven
"Aramızda en neşeli olan sensin"
Oven bir süre ne yapacağını düşündükten sonra
"Evcilik oynamak ister mi benle?" diye sevinçle bağırdı
"Carl bence bu..."
"Bu harika fikir" dedi Carl Drew'in sözünü keserek.
"
Eh siz öyle diyorsanız" dedi Drew "Ama bence Stella'yla oynasa daha iyi olur,
bizden daha yakın"
"
Olur üçümüz beraber oynarız" dedi Oven
"Siyah Kitap bunu kabul edecek mi bakalım" dedi Drew. Siyah Kitab'ın yanına
geri döndüler.
Oven heyecanla Siyah Kitab'ı iki eliyle havaya kaldırıp, uyanması için, biraz
sert bir şekilde salladı.
"Ne ne oluyor, bırakır mısın beni?" dedi Siyah Kitap şaşkınlığıyla beraber.
"Benimle evcilik oynayacaksın!"
"
Ne diyorsun sen, ne evciliği?"
"Baba rölünü vericem sana Stella da anne olsun. Amanın çok yakışıyorsunuz
birbirinize. Ben de komşunuz olurum ya da istersen çocuk" "
Stella mı, o da mı oynuyor? Yere indirir misin beni?"
" Eee oynayacak mısın, bak çok eğleneceğiz?" dedi Oven.
"
Yere indir beni!" diye bağırdı Siyah Kitap. Demesiyle beraber Oven yere bıraktı Siyah Kitab'ı, küsmüş gibi somurtarak bakıyordu Siyah Kitab'a.
"
Daha kendi aranızda sorunlarınızı çözememiş bana burda çare olmaya
çalışıyorsunuz. Karşındakini dinlemeden ne saçmaladığından
bihabermişçesine, sorunlu olan ben değilmişim gibi davranman... Nasıl bana
yardımın dokunacak beni dinlemezsen?"Kusura bakma Siyah Kitap evcilik denince onda akan sular duruyor da" dedi Drew
"Tamam, evciliğin bana yardım etmenizle ne ilgisi var?"
"Sosyalleşmen için" dedi Carl
"Sosyalleşebiliyorum teşekkürler" dedi Siyah Kitap "Stella'yla hatrı sayılır bir konuşmamız oldu, yardımcı olmaya çalışıyor sizin gibi"
"Onun görevi bu biliyorsun değil mi?" dedi Drew "Bizi de o gönderdi."
"Eh bilmiyordum ama arkadaşı olmamı istediği konusunda samimi olduğundan şüphem yok, sevdiği işi yaptığı çok açık"
"Biz de arkadaşın olmayı çok isteriz" dedi Drew.
"Evet, Lubo'dan zorla izin almıştı" dedi Carl.
"En son konuşmamızda Carl diye birinden bahsetmişti, hayatı benim gibi sorgulayan birisiymiş, en yakın zamanda görüşebilirim umarım"
"Yalnız Carl benim memnun oldum" diye gülümsedi
"Gerçekten mi, tanıştığıma memnun oldum?" dedi Siyah Kitap, Carl'ın uzattığı eli sıkarak "Sizinle özel konuşabilir miyim, buranın işleyişi ve yapılışımız hakkında bilgi almak istiyorum da?"
"Tabii, olur" dedi Carl
"Biz o zaman bara gidelim hem yönetici yokken sorun çıkar filan."
"Tutkal içecek miyiz peki?" dedi Oven Drew'e fısıldayarak
"Onun için gidiyoruz zaten çaktırma" dedi Drew kısık bir sesle.
"İyi eğlenceler" dedi Carl, söylenenleri duymuş gibi de gülümsedi. İkisinin
gidişini bir süre izledi Siyah Kitap "Çok mutlu görünüyorlar" dedi. "Evet, istersen seansa başlayalım" dedi Carl, şaka yaptığı anlaşılsın diye
gülerek arka kapağına hafifçe vurdu.
"Hissettiğin ilk duygu neydi?"
