Deli Petro
1682 yılından 1725 yılına kadar Rusya'yı yöneten I. Petro'yu daha önce duymuşsunuzdur ancak kendisinin yaptıkları ününe ün katan noktalardan diyebiliriz.
Kendisi, tüm dünyada “büyük” petro olarak bilinirken bizde “deli” denmesi aslında çok da isabetsiz değil. Bu lakap da garipliklerinden ötürü Osmanlı elçilerinin taktığı bir lakaptı. Çar olduktan kısa bir süre sonra Avrupa turuna çıktı ve bu turda kılık değiştirerek birçok gözlem yapıp, tersanelerde çalışıp gemi yapmayı öğrendi. Bu gezi sırasında da konakladığı yerlerde sarhoş olup her yere zarar verir, kırar dökerdi.
Avrupai bir dış görünüş istediği için sakal uzatmayı yasakladı, sakalını uzatmak isteyenlerin ise sakal vergisi vermesini zorunlu hale getirdi.
Kunstkamera adıyla anılan bir müze kurdurdu ve bu müzede kavanozlarda saklanan yapışık, çift başlı ve engelleri olan ceninler ya da benzer engellere sahip hayvanların iskeletlerini görmek mümkün.
Bu tarz şeylere çok ilgi duyan Petro, tüm bunları toplayıp bir müze haline getirdi. Müzede aynı zamanda, diş problemi yaşayan arkadaşlarının dişlerini bizzat çektiği dişçi setini ve çektiği dişleri görebilirsiniz.
Koleksiyon haline getirdiği şeylerden anladığımız gibi cücelere, devlere ve genel olarak farklı görünen her şeye ilgisi vardı.
Fransa'dan bir dev adam getirterek sürekli yanında gezdirirdi ve bu kişi öldüğünde de iskeletini saklayarak müzeye koydu.
Moskova’yı sevmediği ve daha Avrupai bir başkent istediği için sıfırdan bir şehir planladı.
Bu şehri de Amsterdam’dan esinlenerek bir delta kenarına kurdu ve kanallarla süslenmesini istedi. Sonuç olarak da bir bataklığın üzerine Petersburg inşa edildi. Petersburg’un inşaatı sırasında taş yetersizliği olduğu için tüm Rusya'daki taş inşaatlarını durdurup bu taşların hepsini Petersburg'un inşaasında kullandırdı.
İsveç ile savaşı sırasında daha fazla top ve tüfek üretmek için demir yeterli olmayınca Rusya'nın tüm demir kaynaklarını buna odakladı...
O da yetersiz kalınca kilise çanları dahil eritilebilecek çoğu şeyi eritip ekipman yaptırdı.
Baltacı ve Katerina dedikodusunun geçtiği meşhur Prut savaşındaki çar Deli Petro idi. Petro karşısında hezimete uğrayan dönemin İsveç Kralı 12. Karl, Osmanlıya sığındı.
Yaklaşık 9 yıl boyunca Osmanlı topraklarından ülkesini idare etti ve sanki bir demirbaş eşyasıymış gibi yıllarca korunduğu için yeniçeriler tarafından bu lakap takıldı. Meşhur Prut savaşı da Petro'nun Karl'ı kovalarken Osmanlı topraklarını taciz etmesiyle çıktı.