Oturuş Şeklinin Vücut Sağlığı ve Okuma Hızı Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi

Ft41...sdkR
23 Feb 2024
43

Oturuş Şeklinin Vücut Sağlığı ve Okuma Hızı Üzerindeki Etkisinin
Hotelling T2 Yöntemi ile İncelenmesi


Öz: İnsanın doğal gereksinimlerinden biri olan oturma eylemi, kişide dinlenmeyi sağ-
lamasının yanında fizyolojik olarak birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar oturuş şeklinin neredeyse tüm fizyolojik yapıyı etkilediğini göstermektedir. Literatür incelendiği zaman oturuş şeklinin, eğitim-öğretimde öğrencilerin
vücutları üzerindeki ve verimli okuma açısından önemini gösteren bir çalışma bulunamamıştır. Bu çalışma literatürdeki eksikliği tamamlamak amacı ile yapılmıştır. Çalışmanın
örneklemini bir mesleki ve teknik anadolu lisesindeki aynı sınıfta olan 28 kız öğrenci
oluşturmaktadır. Bu 28 öğrenci ile 2 hafta aralıkla aynı sınıf ortamında ve aynı kitaplarla
iki kez kitap okuma programı yapılmıştır. İlk programda öğrenciler rastgele oturarak
kitap okumuştur ama ikincisinde öğrencilere düzgün oturmaları söylenmiştir ve her iki
programda da nabız değerleri ve okudukları sayfa sayıları ölçülmüş ve nabız değerleri
ile okudukları sayfa sayıları değişkenler olarak kullanılarak çok değişkenli istatistiksel
bir teknik olan Bağımlı Gruplar Hotelling T2 tekniği ile iki program verileri karşılaştı-
rılmıştır. Yapılan karşılaştırma sonucunda düzgün oturan öğrencilerin kan dolaşım ve
nabızlarının daha düzenli olduğu ve daha fazla sayıda sayfa okuyabildiği görülmüştür.
Çalışmanın örneklemi öğrencilerden oluştuğu için özellikle öğretmen ve öğrencilerin bu
konuda bilgilendirilmesiyle eğitim-öğretim faaliyetlerinin daha etkili gerçekleştirilebileceği ve öğrencilerin bazı sağlık sorunlarından kurtulabileceği beklenilebilir.
Anahtar Kelimeler: Nabız, oturuş şekli, verimli okuma, Hotelling T2 testi, vücut sağlığı

Investigation Impact of Sitting Posture on Body Health and
Reading Speed with Hotelling T2 Method


Abstract: Sit-action, one of man's natural needs, brings many physiological problems.
Researches carried out in this issue reveal almost all physiological structures of the
sitting posture. When literature was examined, there are not much studies that indicate
importance on student body and efficient reading in education. This study was conducted
in order to fulfill such a lack in literature. The sample of the study was consisted of 28
girl students in the same class at a vocational and technical high schools. Book reading
program was made two times by interval of 2 weeks with these 28 students and with the
same books. Students in the first program randomly read book seated, but in the second
program students were asked to read in proper sitting and pulse rate and number of
pages they read was measured in both programs. Two program data were compared with
a multivariate statistical technique Dependent Groups Hotelling's T2 using as a variable
pulse rate and number of pages they read. As a result of the comparison, it was observed
that the blood circulation and pulse rate of students sitting properly were more regular
and they could read more number of pages. The sample is comprised of students, by
informing teachers and students it can be expected to carry out education and learning

activity more efficiently and it can get rid of some health problems.


Keywords: Pulse, Sitting posture, efficiently reading, Hotelling T2 Test, Body health.