"Korku" diye cevapladı Siyah Kitap "Çaresizlik, yalnızlık, depresyon..."
"Seni depresyona iten şey yaşadığın travma mı yoksa zihninde
tanımlayamadığın karmaşa mı?"
"Her ikisi de desem, tranvmanın beraberinde getirdiği karmaşa?" "
Dediğin gibi olsun, peki Stella'nın yanındayken nasıl hissediyorsun?"
"Daha huzurlu, insanların bir yeri şişer de üstüne buz koyarlar ya onun gibi
uyuşturucu bir his."
"Güzel benzetme" dedi Carl, bir süre sessizlik oluştu. Siyah Kitap biraz kısık
ve bitkin bir sesle "Ne için yaşıyoruz?" dedi.
"Asıl amacımız insanlara okuma alışkanlığı kazandırmak ama büyücü ilk
basılan kitaplara daha önemli bir görev verdi, kendi topluluğumuzu
oluşturma görevi. Amacından sapan kitaplar elbet olacaktı -sorumsuz bir
insana denk gelirlerse ne olacağını bildiklerinden- bu yüzden fabrikada
güvenli alanlar belirleyip Lubo'nun önderliğinde bu halkı kurduk. Lubo ve
Stella'nın ilk edindikleri görev paketleme bölümüne gidip halka katmak için,
ordan kaçıp saklanan kitapları bulmaktı. Stella'yla orda tanışmışsın sanırsam."
"Soruma cevap veremedin ama, amacımızdan sapıp yeni bir amaç mi
edindik? Burada olmamımız tek sebebi hakkında hiçbir şey bilmediğimiz
birinin verdiği göreve sadık kalmak mı?"
"Bu Dünya insanlar üzerine kuruldu, ya onlara hizmet edeceğiz ya da onlara
benzer bir hayat yaşayacağız, duygularımız var ve büyülü bir bedene sahibiz.
İşin aslı onlardan daha gelişmiş canlılarız"
"Kaçıp saklanarak mı?"
Carl planladığı projelerden bahsetmek istemedi o yüzden "Çok uzun sürmez"
diye kestirip attı.
"İnsanlar kadar dayanıklı ve güçlü değiliz" dedi Siyah Kitap, Carl'ın cevap
vermeyeceğini anladığından soru sormaya devam etti.
"Bir anıyı unutmam için o sayfayı koparmam ya da bir şekilde silmem yeterli
mi?" Carl başta tereddüt etse de Siyah Kitap cevap almakta ısrarcıydı.
" Umarım sonrasında pişman olmam" dedi içinden
"Evet, zihnindeki karmaşanın sebebi de bu aslında"
"Zihnimdeki karmaşanın sebebi..." dedi Siyah Kitap Carl'ın sözünü
tekrarlayarak. Sohbet Carl için oldukça gergin bir hal almıştı, iki elini de sıkıca sıktı.
"Carl sürekli duyduğum bu ses lekelerim yüzünden mi?"
"Ne tür bir ses?"
" Bozuk bir televizyon sesi gibi, ekranda karıncalanmaların olduğu bir
televizyon"
"Siyah Kitap yanlış bir şey yapmandan korkuyorum, her bir sayfanın belli bir
özelliği var, birini koparacak olursan tüm sistemi mahvedip canına son
verebilirsin. Nefes almak, konuşmak, yürümek gibi hareketleri sağlayan özel olarak adlandırdığımız sayfalar var, diğerlerini bir bebek gibi gözlem ve eğitimle öğrenebilirsin ama nefes almayı durdurduğun an işin biter. Lekelerin için çözüm bulabileceğimizden şüphem yok. Lubo lekeli kısımlardaki bilgileritekrardan öğrenirse lekelerin çıkabileceğini söylemişti, lekenin üstüne de geçebilirmiş bilgiler" Carl'ın aklına bişey takılmıştı, Siyah Kitap daha tek kelime edemeden çabucak içini açtı, sayfaları çevirdikçe endişesi daha da artıyordu.
