ARI HASTALIK VE ZARARLILARI İLE MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Türkiye’de arıcılık yapmak iklim ve çevre faktörleri açısından her bölgemizde mümkündür. Çünkü arıların faydalanabileceği çeşitli doğal floralar bulunmaktadır.
Çam, adaçayı, pamuk, üçgül, arıotu, kekik ve ayçiçeği gibi bitkiler nektar kaynağı olmakla birlikte spesifik bal çeşitlerini oluşturmada etkilidirler.
Her yıl arıcılık faaliyetleri artış gösterse de çevresel koşullar ve bal arısı hastalıkları arıcılığın gelişmesini engelleyen faktörlerdir. Üretici teşvikini artırmak için devlet tarafından destek politikaları geliştirilmiştir.
İçindekiler
- ARILARDA HASTALIK BELİRTİLERİ NELERDİR?
- ARI HASTALIKLARI NELERDİR?
- ERGİN ARI HASTALIKLARI
- YAVRU ARI HASTALIKLARI
- ARI ZARARLILARI NELERDİR?
- ARI HASTALIKLARI NASIL ÖNLENİR?
- ARI HASTALIK VE ZARARLILARIN EKONOMİK ETKİLERİ
Arı hastalıkları tedavisi, arı hastalıkları ile mücadele yöntemleri uygulamak için arı hastalıkları belirtilerine hâkim olmalıyız. Hastalığa özgü olmakla birlikte bir kovana gittiğinizde bazı genel davranışlar arılarınızın hasta olduğunu anlamanızı sağlayacaktır.
Örneğin uçamama, sürünme, fazla vızıltı çıkarma, kovan önünde arı ölümleri, tüy dökme vb. belirtiler gördüğünüzde arılarınızı kontrol etmenizde fayda vardır.
Arı hastalıkları dört sınıfta toplanır: ergin arı hastalıkları, yavru arı hastalıkları, parazitler ve arı zararlılarıdır. Etmenler ise bakteriyel, viral, fungal, protozoon ve birçoğudur. Arı hastalıkları ile mücadele yöntemleri fiziksel, kimyasal ve biyolojiktir.
Ergin arı hastalıkları genellikle beslenme ve diğer arılarla olan ilişkiden kaynaklı bulaşır sindirim sisteminde başladığını görebiliriz.
Nosema hastalığı ergin arılarda Nosema apis ve Nosema Creane olarak görülür. Sporla çoğalan ve tüm arılarda görülebilen protozoer bir hastalıktır. Sindirim sisteminde başlayan hastalığın en yüksek yakalanma dönemleri ilkbahar ve sonbahardır.
Bazı belirtileri şunlardır: susuzluk çekme, iğneleme reflekslerinin kaybolması, dinlenme sırasında titreme, kronik dönemde huzursuzluk ve sulu dışkılamadır. Bağırsakları sporlar nedeniyle gri-beyaz renge dönerken karınları şişer, uçamazlar ve sürünme hareketi ile yürürler. Hastalığın kontrolünde en etkili yöntem fumagillin kullanımıdır.
Amip veya amoeba olarak bilinir ilkbahar aylarında görülür ve ikiye bölünerek çoğalırlar. Nosemaya benzeyen patojen bağırsaklara yerleşir. Şiddetli vızıldama, kötü kokulu sarı sulu ishal belirtiler arasında yer alır. Enfeksiyon kontrolü için bir ilaç bulunmamaktadır.
Septisemi ya da kan zehirlenmesi olarak bilinen hastalığın etmeni Pseudomonas apiseptica bakterisidir. Arının solunum (trake) sistemine girerek kana geçer. Doğada durgun sularda, bataklıklarda, nemli topraklarda ve bitkilerde bulunur. Kovanlarda ise havasız ve yüksek nemli ortamlarda oluşur.
En belirgin belirtileri kasların dejenerasyonudur ve kan renginin beyazlaşmasıdır. Antibiyotik kullanımı yasak olduğu için arılar güneşli, çiçekli ortama konmalı ve çevredeki besin kaynakları güçlendirilmelidir.
