Ethereum

A4qB...pqeZ
30 Jan 2024
14

Gök kubbenin sonsuzluğa açılan kapılarında, geceleyin uzayın sayısız yıldızla süslenmiş o akıl titretici görüntüsünü düşünün. Şimdi de o yıldızları zihninizde hayali bir kabloyla birbirine bağlayın ve bunun dünyanın dört bir köşesine dağılmış binlerce makinenin (node) ortaklaşa oluşturup sakladığı dijital bir defter (ledger) olduğunu hayal edin. İşte eşe eşe (P2P) dağıtık veri tabanı mimarisi böyle bir şey…
Ancak bu defteri farklı kılan bir özellik var: Bu defterin her sayfası bir öncekiyle ilişkili ve her sayfa, aynı zamanda bir önceki sayfanın kanıtını üzerinde taşıyan bir koruyucu görevi üstleniyor ve herhangi bir sayfadaki değişiklik, ileriye doğru tüm defterin kriptgrafik ahengini bozuyor. Bu yüzden deftere kaydettiğiniz bilgilerin değiştirilmesi çok zor. İşte bu da Blockchain teknolojisi.
Blokchain teknolojisi kullanılarak, Bitcoin’de olduğu gibi, dijital bir sahipliğe karşılık gelen kayıtlar güvenli bir şekilde saklanabilir. Ancak “veri” demek sadece bundan ibaret değildir; çünkü veri dijital bir sahiplik göstergesi olabileceği gibi, aynı zamanda blok zinciri üzerindeki bir kod parçacığı veya yazılım da olabilir ve Ethereum ağı da tam olarak bunu amaçlayan ve projelendiren bir fikrî tohumun filizlenmesiyle dünyaya gelmiştir.

Bir Dünya Bilgisayarı: Ethereum Nedir?

Şu ana kadar adını dünya çapında yankılandırmayı başarmış iki farklı blok zinciri bulunuyor: Biri Bitcoin, diğeri Ethereum…
Bitcoin blok zinciri, Blockchain 1.0 olarak adlandırılır ve onun protokolü kişiden kişiye değer transferini aracısız ve güvenli bir şekilde mümkün kılmaya yöneliktir. Bitcoin’den sonra en çok bilinen blok zinciri olan Ethereum ise, Blockchain 2.0 olarak anılır; çünkü Ethereum blok zinciri mimarisinde değer kaydının dışında çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ethereum blok zinciri, zincire eklenen kod parçacıkları (akıllı sözleşme- smart contrat) ve yazılımlar (DApps) ile her türlü amaçla kullanılabilir.
Ethereum, kendi protokolüne ait bir dizi kuralı takip eden, dağıtık ve herkese açık bir ağdır ve bu ağdaki herkes, kendi oluşturabileceği akıllı sözleşmeler, uygulamalar ve organizasyonların kurucusu olabilir. Bu yüzden Ethereum aynı zamanda dünyanın en devasa bilgisayarı olarak bilinir.
Ethereum ağında çalışan uygulamaların yaşam alanı Ethereum Sanal Bilgisayarı’dır (Ethereum Virtual Machine - EVM). Bu yapı Ethereum ağında çalışan tüm uygulamalara güvenilir bir şekilde güç sağlar.
EVM, Ethereum'da akıllı sözleşmeler olarak bilinen programları çalıştıran kapsayıcı bir program görevi görürken, ayrıca akıllı sözleşmelerinin Solidity, Vyper, LLL, Serpent, Mutan, Simplicity ve Yul gibi çeşitli programlama dillerinde yazılmasını sağlar.
EVM'nin sunduğu bu esneklik sayesinde, Ethereum blok zincirinde, merkezi olmayan finans uygulamaları (DeFi) ve değiştirilemez tokenler (NFT), merkezî olmayan otonom kuruluşlar (DAO'lar), Stablecoin'ler ve birçok DApp meydana getirilmiştir.