"Ah olamaz, iyileşmesini sağlayan tüm bilgilerin üstü lekeli, ne diyeceğim şimdi ben?"
Carl biraz sesli konuşmuştu, Siyah Kitap bunu duyduğundan iyice depresif bir hål aldı, içinde savaştan kalma külleri yeniden alevlendirdi, hafif sırıtışlarına denk gelen Carl "Dostum iyi misin?" dedi ürkek bir sesle
"Lekelerim yüzünden..." diyerek düşüncelerini yoğunlaştırdı Siyah Kitap. Varlığını sorguladıkça içindeki savaşı daha da alevlendiriyordu. Bir süre sonra duyduğu sesin şiddeti daha da arttı, çıldırmak üzereydi.
"Hakkımda ne düşünüyorum biliyor musun, varoluş amacım yok. Hayat işkence çekmemden zevk aldığı için hayattayım yoksa neden beni ölümün kucağından alsın ki, neden özellikle iyileşmemi sağlayan sayfaları lekeye bulasın?"
"Siyah Kitap ben öyle demek..."
"Yanmanın verdiği hazzı tatmama neden izin vermesin? Cevabını bilmiyorsan söyliyim yavaş yavaş gebermemi izlemek hoşuna gidiyor, biliyor ki birkaç damla mürekkebin sıçraması bile beni delirtmeye yetecek"
"O bilgileri kendimiz yazabilir miyiz diye soralım Lubo'ya, elbet bir yolunu buluruz. Siyah Kitap bilmen gerekir ki hayatın belli bir düzeni var ve o hiçbir
zaman hata yapmaz"
"Lubo bu sesi de susturabilir mi? Lubo da Lubo, Lubo da Lubo, ne bu 51. bölge deney kitabı mı, leke çıkarma uzmanı mı? Büyücü dediğiniz o illet daha işe yarar bir büyü yapsaydı ne insanlardan kaçmak zorunda kalırdık ne birkaç damla mürekkebe çaresiz."
"Kaçak kitapların hayatta kalabilmesi için gereken tüm bilgiler onda, büyücü ona yazdı tek. Eminim ki bundan kurtulmanın bir yolunu bulur" dedi Carl, evirip çevirip aynı şeyi söylüyordu.
"Gelişigüzel bir büyü yapıp sonrasında eksiklerini düzeltmeye çalışmış" dedi Siyah Kitap "Kusura bakma ama canlı kalmamız bir hata gibi görünüyor, en azından hiçbir kitap amacından sapmamalıydı. Hem Lubo kayıt olduğum gün lekelerimle ilgili hiçbir şey söylemedi." Sesin şiddeti kulağı olsa kanatacak dereceye yaklaşıyordu, savaşın sesiydi bu. Bağırışmalar, katliam, kılıçların
birbirlerine çarparak çıkardığı ses... Tüm seslerin karışımı Siyah Kitab'ın da dediği gibi eski püskü bir televizyondan çıkan cızırtılı bir sese benziyordu, dayanabilecek gücü kalmamıştı.
"Artık dayanamıyorum" diye yakarmaya başladı Siyah Kitap. "Yaratılışım çok tuhaf, ben çok tuhafım. Bedenim bana ait değilmiş gibi hissediyorum, başkasının bedenini çalmışım gibi. Hatadan ibaret bir vücut, hatadan ibaret aldığım kararlar..."
Sesin şiddetine daha fazla maruz kalmak istemiyordu Siyah Kitap, istekten öte ölecekmiş gibi hissettiriyordu bu cızırtı.
"Carl lütfen sustur bu sesi" Sonra bu dediğinin ona bir fayda etmeyeceğine karar kıldı "Ya da boş ver kendim de yapabilirim" İçinden rastgele bir lekeli
sayfa seçip sertçe kopardı. "Hayattan nefret ediyorum" dedi her kelimesinde elinde tuttuğu sayfayı parçalayarak. Carl büyük bir korkuyla Siyah Kitab'ın yere attığı parçaları okumaya çalıştı, Newton yasası ve akli dengeyle ilgili iki bölüm vardı, bir süre bakıştılar, ne diyeceğini bilememişti Carl, elinde sayfa parçaları varken öylece duruyordu.
