Trading’de Psikolojinin Yeri
İyi bir trader olmak için bir çok beceriye sahip olmak gerekir. Bunlardan bir tanesi de iyi bir trader psikolojisine sahip olmaktır. Peki, psikoloji bu “al-sat” oyununun neresindedir? Gelin bu konuyu irdeleyelim.
Çoğu yeni başlayan trader için trading psikolojisi adeta bir kapalı kutudur. Hatta eğitmenlerin çoğu, öğrencileri işlemlerinde zorlanmaya başladıklarında “Senin psikolojini düzeltmen lazım” derler ve suçu psikolojiye atarlar. Yeni traderlar da zarar ettiklerinde “Fiyatın gideceği yönü biliyorum da psikolojime yeniliyorum.” derler. Onlar da hocalarının yönlendirmesiyle kayıplarının sorumlusu olarak psikolojilerini gösterirler. Bu bana biraz kolaycılık gibi geliyor. Trading işinde psikoloji tartışmasız çok önemlidir ancak dikkat ederseniz yazının adı “Trading’de Psikolojinin Önemi” değil, “Trading’de Psikolojinin Yeri“. Dolayısıyla önemini değil, önem sırasını tartışmaya açıyorum.
İlk defa gittiğiniz bir şehirde tek başınıza gezerken kaybolduğunuzda psikolojinizi mi suçlarsınız? Ya da bir sınavdan düşük not aldığınızda sorumlu psikolojiniz midir? Küçük bir çocuk bisikletten düştüğünde psikolojisini iyi yönetemediği için düştüğünü söyleyebilir miyiz? Vereceğimiz yanıtlar tabi ki “Hayır” olacaktır. Bu tür durumlarda yanlış yapmamızın ya da zarar görmemizin birinci sorumlusu bilgi ya da pratik eksikliğidir. Benzer şekilde piyasalarda para kaybetmemizin birinci sorumlusu psikolojimiz değil, bilgi ya da pratik eksikliğidir.
Piyasalarda işlem yapabilmek için bir diploma veya bir ehliyet gerekmediğinden ve işleme girmeden önce bilgi seviyemizi ve yetkinliğimizi ölçebilecek bir mekanizma olmadığından, tüm bireysel traderlar kendi bilgi seviyelerini piyasada öğrenmeye başlıyorlar. Eğer bir trader, piyasada istediği sonucu alamıyor olmasının sorumlusu olarak kendi psikolojisini gösteriyorsa hiçbir zaman arzuladığı sonuçları alamayacaktır. Aslında ilk yapması gereken, bilgisini test etmek olmalıdır. Test etmenin yolları malum: ya backtest ya da paper trading. Yeterli sayıda backtest veya paper trading yaptıktan sonra trader, işlem stratejisinin yeterliliği hakkında veri sahibi olacaktır. Eğer toplanan sonuçlar stratejinin başarısız olduğunu gösteriyorsa, strateji değişmelidir. Eğer sonuçlardaki kar-zarar başabaş çıkıyorsa, stratejide bazı iyileştirmeler yapılmalıdır.
Psikoloji Ne Zaman Önem Kazanır?
Peki bu kadar çok önem atfedilen, adına tonlarca kitap ve makale yazılan, trading psikolojisi ne zaman önem kazanır? Trading psikolojisiyle ilgilenmek ne zaman fayda sağlar? Bir trader, işlem stratejisinin fayda sağladığına inanıyorsa ve bu inanç gerçek işlemlerden, backtest veya paper trading’den gelen verilerle destekleniyorsa o zaman trading psikolojisi bu stratejiden alacağınız verimi önemli derecede artıracaktır.
Tabir-i caizse işlem stratejiniz yemeğin ana malzemesi, trading psikolojisi yemeğe lezzet veren baharatlardır. Malzeme olmadan yemek olmaz, baharat olmadan yemek lezzetli olmaz.
Piyasa yorumlaması, işlem stratejisi ve risk yönetimi doğru ise trading psikolojisini iyileştirmek, size işlemler sırasında daha soğukkanlı olmayı, doğru pozisyon büyüklüğünü ayarlamayı, korku ve aç gözlülüğü kontrol altına almayı öğretecektir. İyi bir trading psikolojisine sahip bir trader anlık duygularla işleme girmez, FOMO’ya kapılmaz, kayıpları küçük tuttuğu için normal karşılar, kazanan işlemleri tutmaya devam eder ve her zaman alçak gönüllü bir öğrenci olarak kalır. Kanıtlanmış bir yöntemi olmayan bir trader ise psikoloji işine girmeden önce kanıtlanmış bir yöntem bulup onda ustalaşmalıdır.
Sormanız gereken bazı sorular şunlar: Üzerine psikoloji inşa edeceğim kadar sağlam bir trading stratejim var mı? İşleme giriş ve işlemden çıkış kriterlerim net mi? Hisse/parite seçiminde eleyici davranıyor muyum?
Evet dostlar, bu yazıda çok bahsedilen trading psikolojisinin çok bahsedilmeyen bir yönünü ele aldım. Umarım faydalı olmuştur. Bol kazançlar.