ETH Coin Nedir ve Ethereum ile Arasındaki İlişki

Aslında uzaktan bakanların sandığının aksine, Ethereum kripto para değildir; çünkü Ethereum, akıllı sözleşmeler, merkezî olmayan uygulamalar ve dijital varlıkların temelini oluşturan Blockchain platformunun kendisidir.
Etheruem, Bitcoin, Binance Chain veya Cardano gibi bağımsız blok zinciri ekosistemlerinin yalnızca tek bir yerel token’ı olur ve yerel token’lara aynı zamanda coin de denilir. Bu bağlamda Ether ya da kısaca ETH, Ethereum blok zincirinin yerel token’ıdır. Diğer taraftan Ethereum blok zinciri ağında ERC-20 standardıyla oluşturulmuş, örneğin Tether (USDT) benzeri akıllı sözleşme özellikli çok sayıda yerel olmayan token (non-native token) bulunur; ancak bunlar kripto para terminolojisinde coin olarak anılmaz.
Fakat burada ince bir ayrım vardır. Bir blok zincirin kodlarını kullanmak ile o blok zincirinin kendisini kullanmak aynı değildir. Örneğin Litecoin, Bitcoin blok zincirinin kodlarını kullanır; ancak blok zinciri kendine özeldir ve bu yüzden Litecoin, Bitcoin’in bir token’ı değil, Litecoin blok zincirinin birincil kripto parası, yani yerel token’dır.
Ethereum ağının kurumsal kripto parası Ether, platformdaki akıllı kontratların yürütülmesi, işlemlerin gerçekleştirilmesi, ağ kaynaklarının kullanılması ve doğrulayıcıların ödüllendirilmesi gibi bir dizi görevde kullanılır. İşte Ether'in temel kullanım alanları:

  • Gas Ücretleri: Ethereum ağında işlemlerin gerçekleştirilmesi ve akıllı sözleşmelerin çalıştırılması için gaz (gas) adı verilen bir ücret sistemi kullanılır. Sanal makinenin yürütülmesini sağladığı için, Ether’e aynı zamanda “Gas (Yakıt)” da denilir.
  • Staking Ödülleri: PoW algoritması Eylül 2022'de kullanıma sunulduktan Ether stake eden katılımcılar, doğrulayıcı (validator) rolü üstlenerek karşılığında değişen oranlarda Ether kazanırlar. Bu mekanizma, ağın güvenliğini sağlamak ve madencileri teşvik etmek için kullanılıyor.
  • ICO ve Token Satın Alma: Ethereum platformunda başlatılan birçok proje, kendi token'larını oluşturmak için akıllı sözleşmeleri kullanır. Bu projeler, kendi token'larını halka arzını (ICO) ETH ile yapar. Benzer şekilde Token veya NFT (Non-Fungible Token) satın alınmaları sırasında da Ether kullanılır.
  • Değer Saklama ve Transfer: Ether, kripto para borsalarında diğer kripto paralar gibi alınıp satılabilir ve Bitcoin dâhil olmak üzere diğer kripto paralarla takas edilebilir.

Bu noktada orijinal Ethereum ağının coin’i olan Ethereum Classic (ETC) ile ETH coin arasındaki farktan da söz etmeliyiz. 2016 yılında Ethereum blok zinciri içindeki DAO oluşumunda bulunan bir güvenlik açığı sebebiyle Ethereum ağına büyük bir saldırı gerçekleşti ve bu saldırı neticesinde çok sayıda kişinin toplamda 3,6 milyon Ether’i çalındı. Bu olay, Ethereum ağının itibarına büyük bir gölge düşürdü ve ardından kural değişikliği ile çatallanmaya gidildi. Ancak çatallanma tam bir fikir birliği içinde sağlanamadı. Bu yüzden zorunlu çatallanma (hard fork) yapıldı. Değişime karşı olanlar ise Ethereum Classic üzerinden yollarına devam ettiler. Ancak değişimden yana olan ETH topluğunun içinde, kuruculardan Vitalik Buterin de vardı. Bu sebeple bugün ETH’in ETC’ye göre çok daha geniş bir katılımcı tabanı bulunuyor.
Coinmarketcap verilerine göre, 2024 başı itibariyle ETH coin’in kripto para dünyasındaki dominansı %16’lar dolayında bulunuyor ve güncel piyasa değeri de yaklaşık 270 milyar.

Ethereum Nasıl Değerlenir?

