Neyzen Tevfik: Şiir ve Taşlamalarının Büyülü Dünyası
44
Neyzen Tevfik hakkında bir iki kelam etmek, bir iki sözünü şiirini anlatmak ve bunlara kendimce değinmek istiyorum.
Tevfik Kolaylı ya da daha yoğun olarak bilinen vasfıyla Neyzen Tevfik 1879 yılında dünyaya gelir. 1953 yılında da hayata gözlerini yumar. 74 senelik bir ömür hem de ne 74 sene. Şöyle anlatayım Abdülhamid zamanını görmüş, Atatürk öncesini görmüş, Atatürk zamanını görmüş ve Atatürk sonrasını görmüş. Görmekle de kalmayıp her gördüğü dönemde şiirler yazmış. Her ne kadar şiirleri sadece küfür sanılsa da edebi değeri anlaşılmamış çok şiiri vardır.
Burada bir örnek vermek gerekirse aklıma bir sürü örnek gelmesine rağmen ilk gelen ve en özüyle başlamak isterim .
Felsefemdir kitab-ı imanım, Taparım kendi ruhumun sesine, Secde eyler hakikatimher an, Kalbimin ateş-i mukaddesine.
Görüldüğü üzere küfürden ibaret olmaktan çok uzaktır Neyzen. Çok AMA Çok uzak hem de
Burada anlattığı Neyzen felsefesinin özüdür belki de belki de güzel birkaç söz.
Bir diğer konu da Neyzen'in taşlama sanatının en büyük üstadlarından olması konusudur.
Sözünü esirgemek bir yana gözünü budaktan esirgemez Neyzen. Canını da esirgemez.
Buna en güzel örnek Abdülhamid'e yazdığı Abdülhamit'in Ağzından Bir Nutk-u Hümayun adlı eseri yüzünden idama mahkum edilmesidir. İnanılmaz hiciv örnekleri içerir ama bu yazıda değinmeyelim başka yazının konusu olsun. Neyzen'in hocasından bahsetmek gerekir ama.
Hiciv denince Neyzen'in yanında hayatında Şair Eşref' i anmadan olmaz, olamaz.
Şair Eşref ve Neyzen bazen hoca, talebe bazen arkadaş dosttur.
Şair Eşref'in bir şiirine bakalım şimdi de anlayalım hiciv aşkını
Eylemem ölsem de kızb-i ihtiyar Doğruyu söyler gezer bir şairim Bir güzel mazmun bulunca eşrafa Kendimi hicveylemezsem kafirim
Açıklamak gerekirse ölsem de yaşlandı dedirtmem gezen vedoğruyu söyleyen bir şairim eşrefe uyan güzel bir kalıp bulur da kendimi eleştirmezsem kafirim diyor üstad.
Böyle bir hoca böyle bir öğrenci
Ustadan bir şiir paylaştık madem Neyzen Üstadın şiiri ile devam edelim yazımıza
Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler; Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler... Künyeni almak için, partiye ettim telefon: Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!..
Açıklamaya gerek yoktur sadece mebus milletvekili demektir onu dile getireyim zaten sonrasını anlamayacak bir şey yoktur.
Son olarak da küfür de kullanır Neyzen ama onun küfrü sanatının bir parçasıdır.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır. Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır. Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca, Kürsî-i liyakat p.z.venk, p.şt olanandır!
İşte bunu açıklamak ve yorumlamak lazımdır.
Açıklayalım;
Yaşadığımız çağın yeni bir ilkesi vardır diyerek başlıyor ve örnek veriyor.
Hak kapanıdır, söz bağırıp çağırıp ses yapanın mantık ise zekasıyla insanları kandıran insanlarındır. Kavuk sallamadıkça yahut boyun eğmeyince, baş sallamayınca ele bir makam geçmez. Bir şey kazanılamaz.Son satırda ise tüm bunların sebebini açıklar.
Gerçekten hakedenlerin yani liyakat sahibi olanların oturması gereken yerde p.z.vnkler ,p.ştlar oturmaktadır.
TEŞEKKÜRLER
dinlemek isteyen olursa diye
https://www.antoloji.com/asrin-siiri/