KRONİK ARI FELCİ
Kronik arı felcinin etmeni RNA’dır ve sinir sistemini olumsuz etkiler. Genellikle yaz aylarında görülen hastalıkta arıların üstlerine duman verildiği halde ses çıkarırlar ancak uçamazlar. Midelerindeki sıvılar dışarı atılamadığı için şişkin dururlar, bacakları ve kanatları devamlı titrer. Vücut renkleri koyulaşır, kılları dökülür; parlak bir görünüm alırlar. Mücadele yöntemi olarak ana arının değiştirilmesi gerekir
AKUT ARI FELCİ
Adından da anlayacağımız gibi akut arı felcinin inkübasyon süresi kısadır, yaklaşık 4 gün sürer. Kurak havalarda ve yaz aylarında artış gösteren hastalığın belirtileri arılarda kanatların titremesi, sarkması ve açık olmasıdır. Midedeki sıvılar ve bal dışarı atılamadığı için karın şişkindir, uçamazlar. Kronik arı felcinde olduğu gibi vücut yüzeyi parlak ve tüysüzdür. Akut arı felci ile mücadele yöntemi yine ana arının değiştirilmesidir.
YAVRU ARI HASTALIKLARI
Yavru arı hastalıklarını larva dönemlerinde daha sık görürüz. Larvalarda değişim ve kokulardan bir sorun olduğunu anlayabiliriz.
AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ
Amerikan yavru çürüklüğü ülkemizde ihbar zorunluluğu bulunan hastalıktır. Larvalar üzerinde etkili olan etmen sterilize olmayan koşullar, hasta-sağlıklı kolonilerin birleştirilmesi, kaynağı belirsiz bal ile beslenme bulaşıcı etkenlerdir.
Belirtileri ise kovan açıldığında ekşimsi bir koku olması, kovanda arı azalması, yavru bulunan kısımların dağınık bir görünümde olması, gözde ölen arıların yumuşak ve sulu kıvamda olması, özellikle bu gözleri temizlerken uzama görülmesi hastalığı ayırt edici kılar. Hastalığın mücadele yöntemi olarak etkili bir ilaç bulunmamaktadır. Dezenfeksiyon yapılması ve hijyen koşullarında özenli olunması önerilmiştir.
AVRUPA YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ
Avrupa yavru çürüklüğü spor oluşturmayan gram (+) bir bakteridir. Larvanın sindirim sisteminde başlayan hastalık pupa döneminde petek gözüne dışkı ile atılır ve işçi arılar tarafından sağlıklı larvalara bulaşır.
Mayıs-haziran aylarında yoğun görülen hastalığın belirtileri arasında larva renginin sarıdan kahverengiye dönmesi, petek gözünde dik durma, eriyip yapışma ve kötü bir et kokusu vardır. Koloniye genç işçi arı aktarımı yapılarak hasta larvaların dışarı atılması ve bu süreçte de ana arının yeni arılar meydana getirmemesi yapılabilecek mücadele yöntemidir.
KİREÇ HASTALIĞI
Kireç hastalığı mantar etmenli olup nemli ve ılık yerlerde yayılır. Yoğun antibiyotik kullanımı, iklim, stres, hijyen yetersizliği hastalığın nedenleri arasında yer alır. Gözle daha rahat görülen hastalıkta kirli beyazdan siyaha dönüşen ve kovanın kenarlarından başlayan küflü petekler oluşur. Ölen larvalar beyazımsı-grimsi renk alır ve sertleşirler. Hastalıklı kovanların yakılması, sağlıklı genç işçi arı takviyesi ve kovanları rutubetten korumak mücadele yöntemleridir.
TAŞ HASTALIĞI
Taş hastalığı küf mantarının sebep olduğu çok yaygın olmayan bir hastalıktır. Arılarda bağırsakta etkili olan etmen bala da geçer. Biriken toksik maddeden dolayı insanlar ve hayvanlar için de tehlikeli bir hastalıktır, bilinçli olunması gerekir. Petekler yeşil renk olur, ölen larvalar sertleşir ve mumya gibi olurlar. Mücadele yöntemine gerek yoktur hastalıklı yavruların kovandan uzaklaştırılması yeterlidir.
TULUMSU Y.Ç.
Tulumsu yavru çürüklüğü veya torba hastalığında larvalar pupa haline geçemeden ölürler. Deri değiştirme döneminde eski deri kopamadığı için iki deri arasında sıvı birikir ve bu görünüm tulumu andırır. Bu sıvıyı yiyen işçi arılara da hastalık bulaşır. Hastalık görüldüğünde ana arının değiştirilmesi, ailenin güçlendirilmesi ve özellikle aşağıdan gelecek rutubetten korumak mücadele yöntemidir.