Finansçı olmak demek “değer” kavramı üzerinde bolca düşünmek demektir. Hava en büyük ihtiyaçtır ve bu yüzden fazla değere sahip olmalıdır; ama Orhan Veli’nin deyişiyle ‘hava bedava’dır (en azından şimdilik hala öyle). Fakat olmasa da yaşarız dediğimiz Altın’ın bir gramına sahip olmak için bile epeyce para ödememiz gerekiyor?
İşin felsefi tarafını bir yana bırakacak olursak, Altın veya borsadan aldığınız bir hisse senedinin değerlemesi ile ilgili size standartlaşmış birden çok değerleme modelinden söz edebilirim. Fakat söz konusu kripto para olunca biraz duraksarım; zira bunların esasında içsel değeri yoktur.
Aslında bugün USD veya Euro gibi para birimleri için de aynı durum geçeri ve onların satın alma güçlerinin arkasında sadece merkez bankalarının itibarı var. Bu yüzden, örneğin FED karar aldığında dolaşımdaki USD miktarını artırabilir, hepsi bu kadar… Fakat bu rağmen alışveriş yaparken USD’ye güveniriz ve bu da USD’nin talep görmesini sağlar.
Fakat buna rağmen kripto paralar ile ilgili de birtakım değerleme yaklaşımları bulunuyor. Örneğin Bitcoin için, S2F (Stock and Flow- Stok Akım Modeli) ve Metcalfe Kanunu üzerinden yapılmış değerleme çalışmaları var. S2F modeli, Bitcoin’in arzının sabit ve azalan bir oranda arttığını, bunun da değerini yükselttiğini varsayar. Metcalfe Kanunu ise, Bitcoin’in bir ağ olarak değerinin, kullanıcı sayısının karesiyle orantılı olduğunu öngörür. Ancak bu modellerin kripto paraların piyasa dinamiklerini tam olarak yansıttıkları tartışmalıdır.
Ethereum ağının kripto parası olan Ether’i değerlemek için ise daha fazla alternatif yaklaşımla karşılaşıyoruz. Örneğin Ether, Ethereum ağı üzerindeki akıllı sözleşmeleri çalıştırmak için kullanılan bir “yakıt - gas” olarak işlev görüyor. Dolayısıyla Ethereum ağının gördüğü hizmetlere olan talep projeksiyonu üzerinden bir değer tahmini yapılabilir.
Ayrıca, staking uygulaması, Ether sahiplerine belirli bir getiri sağlayan bir mekanizmadır. Bu uygulama, tahvil benzeri nakit akışı sağlar ve bu da Ether’in değerlemesi açısından bize daha farklı bir perspektif sağlar. Bununla birlikte, Ethereum ağındaki geniş kabul ve kullanım da Ether’in değerini etkileyen kritik faktörlerden biridir. Ağdaki geliştirmeler, uygulamaların çeşitlenmesi ve kullanıcı tabanının genişlemesi, Ether’in değerini artırabilir.
Sonuç olarak, Ethereum ve Ether'in değerlemesi, teknik özelliklerden toplumsal kabule kadar çeşitli faktörlere dayanmaktadır. Bu faktörlerin bir araya gelmesi, Ethereum'un ekosistemini şekillendirir ve Ether'in değeri üzerinde fikir yürütmemizi sağlar.

Ethereum ve Kripto Para Dünyası

Kripto para piyasası git gide büyüyen ve karmaşıklaşan bir dünya. Binlerce proje var ve her biri bu dünyada kendine yer edinme yarışında. Projelerin bazıları temel yapısıyla diğerlerinden ayrılırken, bazıları ise ufak iyileştirmeler ile farklılaşıyor.
Ethereum ise, kripto para piyasasında Bitcoin’den sonra en yüksek piyasa değerine ve dominansa sahip ikinci blok zinciri ağı. 2015 yılında piyasaya sürülen Ethereum, iki taraflı anlaşmaları otomatikleştirmek için tasarlanmış akıllı sözleşmeleri kullanarak Bitcoin modelinde kullanılan blok zincir yapısını daha ileri bir boyuta taşımayı başardı.
Basit gibi görünen bu yapı, aslında Blockchain teknolojisinde devrim yarattı. DeFi ve NFT gibi öne çıkan alt sektörleri hayatımıza katıp, bunların gelişmesini sağladı ve Ethereum'un ekosistemi bu sayede önemli bir büyüme yaşadı. 
Ethereum’un benzerleri arasında Solana, Avalanche ve Fantom gibi önde gelen Blockchain’ler yer alıyor. Bu ağlar, daha yüksek işlem kapasitesi ve ölçeklendirme gibi özelliklerle Ethereum’a rakip olma iddiası taşıyorlar. Ancak buna rağmen Ethereum'un gördüğü rağbet diğerlerinin hâlâ fersah fersah ötesinde… 
Örneğin Ethereum blok zinciri üzerinden faaliyet göreren DeFi’ler bakımından, DeFi Ethereum açık ara pazar lideri konumunda… Ethereum tabanlı DeFi uygulamaları arasında; Uniswap, Curve Finance ve Synthetix gibi DeFi devleri yer alıyor ve bunlar, DeFi pazarındaki toplam işlem hacminin %85'inden fazlasını oluşturuyor.
Diğer yandan, son yıllarda gittikçe daha önemli hale gelen, Web 3.0, veri doğrulama ve depolama, Metaverse gibi alanlarda da Ethereum’un büyümeye öncülük etmesi ihtimal dâhilinde. Örneğin McKinsey & Company, Metaverse'nin 2030 yılına kadar 5 trilyon dolar değerinde olabileceğini tahmin ediyor ve Metaverse âleminde NFT’lere çokça yer olacak. Solana gibi rakiplerin yükselişi, Ethereum’a NFT pazar payının bir kısmını kaybettirmiş olsa da, NFT pazarının işlem hacminde de Ethereum hala liderliği kimseye kaptırmış değil.

