2008 ABD Ekonomik Kriz

GX68...pcWB
20 Jan 2024
50

Üstünden Tam 10 Yıl Geçti! 2008 ABD Ekonomik Krizinde Ne Oldu? Perde Arkasında Neler Yaşandı?

2008 yılı ABD ve tüm dünya için ekonomik açıdan büyük bir buhran dönemi ile kapandı. Amerika'da yaşanan 'Mortgage' krizinin ardından bütün dünya zor bir dönem geçirirken, aralarında ABD'nin en büyük 4.yatırım şirketi olan Lehman Brothers'ın da yer aldığı büyük şirketler battı. 
Peki Eylül 2008'de Amerika'da ne yaşandı ve kriz neden oldu?
Gelin hep birlikte 2008 Amerika krizini inceleyelim.

Eylül 2008'de yaşanan büyük krizin en büyük göstergesi dünya ekonomilerindeki çöküş ve 623 milyar dolarlık yatırım şirketi Lehman Brothers'ın batması oldu. Peki neler yaşandı?


Amerika'da yükselen emlak borsası beraberinde bankaların hızlı bir şekilde uygun faizlerle 'mortgage' yani konut kredisi serüveni ile devam etti. Bankaların iştahı, yükselen emlak değerleri karşısında o kadar çok kabarmıştı ki, kredi derecelendirmelerini oldukça düşük seviyelere çektiler.

Sürekli olarak yükselen konut değerleri, 2000'li yıllarda insanları da ev sahibi olma konusunda heveslendirmişti.


Bankaların bitmek bilmeyen iştahı da tam bu noktada başladı. ABD'de yer alan bankalar ve finans kurumları düşük gelirli ailelere yüksek riskli kredi notları ile krediler vermeye başlamıştı. Yani aylık geliriniz 1000 dolarsa size 200 bin dolar kredi de verilebiliyordu(Aylık 1000 dolar ödemeden 200 ayda ana para ödenebiliyor). Bankalar en kötü ihtimalle borçların ödenememesi durumunda varlıkların kendilerine geçeceğini ve satış yoluyla yine kar elde edeceklerini düşünüyordu.

Verilen bu kredi akitleri birleştirilerek ve paketlenerek borsada alınıp satılabilen tahviller haline getirilmişti.


Borsada alınıp satılan bu tahvilleri yatırım bankaları ve ticaret bankaları almaya başladı. Bu tahvillerin alınıp satılması o kadar yüksek hacimlere ulaştı ki yeni tahviller borsada paketlenmeye ve satılmaya başlandı.

Ara bilgi: Tahvil nedir?


upload.wikimedia.org
Tahvil, anonim şirketlerin kaynak bulmak amacıyla ticaret ya da sermaye piyasası kanunlarına göre, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları, vadesi bir yıldan uzun borç senedidir. Konu ile ilgili birleştirme yaparsak ABD bankaları ve finans kurumları insanların borçlarını ödeyeceği ve fon değerlerinin artacağı yönünde işlem yapmaya başladılar. İnsanların borçlarını alıp satıyorlardı yani :)

Borsada yüksek risk içeren tahvillerin getirisi yüksek olabileceği gibi kaybettireceği rakamlar da büyüktür. Yani bu tahviller ile uzun dönem iş yapılması yüksek risk içerir. Peki bankalar bu yoğun işlemlere neden girdiler?


Broker'lar aracılığı ile kredi verme işlemleri başlayınca piyasada büyük bir aktiflik yaşandı. Ancak yüksek gelir elde etmek isteyen kredi kuruluşları ve broker'lar verilen kredi puanları ve risk grupları ile ilgili yanlış ve eksik, yanıltıcı bilgiler paylaşmaya başlayınca borsadaki tahvil gruplarının da risk ve güven dereceleri oynamaya başladı. Yani kredi verme olayı son müşteri tarafında yüksek riskli olarak gerçekleşirken bankaya ve tahvil gruplarına verilen bilgiler arasında büyük bir fark vardı. Bankalar ve yatırım şirketleri de gelen yoğun talepler ve incelemeler arasında kaybolmuş, tamamen dışarıdan gelen resmi bilgilere göre ilerlemeye başlamıştı. Bu da borsada aslında güvenli olmayan, yüksek risk grubu içeren fonlarla birlikte büyük bir ekonomi oluşturmuştu. Yeni fonların riski yanlış bilgi nedeniyle güvenilir görünüyordu.