I. Giriş

Oturmak insanların geçmişten bugüne dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla,
yer çekiminin oluşturduğu basıncı vücudun farklı noktalarına dağıtmak için kullandıkları bir duruş şeklidir. İnsanın doğal gereksinimlerinden biri olan oturma eylemi, kişide
dinlenmeyi sağlamasına rağmen fizyolojik olarak birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Yapılan araştırmalar incelendiğinde oturma eyleminin neredeyse bütün fizyolojik
yapıyı etkilediği tespit edilmiştir. Buradan çıkarılabilecek sonuç ise; dinlenme bakımından doğal bir ihtiyaç olan oturma eyleminin sağlık açısından da bir o kadar tehlikeli
olduğudur. Hatta Avrupa’da o kadar ciddiye alınmaktadır ki birçok işverenin işe aldıkları
sekreterlerden kendi çalışma sandalyelerini getirmelerini istediklerini ve oturma ile ilgili
sağlık sorunları için herhangi bir tazminat ödemeyeceklerini söylemektedir (Altıparmakoğulları, 2009).
Eğitim alanında ise Doç. Dr. Bakan (2014), çocukların kendi boylarına uygun olmayan okul sıraları, çalışma masalarında oturmasının, sıraların-sandalyelerin bel desteksiz
olmasının görme bozuklukları oluşturabileceği, aşırı kilo aldırabileceğini ve omurga eğriliğinin gelişimine neden olabileceğini ifade etmekte ve daha birçok doktor da bu konuda hem öğrencileri hem de velileri uyarmaktadır. Eczacıbaşı Topluluk İş Sağlığı ve
Güvenliği Müdürü Dr. Seçkin ÖZDOĞAN (2012) ise çalışan insanların en sık şikâyet
ettiği rahatsızlıkların başında bel, sırt ve boyun ağrıları geldiğini belirterek bu sorunun
en temel nedeninin hatalı oturma şekli olduğunu söyledi. Çalışma masası ve sandalyenin
de ergonomik olmasınında çok önemli olduğunu söyleyen Özdoğan, uzmanların masa
ile dizler arasında kalan mesafenin 5 santimetreden az olmaması gerektiğini belirterek
oturma şeklinin önemine dikkat çekmektedir.
Vücut üzerinde oldukça etkili olan ve insan hayatı için çok önemli olan oturuş şeklinin
insanların özellikle de öğrencilerin eğitim-öğretim sürecinde vücutlarındaki ve kitap okuma verimi üzerindeki etkisinin araştırılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
Bu çalışma, özellikle orta öğretim okullarında oturma şeklinin öğrencilerin kan basıncını ve kitap okuma hızını artırıp artırmadığını belirlemek için yapılmıştır. Aynı okulda
ve aynı sınıfta eğitim alan 28 öğrenci üzerinde iki hafta ara ile aynı kitapların okutulması sırasında yapılan nabız ölçümleri ve okunan sayfa sayıları kaydedilmiş ve Bağımlı
Gruplar Hotelling T2 tekniği ile karşılaştırma yapılmıştır. Bu tekniğin kullanılma sebebi
ise iki grup için birden fazla değişkenin etkisinin aynı anda incelenmesi durumunda tek
değişkenli istatistiksel tekniklerin kullanılamamasıdır.

A. Nabız ve Ölçümü

Nabız, kalbin 1 dakika içinde kaç kere kasıldığını gösteren bir birimdir. Kalp kasılarak
kanı atardamarlara pompalar ve bu pompalama sonucunda damarların içi kanla dolar, bu
sebeple damarlarda bir genişleme olur ve genişleyen damar eski hâline geri döner. İşte
bu genişleme, damarların yüzeysel seyrettiği yerlerde (el bileği, dirsek içi, kasık, şakak,
ayak bileği gibi) nabız dalgası olarak hissedilir. Nabız bize sadece sair zamanlardaki kalbimizin hızı hakkında bilgi vermez, bununla birlikte kalbimizin çalışma düzeni hakkında
da bilgi verir. Sağlıklı bireylerde nabız istirahat hâlinde iken dakikada 60-100 arasında
olmalı ve ortalama olarakda 70 civarında olmalıdır. Nabız hızı birçok durumdan etkilenir.
Çeşitli hastalıklar, egzersiz, stres, yaralanma gibi durumlarda nabız hızı artar (Ganong,
1995).
Nabız ölçümü, kalbin 1 dakika içerisinde kaç kere attığının sayılarla gösterilmesidir. Bu atış sayısı hareket edildiğinde, hastalıkta, yaralanmada, duygusal etkilenmelerde
artabilmektedir. Kalp atışları ya boyun ya da el bileğinden kolay bir şekilde hissedilebilmektedir. Kalp atışları on saniye kalp atımı sayılarak altı ile çarpıldığında elde edilen
sayı kalbin dinlenme anındaki atış hızıdır. Örneğin, on saniye içinde kalp atımı 10 ise,
dakikada kalp atımı 60 demektir. Elde edilen bu değerler genellikle erkeklerde ortalama
70, kadınlar için 80 olmaktadır. Nabız ölçümünü Karotis arteri (boyundan) ve radial arter
(bilekten) olarak kolaylıkla ölçebiliriz (Kalkan, 2013:39).
Kalp atımları eşit aralıklı olarak gerçekleşir ve nabız ölçümü yapılırken saat “tik tak”
ları gibi düzenli olduğu görülür. Eğer bu ritimde (atım düzeninde) bazı aksamalar varsa
buna “aritmi”/ “düzen bozukluğu” denir. Eğer ölçüm yapılırken böyle bir durum saptanırsa, kalpten steteskopla dinleyerek doğrulamak gerekir, çünkü bazen bazı atımlar
hissedilemeyebilir; gerçek aritmi mi yoksa bir anlık hissetmeme mi bunun belirlenmesi
önemlidir (Kalkan, 2013:40).
Hasta sırtüstü pozisyona alındıktan sonra nabız alınacak kol gövdeye paralel olarak
uzatılmalıdır. Hasta oturur pozisyona alınırsa, dirseği hastanın bacağı veya masa gibi bir
destek üzerine koyulur. Kol dirsekten 90 derece açı yapacak şekilde bükülür. Ölçümü yapacak kişi başparmağını hasta bileğinin üst yüzüne koyarak işaret ve yüzük parmaklarını
radyal arterin üzerine koyar. Nabızı hissedebilmek için hafif bir baskı yapar sonra saate
bakarak nabzı sayar (Kalkan, 2013: 41).