VİRAL
Sebebi belli olmayan koloni sönmelerini anlamak, balların verim ve kalitesini kaybetmemek vb. sebeplerle son yıllarda bal arılarının viral hastalıkları tanımlamalarına ağırlık verilmiştir. Bu virüsler RNA yapılıdır. Şimdiye kadar 18 virus tespit edilebilmiştir.
ARI PARAZİTİ
Arı hastalıkları tedavisi, mücadeleden daha zordur. Arı parazitleri için de önlem alınmazsa arılarda fiziksel değişime ve gelişim bozukluklarına neden olur.
VARROA DESTRUCTOR
Varroa destructor en tehlikeli arı hastalıkları arasında yer alan parazittir. Bulaşma yolları: Kontrolsüz arı kolonisi ithali, kolonileri bilinçsiz birleştirmek, yanlış savaşım yöntemleri, bulaşık olan yerlerde zayıf karantina önlemleri yer almaktadır.
Hemolenf emerek beslenen zararlının etkileri gelişim bozukluklarıdır. Yavrularda kanatsızlık, tek kanatlılık, kısa karın ve eksik bacaklılığa sebep olur. Ayrıca erkek arılarda çiftleşme yeteneği azalırken arıların yaşam süreci de kısalır. Varroa ile mücadele ederken kovan dışına açık renkli bir karton koyup 3-7 günde bir kontrol edilmelidir. Ülkemizde çeşitli ruhsatlı ilaçlar bulunmaktadır dikkat edilmesi gereken konu arılara direnç kazandırmamaktır.
TROPİLAELAPS SPP.
Tropilaelaps spp. Ülkemizde ihbarı zorunlu olan bal arısı hastalıkları arasında yer alır. Ergin ve yavru bal arılarını etkileyen hastalık hızlı yavru ölümlerine neden olur. Viral ve bakteriyel hastalıklara da yol açar. Eksik bacak, kanat, kanatsızlık bu parazitin belirtilerindendir ve Varroa’dan daha hızlı hareket eder.
Kimyasal mücadele zorunlu değildir ana arıyı hapsetmek ve petek gözlerini temizlemek mücadele yöntemidir ancak Varroa için kullanılan akarisit ilaçlarının birçoğu da troilaelaps için geçerlidir.
ARI ZARARLILARI NELERDİR?
Arı zararlıları kovanlara, ürünlere ve arılara zarar veren canlı tehlikelerdir. Her türün fazlası zararlı olduğu gibi arılarda zararlı mücadelesi gerektiğinde yapılmalıdır.
BÜYÜK MUM GÜVESİ
Büyük mum güvesi, kabartılmış peteklerin içinde tüneller açarak zarar oluşturur. Petek gözlerini, larva, pupa kalıntılarını yerler; ayrıca siyahımsı lekeler bırakırlar ve ağ örerler. Bu yüzden petekler tekrar kullanılamaz yani ortaya ekonomik kayıp çıkar.
Ilık ve nemli ortamı seven zararlının mücadele yöntemleri fiziksel, kimyasal, kültürel ve biyolojiktir. Özellikle kimyasal mücadele hem maliyetli hem de kalıntı riski oluşturduğu için uygun değildir. Toz kükürt atılabilir, Bacillus thuringesiensis güvenin larvaları üzerine etkilidir ve avcı böceklerin denemeleri yapılmaktadır.
ARI KUŞU
Arı kuşu diğer kuş türlerine göre daha çok tehlike oluşturur. Bunun nedeni ise çiftleşme uçuşuna çıkan ana arılarla beslenmesidir. Ana arıların azalması arı nüfusunun da azalması demektir. Bazı bölgelerde ciddi tahribata yol açsa da avlanılmaları yasaktır. Kültürel mücadele yöntemleri kullanılabilir.
EŞEK ARISI
Eşek arısı genelde katil arılar olarak bilinir. Kovanların önünde bulunan ergin arıların balözünden, içine girerek yavru ve genç arılardan beslenirler. Mücadele yöntemleri arasında etçil tuzaklar olsa da en etkili yöntem yuvanın bozulmasıdır.
SARICA ARI
Sarıca arı en sık gördüğümüz arı türüdür. Bal arılarını rahatsız etme şekilleri eşek arılarından farklıdır. Eşek arıları direkt arılarla beslenirken sarıca arılar kovanlardaki bal ile beslenirler. Mücadele yöntemleri arasında ekonomik olanı tuzak yapmaktır.