Ethereum ve Bitcoin Arasındaki Farklar

Aracın mükemmelliği, amacına uygunluğu ile ölçülür. Her ikisi de açık kaynak kodlu bir Blockchain yapısı ile işleyen bir kripto paradır; fakat amaçları itibariyle birbiriyle ayrışır. Bitcoin, merkezi olmayan, dünya için evrensel bir para, sağlam bir değer deposu, değişim aracı ve hesap birimi olmayı hedefliyor. Ethereum ise, oyunlar, sosyal medya ve finans dâhil her türlü alana yönelik geliştirilebilecek uygulamalar için dağıtılmış bir bilgi işlem platformu olmayı hedefliyor.
Bitcoin’de, madencilik ile değer üretme ve üretilen değeri transferi etmek vardır. Bitcoin blok zincirindeki işlemler “50 Bitcoin’in sahibi şu adrestir” veya “Bu adresten şu adrese 25 Bitcoin gönderildi” şeklindedir. Ancak Ethereum blok zincirinde “X hesabı evinin tapusunu, Y hesabına geçirirse, 1000 Ether’i X’in hesabından Y’nin hesabına geçir şeklinde kodlar çalıştırılabilir. Başka bir deyişle Ethereum, geliştiricilerin kendi projelerini oluşturmak için blok zincirinin altyapısını kullanmalarına olanak tanıyan programlanabilir bir blok zincir ağıdır ve bu Bitcoin ile mümkün olmayan bir şeydir. EVM, Ethereum'un yerel programlama dili Solidity veya diğer uyumlu dillerde yazılmış kodun işlenmesinden ve yürütülmesinden sorumludur. Bu sayede Ethereum’da, DeFi, akıllı sözleşmeler ve NFT'ler dahil olmak üzere birçok alanda uygulama alanı bulan programlamalar yapılabilir.
Ethereum ile Bitcoin arasındaki farklar aslında sadece amaçla da sınırlı değil. Bitcoin bilindiği gibi PoW mutabakatını kullanıyor ve arzı 21 milyonla sınırlı. Ethereum ise Merger ile PoS mutabakatına geçiş yaptı, toplam Ether arzı ile ilgili de herhangi bir sınır mevcut değil.

Ethereum Ekosistemi: Popüler Ethereum Tabanlı Tokenlar

Bitcoin harici tüm coin’lere altcoin deniliyor ve şu anda en büyük altcoin Ethereum ağının yerel kripto parası Ether’dir.
Diğer taraftan Ethereum ERC-20 standardı ile Ethereum blok zinciri üzerine kurulu birçok token mevcut. Şu anda Ethereum tabanlı bazı popüler token’lar şunlar:

  • SHIBA INU (SHIB)
  • Dai (DAI)
  • Arbitrum (ARB)
  • Mantle (MNT)
  • First Digital USD (FDUSD)
  • Wrapped Beacon ETH (WBETH)
  • Render (RNDR)
  • The Sandbox (SAND)