B. Literatür Taraması

Oshima (1970), oturma elemanı ölçüleri ile ilgili temel bir çalışma yapmıştır. sekiz
sağlıklı araştırma deneğini, çeşitli ölçülerdeki koltuklarda oturtarak anketsel bir çalışma
yapmıştır. Anket sonucunda, süre uzadıkça şikâyetlerin arttığı ve şikâyetlerin sırt ve kalça
ile ilgili olduğu belirlenmiştir. Anket sonuçlarına göre, çeşitli fonksiyonlardaki oturma
elemanı ölçüleri için öneriler sunulmuştur.
Parcells ve arkadaşları (1999), okul mobilyaları ile öğrenci vücut ölçülerindeki muhtemel ergonomik uyumsuzlukları incelemişlerdir. 37 kız, 37 erkek olmak üzere 10-14
yaşları arasındaki toplam 74 öğrenciden çeşitli antropometrik veriler alınmıştır. Ayrıca,
sınıflarda kullanılmakta olan üç farklı sandalye masa ve sıradan alınan ölçüler ile öğrencilerden alınan ölçüler ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, öğrenci ölçüleri ile
sıra ve sandalye ölçüleri arasında %80 uyumsuzluk olduğunu ve öğrencilerin ergonomik
açıdan uygun olmayan ortamlarda eğitim gördükleri tespit edilmiştir.
Mota ve Pickard (2003), yaptıkları çalışmada çocukların bir öğrenme işlemini gerçekleştirirken çocukların ilgi seviyesine dair durumları ile ilgili etkili durumları ilişkilendiren ve meydana gelen doğal duruş şekillerini tanıyan bir sistem önermişlerdir.
Gülerer ve Batur (2004), okumayı etkileyen yanlış alışkanlıklar ve dış faktörlere
çözüm olarak okuma sırasında dik oturma ve metin ile göz arasında belirli bir mesafenin
olması gerektiğini vurgulamıştır.
Altıparmakoğulları (2009), vücut-kitle indeksi sabit tutulan normal kilodaki 13 üniversite öğrencisinin katıldığı deney ile arklı postür, oturma yüksekliği, destek durumu ve
oturma eğimlerinin gelen basıncı ne şekilde değiştirdiğini gözlemlemiş ve oturma elemanındaki değişkenlerin, oturma konforunu ve buna bağlı olan birçok fizyolojik rahatsızlığı
etkileyen bir unsur olduğunu belirtmiştir.
Tamer ve Koç (2010), yaptıkları çalışmada ise bilgisayar laboratuvarlarının fiziksel
ergonomik özellikler açısından uygunluğunu denetlemişler ve laboratuvarların fiziksel özellikleri, bağıl nem ve sıcaklık, monitör özellikleri yönüyle çalışma koşullarının genel
olarak kabul edilebilir olmasına rağmen, çalışma masa ve sandalyeleri, klavye özellikleri
ve gürültünün rahatsız edici boyutta olduklarını tespit etmişlerdir.
Kalkan (2013), Farklı Pozisyonlarda Yatarak Tüfek Atışı Yapan Erkek Atıcıların Nabız Seviyesine Bağlı Olarak Vuruş başarılarının Araştırılması adlı araştırmasında belirli
aralıklarla nabız ölçümü yapmış ve yapılan analizler sonucunda nabız değeri yüksek olan
bireylerde daha fazla isabetli vuruş olduğunu tespit etmiştir. Cinsiyet değişkenine bağlı
olarak ise farklılaşma görülmemiştir.
Uca (2014), elit seviyede boksörlerin antrenman ve müsabaka şartlarında fizyolojik
