Lady Godiva
11.yüzyılda İngiltere Coventry’de hüküm süren Lord Leofric halkına çok ağır vergiler uyguluyordu. Zaten kazandıkları üç kuruşu da Lord’un ellerine bırakmaktan usanan halk, isyan etme noktasına gelmişti. Ancak Lord bunu umursamıyordu.
Eğer isyan çıkarsa çözümü basitti, kanlı bir yöntem ile halkın sessizce evlerine kapanmasını sağlayabilirdi. Herkes evlerinde açlıkla mücadele ederken, Lord kalesinde midesini tıka basa doldurabilirdi. İşlerin bu noktaya gelmesini istemeyen Lord’un eşi Lady Godiva halkın bu ağır vergilerden kurtulmasını istiyordu. Bu yüzden de kocasına sürekli bu konuyu açıyordu. Lord artık sürekli vergi meselesi konuşmaktan sıkılmıştı. Sonunda Lord Leofric eşine akıl almaz bir teklif yaptı. Bu teklife göre Lady, çıplak bir şekilde, hem de at üstünde şehri boydan boya geçecekti. Lord, eşinin bu teklifi kabul etmeyeceğini düşündü. Böylece eşinin vergi konusundaki baskılarından da kurtulacaktı.
O dönemde kadın saçlarının gözükmesi bile büyük ayıp kabul edilirken, Lady vücudunu sadece uzun saçlarıyla örtebilecekti. Halkı için her şeyi göze alan Lady Godiva bu teklifi kabul etti.. Ağır başlı bir şekilde atının üzerine bindi...
Uzun saçlarıyla bedenini örttü. Kendinden emindi. Bu küçük düşürücü gibi gözükse de onurlu bir yolculuk olacaktı. Zalimliğin karşısında, ezilenin yanında olmak için tüm çıplaklığı ile şehre doğru yola çıktı Lady Godiva...
Ancak halk, Lady’nin kendileri için yapmak üzere olduğu şeyi duymuştu. Lady’nin onurlu yürüyüşüne leke sürmemek için herkes evine kapandı. Satıcılar dükkanlarını kapattılar. Herkes pencerelerini iyice örttü...
Sokaklar bomboş kaldı. Godiva sokaktan geçerken sessizlik hakimdi. Sanki tüm şehir terk edilmiş gibidir. Lord Loefric tüm bunların sonunda eşini dinlemeyi ve vergileri indirmeyi kabul etti. Godiva ise bir kararlılık ve cesaret sembolü haline geldi.
1891 yılında ise Fransız ressam Jules Joseph Lefebvre, Lady Godiva’nın at üstünde şehri geçme anını resmeder. Beyaz atının üzerinde, saçları ve elleri ile bedenini kapatarak yolculuk eden Lady sanki ağlıyor gibidir.
Ancak yapmak zorunda olduğu şey için değil de halkın bu yaşananlar karşısında aldığı karar karşısında duygulanmış ve gururlanmıştır. Ressam olayın şaşkınlığını, Lady’nin hizmetçisinin omuzlarına yüklemiş.
Şaşkın hizmetçi, Lady’e eşlik ederken boş sokaklar karşısında tepkisiz kalamamış. Lady’nin bu yolculuğunda tek yoldaşı da bu kadın değil. Umudun, barışın ve kutsal ruhun sembolü olan beyaz güvercinler de bu onur yürüyüşünde Lady’e şarkılarıyla eşlik ediyorlar...
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sanatla ve sevgiyle kalın...