Düşük gelirli bireyler ve aileler birden fazla kredi kullanabilir ve ev satın alabilir hale gelmişti. Aslında bu durum ekonomik açıdan durumun ne kadar kontrol edilmediğinin de göstergesi.


2008 yılının son çeyreğine doğru insanlar faizleri yükselen kredileri ödemeyediler. Aksamalar başlayınca piyasa büyük bir çalkantıya girdi. Çünkü tahvillerin yüksek risk içermesi ve yapılmayan ödemeler fonların değerini düşürüyor ve büyük bankalar ile yatırım şirketlerini büyük bir ekonomik krize doğru sürüklüyordu. Ancak borsada işlem yapılan büyük fon gruplarının pek çoğu risk bilgisi açısından yanlış grupta işlem gördüğü için krizin büyüklüğü henüz algılanmamıştı.

Kredilerin ödenmesindeki aksama aslına bakılırsa 2007 yılının sonlarında başlamıştı. Olası krizin etkileri ile ilgili öngörüler nedeniyle önlemler alınmaya başlamıştı ancak borsadaki işlem gören tahvillerin yanlış gruplanması kimsenin incelemesi altından geçmemişti.


Bu nedenle de krizin etkisi öngörüldüğünden daha büyük olacaktı. Önlemler bankaları ve yatırım gruplarının zararlarını kapatmaya yetmiyordu. Eylül 2008'e gelindiğinde 623 milyar dolarlık aktif büyüklüğü olan, 2008'in ilk 6 ayında %73 değer kaybeden ve 619 milyar dolarlık zarara uğrayan Lehman Brothers iflasını açıklamıştı. Dönemin merkez bankası başkanı Greenspan bu iflası 'Yüzyılın krizi' olarak tanımlamıştı.

Krizin etkisi hem Amerika'da hem de tüm dünyada yankı bulmuştu.


Elinde çok miktarda yüksek riskli konut kredisi tutan yatırım bankalarından Bear Stearns Mart ayında iflas ederek ABD hükümeti tarafından diğer bir yatırım bankası olan JPMorgan Chase'e satıldı. Bu iflası diğer bir yatırım bankası olan Lehman Brothers ve Merrill Lynch ve sigorta firması American International Group izledi. Washington Mutual ve Wachovia gibi bankalar iflas ederek diğer bankalara satıldılar. Bu krizi durdurmak için Eylül ayı sonlarında ABD Kongresi 700 milyar dolarlık bir kurtarma paketini onayladı.
O dönemde Lehman Brothers ile birlikte Merrill Lynch ve sigorta firması American International Group da iflas etti. Bear Stearns mart ayında iflas ederek JP Morgan Chase'e neredeyse yok fiyatına çoktan satılmıştı. Bankalar iflas ettiklerini açıklıyor, bu bankalarda hesabı olan insanların bankalara akın etmesi ile kriz daha da büyüyordu. ABD hükümeti bankaları ve yatırım şirketlerini kurtarmak için tam 700 milyar dolarlık bir kurtarma paketini onayladılar.

Kriz İzlanda'ya ve Birleşik Krallık'a sıçramıştı. İzlanda'da üç büyük banka battı ve ekonomi iflas etti.


Birleşik Krallık'ta ise emlak borsası Amerika'da olduğu gibi düşüşe geçti ancak ciddi bir kriz yaşanmadı. Amerika ile birlikte AlmanyaPortekizHollandaİspanya önderliğinde Avrupa Birliği'nde ve hatta Çin'de bankalara yardım fonları kurulmuş ve küresel kriz atlatılmaya çalışılmıştı. Ancak tüm dünya genelinde pek çok banka batmış ve devlete veya özel şirketlere satılmıştı.

Editör notu: Bu dönem üzerine pek çok yazı ve tez yazıldı, film çekildi. Dönemi en iyi anlatan filmlerden bir tanesi, belki de en iyisi ise "The Big Short".


2015 yapımı olan bu filmde 2008 krizinin perde arkası ve borsada yapılan işlemler, halkın mevcut durumu aktarılıyor. 2008 krizi ile ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz bu filmi izlemenizi tavsiye ediyorum.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to Vuqar85

1 Comment