değişimlerden tansiyon, vücut ısısı ve kalp atım sayılarındaki farklılıklarını veya benzerliklerini belirlemek amacı ile yaptığı çalışmada antrenman ve müsabaka öncesi ve sonrası
vücut ısısı, nabız ve tansiyon ölçümlerinde anlamlı farklılıklar bulmuştur.
Liesbeth, Suzanne, Cedric, Merle, Lottie, Peter (2014), yaptıkları çalışmada tren yolcularının hangi aktiviteleri gerçekleştirdiği ve bu aktiviteleri yaparken hangi duruş biçimini sergilediklerini araştırmışlardır ve dört temel duruş biçimi ile birlikte sekiz duruş
biçimi tespit etmişlerdir. Bu yolcuların konfor puanları bu duruş biçimlerine göre farklılık
göstermiştir.
Broadbent, Consedine, Sugar, Sollers ve Nair (2015), çalışmalarında dik durmamanın
sağlık problemlerine yol açtığı gibi, kambur durmanın karın bölgesini sıkıştırdığını ve
bölgeye giden oksijen ve besinleri azalttığını bunun da sindirime zarar verdiğini, uyu-
şukluğa ve tembelliğe yol açtığını belirtmişlerdir. Bunların haricinde, kambur durunca
yüzeysel solunum meydana geldiğini ve bu olduğunda vücut kendisinin saldırı altında
olduğunu düşünerek stres oluştuğunu stresin de enerji seviyesini düşürdüğünü ve uykusuzluğa neden olduğunu belirterek libidonun azalmasına giden süreci açıklamışlardır.
Yaptıkları bu çalışma dünya gündeminde yankı bulmuş ve birçok haber sitesinde önemli
bir çalışma olarak yayınlanmıştır.
Literatür incelendiğinde oturuş şekli ve nabız değişkenleri ile ilgili ayrı ayrı birçok
çalışmalar yapıldığı ama özellikle eğitim alanında oturma şeklinin vücuttaki kan dola-
şımı ve okuma verimi ile ilgili olarak bir çalışma olmadığı görülmüştür. Bu çalışma bu
alandaki eksikliği kapatmak ve oturuş şeklinin özellikle eğitim alanında öğrenciler üzerindeki etkisine vurgu yaparak literatürde olmayan bir çalışmayı gerçekleştirmek amacı
ile yapılmıştır.

II. Yöntem

Bu bölümde; araştırmanın modeli, araştırmaya katılan denekler, deney grubunun
oluşturulması, araştırmada kullanılan veri toplama araçları, işlem yolu, verilerin analizinde kullanılan istatistiksel teknikler ve veriler üzerinde durulmuştur.

A. Araştırmanın Modeli

Bu çalışma, düzgün oturma şeklinin vücutta kan dolaşımı ve verimli okumaya etkisini
inceleyen deneysel bir çalışmadır.
Araştırma‚ tek grup ön test – son test deneme modelinden yararlanılarak gerçekleş-
tirilmiştir. Tek grup ön test – son test modelinde rastgele seçilmiş bir gruba bağımsız
değişkenler uygulanır. Bu bağımsız değişkenler, uygulanmadan önce ölçü aracı ön test
olarak ve bağımsız değişkenler uygulandıktan sonra ise aynı ölçü aracı son test olarak
uygulanır. Daha sonra, ön test ve son test puan ortalamaları arasındaki farkın anlamlı
olup olmadığına bakılır. Bu fark anlamlı olduğunda ve son testin lehine ise bağımsız
değişkenin etkili olabileceği yorumu yapılır (Karasar, 2008).

