Karbon Ayak İzi
Kıymetli arkadaşlar size Karbon ayak izi nedir? bunu anlatacağım ve kısa birkaç örnek ile gözünüzde bunları canlandıracağım...
Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür ve iki ana parçadan oluşur: doğrudan (birincil) ayak izi ve dolaylı (ikincil) ayak izi. Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım (söz gelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının, ikincil ayak izi ise kullandığımız ürünlerin tüm yaşamın döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
- Araba düşük güçlü (küçük) olmalı, yürüyerek gidilebilecek mesafeler yürünerek, uygun şartlar varsa bisiklet kullanılarak kat edilmelidir. Arabayla işe gitmek mecburiyeti varsa araba paylaşılmalıdır. Aracını uygun hızda kullanılarak ve takip mesafesi korunarak gaz-fren olayından kaçınmak, önemli miktarda yakıt tasarrufu sağlar.
- Atıkların azaltılması, imalatçıların gereksiz ve tabiatta bozulmayan ambalaj malzemeleri kullanmamaları, ambalajsız tüketilebilecek ürünlerin ambalaj kullanmadan tüketilmesi, karbon ayak izini küçültür. Bitkisel ve hayvansal artıkların çöpe atılması yerine bahçede ya da belediye parklarında tabii gübre olarak kullanılması, geriye dönüşüm konusuna özen gösterilmesi, gerekli olmadıkça çok küçük miktarlarda ambalajlanmış gıda ürünlerinin tüketilmemesi yine pozitif etki eder.
- Doğal gaz yerine ısınmak için Güneş enerjisi kullanmak. Bu yolla doğal gaz faturalarındaki meblağ yılda yüzde 70 oranında azalabilir. Kaloriferlerin petek ısıları en alt düzeyde tutulmalı, binalar yeteri kadar havalandırılmalıdır. Buralarda yapılacak iyi bir ısı yalıtımı doğal gaz faturaları meblağını ve karbon ayak izini küçültmede önemli bir rol oynar.
- Elektrik için yenilenebilir enerji kullanmak, tasarruflu ampuller, buzdolapları, klima cihazlarını tercih etmek.
- Seyahatlere mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarıyla çıkmak, tatillere uçakla gitmek. Yerel otobüs, tren hizmetleri kısa mesafeler için kullanılmalıdır.
Bir şeyler satın alındığında bu ürünlerin nerelerde üretildiği ve üretimde hangi maddelerin kullanıldığı göz önüne alınmalıdır. İmalat ya da nakliyesinde yüksek emisyona sahip olan ürünlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Söz gelimi çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde musluk suyunu kullanmada herhangi bir sakınca olmamasına rağmen insanlar şişe suyu alma konusunda ısrar etmektedir. Eğer şişe üzerinde volkanik kaynaklardan geldiği konusunda bir ibare varsa uzak bir yerden ithal edildiğinden emin olunabilir. Suyun nakliyesinin karbon ayak izini daha büyük olacaktır. Bir de buna şişeleme veya geri dönüşümden kaynaklanan emisyonları eklenirse çevreye negatif etki görülür. Başka ambalajlar için de benzer durumlar olabilir. Mesela aynı hacimde iki içecek kabından biri, kullanıcıların hafifliğinden dolayı tercih ettiği alüminyumdan ise bu kabı üretmek için kullanılan enerji, aynı hacimdeki depozitosuz (tek kullanımlı) cam şişe üretimi için gereken enerjinin 20 mislidir. Şişe, çok kullanımlıysa bu oran daha da büyür. Dolayısıyla şuurlu kullanıcının cam şişeleri tercihi önerilir.
Yiyecek ve içeceklerin uzak mesafelerden gelenlerinden kaçınmalı, yerel ürünleri tüketmeye özen göstermelidir. Satın alınan yiyeceklerin hangi ülkeden geldiği etiketinde yazılıdır. Muz alınacaksa yerli muz, Dünya'nın öteki ucundan muza tercih edilmeli, uzaktan gelen bir şişe içecek yerini çok daha az yol kat etmiş ürünler alınmalıdır. Çevre açısından verilebilecek en iyi karar, mümkünse meyve ve sebzeleri kendi bahçesinde yetiştirmektir. Permakültür uygulamaları, bu konuda basit ve uygulanabilir çözümler sunar. Bir elma ağacı dikildiğinde hem birçok meyve elde edilmiş, hem de ağaçla atmosferdeki karbon miktarının azalmasına katkıda bulunulmuş olunur.
Saygılar ve Sevgiler,