Ethereum'un Tarihsel Gelişimi

Kanada’da yaşayan Rus kökenli bir aile… Ailenin babası, henüz 17 yaşında olan oğluna Bitcoin’i bahseder. Babasından dinlediklerinden çok etkilenen genç, Bitcoin topluğuna geliştirici olarak dâhil olur. Onun aklındaki fikir, Bitcoin’i, yalnızca değer transferi yapmaktan öteye geçirmektir. Ancak bu fikir kabul görmez, çünkü Bitcoin’in odağında değeri bir yerden bir yere olabildiğince güvenli bir şekilde aktarma işi vardır. Bitcoin sisteminde fikirlerini hayata geçiremeyen bu aykırı genç, Ethereum’un kurucusu Vitalik Buterin’den başkası değildir.
Bitcoin'e benzer şekilde Ethereum’un amacı da, dağıtık ve herkese açık, blok zinciri tabanlı güvenli bir bilgi deposu oluşturmaktı. Ancak Ethereum yaratıcılarının vizyonu, kimsenin kapatamayacağı ve herkesin kullanabileceği, merkezi olmayan bir 'küresel bilgisayar' yaratmaktı.
Vitalik ve ekibi Ethereum’u ilk olarak 2013 yılında tanıtıldı. 2014 yılında bu projeyi kitle fonlaması yoluyla hayata geçirdi. 42 gün süren kitle fonlamasında yaklaşık 18,4 milyon dolar topladı. Eğer “Ethereum ilk çıktığında ne kadardı?” sorusu için Ethereum’un ICO (halka arz) sürecini esas alırsak, bu bir Ether için 0,31 dolardı. Ancak Ether piyasaya 30 Temmuz 2015 tarihinde çıktı ve ilk Ether’in işlemi ise 7 Ağustos 2015’te gerçekleşti. Ether’in ilk işlem fiyatı ise 2,77 dolardı.

Ethereum 2.0: Yenilikler ve Beklentiler

Ethereum ağı başlangıçta, Bitcoin'de de kullanılan PoW (Proof of Work) mutabakat algoritmasıyla çalışıyordu. Ancak bu uzlaşı yöntemi, enerji yoğun bir iş ispatı modeli ve bu yüzden pek çevre dostu sayılmaz Öyle ki Ethereum PoW, yılda yaklaşık 78 TWh enerji tüketimine sebep oluyordu ki, bu miktar birçok ülkenin yıllık elektrik tüketimiyle yarışacak bir düzeydeydi. Örneğin Danimarka veya İsviçre gibi ülkeler…
Ethereum 2.0 tabiri ise, PoW mekanizmasından, %99,5 daha az enerji harcaması olan PoS sistemine geçiş sürecini tanımlamak için kullanıldı. Ancak Ethereum 2.0 tabiri, kullanıcılar tarafında farklı bir blok zincire geçiş olarak algılanabilir endişesi sebebiyle kullanımdan kaldırıldı ve bu geçiş süreci resmi olarak “The Merge” diye bilinen “Ethereum Birleşmesi” adını aldı.
Güncellemenin “The Merge” (Birleşme) olarak anılması, Ethereum PoS’a geçişin, Ethereum PoW ağının, Beacon Chain denilen ayrı bir Pos zinciri içeren ağ ile birleşmesiyle gerçekleşecek olmasından kaynaklanıyor. Zira PoS sistemini içeren Beacon Chain, 2020 senesinden beri PoW ile birlikte çalışıyordu. Ancak birleşme süreci 15 Eylül 2022'de tamamlandı ve PoW’un yerini kalıcı olarak PoS mekanizması aldı.
PoW ile PoS arasındaki fark işe kısaca şöyle: PoW’da yaptığınız madencilik (mining) kadar coin elde edersiniz; PoS’ta ise yaptığınız tek şey elinizdeki coin’leri kitlemektedir (stake etmek). Stake işlemi, bir bakıma paranızı vadeli mevduata yatırmak gibidir.
Ethereum Merge ya da artık kullanılmayan adıyla Ethereum 2.0 güncellemesi aslında sadece enerji tasarrufu sağlamakla kalmıyor ve bu güncelleme ile birlikte ölçeklenebilirlik alanında iyileştirmeler sağlanarak daha fazla katılımcının ağa entegre olmasının kolaylaştırılması planlanıyor.

Ethereum Yatırımı: Neler Bilinmeli?