B. Araştırma Grubunun Oluşturulması

Araştırmaya, Sivas ili merkezinde bir mesleki ve teknik anadolu lisesinde eğitim alan
16 yaşlarında, çalışma için ciddi bir hastalığı ve okuma sorunu olmayan lise 3. Sınıftaki 28 öğrenci araştırmanın örneklem grubunu oluşturmuştur. Bu öğrenciler aynı sınıfta
eğitim alan ve aynı bölümü okuyan öğrencilerdir. Öğrenciler bu araştırmaya tamamen
gönüllü olarak katılmış ve araştırmaya katılan öğrencilerin hepsinden veli izin belgesi
alınmıştır.

C. Veri Toplama Araçları

Araştırmada bağımlı değişkenler olan nabız ve sayfa sayısını belirlemek amacıyla
aynı okulda öğrenim gören hasta yaşlı bakım bölümü öğrencileri ile görüşülmüş ve deney yapılan saatte 30 hasta yaşlı bakım bölümü öğrencisinin 10 dakika ara ile bilekten nabız
ölçümü yapılması sağlanmıştır. İki öğrenci de yapılan ölçümlerin kaydedilmesi için gö-
revlendirilmiştir.

D. Uygulanan İşlem

Araştırmada deney grubuna, iki hafta ara ile 30 dakika kitap okuma programı uygulanmıştır. İlk yapılan programda çocuklara yapılan çalışma ile ilgili hiçbir bilgi verilmemiş
ve sadece kitap okumaları istenmiştir. Öğrenciler hiçbir şekilde yönlendirilmediği için
öğrencilerin birçoğunun oturuş ve kitap okuma şeklinin yanlış olduğu gözlemlenmiştir.
İki hafta sonra yapılan işlemde ise Gülerer ve Batur’un (2004) yaptıkları çalışmada
vurguladıkları gibi çocuklara düzgün oturma şekli anlatılmış ve kitap okumayı bu şekilde
yapmaları istenilmiştir. İki hafta ara ile çocuklara aynı kitaplar verilmiştir. Programlar
esnasında nabız ölçümleri ve kaç sayfa kitap okudukları kaydedilmiştir. Öğrencilerin dik
bir şekilde, sırtlarını sandalyeye dayayarak ve kitabı da belirli bir mesafeden okudukları
gözlemlenmiştir.

E. Verilerin Analizi

Analizin ilk aşamasında, öğrencilerden elde edilen nabız ve okunan sayfa sayısı verilere ait betimsel istatistikler incelenmiştir. Ön test ve son test puanları arasındaki farklılığın
anlamlılığını sınamak için de bağımlı gruplar için Hotelling T2 testi kullanılmıştır. Elde
edilen veriler bilgisayarda SPSS programında analiz edilmiş, anlamlılığı .05 düzeyinde
sınanmış ve sonuçlar araştırmanın amaçları doğrultusunda tablolaştırılmış, açıklanmış ve
yorumlanmıştır.