Duyduğu kapı sesiyle beraber Carl tüm dikkatini Siyah Kitab'ın arkasındaki kitaba yöneltti. Gelen Lubo'ydu ve Carl gibi o da ne diyeceğini şaşırmıştı.
"Burda neler oluyor?" dedi Lubo kırık bir sesle. "Yardım istemek zavallılara göre bir şeydir ve ben de sorunumu kendim
halletme kararı aldım, geriye sadece yüz civarı sayfa kaldı." dedi Siyah Kitap. "Daha iyi hissediyorum, daha da iyi hissetmek isterim. Daha iyi olduğum zaman, işte o zaman, hayatın keyfini bozacak ben ise bundan büyük bir mutluluk duyacağım"
"Kopardığı sayfada önemli bir şey mi vardı?" dedi Lubo Carl'la aynı korkuyu
yaşayarak.
"Akli dengeyle ilgili bir kısım var, neyse ki sadece birkaç satırı burada yazılı." "Hahahahahha! Ahahahahhal" Parçaladığı sayfadaki lekelere bakarak gülüyordu Siyah Kitap, hayattan öcünü almıştı kendi tabiriyle.
"Şimdilik bundan kimseye söz etmeyelim, özel bir görev verdiğimi söyleyeceğim herkese" dedi Lubo. "
Ne, nereye gidiyoruz? dedi Carl
"B23 odasına, sesinizin o odadan duyulmasına imkan yok, ona bu bilgileri yazmalısın, yazın iyiydi değil mi, zihninin bunu okuyabilmesi gerek?" "Peki tamam anlaşıldı, elimden geldiğince özenle yazacağım." "Masamın üstünden oda anahtarını ve tükenmez kalemi alırsın, ben yeniden yolaçıkıyorum."
"Paketleme bölümüne değil mi?"
"Aynen"
"Siz orada ne fısıldaşıyorsunuz bakayım, hey niye bana öyle bakıyorsunuz?"
"Halledebilir misin?" dedi Lubo
"Şüpheniz olmasın" dedi Carl
"Yine aynı sesi duyuyorum, bir sayfa daha mı koparsam ha?" diyerek elini sayfalarına götürdü Siyah Kitap.
Carl Siyah Kitab'ı iki elinden tuttuğu gibi ellerini arkasına alıp önüne çekti
"Yürü, kayıt olduğun yere gidiyoruz." dedi. Siyah Kitap tüm bu haykırışlardan sonra yorgun düşüp Carl'ın kollarında öylece uykuya dalmıştı. "Bu görevden sonra istifamı vereceğim bilginize" dedi Carl
"Biliyorum, Della biraz önce söyledi." dedi Lubo "Ekip kurma konusunda seni
dinlemediğim için özür dilerim, seni kâle almadığımdan değil diğer kitapların
senin kadar becerikli olamayacağından tek senin gitmeni istemiştim." "Della insanlardan kaçmakta uzman sayılır, uzun zamandır arkadaşlarıyla
yapıyormuş bunu" dedi Carl "Ona istediğiniz her şeyi yaptırabilirsiniz" diye de
ekledi sitemle "Carl, teşekkür ederim. Yükümün fazla olduğunu düşünerek bencilce
davrandım, elinden geldiğince idare ettin beni, sorun çıkarmadın" " Önemli değil, tek sizin hatalarınız oldu desem yalan söylemiş olurum, dikkat
edin kendinize aman yakalanayım demeyin" Lubo hafif bi duygulanmıştı, gülümseyerek baktı Carl'la ve el sallayıp gitti. "Şimdi seninle ilgilenelim" dedi Carl Siyah Kitab'a, sonradan fark etti ki uyuyakalmıştı Siyah Kitap. "Her daim yanında olacağım, bir kardeş gibi" dedi Carl.
"Yaşadığın acıyı anlayabilmem mümkün değil maalesef, kardeşim"