GULYABANİ

Gökyüzü, kara bulutlarla kaplıydı ve rüzgar, ağaç dallarını uğultusuyla sallıyordu. Anadolu'nun derin ormanlarında, bu karanlık gecelerde dolaşan esrarengiz bir varlık vardı: Gulyabani. Geceyi seven, karanlığın içinde kaybolan ve insanların korkulu rüyalarına giren bu ruh, adeta bir kabustan farksızdı.
Hikaye, bir köyde yaşayan genç bir çobanın, Ahmet'in başına gelen korkunç olayla başlar. Ahmet, sürüsünü güvenli bir şekilde otlatmak için her gece dağlara çıkardı. Fakat bir gece, gökyüzü tamamen kara bulutlarla örtülüydü ve rüzgarın uğultusu çobanın etrafında dans ediyordu.

Ahmet, sürüsünü otlatırken garip sesler duymaya başladı. Derin ve tüyler ürpertici bir gülüş, rüzgarla birlikte kulaklarına doluyordu. Ancak etrafında hiç kimse yoktu. Ahmet, hissettiği endişeyle sürüsünü toplamaya karar verdi. Ancak her adım attığında, gizemli gülüş daha da yaklaşıyordu.
Birdenbire, ormanın içinden karanlık bir siluet belirdi. Gulyabani'nin gözleri parlıyordu ve tuhaf bir ışıkla çevrelenmişti. Ahmet, korkuyla geri çekildi, ancak Gulyabani adım adım yaklaşıyordu. Varlık konuştu, sesi tıpkı rüzgarın uğultusu gibiydi.

"Gel, genç çoban. Seninle konuşmamız gereken önemli şeyler var," dedi Gulyabani.

Ahmet, ne yapacağını bilemez bir halde Gulyabani'nin peşinden gitmeye karar verdi. Gulyabani, ona geçmişin sırlarını, ormanın derinliklerindeki eski bir türküyü ve insanların unuttuğu eski bir tanrıyı anlattı. Ancak, bu bilgilerin karşılığında, Ahmet'ten bir şey istedi.
"Gizemleri paylaşabilirim, ancak sen de bana bir şeyler vereceksin. Bir parça ruhunu," dedi Gulyabani gülerek.

Ahmet, korku içinde, Gulyabani'nin talebini kabul etti. Anlaşma yapıldığında, Gulyabani ortadan kayboldu ve Ahmet, yaşadığı kabus gibi anılarla geri döndü.

Ancak o günden sonra, Ahmet'in gözleri değişti. Geceleri, Gulyabani gibi dolaşmaya başladı ve köylüler arasında bir efsane haline geldi. Onun karanlık gücü, köyüne korku saldı ve insanlar geceleyin dışarı çıkmaktan korkar hale geldi.

Ahmet, Gulyabani'nin esiri olmuştu ve bir zamanlar sakin olan köy, karanlık bir gölge altında titremeye başlamıştı. Gulyabani'nin hikayesi, o günden sonra, köylüler arasında anlatılan bir korku efsanesi haline geldi, hâlâ dolaşan bir hayaletin ve geçmişin sırlarının izlerini taşıyan karanlık bir masal.

Kaynaklar :
Şehnâme'de Rüstem'in dev'i kementle yakalaması
Hüseyin rahmi gürpınar Romanı