III. Sonuçlar ve Tartışma

Veriler analize alınmadan önce öğrencilerden elde edilen nabız ve okunan sayfa sayısı
verilerinin çok değişkenli normal dağılım gösterip göstermedikleri Mardia Multivarity
Normality Test ile test edilmiştir (Özdamar, 2010). Şekil 1 ve Şekil 2’deki test sonuçlarından anlaşılacağı gibi bütün değişkenler çok değişkenli normal dağılım şartına uymaktadır
(p>.05). Yani bütün değişkenlerde çok değişkenli normal dağılım görülmüştür.
Oluşturulan grupların varyanslarının homojenliği ise Levene istatistiğinden faydalanarak kontrol edilmiş ve tüm gruplar için varyansların homojen olduğu sonucuna varılmıştır (Tablo 2).
Tablo 3’de görüldüğü gibi araştırmaya katılan kişi sayısı toplam olarak 28 kişidir.
Bağımlı gruplar Hotelling T2 testi ile analiz yapıldığı için 1. ve 2. grupta bulunan kişiler
aynı sınıfta yer alan aynı öğrencilerdir. Deneyin yapıldığı sınıfta 30 öğrenci öğrenim görmektedir. Ama deney yapılan gün öğrencilerden biri devamsızlık yaptığı diğer öğrencide
o gün rahatsız olduğu için deney 28 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Deney yapılırken iki
hafta ara ile aynı öğrencilere aynı sınıfta ve aynı kitaplar dağıtılarak homojenliğin olması
sağlanmıştır.
Tablo 3’te görülen gruplar 1 ve 2 şeklinde kodlanmıştır. 1 ile kodlanan grup deneyin
ilk aşamasını yani öğrencilere hiçbir yönlendirme yapılmadan rastgele kitap okuma yapılmasını, 2 ile kodlanan grup ise öğrencilerin düzgün bir oturuş ile kitap okuma etkinliğini
göstermektedir.Tablo 4’de görüldüğü gibi 2 ile kodlanmış gruplarda yani düzgün oturuş ile yapılan
etkinliklerin nabız değerleri, 1 ile kodlanan yani rastgele oturuşu temsil eden gruplardan
ortalama olarak fazla çıkmıştır. Örneğin 10. dakikadaki nabız değeri ilk grupta 87,64 iken
2. Grupta bu değer 94,64’e çıkmıştır. 20. ve 30. dakikalarda da benzer şekilde bir artış
görülmektedir.Sadece ortalamalara bakarak yorum yapılamayacağı için bu ortalamaların istatistiki
olarak anlamlı olup olmadığı araştırılmış ve SPSS paket programı kullanılarak Bağımlı
Gruplar Hotelling T2 testi ile sınanmış ve sonuçlar Tablo 5’de verilmiştir.
Tablo 5 incelendiği zaman iki grup arasında istatistiki olarak anlamlı fark bulunmuştur
(Wilks' Lambda<0,05 olduğu için). Böylece oturma şeklinin bazı değişkenler açısından
farklı olduğu belirlenir ve bu farklılığı hangi değişkenlerin sağladığına bakılır.
Kalp kasının kuvvetlenmesi sonucu kalbin pompalama gücünün artmasıyla beraberinde kan miktarının da artışı gerçekleşir. Aynı zamanda, kaslardaki kılcal damar sayısı da
artış gösterir (Aktümsek, 2001: 38-48). Sedanter yaşamda kalbin dakikada atım sayısı 70-
72 civarındadır. Yapılan birçok çalışma, sporcuların nabız değerlerinin hareketsiz yaşam
tarzını benimsemiş insanların nabız değerlerine göre daha düşük olduğu göstermektedir.
Buradan yola çıkarak kalbin atım hızı olan nabzın değerleri bize vücudun durumu ile
ilgili birçok bilgi verebilmektedir. Tablo 6 incelendiğinde başlangıç nabız değerleri 0,05
anlamlılık düzeyinde birbirinden farklı değildir. Yani iki hafta ara ile yapılan deneyde
başlangıçta alınan nabız değerleri aynıdır. Ama aradan 10 dakika geçtiğinde alınan nabız
değerlerine bakıldığı zaman 0,014<0,05 olduğundan dolayı 10. dakikada alınan nabız
değerleri iki grup için istatistiki olarak farklı çıkmıştır. Benzer sonuçlar 20. ve 30. dakikada alınan nabız değerlerinde de görülmektedir. Bu analizlerden yola çıkarak düzgün bir
oturuş şekli ile kitap okuma işlemi gerçekleştiren öğrencilerin kan dolaşımları daha hızlı
bulunmuştur. Öğrencilerin vücutlarının hazır bulunuşluk ve yapılan etkinliğe daha iyi
konsantre olup daha iyi tepki verebilecek bir düzeyde olduğu yorumu yapılabilir.

Diğer önemli olan nokta ise okunan sayfa sayısında gözlemlenmiştir. 2 grup arasında
0,05 anlamlılık düzeyinde P=0,01 çıkmış ve böylece gruplar arasında okunan sayfa sayısı
olarak istatistiki olarak anlamlılık bulunmuştur. Bu farklılık düzgün oturma ile yapılan
kitap okuma etkinliği lehine çıkmıştır. Yani öğrencilerin rastgele oturuş ile okudukları
sayfa sayısı düzgün oturuş ile gerçekleşen sayfa sayısından azdır. Bu da düzgün oturuşun
etkili kitap okuma üzerinde ciddi bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.


