Hayat Güzeldir ( La Vita A Bella ) Film Analizi

9mSy...8ERX

24 Jan 2024

117

Açgözlülük insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefretle kuşattı,hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve kanın içine sürükledi.”diyordu Chaplin The Great Dictator filminde.

İtalyan yönetmen, oyuncu ve senarist Roberto Benigni’nin 1997 yapımı bu filmi dram ve komedinin muhteşem bir karışımı adeta. 2.Dünya Savaşı sırasındaki holokostu ve öncesini konu olan bu hikâyede dönemin koşulları ve siyasi atmosferi komedi ile harmanlanarak seyirciye aktarılıyor. Arezzo’dan gelen genç İtalyan Yahudi’siGuido Orefice (Roberto Benigni) oteldegarson olarak çalışmak için şef garson olan amcası Eliseo’nun (Horst Buchholz) yanına yerleşir. Böylece hikâyemiz başlar. Guido’nun bitmek bilmeyen enerjisi, sempatikliği ve neşesi ilk dakikalardan itibaren seyircinin Guido karakterine ısınmasını ve kendindenbir şeyler bulmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra biraz arka planda kalmış olsa da Benigni alman filozof Schopenhauer’dan alıntılar yaparak Schopenhauer felsefesini yine mizahi bir dille seyirciye yansıtıyor. Filmin müzik seçimleri konusunda çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Nicola Piovani besteleriyle filmin sıcaklığını seyirciye hissettiriyor. Tabiki de opera sahnesinde Offenbach’in muhteşem eseri Barcarolleyide es geçmemek lazım.

Hikâyemize geridönecek olursak kahramanımızGuido şehirdeki ilkokulda öğretmenlik yapan Dora’ya âşık olur ( Nicoletta Braschi ) ve ikili Dora’nın düğününde kaçarlar. Daha sonra evlenirler ve bu evlilikten Giosue (Giorgio Cantarini) adında bir çocukları olur. 2.Dünya Savaşının çıkmasının ardından İtalyan Yahudilere olan baskılar artar savaşın ve ırkçılığın iğrenç yüzü ortaya çıkar. Bir kitapçı dükkânı olan Guido’nun dükkânı işaretlenir, zorla başka işlerde çalıştırılır ve psikolojik işkence yapılır. Guido bir baba olarak oğlunun bu olaylardan etkilenmemesi için her zaman olayları komik bir hale getirerek oğlunayansıtır. Daha sonra savaşın şiddetinin artmasıyla Yahudiler için toplama ve çalışma kampları yapılır. Guido oğlu ve amcası bu çalışma kampına götürülür. Dora da kendi isteğiyle trene binerek ailesinin yanına çalışma kampına gönderilir. Bu süre zarfına kadar olan filmin komedi kısmı biraz kısılarak drama geçiş yapılıyor. Guido tüm olaylardan habersiz olan oğluna tüm her şeyin bir oyun olduğunu bu oyunu kendisinin düzenlediğini oyun sonunda ödül olarak bir tank kazanacaklarını söyler. Çalışma kampında geçirdikleri süre boyunca oğlunun olanları anlamaması için büyük çaba gösteren Guido bir babanın oğlu için yapacağı fedakârlıkları seyircinin adeta yüzüne çarparak gösteriyor. Konusu genel olarak bu şekilde olan filmin oyuncu seçimi konusunda çok başarılı olduğunu söylemeliyim.

Benigni zaten oynadığı rollere kendi kişiliğini doğrudan aktardığı için Guido karakteriyle kucaklaşmış olduğunu söylemek mümkün. Benigni’nin filmlerinde görmeye alışık olduğumuz gerçek hayat tada hayat arkadaşı olan Nicoletta Braschi Dona karakteriyle anne şefkatini ve aşkı seyirciye duygusal bir şekilde yansıtıyor. Yine küçük yaşına rağmen Giorgio Cantarinininde mükemmel bir iş çıkardığını söylemeliyim. Film içinde kullanılan dekorlar ve yer seçimleri sizi o yıllara götürerek aynı duyguları yaşamanızı sağlıyor. Özgün bir senaryoya sahip olan film komedi ve dram ölçüsünü iyi ayarladığı için türlerine göre diğer filmlerden ayrılıyor. Tüm bunları bir bütün; olarak ele aldığımızda orijinal adıyla “La vita e bella” sinema tarihine adını yazdırmayı başarmış gözüküyor.