Kars kalesi
Ani Harabeleri’nden sonra Kars’ta turizmin gözbebeği diyebileceğimiz, tüm heybetiyle şehrin simgesi olan Kars Kalesi tarihi, kimi araştırmacılara göre M.Ö 8. yüzyıla kadar uzanır.
Kars’ta muhakkak görülmesi gereken tarihi ve turistik yerler listesinin ilk sıralarında yer alan Kars Kalesi ziyaret etmeye karar verdiğinizde, Taş Köprüyü ve Kümbet Camii’ni de Kars’ta gezilecek tarihi yerler listenize dahil etmiş olursunuz. Eski kent merkezi, bugünkü ismiyle Kaleiçi mahallesine gittiğinizde Kars nehrinin üzerine kurulu tarihi Taş Köprü bir yanınızda, etkileyici mimarisi ile Kümbet Camii bir yanınızda kalır. Kars Kalesi ise tüm ihtişamıyla, tam karşınızda olacaktır.
Her ne kadar kış turizmiyle öne çıkmış olsa da, Kars, dört mevsim ziyaret edebileceğiniz, tarihi ve kültürel dokusuyla kendine hayran bırakan bir şehir. Kışın Kars Kalesi’nden, karın örttüğü kenti, hele ki akşam ışıkları yandıktan sonra izlemek, seyrine doyum olmaz manzaralardan. Baharda çoşan yemyeşil doğasının içinde kalenin görünüşü, gürül gürül akan nehrin üzerindeki Taş Köprünün güzelliği tablo gibidir. Kars Kalesi’nden Kars, her mevsim ayrı bir güzel görünür.
Köprüyü, Kümbet Camii’ni, Kaleiçi’ni dolaştıktan ve muhteşem fotoğraflar çektikten sonra Kaleye çıkmak için ufak bir tırmanış yapmanız gerekir. Kaleyi aynı zamanda bir tür tarihi seyir terası olarak düşünebilirsiniz, tüm Kars adeta ayaklarınızın altına serilir. Manzaranın tadını demli çay eşliğinde çıkarmak isteyenlere yukarıda bir çay bahçesi olduğunu müjdelemiş olalım. Kaleyi dolaşmadan önce burada dinlenebilirsiniz ya da önce kaleyi gezip sonra uzun uzun şehri izleyebilirsiniz.
Kars Kalesi Tarihçesi
Kars Kalesi, Ani Harabeleri ile birlikte antik sit alanı içinde yer alır. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Kültür Portalı kaleler ve surlar listesine dahil edilmiştir.
İlk defa Urartular tarafından inşa edildiği tahmin edilen kalenin Saltuklular, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından onarıldığı, eklemeler yapılarak birkaç defa inşa edildiği bilinmektedir. Kalenin kitabesinde yer alan bilgiye göre, 1152 yılında Anadolu Selçuklu sultanı Meliki İzzeddin Keykavus’un emri ile veziri Firuz Akay tarafından yaptırılmıştır. 1386 yılında Moğol istilası sırasında Timur tarafından yerle bir edilen kale, 1579 yılında Osmanlı padişahı III. Murat’ın emriyle Lala Mustafa Paşa tarafından yeniden inşa edilir ve kalenin kitabesi surların kapısına koydurulur.
Urartular döneminde kurulan, Selçuklular döneminde genişletildiği düşünülen Kars Kalesi, Timur tarafından neredeyse tamamen yok edilmeden önce, kitabesindeki bilgilere göre 27 km uzunluğundaki surlardan, 220 burçtan ve 4 kapıdan oluşan tüm şehri çevreleyen bir kaleydi. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Bagratlı Krallığına ve Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti’ne başkent olmuş olan Kars, büyük savaşlar görmüştür ve Kars Kalesi yüzyıllar boyunca fethetmesi güç kalelerden biri olarak anılmıştır. Öyle ki, 12 yüzyılda hastane olarak kullanılan Ejderha Kulesi, savaşta yaralanan askerlerin tedavi edildiği, Anadolu’nun en eski hastanelerinden biridir.
Kalenin Manevi Sahibi Celal Baba Türbesi
Kıpçak Gürcü savaşında, kalenin müdafaasında bulunan ve rivayete göre kesilen başını koltuğunun altına alıp kılıç sallamaya devam eden Kahraman Celal Baba, türbenin olduğu yerde şehit düşer ve oraya gömülür. Kaleyi ziyaret edenleri, tepede karşılayan Celal Baba türbesi, yakın zamanda Kars belediye tarafından onarılmış ve ziyaret açılmıştır.
Sultan Abdülhamit Tarafından Gönderilen Top
Kafkaslara açılan kapının, kuşatılması zor kalesini savunmada kullanılsın diye I. Abdülhamit tarafından gönderilen top, kalenin ziyaret edilen tarihi miraslarından bir başkası.
Kars Kalesini Gezmeye Ne Zaman Gitmeli?
Kars kalesi efsanesine göre, bu kaleye çıkan kişi 7 sene Kars’ta kalırmış. Bir başka versiyonunda ise kaleye çıkıp da Kars vadisi seyreden kişi muhakkak Kars’a bir daha gelirmiş. Her mevsim başka bir güzelliği olan Kars Kalesi, dört mevsim gezilebilir.
Su Kapısı, Kağızman Kapısı, Behram Kapısı olmak üzere üç büyük kapıdan oluşan kaleyi gezmeye Kaleiçi mahallesinden başlarsanız tırmanmanız gerekir yada kalenin tepesine ulaşan yoldan araçla da çıkabilirsiniz.
Merkez kale, Kaleiçi’nin çevresini kısmen saran surlarla birlikte bugün yaklaşık üç kilometre kadar bir alana uzanır. Kalenin 7 burcu ve kapıları, kesme bazalt taştan örülmüş duvarları, yılın her vakti görülmeye değer güzelliktedir.