AYI
Ayı zararı biraz daha ormanlık alanda görülen bir zarardır. Bildiğimiz gibi genelde kovanları parçalarlar, zarar verirler ve içindeki balı, larvaları yerler.
KÜÇÜK KOVAN BÖCEĞİ
Son yıllarda dünya için büyük tehdit oluşturan küçük kovan böceği (KKB) henüz ülkemizde gözlemlenmemiştir. Bu nedenle özellikle ithalata çok dikkat edilmelidir ve arıcılık ile uğraşanlar bilinçlendirilmelidir. Kovandaki çatlaklara ve gözlere yumurta bırakan zararlı larva, pupa, stok yiyecekleri tüketir.
Ergin böcek ve larva dışkılaması balın fermente olmasına, petek dışına akmasına ve kötü bir koku oluşmasına neden olur. Tedavi yöntemi hem toprağa hem de kovana yönelik olmalıdır çünkü birden fazla üreme döngüsüne sahiptir.
ARI HASTALIKLARI NASIL ÖNLENİR?
Arı hastalıkları incelendiğinde pek çok hastalığın ilk defa yurtdışında görüldüğünü fark ederiz. Hâlâ bazı hastalıklara karşı ülkemiz temizdir. Bu yüzden ithal kovanların sağlıklı olduğu kanıtlanmalıdır.
Herhangi bir hastalık riski varsa karantina kurallarına uyulmalıdır. Mecburi ihbarı olan hastalıklara rastladığımızda mutlaka ihbar edilmelidir. Kovan birleştirmeleri kontrolsüz yapılmamalıdır.
Piyasada arı hastalıklarında kullanılan ilaçlar bulunmaktadır ancak ülkemizde antibiyotik kullanımı yasaktır. Hijyen koşullarına dikkat edilmelidir, çevre koşullarının ve pestisit kullanımının arıları hasta edebileceği göz ardı edilmemelidir ve bu sebeple arılar iyi gözlemlenmelidir.
ARI HASTALIK VE ZARARLILARIN EKONOMİK ETKİLERİ
Arı yetiştiriciliğine az sermaye ile başlayıp ilerletmek diğer tarımsal faaliyetlere göre daha kolaydır. Gerek iklim gerek floralar açısından çok iyi bir konuma sahip olan ülkemizde kovan başına verim düşüktür. Arı hastalık ve zararlıları bal verimini, koloni sayılarını, diğer arı ürünlerinin miktarını ciddi oranda düşürür bu sebeple ortaya büyük ekonomik zararlar çıkar.
Ekonomik etkilerini en aza indirdiğimiz takdirde baldan, polenden, balmumundan, arı sütünden, arı zehrinden yüksek gelirler elde etmek mümkündür. Arı hastalıkları tedavisi için uygun dozu aşan ilaçlar kalıntı riski oluşturur ve özellikle ihraç edilen ürünler bu yüzden geri dönebilir.
Ekonomik anlamda zarardan korunmak için en temel gereklilik bilinçli arıcılık yapmak, bal arısı hastalıkları ile ilgili araştırmalar yapmak, hangi arı zararlıları olduğunu bilmek ve doğru gözlemleyip uygun arı hastalıkları ile mücadele yöntemleri uygulamaktır.
Sonuç olarak arılar doğal dengenin ve insanlığın önemli bir parçasıdır. Arıcılık dikkatli ve bilinçli yapıldığında geliri iyi bir geçim kaynağıdır. Arı hastalıkları ve tedavisi bu sebeple önemli bir konudur.
Her ne kadar özen gösterilse de arılar hastalık ve zararlıyla karşı karşıya kalacaktır bu tür durumlarda aslında arıların kendi mücadele yöntemleri kimyasallara başvurmaktan daha iyidir. Ana arı değişimi, güçlü aileler kullanmak, genç işçi arıların hastalık temizlemesi vb. yöntemler onların doğal mücadelesidir.
Bunun yanında vitamin ve mineral içeren şeker şurupları hazırlamak, çevre koşullarına dikkat etmek, zorunlu durumlarda uygun doz ilaç kullanmak sağlıklı kovan yetiştiriciliği için insanların mücadele yöntemleridir. Bu sayede hem sağlıklı kovanlara sahip olunur hem de sağlıklı ürünler elde edilir.