Şimdiye kadar “Ethereum nedir, ne işe yarar?” gibi sorulara cevap aramaya çalıştık. Ancak şimdi aklımızda dönen en büyük soru muhtemelen "Ethereum alınır mı?" olacaktır. Finans dünyasındaki en büyük zorluklardan biri de budur. Anlatmamız yerine tavsiyede bulunmamız beklenir. Oysa bilgi evrenseldir; yatırım kararları ise kişisel.
Bu yüzden bir kişi herhangi bir hisse senedi veya diğer yatırım araçlarıyla ilgili “Alınır mı?” diye sorduğunda, öncelikle kişiyi ve onun finansal hedeflerini anlamak isterim.
Örneğin, teknik görünüme bakarak Ether’in belirli bir direnç seviyesinden satılmasının uygun olduğunu düşünebilirim; Ancak bu kararı alırken, direnç seviyesinin yukarı yönde kırılması durumunda, buna nasıl tepki vereceğimi de stratejik planıma dâhil ederim.
Öte yandan, uzun vadeli bir perspektifle düşündüğümde, kararım ve bu kararı destekleyen çerçeve çok farklı olacaktır. Yukarıda Ether'in değerini belirleyen faktörlere kısaca değindik ve bu faktörleri dikkate alan farklı değerleme modelleriyle ilgili birçok analiz bulunmaktadır. Eğer bu değerlemelerin gerçekçi olduğuna inanırsam, Ethereum'un değeri ile fiyatı arasındaki makasın uygun olduğu yerde, Ethereum alma fikri benim için makul olabilir.
Son olarak örneğin önümüzdeki beş-on sene sonrası için “Ethereum alınır mı?” veya “Portföylerde belirli oranlarda bulunmalı mı?” sorusuna ise başka bir yönden yaklaşarak cevap arayabilirim; çünkü uzun vadedeki değer artışı, esas olarak potansiyelin açığa çıkmasıyla kendini gösterir.
Ethereum artık fark edilmiş bir kripto para olmasına rağmen; şu ana kadar yaptıkları, yapabilecekleri yanında hala devede kulak kalıyor. İnternet ilk çıktığında, bu teknolojinin internet kafelerde yalnızca gençlerin yeni moda bir eğlence aracı olduğunu düşünebilirdiniz; fakat internet bugün, yaşlı amca ve teyzelerin bile e-devlet şifresiyle dâhil olduğu bir dünya haline geldi. Dahası internetten alışverişe sıcak bakmayan ebeveynlerimiz, artık öğle yemeğini bile internetten sipariş eder oldu. “Neden olmasın?” diyebilen iyimserlerden bile olsanız, bu kadarını öngörebilmek zamanında kulağa yalnızca fütüristtik bir fikir gibi gelebilirdi. Fakat bunlar artık bugünün yaşamsal gerçekliğinin ta kendisi olmuş durumda.
Eğer Ethereum ve benzeri blok zinciri teknolojileri gerçek hayata başarıyla entegre olur ve farkında olmadan da olsa, insanlık bu dünyanın anaforuna kitleler halinde çekilirse; bu ekosistemlerin oluşturduğu değer de zaman içerisinde artmaya devam edebilir. Beri taraftan, her yenilik gibi Ethereum da geleceğin sis perdesini tamamen üzerinden atabilmiş değildir. Bir güvenlik açığı veya düzenleyici otoritelerin karşı tavrı, her şeyi bir anda altüst etmese bile; işleri epey zora sokar. Hepsinden ötesi, Ethereum gibi, dünyanın hala anlamaya çalıştığı genç oluşumların piyasa fiyatındaki olası dalgalanmaların boyutları, dün olduğu gibi yarın da, dalga sörfü tutkunlarına bile parmak ısıttıracak denli kabarık olabilir.
Sizce yarınların ufku, Ethereum gibi teknolojilerin devrimsel adımlarını takip edecek mi? Bu dâhiyane buluşun dönüştürücü gücü, onu yaşamın vazgeçilmezi yapabilir mi? Hatta gelecekte evimize alacağımız akıllı buzdolabı ve çamaşır makinesinin, Ethereum’un merkezî olmayan uygulamalarından birine bağlı olarak çalışacağını düşünüyor musunuz? İşte bu sorulara cevabınız evet ise, “Ethereum alınır mı?” sorusunun cevabı da, sizin için evet olacaktır.
Ancak birikimleriniz tamamıyla asla değil ve böyle bir öneriyi, Ethereum da dâhil, hiçbir yatırım ürünü için yapabilecek tek bir ciddi araştırma yazısında bulamazsınız. Yatırım dünyasının bu geniş çeşitlilik içeren yapısı içerisinde, çeşitlendirme yapmamayı düşünmek katiyen doğru bir yaklaşım tarzı olamaz. Çünkü çeşitlendirme sizi korur; hem hayatta, hem yatırımda. Yatırım tavsiyesi değildir.

Get fast shipping, movies & more with Amazon Prime

Start free trial

Enjoy this blog? Subscribe to Endem

0 Comments