İslam Zannedilen 17 Şamanist Davranış
Kökeni Orta Asya'ya dayanan Türk ırkının yüzyıllar geçse de başından geçen her türlü dini, fiziki, coğrafi değişikliğe rağmen farkında bile olmadan gündelik hayatında hâlâ gerçekleştirdiği Şamanizm'e dayanan adetleri vardır.
Birazdan okuyacağınız belki de her gün yaptığınız davranışlar aslında Şamanizm'e dayanmakta. Nedir bunlar?
1) Nazar Boncuğu İnanışı
Anadolu'da nazar inanışı halk arasında çok yaygındır bazı kimselerin bakışlarıyla kötü enerji yaydığına ve karşısındakini etkilediğine inanılır.Nazar değmesini kem gözlerden gelen etkiyi önlemek için nazar boncuğu takılır ve bu nesneye gereksiz bir anlam yüklenir. İslamla alakası yoktur hatta bazı Araplar nazar boncuğunu günah saymaktadır.
2) Gidenin Arkasından Su Dökmek
Bir diğer adetimizde yolculuğa uğurladığımız insanların arkasından su dökmektir. Bu hareket su gibi git su gibi gel anlamına gelir ve bu adet Şamanlar arasında değerli bir içkinin bir kısmının tanrılar için yere dökülmesiyle başlamış ardından ölen kişi için yere bir miktar su dökülmesine dönüşmüştür.
Onun ruhunun geri gelmesi için. Zamanla birkaç değişikliğe uğrayarak bugün sahip olduğumuz yolculuğa çıkanın ardından su dökülmesi adeti haline gelmiştir.3) Su İçerken Başı Tutmak
Şamanizm'den bize kalan su ile ilgili diğer bir gelenekte, su içerken başı tutmaktır. Su içerken insanın aklının başından çıkacağına inanan Şamanlar başlarını tutardı. Bu gelenek tıpkı diğerleri gibi günümüzde yaşatılmaya devam edilmektedir.
4) Kurşun Dökme
Kurşun dökme kötü ruhlardan birinin çaldığı şansı geri döndürmek için yapılan sihir kökenli bir ayindi. Şamanizm'de kurşun dökmeye "kut dökme" denilirdi.5) Tahtaya Vurmak
İstenmeyen bir şey duyulduğunda kulağı çekip tahtaya vurma adeti Şamanizm'den gelmektedir. Ormanda ağaçlık alanlarda kötü ruhların yaşadığı sanıldığından bu ruhlarında tahtalara sindiği varsayılırdı. İşte bunları kaçırmak için tahtaya vurma alışkanlığı gelişti.
6) 40 Sayısı
Şamanizm'e göre ruh fiziki bedeni 40 gün sonra terk eder. Bu yüzden bir kişinin ölümünün ardından 40. Günde toplanılıp ruhu rahat etsin ve eve başka ruhlar doluşmasın diye ayinler yapılır ve yas tutulurdu.Türk destanlarında da 40 sayısına çok fazla rastlanılır ve ölünün 40'ı çıkması olgusu ya da yeni doğan bebeğin doğumunun 40. Gününde yıkayarak kırklamak olgusu buradan gelmektedir.
7) Mevlit Okutmak
Şüphesiz ki en belirgin olanlarından bir tanesi de bazı dini ritüellerin bir müziksel akışa veya melodiye sahip olmasıdır. İslam dininde Arapların yaşantısında olmamak üzere Kur'an-ın müzikle okunması adeti yoktur.
Türkler, Müslüman olduktan sonra dini ayinlerinde çalgı kullanan şamanların bu adetini devam ettirmiştir. Mevlit okumak olarak bildiğimiz şey 1409-1410 yıllarında Süleyman Çelebi'nin Allah ve Peygambere olan sevgisini anlattığı 'mevlit' isimli şiirinin melodiye dökülmüş halidir.
8) Köpek Ulumasının Uğursuz Sayılması
Şamanlar köpek ulumasının ölümü haber verdiğine ve ulumayı duyan kişinin hayatının tehlikede olduğunu düşünürdü. Bu inanış hâlâ köpek ulumasının uğursuz sayılması şeklinde devam etmektedir.
9) Gece Tırnak Kesmemek
Şamanizm'e göre insanın canı yani ruhu, kemikte ve kanda bulunurdu. Bu yüzden geceleri tırnak kesildiğinde o tırnağın kötü niyetli iblislerin eline geçmesinden ve bu yüzden insanın canına zarar gelmesinden korkarlardı.
10) Ağaca Çaput Bağlayarak Dilek Dileme
Dilek tutmak Şamanizm kökenli bir davranıştır. Şamanlar ağaçları yaşamın sembolü olarak gördüklerinden ve yaşam üzerinde muazzam etkileri olduğunu düşündüklerinden dolayı belirli ağaçlara küçük kumaş parçalarını bağladıklarında o an tuttukları dileğin gerçekleşeceğine inanırlardı.
Bu inanış Türklerin İslamiyet'e geçişinden sonra tamamen terk edilmemiş ve dilek tutmak için ağaçlara, kayalara ve türbelere çaput bağlama adeti şeklinde sürdürülmüştür.