Sanat Eleştirmeni Maymunlar
Maymundan geldik ancak nereye gidiyoruz?
Bugün, Gabriel von Max’in 1889 yılında yaptığı ‘Sanat Eleştirmeni Maymunlar’ adlı eserini anlatacağım sizlere...
Prag doğumlu Avusturyalı ressam hayatı boyunca hayvan resimleri ile ünlü olsa da kariyerinin başlangıcında mistik konuları ele almasıyla tanındı. Özellikle uyku hali, hipnoz ve uyurgezerlik ile ilgili çalışmaları olan sanatçının resimlerinde bilimin etkisi güçlü bir şekilde hissediliyordu. Bilime olan bu merakı onu antropoloji bilimine sürükledi. Bu konuya o kadar meraklı bir hale geldi ki kısa süre içinde tarih öncesinden kalma etnolojik ve antropolojik bir koleksiyon oluşturmaya başladı. Ancak onun ilgisini bu yöne çeken kişi kesinlikle Charles Darwin’in araştırmaları oldu. Darwin’in 1859 yılında yazdığı Türlerin Kökeni adlı kitabı hakkındaki tartışmalar, bilim meraklısı sanatçının ilgisini bu konuya topladı.
Alman bilim dünyası insanın maymundan geldiği konusunu tartışırken bu büyük tartışmanın bir yansıması olarak bu eseri ortaya koymaya karar verdi. Gabriel von Max’in bu konuya duyduğu ilgi ve hayvanlara duyduğu sevgi nedeniyle evini pek çok hayvan ile paylaşmaya başladı. Kısa sürede edindiği pek çok türün içinde, ev arkadaşı olan maymunlar da yer alıyordu. Onlarla geçirdiği bolca vakitten dolayı hayvanların insanlardan üstün olduğunu düşünmeye başladı. Sanatçıya göre medeniyet insanları bozan yegane şeydi. Evde beraber yaşadığı hayvanları da incelemeyi ihmal etmeyen sanatçı, onları her gün inceledi, eskizler çıkardı ve öldüklerinde ise anatomilerini inceledi. Özellikle de çok sevdiği maymunları öldüğünde onların anatomilerini inceldi ve ölü bedenlerini çeşitli pozlarda resmetti.
Hayvanların kas yapısını incelemek için onların fotoğraflarını çeken sanatçı bu fotoğraflar üzerinde de detaylı çalışmalar yaptı. Zamanla diğer maymunların da insanlaştığı düşüncesi yavaş yavaş zihninde yer etmeye başladığında etrafındakiler ona ‘Maymun Ressam’ diye seslenmeye başladılar. Maymunların insanlaşması yönündeki düşünceleri sanatına ciddi bir anlamda etki ediyordu. Bu nedenle de maymunları insan mesleklerini yaparlarken göstermeye başladı. Sanatçı, maymunları mesleklerle göstererek bir yandan da özünde hayvan olan insanların gösteriş merakını küçümsedi. Konumuz olan bu eserde de sanatçı farklı türdeki 13 maymunu, bir sanat eserini incelerlerken gösterdi. İşin ilginç yanı ise resimde gösterilen maymun türlerinin, doğal ortamda birbirleriyle geçinemeyen türler olmasıydı.
Sanatçıı bu şekilde insanlar arasındaki anlaşmazlıkları ve fikir ayrılıklarını vurguluyordu. Özellikle de dönemde Darwin düşünceleri hakkındaki farklı görüşlere ve tartışmalara da bu şekilde gönderme yapıyordu. Ayrıca maymunların hangi eseri incelediğini izleyiciye göstermeyerek merak uyandırmayı amaçlamıştı. Bu eserle, izleyiciyi insanın doğası ve antropoloji üzerine düşündürmek ve bu konuya dikkat çekmek istemişti.
Gabriel von Max, hayvanlara ve evrime karşı büyük bir merak besliyordu. Bu merak ve ilgi o denli büyüktü ki hayvan 80.000 parçalık muazzam bir koleksiyon oluşturmayı başardı.
Bu koleksiyon içinde yalnızca 400 kafatası bulunuyordu. Ancak bu muhteşem koleksiyon İkinci Dünya Savaşı ardından kayboldu ve bugün muhtemelen başka bir meraklının koleksiyonu oldu...
Okuduğunuz için teşekkürler, sanatla kalın...