YENİ BİR ŞEY YOK

Yer : Eski Yunanda Bir Devletçik
Zaman : Çok Geçmiş Zaman
Olay : Mühim değil.
Ey, canım ülkemin canım insanları! Neye bakıyorsunuz? Bana. Ne de güzel bakıyorsunuz. Hep böyle bakın emi! Biz ki bu milleti başımıza taç, altımıza taht ettik. Daha neler ettik neler? Etmediğimizi bırakmadık efendim. Yine de bazı söylentiler çıkmış, çarşıda pazarda duyuyoruz, çok üzülüyoruz. Ama bu milletin sözlerine hiç aldırmıyoruz. Görüyorsunuz ya, her şeyi sizin için yapıyoruz, aziz toprakların aziz insanları. (Alkış!!!)
Biz ki bu millete canımızı feda ettik, birçok hizmetler verdik. Hangisini saymalı? Saymakla bitmez efendim. Daha dün bir meydan çeşmesinin açılış törenine teşrif ettik. Kana kana için emi! Ama hala aranızda (sözüm meclisten dışarı) haddinin bilmezler var. Yaptıklarımızı, ettiklerimizi, çal- çalışmalarımızı görmezden geliyorlar. Bu su götürmez gerçeklere arkalarını dönüyorlar. Yersiz tenkitlerde bulunuyorlar. Bilsinler ki çok ayıp ediyorlar, çok!!
Daha dün kişi başına düşen tanrı sayısı kaçtı? Bugün kaç? (Arkasını döner) Kaç? (Bürokrat bir kağıt uzatır.) Evet, efendim. Son yapılan sayımlara göre 53,78. Ben diyim 60. Biz başa gelmeden önce tanrısızlıktan gebermiyor muydunuz? Tanrılardan korkun, neyinize yetmiyor? Yatın kalkın dua edin. Her öğün birine, sabah akşam aç karnına dua etseniz, oh! Sizden iyisi yok. Çok dua edin emi! Aman bizi dualarınızda eksik etmeyin.(Alkış!!!)
Biz ki bu memlekette ileri demokrasiyi tesis ettik. Bir yaşam biçimi haline getirdik. Daha geçen ay getirdik efendim. Duymuşsunuzdur. Bir talimat verdim vekillerimize bir yasa çıkarıverdiler. Hayrını görün, benim ileri özgür hemşerilerim. Ancak yine de sağda solda acı tenkitler duyuyoruz, kulaklarımızı tıkıyoruz ama nafile. Çareyi susturmakta buluyoruz. Maalesef yine görüyoruz ki bunlardan bile rahatsız olan bir takım yürüyücü tayfası türemiş. Olmaz efendim. Olacak şey mi? Katiyen. Size soruyorum yürümekte neymiş? Oturun oturduğunuz yerde. Yürüttüğümüz görülmüş şey mi? Yürümekle yollar aşınıyor efendim. Henüz aşınmayan yolları icat edemedik. Neyle yapılıyor bu yollar, köprüler kimse sormuyor. Aman sormayın, biz söyleriz, sizin paranızla efendim. Neyle olacak? Meclise giden yolları daha yeni yaptırdık. Görüyorsunuz ya ne halde? Madem yürüyeceksiniz dağlara, kırlara yürüyün efendim. Sizin mecliste İşiniz ne? Ulan gebeşler, vergi vermeye geldi mi, kaçacak delik ararsınız. Vatan haini bunlar, vatan!!! Kusura bakmayın aziz hemşerilerim, yüksek huzurunuzda ağzımı bozdum. Af buyurun. Bu hainleri kızılcık sopasıyla meydanlarda pataklamalı. Şehir muhafızlarına yakalatıp ağzına acı biber sürmeli. Öyle değil mi? Peki öyleyse yüksek huzurunuzda bunu halk oylamasına sunuyorum. Kabul edenler? Etme… kabul edilmiştir. Vatana millete hayırlı olsun. Tanrılar bizi bu hainlerden korusun!!! (Alkış kıyamet!!!)
Çok sevgili aziz hemşerilerim, yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda. Tanrılardan belanızı mı istiyorsunuz? Ne kadarı arkanızda ne kadarı karnınızda bilemiyoruz. Gelir dağılımı adaleti diye bir şey henüz icat edilmedi. Sanırım çok gerekli bir şey değil. Buna rağmen arada sokaklarda açlıktan insanlar ölüyormuş. Bilsinler ki çok ayıp ediyorlar, çok!! Siz onlara aldırış etmeyin. Her şey sizin için, karnı tok sırtı pek hemşerilerim.
Çocuklarımız ki geleceğimizin teminatı. Onları da düşündük. Biz düşünürüz, siz zahmet buyurmayınız. Kimseyi boş geçmiyoruz. Hepinizi sıradan geçiriyoruz, kimseyi unutmuyoruz. Eğitimleri için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Eğitim sistemimizi bir güzel ele aldık. Her yıl yeni bir şey çıkarıyoruz. Çocuklarımıza böylece yaratıcılığı aşılıyoruz. Aşılarını eksik etmiyoruz. Günümüzün bu aydın görünümlü, örümcek kafalı düşünürleri gibi felsefe yapan yan gelip yatan bir nesil istemiyoruz. Düşünmek yerine icraat yapan bir nesil istiyoruz. Bütün gayemiz budur. Düşün düşün yoktur işin. Biz işsizler güruhu istemiyoruz. Bu yüzden işsizliği geçen yıl sıfıra indirdik efendim. Belki haberiniz yoktur. Muhakkak yoktur. Olsun. Tüm işsizlerimizi Kölelik Geçim Sistemimize kaydettik. Karın tokluğuna madenlerde çalıştırıyoruz. Böylece açlığı da sıfıra indirdik aziz milletim. Hem bu boş duranlar, boş durdukça yeni icatlar çıkarıyor. Ne lüzum var efendim? Boş duranı tanrılar sevmez. Biz de yeni icat çıkaranları!.. Biz boş vaatler savurmuyoruz efendiler. Çalışıyoruz, üretiyoruz, terliyoruz, kokuyoruz. Burnunuza kötü kokular gelirse aldırmayın. Çok çalışıp çok yoruluyoruz da ondan. Gece gündüz demiyoruz. Maaşımıza gece yarısı, tam maaş zam… (Alkış kıyamet.)
Ey çok muhterem aziz hemşerilerim! Son olarak diyorum ki iyi ki varsınız. Siz olmasanız, Bu milletin hali nice olurdu. Biz ne yapacaktık? Tanrılar sizden razı olsun. Bizi sizler var ettiniz. Bizler ki sizin kulunuz, köleniz olarak durmadan çalışıyoruz, çabalıyoruz. Ne kadar çal-çalışsak da hakkınızı ödeyemeyiz. Hakkınız helal edin. Tanrılar sizin iyiliğinizi versin emi!!! (Alkış kıyamet!!!)