Kalkan (2013) yaptığı çalışmada nabız değeri yüksek olan atıcıların vuruş isabeti olarak daha başarılı olduğunu tespit etmiştir ve okunan sayfa sayısı olarak nabız değerinin
yüksek olduğu düzgün oturuş durumunda da benzer sonuçlar alınmıştır. Bunun da nabız
değeri yüksek olan öğrencilerin kan dolaşımının daha iyi olması ile birlikte kitap okumaya daha iyi konsantre olduğunu ve daha iyi anladığı söylenebilir.
Araştırmamız sonucunda elde ettiğimiz bulgulara dayanarak aşağıdaki önerileri sunabiliriz:
1- Oturuş şeklinin öğrencilerin vücut kan dolaşımı ve verimli kitap okumalarına olan
etkileri daha geniş örneklem grubuna uygulanabilir ve bu uygulamalarda daha teknolojik
cihazlar kullanılabilir.
2- Çeşitli kurs ve konferanslarla öğretmenlere, öğrencilerin oturma şekillerinin sınıf
içindeki öğrenci başarısına etkileri anlatılabilir ve konuyla ilgili olarak öğretmenlerde
farkındalık oluşturulabilir.

Kaynaklar
extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/265542

Aktümsek, A. (2001). Anatomi ve Fizyoloji. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Altıparmakoğulları, Y. (2009). Oturma öğesi tasarımında basınç diyagramı modelinin
kullanılmasıyla oturma profilinin tasarım kriterlerinin ortaya konulması.
(Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi.
Bakan, B. (2014). Okul çağında kötü oturuş ilerde büyük hastalıkların habercisi.http://
hastane.turgutozal.edu.tr/TR/HaberDetay.aspx?ID=1002&IcerikID=3204,
Erişim Tarihi: 16.01.2015.
Broadbent, E., Sugar, M., Sollers, J., Consedine, N., Nair, S. (2015). Do slumpedand
upright postures affect stress responses? A randomized trial. Health
Psychology. 34(6):632-41
Ganong, F. W. (1995).Tıbbı fizyoloji, Çev. Ed. A. Doğan. İstanbul: Barış kitapevi.
Gülerer, S., Batur, Z. (2004). Yanlış okuma tutum ve davranışları. Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 6, Sayı 2.
Kalkan, B. V. (2013). Farklı pozisyonlarda yatarak tüfek atışı yapan erkek atıcıların nabız
seviyesine bağlı olarak vuruş başarılarının araştırılması. (Yüksek Lisans
Tezi). Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi.
Karasar, N. (2008). Bilimsel araştırma yöntemi. (18. Basım). Ankara: Nobel Yayın
Dağıtım.
Liesbeth, G, Suzanne, H., Cedric, G., Merle, B., LottieKuijt-Evers, Peter, V. (2014)
“Activities, postures and comfort perception of train passengers as input
for train seat design”, Ergonomics, 57:8, 1154-1165, DOI: 10.1080/00140
139.2014.914577
Mota, S.,Picard, R.W. (2003). “Automated posture analysis for detecting learner’s interest
level”. Computer Vision and Pattern Recognition Workshop, Madison,
Wisconsin, USA, DOI: 10.1109/CVPRW.2003.10047.
Oshima, M. (1970). “Optimum conditions of chair”. 4th International Congress on
Ergonomics, Strasbourg
Özdamar, K. (2010). Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi Çok Değişkenli
Analizler – 2. Eskişehir: Kaan Kitabevi.
Özdoğan, S. (2012). Sağlıklı Ofis Ortamı Nasıl Olmalı. http://www.gelisimplatformu.
org/19_741_741_Hastaligin_En_Guzel_Ilaci_O_Hastaliktan_
Korunmanin_Carelerini_Ogrenmektir. Erişim Tarihi: 16.01.2015
Parcells C.,Stommel M., Hubbard R. P. (1999). Empirical findings and health implications.
International Journal of Industrial Ergonomics, accepted for publication.
Sonuç, A. (2012).Zihinsel engellilerde sporun öfke düzeyine etkisi. (Yüksek Lisans Tezi).
Karaman: Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to Night_Walker

1 Comment