Puşkin ve Lermontov Üzerine
Aleksandr Puşkin. Rus edebiyatının belki de gelmiş geçmiş en büyük yazarı/şairi. Puşkin bir düelloda öldüğü zaman halkın duyduğu yas çok büyüktür. Yaşadığı dönem Rus edebiyatının Altın Çağı olarak nitelendirilmektedir. Romantizmin büyük bir temsilcisi olup, aynı zamanda da gerçekçilik akımının da bir temsilcisidir. Puşkin'in hayatı siyasal olarak inişli çıkışlı bir halde geçmiştir. Sürgün edilmiş, geri gelmiş ve eserlerini vermeye devam etmiştir. Puşkin'in Portresi
Puşkin'in etkilediği şair/yazarlardan bir tanesi de Lermontov'dur. Lermontov da Puşkin'in kaderini paylaşıp bir düello sonucu hayatını kaybetmiştir. Hem de 27 yaşındayken. Ancak bu onun sayısız şiir, tiyatro ve kitap ortaya çıkarmasına engel olmamıştır. Lermontov'un Puşkin'in ölümü sonrası kaleme aldığı "Şairin Ölümü" şiiri belki onun Puşkin'den ne kadar etkilendiğini ortaya koymaktadır.
Şairin ölümü
İntikam, çar, intikam!
Kapanıyorum ayaklarına
adil ol ve katili cezalandır
Ki onun idamı gelecek çağlara
senin haklı yargını duyursun
ve caniler örnek bulsun onda.
Şair öldü! – kuluydu namusun.-
Düştü, karalanmış, söylentilerle.
Düştü intikam özlemiyle,göğsünde bir kurşun
eğerek gururlu başını yere!
Utancını değersiz tahkirlerin
taşıyamazdı şairin kalbi
o başkaldırdı yargısına sosyetenin
ve öldürüldü! Yapayalnız, önceki gibi..
Öldürüldü! Neye yarar şimdi gözyaşları..
Neye yarar boş övgülerin gereksiz korosu..
Neye yarar zavallı özür mırıltıları..
Kader oynadı oyununu!
İlkin kinle kovan siz değil miydiniz
onun özgür ve cesur yeteneğini;
ve eglenmek için körüklediniz
bir yangını ki belli belirsizdi..
Daha ne? Eğlenin.. Son ıstıraplara
dayanmaya artık gücü yetmezdi!
Söndü bir meşale gibi eşsiz deha
soldu alnındaki zafer çelengi..
Kurtuluş yok,soğukkanlılıkla
katil indirdi vuruşu.
Titremedi elindeki tabanca
yüreği sanki donmuştu..
Şaşacak ne var? Uzaktan onu
o benzeyeni yüclerce kaçağa
fırlatmıştı bize kaderin buyruğu
talih ve rütbe avına..
Gülerek, küstahça aşağlıyordu
yabancı bir toprağın göreneklerini
o bizim şanımızı esirgeyemezdi
ve bu kanlı an düşünemezdi
elini neye kaldırdıgını !
Şair öldü ve girdi toprağa
O ünsüz, tatlı türkücü gibi
sağır bir kıskançlığın kurbanı.
Onu eşsiz bir güçle betimlemişti
acımasız bir elin yere serdiği
o yazgı yoldaşı ozanı..
Bırakarak barışçıl erinçleri ve saf bir dostluğu
özgür yüreğin ve ateşli tutkuların boğulduğu
bu kıskanc dünyaya niçin geldi?
Niçin verdi elini değersiz kara çalıcılara?
Niçin inandı yalan sözlere ve okşayışlara?
O ki genc yasından beri insanları bilirdi..
Çıkarıp ilk çelengi alnından
dikenli ve denfeden bir çelenk taktılar ona,
ve gizli iğneler dalların altından
battılar şanlı alnına..
Ve ağulandı son anları da
sinsi fısıltısıyla alaycı cahillerin.
Ve öldü o -boşuna bir intikam susuzluğuyla-
ve gizli üzgüsüyle kırılmış ümitlerin..
Sesleri o eşsiz şarkıların dindi
bir daha duyulmamacasına.
Dar ve sevimsiz sığnağında simdi
Susuyor şair , bir mühür ağzında..
Ve sizler, kibirli çocukları
bilinen alçaklıkla ün salmış ataların!
Köle topuklarıyla çiğneyen yıkıntılarını
bahtın oyunuyla incinmiş soyların!
Özgürlük,defa ve şan cellatları!
Tahtın yanındaki açgözü yığın!
Susturun gerçeği ve yargıyı
gizlenin örtüsü altına yaslanın!
Fakat ey ahlaksızlar,tanrısal bir yargı
ve müthiş bir yargıç bekliyor sizleri!
O’nu kandıramaz altın şıkırtısı
O bilir önceden her şeyi.
O zaman boşa gidecek ama
kötülemeler, basvuracağınız!
Ve tüm kara kanınızla, şairin
haklı kanını yıkayamayacaksınız!..
(1873)
Mihail Lermontov'un en çok bilinen eseri ise Zamanımızın Bir Kahramanı'dır. Birkaç sene önce okuma fırsatını bulduğum bu kitabı ise tavsiye ederim, özellikle Rus Edebiyatına düşkünseniz. Kendime dair bir çok şey bulduğum bir kitaptı.
Yaşamak isterdim Puşkin'i, Lermontov'u kurtarmak için
Yaşamak isterdim kaygısızca ve huzurla
Zamanların içinde kaybolmuş ruhların anısına
Geçmişin suskunluğunda
Kavakların kapladığı mavi göğe karşı
Bırakmak isterdim kendimi
Duyguların sonsuz uçurumuna