tarih
Sosyal bilimler içerisinde ele alınan tarih; geçmişte olan olaylar veya bunlar hakkındaki belgelerin verileridir.2 Belgelere dayandırılmayan veya geçerli sayılabilecek kaynaklarla desteklenemeyen geçmiş; tarih biliminin konusu olarak algılanamaz. “Tarih” sözcüğü hem geçmişte kalan insani ve toplumsal olaylar topluluğunu, yani yaşanmış geçmişi adlandırmakta kullanılır; hem de bu sözcükle, bu yaşanmış geçmişi konu edinen bilim, tarih bilimi kastedilir.3 Tarih derken kelimelerin üzerinde durmak lazım bir tanesi, historia, ikincisi tevarih, üçüncü tabir bilhassa tarih felsefesi açısından geçecek olan resgestae’dir.4 Tarih sözcüğünün batı dillerindeki tüm karşılıkları (Latince; Historia, İtalyanca: Storia, Fransızca: Historie, İngilizce:History, Almanca: Historie) Grekçe İstoria, İstorien sözcüğünden gelir. Sözcük iyon lehçesinde “bildirme”, haber alma yolu ile bilgi edinme anlamlarında kullanılmıştır. Attika lehçesinde ise sözcüğün görerek, tanık olarak bilme anlamlarının yanı sıra çok daha geniş bir anlam içeriğiyle fizik, coğrafya, astronomi, bitki hayvan bilgisi ve hatta giderek “doğa bilgisini kuşatacak biçimde kullanıldığı görülür. Aynı zamanda; Tarih kelimesi müşterek sami v-r-h köküne dayanmaktadır. Buna göre tarihin manası, hakikatte “ay”ın tarihi demek olur ki, bu mana bir taraftan, bir hadisenin, bir tarihi olayın zamanını tayin ve tespiti, diğer taraftan da bir olayın meydana geliş anını zaman devresini ifade etmektedir.5 İstoria sözcüğünü sadece doğal olaylara ilişkin birikim bilgisi anlamı ile sınırlamayıp, insanların ve insan topluluklarının başından geçenleri kaydetme yoluyla edinilen bilgi anlamında ilk kez Herodotos’un kullandığı görülür. Herodotos; yazdığı kitaba “istorias apodesis”, yani “tanık olunan ve haber alınan şeylerin anlatılması” adını vermiştir. Herodotos böylece istoria deyimini ağızdan ağza aktarılan veya bizzat yaşayarak tanık olunan insanitoplumsal olaylar hakkında da kullanmış oluyordu ki, istoria, insani toplumsal olayları aktarma kaydetme yoluyla edinilen bilgi anlamını ilk kez kazanmış bulunuyordu. Daha sonra ise Thukidides, istoria sözcüğünden sadece bir aktarma ve kaydetme işini değil aynı zamanda geçmişte kalan insani –toplumsal olayları değerlendirme ve yorumlama etkinliğini de anlayacaktır. 6Böylece “Tarih” sözcüğü günümüzde taşıdığı anlam içeriğine de kavuşmaya başlamıştır. Kısacası tarih, toplumun zaman içindeki gelişme yönünü belirleyen, insanın kendi toplumu ile diyalog kurmasını ve bütünleşmesini sağlayan, ondaki toplum şuurunu canlı tutan bir kültür hazinesidir